Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1146 E. 2023/861 K. 02.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO:2018/1146 Esas
KARAR NO:2023/861
Asıl ve Birleşen—–Esas sayılı dosyasında;
Birleşen —- Asliye Ticaret Mahkemesinin– Esas sayılı dosyasında;
ASIL DAVA:Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
ASIL DAVA TARİHİ:08/10/2018
BİRLEŞEN DAVA:Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
BİRLEŞEN DAVA TARİHİ : 07/11/2019
KARAR TARİHİ: 02/11/2023

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ
DAVA:Asıl davada davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı tarafça, ——– sayılı dosyası ile ihtiyati haciz talebinde bulunulmuş, akabinde de ——- Sayılı dosyası ile esas takibe geçilmiş olduğunu, ihtiyati hacze istinaden, ———-tarihinde hacze gidildiği ve iş bu şirketin de İHTİRAZİ KAYIT düşülmek sureti ile çek bedelinin ödediğinin taraflarına iletildiğini, söz konusu ihtiyati haciz ve icra takibinden, keşideci şirketin tarafımıza haber vermesi ile 28.08.2018 tarihinde haberdar olunduğunu ve bunun üzerine ihtiyati haciz kararına itiraz edilmiş, borca itiraz davası ikame edildiğini, müvekkiline 02.10.2018 tarihinde ödeme emri tebliğ edilmiş olup, müvekkilin borçlu olmadığının tespiti için huzurdaki dava ikame edildiğini müvekkilinin, davalı alacaklı görünen şirkete borçlu olmadığını, beyanla geri dönülmesi imkansız zararların doğmaması adına öncelikle ivedilikle, teminatsız olarak tedbiren ———-Sayılı takibin durdurulmasına, davanın kabulü ile müvekkilinin davalı şirkete borçlu olmadığının tetspitine ve ———- Sayılı takibin iptaline, davalı şirketin müvekkili menfi tespit davası açmaya zorlamış olması nedeniyle, İİK. Madde 72/5 gereğince takip tutarının %20’sinden az olmamak üzere tazminat ödemeye mahkum edilmesine, yargılama giderleri ile ücret-i vekaletin davalı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Birleşen ———–Esas sayılı dosyasında davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Müvekkil şirketin —— adresinde bulunan ——tarafından, ——- bulunan merkez adresine ——sevk irsaliyesi —– kargolandığını, bu çeklerden —— hazırlanan çek yaprakları olup, —— emrine keşide edilmiştir. —– tarihli çekin bedeli ise —–olduğunu, çeklerden 2 tanesi ise; —— hazırlanan çek yaprakları olup, —– tarafından, —– emrine keşide edilmiştir. —- tarihli çekin bedeli ——- tarihli çekin bedeli ise — olduğunu, —— hazırlanan bir çek yaprağı olduğunu, —– tarafından, —– emrine keşide edilmiştir. —- tarihli çekin bedeli —- olduğunu,—- tarihinde ——– teslim için dağıtıma çıkan çekler ve 22 adet sevk irsaliyesi —–şirketinin aracından çalınmıştır. Arabadan —- çalındığını farkeden ——- şubesine haber vermiş ve ——- Muhterem ———- ifadesini vererek —–çalan kişilerden —— numaralı dosyası ile şikayetçi olduğunu, söz konusu çalınma olayı nedeniyle, tarafımızca da derhal ——– numaralı dosyası ile —— Müdürü, dağıtım görevlisi ve diğer kişiler hakkında suç duyurusunda bulunulduğunu, dosyanın ——– Sayılı dosyası ile BİRLEŞTİRİLMESİNE, teminatsız olarak, tedbiren ——— takibin durdurulmasına ve iş bu icra dosyasındaki paranın alacaklıya ödenmemesine, davanın kabulü ile müvekkilin davalılara borçlu olmadığının tespitine ve ——–Sayılı takibin iptaline, davalıların müvekkili menfi tespit davası açmaya zorlamış olması nedeniyle, İİK. Madde 72/5 gereğince takip tutarının %20’sinden az olmamak üzere tazminat ödemeye mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

