Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1129 E. 2020/410 K. 16.07.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2018/1129 Esas
KARAR NO: 2020/410
DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 03/10/2018
KARAR TARİHİ: 16/07/2020
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ
DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı—- müvekkili kurum arasında imzalanan —— tarihli ————– tüketici numarası ile elektrik kullandırıldığını, davalının ödemelerini tam ve zamanında yapmamış olması nedeniyle müvekkili kuruma enerji tüketim bedeli borcu bulunduğunu, davalının — son ödeme tarihli —— asıl alacak tutarındaki fatura borçunu ödememesi üzerine —- İcra Müdürlüğü’nün —– dosyası ile genel haciz yolu ile icra takibi başlatıldığını, ancak davalı borçlu takip konusu alacağa karşı, kötü niyetli olarak ve takibi durdurmak maksadıyla itirazda bulunduğunu ve ——- tarihinde takibin durduğunu, davalıının itiraz evrakının müvekkiline tebliğ edilmediğini, dosyanın incelenmesi sonucu muttali olunduğunu,
Taraflar aralarında imzalanan sözleşme ile borcun ödeme şekli, faiz oran ve miktarı belirlendiğini, borç miktarı ve faiz hesabı sözleşmeye ve ilgili Kanunlara uygun olarak tespit edildiğini, söz konusu itirazların haksız ve mesnetsiz olduğunu, davalı borçlunun ilamsız takibe itiraz ederek müvekkil kurumun alacağına kavuşmasını engellediğini ve bu sayede zaman kazanmaya çalıştığını,
Yukarıda arz ve izah edilen nedenlerle; davalı borçlunun vaki itirazlarının iptaline, takibin devamına, %20’den az olmamak kaydı ile icra inkar tazminatına karar verilmesini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıya yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davaya esas teşkil eden sözleşmede müvekkili ————tüketici konumunda olduğunu, bu nedenle mahkememizin görevsiz olduğunu, bu sebeple esasa girilmeksizin, davanın görevsizlik nedeniyle reddini talep ettiklerini,
Aynı konuda kesin hüküm bulunup bulunmadığınin, davacının dava açmakta hukuki yararının bulunup bulunmadığının, kesin yetki kuralının bulunup bulunmadığı gibi hususların mahkemece resen araştırılmasını ve usule aykırılığın tespiti halinde, dava şartlarının yokluğu nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmesini talep ettiklerini,
Müvekkilinin icra takibine konu edildiği gibi bir borcunun bulunmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE:
Dava hukuki niteliği itibariyle, taraflar arasında imzalanan abonelik sözleşmesine dayalı faturadan kaynaklı alacağın tahsili için başlatılan takibe yapılan itirazın iptali ve icra inkar tazminatı talebine ilişkindir.
Davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan usul hükümleri doğrultusunda basit yargılama usulüne tabi olarak oluşturulan tensibe istinaden yargılamaya başlanmıştır.
