Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1163 E. 2020/428 K. 08.09.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2018/1163 Esas
KARAR NO: 2020/428
DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 11/10/2018
KARAR TARİHİ: 08/09/2020
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirket tarafından davalı şirket ile arasında ——– tarihinde ——- kapsamında ——– yıkılıp yeniden yapılması ilgili olarak —— tarihinde —— huzurunda kat maliklerinin tümünün katılımıyla taraflar arasında yapılan sözleşmenin, müvekkili şirketin aracı olduğu bu işle ilgili hizmet bedeli olarak ———-anlaşılmış olduğunu, gayrimenkul danışmalığı hizmeti bedeli için davalı tarafça——- tarihinde —— nolu —– tutarlı çek ve ——– banka havalesiyle ödeme yapılmış olduğunu, davalı tarafa hizmet bedeline istinaden——- numaralı —- numaralı —– fatura iade tahhütlü gönderilmesine rağmen kötü niyetli ——- numaralı —– teslim alınarak takip konusu —– numaralı ——— fatura iade edilmiş olduğunu, ancak davalı yan tarafından hizmet tam ve eksiksiz alınmış olmasına ve kendisinden fatura alacağı talep edilmiş olmasına rağmen gerekli ödemelerin yapılmamış olduğunu, bunun üzerine davalı borçlu aleyhine, ———– Sayılı Dosyası ile icra takibi başlatılmış olduğunu, davalı şirketin takibin asıl ve ferilerinin tamamına borcu olmadığı gerekçesiyle kötü niyetli olarak itiraz etmiş ve takibin durmuş olduğunu, davalının itirazı yalnızca müvekkilimin hakkı olan ödemeyi geciktirmeye ve takibi durdurmaya yönelik olup, hukuki dayanaktan yoksun ve kötü niyetli olduğunu, bu sebeple yapılacak yargılama sonucunda kötü niyetli davalı şirketin aleyhine %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketin, davacı şirkete borcu bulunmamakta olduğunu, bu sebeple müvekkili şirkete gönderilen faturaların, ticari defterlere işlenmeksizin davacı şirkete iade edilmiş olduğunu, müvekkili şirketin faturaları iade etmesinin zımni bir itiraz niteliğinde olduğunu taraflar arası bir mutabakat söz konusu olmadığını, müvekkili şirketin, davacı şirkete borçlu olup olmadığı hususu yargılamayı gerektirmekte olduğunu, takibe dayalı borcu kabul etmemekle beraber, bir an için müvekkil şirketin davacı şirkete borcu olduğu düşünülse dahi, icra takibinden önce temerrüt söz konusu olmadığından fatura tarihinden itibaren asıl alacağa faiz işletilmesinin yasaya aykırı olduğunu, somut olayda müvekkiline gönderilmiş bir borç ihtarı bulunmadığından müvekkilini temerrütünden bahsedilemeyeceğini, ancak davacı tarafın fatura tarihi olan —— tarihinden takip tarihi —— tarihine kadar ——- temerrüt faizi talep etmiş olduğunu, bu hususun yasaya aykırılık teşkil etmekte olduğunu, yerleşik Yargıtay içtihatlarınca içeriği itiraza uğramış fatura alacağının likit olmayan alacaklardan sayılmış olduğunu, takibe konu faturaların müvekkil şirket defterlerine işlenmemiş olduğunu, davacı tarafa iade edilmiş ve böylece faturalara örtülü şekilde itiraz edilmiş olduğunu belirterek; haksız ve hukuka aykırı davanın reddine, davacı tarafın %20’den az olmamak üzere tazminata mahkum edilmesine, yargılama giderleri ve ücreti vekaletin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE: Dava hukuki niteliği itibariyle, İİK 67. Maddesi kapsamında açılan itirazın iptali davasıdır.
Davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan usul hükümleri kapsamında yazılı yargılama usulüne tabi olarak hazırlanan tensibe istinaden yargılamaya yazılı yargılama usul hükümleri uygulanmak suretiyle başlanıldığı ve tahkikatın bu şekilde devam ettirildiği, ———– 58. Maddesi ile değişen 6102 sayılı yasanın 4. Maddesi ile huzurdaki davanın basit yargılama usulüne tabi olduğu değerlendirilerek yargılamaya basit yargılama usulüne göre devam edilmesine karar verilmiş ve dava sonuçlandırılmıştır.
İcra dosyası celp edilmiş, taraflarca dosyaya sunulan diğer deliller ile birlikte incelenmiştir.
İtirazın iptali istemine konu ————- sayılı dosyasının incelenmesinde; davacı alacaklı tarafından davalı borçlu aleyhine ——– asıl alacak,—— işlemiş faiz olmak üzere toplam —– alacağın tahsili için ——- tarihinde ilamsız icra takibi başlatıldığı, davalı borçlunun süresi içerisinde yapmış olduğu itiraz üzerine takibin durduğu ve davanın hak düşürücü süre içeresinde açıldığı anlaşılmıştır.
İcra takibine dayanak fatura konusu ——– tarihli protokol incelendiğinde; davanın taraflara arasında kentsel dönüşüm kapsamında ———- yeniden yapılması ile ilgili olarak —-tarihinde noter huzurunda kat maliklerinin tümünün katılımıyla taraflar arasında sözleşmenin tamamlandığı ve aracı olunan iş ile ilgili hizmet bedeli olarak ——- miktar üzerinden anlaşıldığı görülmüştür.
Delil olarak bildirilen — tarihli referans mektubu isimli ve davalı şirketin kaşe ve çalışanın imzası bulunan belgede söz konusu sözleşme kapsamında işin davacı tarafından yapıldığı hususu kabul edilmiş olduğu görülmüştür.
Söz konusu referans mektubu üzerindeki imzanın davalı şirket yetkilisine ait olup olmadığı hususunda ——-dosya içerisine alınarak incelenmiş; imza tarihi itibariyle referans mektubu üzerindeki isim ve imzası bulanan ——- şirketin imza yetkilisi olmadığı, şirketin imza yetkilerinin———— olduğu, her ikisine müştereken imza yetkisiyle şirketi birlikte temsil etmeye yetkilendirildiği görülmüş, bunun üzerine ön inceleme duruşmasında davacı tarafından sunulan bu belgenin altındaki imzanın sahibi olarak ——— şirket yetkilisi olup olmadığı hususunda davalı şirket yetkililerinin isticvabına karar verilmiş, anılan şirket yetkilileri duruşmadaki anlatımlarında söz konusu imzanın kendilerine ait olmadığını, ——- ait şahsa ait olduğunu, şirketi temsile yetkili kişilerin kendileri olduklarını beyan etmişlerdir.
Delil olarak ticari defterlere dayanılmış olması sebebiyle ön inceleme duruşmasında davacı vekiline ticari defter ve dayanaklarını incelenmesi için bilirkişi ücretini yatırması ödevi yüklenmiş, verilen kesin süre içerisinde davacı vekili tarafından ödeme yapılmadığı gerekçesinin müvekkilinin yaşadığı ekonomik sıkıntı gösterilmiş ve yemin deliline başvuracağını bildirmiştir. Aynı duruşmada davalı şirket yetkilileri her ne kadar dava dilekçesinde açıkça yemin deliline dayanılmış olduğu belirtilmemiş ise de; davacının yemin deliline dayanmasına muvafakat edildiği bildirilmiş olduğundan, davacı vekiline usulüne uygun yemin metnini hazırlayarak davalı yana tebliğine ilişkin meşruhatlı davetiye çıkartılması hususunda gerekli masrafı yatırması için ihtarat yapılmış, davacı vekilince sunulan yemin metni mahkememizce uygun bulunarak davalıya tebliğ edilmiştir.