SAVUNMA:Asıl davada davalı ———-vekili cevap dilekçesinde özetle; icra dosyası, çek keşidecisi tarafından yapılan ödeme ile infaz olduğunu, davacının huzurdaki davayı açmakta hukuki yararı olmadığını, dava konusu çeki, dayanağını teşkil eden alacağı fatura ile tevsik etmek sureti ile devralan müvekkil, yasadan kaynaklanan yükümlülüklerini yerine getirmesi karşısında, iyiniyetli meşru hamil olduğunu, kabul manasına gelmemekle birlikte, basiretli bir tacir olan davacının ciro edilmiş birden fazla ve yüksek meblağlı çeki ———marifetiyle göndermesi, hayatın olağan akışına ve basiretli bir tacir olmanın gereklerine aykırı olduğunu, hiç kimsenin kendi kusurundan faydalanamayacağı ilkesi gözetilerek, davacının davasının reddi gerektiğini, dava konusu çekin iddia olunan ———–poşeti içinde olduğunun izaha muhtaç olduğunu, çekin rızası hilafına elinden çıktığını iddia eden davacı çek üzerindeki kaşe ve imzasına itiraz etmediğini, bu zamana dek, çek üzerinde kaşe ve imzası bulunan kendisinden sonraki cirantalar aleyhine hiçbir hukuki yola başvurmamış, şikayetçi olmamış, huzurdaki davayı da sadece müvekkil şirkete yöneltmiş olduğunu, çekin rızası hilafına elinden çıktığını ve müvekkilin çekin iktisabında kötüniyetli veya ağır kusurlu olduğunu ispat edemeyen davacının davasının reddi gerektiğini, yasanın kendisine tanıdığı hakkı kullanan müvekkilin, takip yaptığı için kusurlu olduğundan söz etmenin mümkün olmadığını beyanla tedbir kararına yönelik itirazlarımızın kabulü ile şartları oluşmayan ihtiyati tedbir kararının kaldırılmasına, davacının haksız, hukuki mesnetten yoksun ve kötüniyetli davasının öncelikle hukuki yarar yokluğu nedeniyle usulden, aksi halde esasten reddine, ihtiyati tedbir kararının uygulandığı gözetilerek davacı aleyhine dava değerinin %20’sinden az olmamak üzere tazminata hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.Birleşen ——— sayılı dosyasında davalılara usulüne uygun dava dilekçesinin tebliğine rağmen davaya cevap sunmadığı görülmüştür.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Asıl ve birleşen dava, kambiyo senedine (çek) dayalı menfi tespit talebine ilişkindir.Davacı asıl ve birleşen davada, davalı tarafından ———sayılı icra takip dosyasına konu çekteki imzanın müvekkiline ait olmadığını, icra takibine konu senetler nedeniyle davalılara borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep etmiştir.Asıl davada davalı —- davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Birleşen ——– sayılı dosyasında davalılar, usulüne uygun davetiyeye rağmen cevap dilekçesi sunmamış olup, HMK128. Maddesi gereği davacının dava dilekçesinde ileri sürdüğü vakıaların tamamını inkâr etmiş sayılır. Davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan usul hükümleri doğrultusunda basit yargılama usulüne tabi olarak oluşturulan tensibe istinaden yargılamaya başlanmış yöntemine uygun ön inceleme duruşması açılarak öncelikle dava şartları incelenmiş, hukuki ihtilaf noktaları belirlenmek suretiyle tahkikat aşamasında deliller toplanmış, birleşen ——— dosyası dosyamız arasına alınmış,
—– esas sayılı dosyası, ——– Asliye Ticaret Mahkemesinin —— esas sayılı dosyası,—– soruşturma numaralı dosyası,—–soruşturma numaralı dosyası, —- soruşturma numaralı dosyası, ——– sayılı dosyasının uyap üzerinden gönderildiği, —— sayılı takip dosyasının fotokopisinin dosya arasına alındığı,—– müzekkereler yazılarak tarafların ticari sicil kayıt bilgileri celp edilmiş, ——- müzekkereler yazılarak davaya konu evrak asılları talep edilmiş,——— raporu alınarak dava sonuçlandırılmıştır. —- alınan —- tarihli raporunda özetle, “…Dosyada ————-inceleme konusu çek düzenleme tarihi olan ——– yılına yakın ve öncesine ait sınırlı sayıda samimi imzalarının olduğu, ——— yapılan incelemede; inceleme konusu çekin arka yüzünde 1. cirantada bulunan ——- kaşe izi üzerine atılı imza ile —— mevcut mukayese imzaları arasında ilgi ve irtibat tespit edilemediği hususlarını bildirir KANAAT RAPORUDUR…”yönünde görüşlerini bildirmişlerdir.2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 72.maddesi gereğince borçlu icra takibinden önce veya takip sırasında borçlu olmadığını ispat için menfî tespit davası açabilir. Kural olarak, bir vakıadan kendi lehine haklar çıkaran/iddia eden taraf, o vakıayı ispat etmeye mecburdur (4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 6.maddesi).