Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1106 E. 2020/847 K. 15.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2018/1106 Esas
KARAR NO : 2020/847
DAVA : İtirazın İptali (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı)
DAVA TARİHİ : 27/09/2018
KARAR TARİHİ : 15/12/2020
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ
DAVA:
Davacının mahkememize göndermiş olduğu dava dilekçesinde; Davacı ———— yürüttüğü taşıma işleri kapsamında doğabilecek olası rizikolara karşı —–bitiş tarihli ——– teminat altına alındığı, davacı sigortalısı Davacı —– taşıma sözleşmesi düzenlemek suretiyle, dava dışı——- emtiasının ——– taşınması işini üstlendiği, dava dışı ——- emtiasının ————-taşınmak üzere —— olacak şekilde dava dışı sürücü —- idaresindeki ve davacı sigortaslısına ait ————yüklendiği, yapılan taşıma esnasında, ——– tarihinde çift taraflı trafik kazasının meydana geldiği, araç içerisinde taşınan emtianın tamamı kirletmek suretiyle zayi olduğu, meydana gelen kaza sonucunda nakliye aracının devrildiği, ———–yırtıldığı, içerisindeki emtianın olay yerine dağıldığı, dağılan ürünlerin yere ve araçtan dökülen yakıtla kirlendiğinin belirlendiği, kazayla ilgili olarak tutulan trafik tespit tutanağında, taşımanın yapıldığı aracın, daha önceden banket üzerine şeride taşmış vaziyette aracı park ederek ayırmış olduğunu beyan eden sürücünün —— plakalı —– sol arka yan köşe kısmından çarparak ——- plakalı aracın bankette ve—- sayılı aracın şağ şerit üzerinde —– plakalı aracın ise banket ve yol dışında sağ tarafına devrilerek durması sonucu çift taraflı yaralanmalı ve maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiği, bu kazanın oluşumunda sürücü ———- ——sürücü —–hiçbir kusurunun bulunmadığının tespit edildiği, davalı —– meydana gelen kazada kusurlu olan —- plakalı aracın maliki olduğu, davalı ———- da kusurlu olan aracın sürücüsü olduğu, her iki davalının da oluşan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğu, soğuk zinciri bozulan emtianın kullanılmasının insan sağlığı açısından uygun olmayacağından imha edildiği, hasar sebebi ile dava dışı gönderici firma tarafından davacı sigortalısına hasar bildiriminde bulunduğu, bunun üzerine davacı sigortalısı tarafından davacıya yansıtma faturası kesildiği, davacının sigortalısına—- bedeli de dahil olmak üzere toplamda —– ödeme yaparak sigortalısının haklarına halef olduğu, kanuni halef sıfatını kazandığı, davacıya bir kısım ödeme yapıldığından bakiye —– için davanın açıldığı, dilekçede açıklanan tüm nedenlerle; —————dosyasına borçlular/davalılar tarafından yapılan haksız itirazın iptali ile takibin devamını, haksız itirazı ile takibin durmasına sebebiyet veren borçlular/davalılar aleyhinede %20’den aşağı olmamak üzere icara inkar tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı taraflara yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava ettikleri görüldü.
SAVUNMA : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davanın Asliye Hukuk Mahkemelerinde görülmesinin gerektiği, dava dilekçesinin, davalıların söz konusu kazada % 100 kusurlu bulundukları gerekçesine dayandırıldığı, ancak bunun doğru olmadığı, söz konusu olay ile ilişkin, ——— dosyasında verilen ara kararla, kazada tarafların kusurunun belirlenmesi için dosyanın ——– gönderilmiş olduğu, gelen raporda, kazada asli kusurlunun —- olduğu şeklinde kanaat ifade edilmiş olduğu, ceza davasında da—– asli kusurlu bulunduğu şeklinde karar alınmış olduğu, bu sebeplerle dosyanın görevli Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesi, davanın ——— plakalı aracın ——– de ihbar edilmesi ve davaya dahil edilmesi, davanın reddi, haksız icra nedeniyle davacının % 20 den aşağı olmamak kaydıyla haksız icra tazminatı ödemesini talep ettikleri görüldü.
İNCELEME ve GEREKÇE: Dava, hukuki niteliği itibari ——— sayılı icra takibine davalının yapmış olduğu itirazın İİK 67 maddesi gereğince iptali ile icra inkar tazminatı isteminden ibarettir.
Davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan usul hükümleri doğrultusunda basit yargılama usulüne tabi olarak oluşturulan tensibe istinaden yargılamaya başlanmış yöntemine uygun ön inceleme duruşması açılarak öncelikle dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, hukuki ihtilaf noktaları belirlenmek suretiyle tahkikat aşamasında deliller toplanmış, bilirkişi raporu alınmıştır.
6100 sayılı HMK’nin 2. maddesine göre, dava konusunun değer ve miktarına bakılmaksızın malvarlığı haklarına ilişkin davalarla, şahıs varlığına ilişkin davalarda görevli mahkeme, aksine bir düzenleme bulunmadıkça asliye hukuk mahkemesidir. Bu Kanunda ve diğer kanunlarda aksine düzenleme bulunmadıkça, asliye hukuk mahkemesinin diğer dava ve işler bakımından da görevli olduğu belirtilmiştir.
6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4/I maddesinde de, her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın bu kanunda öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işlerinin ticari dava ve ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi sayılacağı açıkça düzenlenmiştir.
Görev kuralları kamu düzenine ilişkin olup, mahkemece kendiliğinden (re’sen) dikkate alınması zorunlu olmakla birlikte, ————— kararında bu husus “sigortacının sorumlu kişi aleyhine açacağı dava sigorta poliçesinden doğan bir dava değildir. Bu nedenle, halefiyet davası bir ticari dava sayılamaz. Bu dava, aynen sigortalı kimsenin sorumlu kişiye karşı açmış olduğu bir dava gibidir. Sigortalının muhtelif mahkemelerde dava açma hakkı varsa aynı hak sigortacının halefiyet hakkına dayanan rücu davası için de söz konusudur.” şeklinde vurgulanmaktadır. ———–
Tüm dosya kapsamından, davanın; davacı sigorta şirketine ———- sigortalı dava dışı sigortalı ——- plakalı araçla davalı —- maliki, diğer davalı —- sürücüsü olduğu ———- plakalı aracın çarpışması sonucu davacının sigortalısına ödediği hasar bedelinin rücu talebine ilişkin olduğu, davalıların tacir olduğuna ilişkin bir iddia olmadığı, kaldı ki davalılar tacir olsalar dahi uyuşmazlık haksız fiilden kaynaklanmakta olup genel mahkeme olan asliye hukuk mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerektiğinden mahkememizin görevsizliğine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Dava dilekçesinin görev nedeniyle reddine, MAHKEMEMİZİN GÖREVSİZLİĞİNE,
2-Görevli mahkemeninin —— Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemeleri olduğuna,
3-HMK 20.maddesi uyarınca kararın kesinleşmesinden sonra 2 haftalık süre içerisinde talep edilmesi halinde dosyanın görevli —— Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine belirtilen süre içerisininde dosyanın gönderilmesi için talepte bulunmaması halinde davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğine,
4-HMK’nın 331/2 maddesi uyarınca yargılama giderleri ve vekalet ücretinin görevli mahkemede değerlendirilmesine,
Dair; davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içinde —— Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 15/12/2020