Davalı şirket yetkilileri ——– tarihli celse de kendisine teklif edilen yemini eda etmeye hazır olduklarını beyan ile okunan metni aynen tekrar ederek yemin etmiş ve “Davacı şirket ile yetkilisi olduğum şirket arasında —- tarihinde ———— yıkılıp yeniden yapılması ile ilgili —– tarihinde noter huzurunda tüm kat maliklerinin huzurunda ve katılmasıyla yapılan sözleşme kapsamında davacı şirketin görevlerini tamamlamadığına, ——–tarihli referans mektubunun yetkili olduğum şirketin genel müdürü ———yetkisi olmaksızın referans mektubunu imzaladığı, sözleşmeye istinaden yapılan işlemlerin bir kısmına karşılık olarak çek ve havale ile toplamda ——— ödeme yapıldığı, ancak kalan kısma ilişkin davacı şirket yükümlülüklerini yerine getirmediğinden ödeme yapılmadığı hususuna namusum, şerefim ve kutsal saydığım tüm değerler üzerine yemin ederim” diyerek yemin etmiş, davalı şirket vekillerine yeminlerine sebat edip etmedikları sorulmuş ve yeminde sebat ettiklarını beyan etikleri anlaşılmıştır.
Dava konusu uyuşmazlık, taraflar arasında ——–sözleşmesine ilişkin kurulan ticari ilişki kapsamında davacı tarafından yüklenilen edimin yerine getirilip getirilmediği, sözleşme bedeli olarak belirlenen ——— bedel ödeme borcundan takip tarihi itibari ile bakiye alacağının bulunup bulunmadığı varsa miktarı, davacının takip ile işlemiş faiz talebinde bulunup bulunamayacağı, bulunabilir ise miktarı, bu kapsamda itirazın iptali ile icra inkar ve kötüniyet tazminatı hüküm koşullarının oluşup oluşmadığı noktalarında toplanmaktadır.
Tüm dosya kapsamı, taraf iddia ve savunmaları ve eda edilen yemin doğrultusunda, taraflar arasında g.mnkul danışmanlığı (kentsel dönüşüm kapsamında) sözleşmesi düzenlendiği, huzurdaki dava ile sözleşme konusu bedelin bir kısmının ödenmediğinin iddia edildiği, davacı tarafın hükmi şahıs olduğu, basiretli bir tacir gibi davranmasının beklenildiği, sunulan referans mektubunda her ne kadar sözleşme konusu işin tamamlandığı belirtilmiş ise de; mektup altındaki imzanın davalıyı temsile yetkili olmayan kişi tarafından atıldığının sicil kayıtları ve yapılan isticvap ile sabit olduğu, davacı her ne kadar teati aşamasında sunmuş olduğu dilekçelerde açıkça yemin deliline dayanmamış ise de, davalı şirket yetkililerinin muvafakat vermeleri sebebiyle davacı tarafından sunulan yemin metni dosya kapsamında uygun bulunarak davalı şirkete tebliğ edildiği ve davalı şirket yetkilileri tarafından yemini eda etmeye hazır olduklarını bildirilerek metin içeriği doğrultusunda yemin edildiği, davalının yemininde sebat ettiği, HMK.225.vd.maddeleri uyarınca, yeminin kat’i delil niteliğinde olduğu ve sözleşme konusu işin tamamlandığı hususunun davacının ispat edemediği değerlendirilerek davanın reddine karar verilmiş; davacı yanın takip başlatırken kötüniyetli olduğuna dair dosyaya yansıyan delil bulunmaması sebebiyle davalı yanın koşulları bulunmayan tazminat isteminin de reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Dosya kapsamından davacının kötü niyetli takip başlatığına ilişkin delil sunulmaması sebebiyle kötü niyet tazminatı isteminin reddine,
3-Karar harcı 54,40-TL ‘den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 1.538,81 TL harcın mahsubu ile artan 1.484,41-TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halide davacıya iadesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
6-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli …Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 16.054,09-TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde Hukuk Muhakemeleri Kanununun 333.maddesi uyarınca ilgili tarafa iadesine,
İlişkin olarak davacı vekili ile davalı şirket yetkililerinin yüzlerine karşı kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde ————- Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 08/09/2020