İspat yüküne ilişkin bu genel kural, menfi tespit davaları için de geçerlidir. Yani, menfi tespit davalarında da, tarafların sıfatları değişik olmakla beraber, ispat yükü bakımından bir değişiklik olmayıp, bu genel kural uygulanır. Bu davalarda da bir vakıadan kendi lehine haklar çıkaran (iddia eden) taraf o vakıayı ispat etmelidir.Menfi tespit davasında borçlu ya borçlanma iradesinin bulunmadığını ya da borçlanma iradesi bulunmakla birlikte daha sonra ödeme gibi bir nedenle düştüğünü ileri sürebilir. Borçlu borcun varlığını inkar ediyorsa, bu durumlarda ispat yükü davalı durumunda olmasına karşın alacaklıya düşer. Borçlu varlığını kabul ettiği borcun aslında bulunmadığını ileri sürüyorsa, bu durumda doğal olarak ispat yükü kendisine düşecektir. Ancak davalının alacağı kambiyo senedine dayanıyorsa ispat yükü yer değiştirerek senetten dolayı borçlu olmadığını iddia eden davacı tarafa düşer.———
Usul hukukumuzda senede karşı senetle ispat zorunluluğu ilkesi kabul edilmiştir. Senede bağlı olan her çeşit iddiaya karşı def’i (savunma) olarak ileri sürülen ve senedin hüküm ve kuvvetini ortadan kaldıracak veya azaltacak nitelikte bulunan hukuki işlemler, HMK’nin 201.maddesinde düzenlenen miktardan az bir miktara ilişkin olsa bile tanıkla ispat olunamaz; ancak senet (kesin delil) ile ispat edilebilir. ——Somut olayda asıl ve birleşen dava, —— keşide tarihli, keşidecisinin ——- çek yönünden borçlu olmadığının tespiti talebine ilişkindir.Asıl ve birleşen dosya davacısı, dava konusu çekin keşideci tarafından tarafına ciro edildikten sonra kendisi tarafından kargoya verildiğini, dava konusu çekin kargoda çalındığını, davalılar ile ticari ilişkisi bulunmadığını ve çekteki imzanın davacı şirket yetkililerine ait olmadığını beyanla menfi tespit talebinde bulunmuştur.Davacı şirketin asıl davada, imza inkarı bulunmamaktadır. Buna ilişkin davalı ——– cevap dilekçesi ile ileri sürülmüş, davacı şirket tarafından —— numaralı celsede imza inkarında bulunulmuş ise de aynı celse de davalı vekili tarafından davacının imza inkarının iddia ve savunmanın genişletilmesi ve değiştirilmesi niteliğinde olduğu ve buna muvafakatının bulunmadığı açıkça beyan edilmiştir. Ancak imza inkarına yönelik sahtecilik iddiası mutlak defi olup her aşamada ileri sürülebileceğinden davacı şirketin asıl dava da imza inkarının incelenmesi gerektiğine kanaat getirilmiştir.Tüm dosya kapsamı, taraf iddia ve savunmaları, alınan bilirkişi raporları ve bütün deliller birlikte değerlendirildiğinde; dava konusu çekteki imzanın davacı şirkete ait olup olmadığının tespiti için dosya —— raporunda dava konusu çekteki imzanın davacı şirket yetkililerine ait olmadığı tespit edilmiştir. Davacı tarafça dava konusu çeke yönelik imza inkarı alınan —– raporu ile ispat edildiğinden davacının asıl ve birleşen dosya yönünden menfi tespit talebinin kabulüne karar verilmiştir. Davacı ——-vekilinin asıl ve birleşen dosyadaki beyanları ve —–tarihli —–müzekkere cevabı dikkate alındığında dava konusu çek bedelinin dava dışı-keşideci ——tarafından ödemesinin yapıldığı anlaşılmakla İİK 72/6 maddesinin uygulanması söz konusu olmadığı, davacının ödeme yapmadığından davalılardan istirdat talebinde bulunamayacağı değerlendirilmiş, anılan gerekçelerle asıl ve birleşen dava yönünden davanın kabulüne, davacının davalılara —— takip dosyasına konu çekten dolayı borçlu olmadığının tespitine karar verilmiştir.Menfi tespit davalarında 2004 sayılı İİK 72/IV ve 72/V maddeleri uyarınca tazminata hükmedilebilmesinin ön koşulu; gerek açılmış icra takibinin durdurulması gerekse icra veznesine yatan paranın alacaklıya ödenmemesi hususunda ihtiyati tedbir kararı verilmiş ve bu kararın uygulanmış olmasıdır.