Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1110 E. 2020/294 K. 16.06.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2018/1110 Esas
KARAR NO: 2020/294
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 28/09/2018
KARAR TARİHİ: 16/06/2020
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacının, davalıya karşı ——- İcra Müdürlüğü nezdinde —- Esas sayılı icra takibinde ödeme emrinin borçluya —– tarihinde tebliğ edildiğini, takibe ——- tarihinde borca itiraz edildiğini, davacının inşaat alanında faaliyetlerini sürdürdüğünü, taraflar arasında ticari ilişki olduğunu, davacının davalıya vermiş olduğu mallar karşılığı alacağının oluştuğunu, bu alacak kapsamında davalı aleyhine —adet fatura düzenlendiğini, söz konusu fatura bedelinin ödenmediğini, faturanın ———- bedelli olduğunu belirterek; davalının icra takibine yapmış olduğu itirazın iptali ile takibin devamına, yargılama giderleri ile ücreti vekaletin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA : Davalı tarafa yapılan usulüne uygun tebliğe rağmen davaya yanıt vermediği görülmüştür.
İNCELEME ve GEREKÇE: Dava hukuki niteliği itibariyle, İİK 67. Maddesi kapsamında açılan itirazın iptali davasıdır.
Dava basit yargılama usulüne tabi olup, teati aşaması tamamlandıktan sonra deliller toplanmış, bilirkişi raporu alınarak yargılama sonuçlandırılmıştır.
İcra dosyası celp edilmiş, davacı tarafça dosyaya sunulan diğer deliller ile birlikte incelenmiştir.
İtirazın iptali istemine konu ——– İcra Müdürlüğü’nün ——-Esas sayılı dosyasının incelenmesinde; davacı alacaklı tarafından davalı borçlu aleyhine —– asıl alacağın tahsili için ——– tarihinde ilamsız icra takibi başlatıldığı, davalı borçlunun süresi içerisinde yapmış olduğu itiraz üzerine takibin durduğu ve davanın hak düşürücü süre içeresinde açıldığı anlaşılmıştır.
Konunun incelenmesinin uzmanlık gerektiren yönleri olması ve davacı tarafça delil olarak ticari defterlere dayanılmış olması sebebiyle dosya mali müşavir ———– tevdi edilerek rapor alınmış, anılan bilirkişi tarafından sunulan ——-tarihli bilirkişi raporunda; davacının ——- yılı ticari defterlerinin incelenmesinde takip tarihi itibariyle davalıdan ——– alacaklı olduğu bildirilmiş, söz konusu bilirkişi raporu HMK 282. Maddesi kapsamında denetime elverişli görülerek hükme esas alınmıştır.
Dava konusu uyuşmazlık, taraflar arasında mal satışına ilişkin kurulan ticari ilişki kapsamında düzenlenen fatura alacağının ödenmeyen kısmı için başlatılan takip tarihi itibariyle davacının davalıdan muaccel bir alacağının bulunup bulunmadığı, varsa miktarı ile itirazın iptali ve icra inkar tazminatı hüküm koşullarının oluşup oluşmadığı noktalarında toplanmaktadır.
Tüm dosya kapsamına göre, taraflar arasında satış akdine ilişkin yazılı olmayan sözleşme kapsamında ticari ilişki kurulduğu, davacının satıcı, davalının ise alıcı olduğu, alınan bilirkişi raporunda davacı tarafın incelenen ticari defterlerinin sahibi lehine delil vasfına haiz olduğu ve takip tarihi itibariye davacının davalıdan bakiye —— alacağının kayıt altına alındığı, söz konusu alacağı ise —– yılından devrolan —— alacak ile —- tarihli keşide edilen ——— tutarlı vade farkı faturasına istinaden oluşturulan alacak kaydının oluşturduğu, davalının inceleme günü defterlerini hazır etmediği ve herhangi bir mazeret de bildirmemiş olması sebebiyle ticari defterlerinin incelenemediği, davanın itirazın iptali davası olması sebebiyle ispat yükünün davacıda olduğu, alacağa dayanak irsaliyeli fatura üzerinde teslim alan kısmında isim ve imzanın yer aldığı ancak ismin tam olarak okunamadığı, söz konusu imzanın davacı adına mal teslim almaya yetkili kişiye ait olup olmadığı hususunda davalıya çıkarılan ihtaratlı isticvap davetiyesine rağmen belirlenen günde davalının duruşmaya katılmadığı dolayısıyla davalıya fatura konusu malın teslim edildiğinin kabul edilmesi gerektiği, davacı taraf her ne kadar icra takibinde alacağının dayanağı olarak ———— tarihli faturayı göstermiş ise de toplanan deliller kapsamında taraflar arasındaki ticari ilişkinin cari hesap üzerinden izlendiği ve taraflar arasında birçok mal satışına ilişkin ticari işlemin gerçekleştirildiği dolayısı ile bilirkişi raporunda davacının alacağını oluşturan toplam tutarın dava konusu edilen miktarın ———-iş bu faturaya ilişkin olduğu ve bu tutar miktarınca davacının davalıdan alacaklı olduğunun kabul edilmesi gerektiği, alacağın bakiye kısmı olarak belirtilen ———–ise vade farkı alacağı olarak kayıt altına alındığı ancak taraflar arasında faturaların ödenmemesi sebebiyle vade farkı istenebileceğine ilişkin yazılı bir anlaşmanın varlığının dosya kapsamı ile ispat edilemediği dolayısı ile bu miktar uyarınca davacının alacağından bahsedilemeyeceği kanaatine varılmış ve davanın kısmen kabulü ile————– İcra Müdürlüğü’nün —– esas sayılı dosyasına davalı yanca yapılan itirazın ——– yönünden iptaline, takibin bu miktar üzerinden devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine, kabul edilen alacak likit ve itiraz haksız bulunduğundan kabul edilen alacak miktarının takdiren %20’si oranında belirlenen —— icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine kesin olarak karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın kısmen kabulü ile ——- İcra Müdürlüğü’nün —— Esas sayılı dosyasına davalı yanca yapılan itirazın —– yönünden iptaline, takibin bu miktar üzerinden devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine,
2-Kabul edilen alacak likit ve itiraz haksız bulunduğundan kabul edilen alacağın takdiren %20’si oranında hesaplanan —— icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Karar harcı 158,00 TL ‘den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 35,90 TL harcın mahsubu ile bakiye 122,13 TL harcın davalı taraftan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
4-Davacı tarafından tarafından yapılan 71,80 -TL ilk masraf 65,90 TL tebligat ve müzekkere gideri, 600,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 701,80 TL yargılama giderinin haklılık oranına göre 614,92 TL sinin davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine, kalan tutarın davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
6-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli ——- esaslara göre belirlenen 2.313,53 TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde Hukuk Muhakemeleri Kanununun 333. maddesi uyarınca ilgili tarafa iadesine,
İlişkin davalının yokluğunda, davacı vekilinin yüzüne karşı miktar itibariyle KESİN olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.16/06/2020