——————–sayılı ilamlarında ve çok sayıda benzer ilamlarda da vurgulandığı üzere;
Ticari dava ve ticari iş birbirinden farklı iki ayrı kavramdır. Her ticari dava ticari iş olmakla birlikte, her ticari iş ticari dava olmamaktadır. TTK’ nun 5(1) maddesi uyarınca ticari davalara bakma görevi Asliye ticaret mahkemesine aittir. Dolayısıyla ticari iş kapsamında olmakla birlikte ticari dava sayılamayan durumlarda ticaret mahkemeleri görevli olmayacak, uyuşmazlığın niteliğine göre diğer mahkemelerin görev hususu değerlendirilecektir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 4. maddesine göre bir davanın ticari dava sayılması için; uyuşmazlık konusu işin taraflarının her ikisinin birden tacir ve her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili olması yada tarafların tacir olup olmadıklarına veya işin tarafların ticari işletmesi ile ilgili olup olmamasına bakılmaksızın, TTK da veya diğer kanunlarda o davaya Asliye Ticaret Mahkemesinin bakacağı yönünde bir düzenleme bulunması, diğer bir deyişle mutlak ticari dava olması gerekmektedir. Somut olayda davacı taraf tacir ve uyuşmazlık ticari işletmesini ilgilendirmekle birlikte davalı tarafın ————- olduğu görülmektedir. Her ne kadar davacı vekili tarafından abonelik sözleşmesinde yerin ticarethane olarak belirtildiği ve bu sebeple görev yerinin Ticaret mahkemeleri olduğu beyan edilmiş ve yalnızca ticarethane ibaresi sebebi ile davanın mutlak ticari dava olduğu yönünde farklı görüşler de mevcut ise de ————– sayılı ilamında da açıkça vurgulandığı üzere yalnızca ticarethane ibaresi mutlak ticari dava için yeterli olmayıp, davalının 6102 sayılı yasa kapsamında tacir olup olmadığının ve davalı tarafça çalıştırılan işyerinin ticari işletme kapsamında kalıp kalmadığının araştırılması gerektiği esas olduğundan, mahkememizce de bu görüş benimsenmiş olup , uyuşmazlığın mutlak ticari dava olmadığı tartışmasız olmakla birlikte nispi ticari dava kapsamında kalıp kalmadığı hususunda sağlıklı değerlendirmelerin yapılması için ve davalı vekili tarafından da müvekkilinin çay ocağı işlettiği beyanı karşısında çay ocağı işletmesinin niteliği göz önünde bulundurularak, davalının bağlı bulunduğu ——— olmadığının anlaşılması bakımından—- ayrı ayrı müzekkereler yazılmış ve müzekkere cevapları dosya içine alınmıştır.
—–tarihli müzekkere cevabında davalının — — kayıt olduğu ve kaydının —- tarihinde kapattığı belirtilmiştir.
————— tarihli müzekkere cevabında davalının gerçek kişilere ait ticari işletme kaydının bulunmadığı belirtilmiştir.
—— müzekkere cevabında davalının ———— takvim yıllarında, 213 sayılı V.U.K’nun 177. Maddesi ve diğer ilgili maddelerinde ve ilgili —– kararında belirtilen tutarların altında kaldığı ve işletme hesabına göre defter tuttuğu belirtilmiştir.
Gelen müzekkere cevapları incelendiğinde, davalının, davaya konu fatura tarihlerinde ——-kayıtlı olması onun —– sayılması için tek başına yeterli olmamakla birlikte, vergi dairesi ve ticaret sicil kaydı ile birlikte değerlendirme yapılması esas olduğundan nitekim ——— bu yönde olup mahkememizce de tüm kayıtlar göz önünde bulundurularak inceleme yapılmıştır. Yapılan inceleme sonucunda davalının gerek ticaret sicilde kaydının bulunmaması, gerekse vergi dairesi kayıtlarından ——— sınırında kaldığının anlaşılması durumunda artık davalının tacir olmadığı ve gelirinin ——– düzeyinde kaldığı anlaşılmış olmakla mahkememizin davaya bakmakla görevli olmadığı ve uyuşmazlığın çözüm yerinin Asliye Hukuk Mahkemeleri olduğu anlaşıldığından mahkememizin görevsizliği nedeniyle davanın dava şartı yokluğu yönünden usulden reddine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-HMK.nun 2/1, 114/c maddeleri uyarınca mahkememizin görevsizliğine,
2-HMK.nun 20.maddesi uyarınca, iş bu kararın kesinleştiği tarihten itibaren iki haftalık süre içinde başvuru halinde dava dosyasının görevli ———– Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine,
3-HMK.nun 331/2 maddesi uyarınca yargılama giderlerinin görevli mahkemece değerlendirilmesine,
İlişkin olarak taraf vekillerinin yüzlerine karşı kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde ————— Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 16/07/2020