———-Ayrıca İİK 72/V maddesi kapsamında davacı/borçlu tarafından kötüniyet tazminatı talep edilebilmesi için davalı/alacaklı tarafından yapılan takibin haksız ve kötü niyetli olduğunun ispat edilmesi gerekmektedir. Eldeki dosya bakımından yukarıda belirtilen şartlar oluşmadığı, davalıların kötü niyetinin davacı tarafça ispat edilemediği anlaşılmakla, davacı tarafın kötüniyet tazminat talebinin reddine karar verilmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Asıl dava yönünden;
Davanın KABULÜNE,
1-Davacının davalıya ——— esas sayılı takip dosyasına konu çekten dolayı BORÇLU OLMADIĞININ TESPİTİNE,
2-Davacının şartları oluşmayan kötüniyet tazminat talebinin REDDİNE,
Birleşen dava yönünden;
Davanın KABULÜNE,
1-Davacının davalılara———— esas sayılı takip dosyasına konu çekten dolayı BORÇLU OLMADIĞININ TESPİTİNE,
2-Davacının şartları oluşmayan kötüniyet tazminat talebinin REDDİNE,
3-Karar Harçları:
a)Asıl dava yönünden Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 2.429,54-TL karar harcına karşılık, dava açılırken alınan 607,39-TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 1.822,15-TL harcın davalı ———- tahsili ile hazineye irat kaydına,
b)Birleşen dava yönünden Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 2.429,54-TL karar harcına karşılık, dava açılırken alınan 607,39-TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 1.822,15-TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiliyle hazineye irat kaydına,
c)Asıl dava yönünden davacı tarafça yatırılan 607,39-TL peşin harcın davalı —— müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
d)Birleşen dava yönünden davacı tarafça yatırılan 607,39-TL peşin harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
4-Vekâlet Ücretleri;
a)Asıl davada, davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan AAÜT 13. maddesi uyarınca taktir edilen 17.900,00-TL nispi vekâlet ücretinin davalı ——alınarak davacıya verilmesine,
b)Birleşen davada, davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. 13. maddesi uyarınca taktir edilen 17.900,00-TL nispi vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
5-Diğer Yargılama Giderleri
a)Asıl davada davacı tarafından tarafından yapılan 35,90-TL başvuru harcı, 5,20-TL vekalet harcı, 700,45-TL tebligat ve müzekkere gideri, 2.228,00-TL adli tıp rapor ücreti olmak üzere toplam 2.969,55-TL yargılama giderinin asıl ve birleşen davalardaki tüm davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine,
b)Birleşen davada davacı tarafından yapılan -TL (44,40-TL başvuru harcı, 6,40-TL) yargılama giderinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
6-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde Hukuk Muhakemeleri Kanununun 333.maddesi uyarınca ilgili tarafa iadesine,
7-Mahkememizce verilen 24/10/2018 tarihli tedbir kararının karar kesinleşene kadar devamına,
8-Davacı tarafça dosyaya yatırılan teminatın/teminat mektubunun Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 392/2 maddesi gereği yasal süre sonunda davacıya veya ahsu kabza yetkili vekiline iadesine,
Dair, davacı ve asıl dava davalısı —— vekilinin yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde ———- Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 02/11/2023