Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1082 E. 2021/1084 K. 16.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2018/1082 Esas
KARAR NO: 2021/1084
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ: 21/09/2018
KARAR TARİHİ : 16/11/2021
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;—-üzerinde bulunan —- ilerisinde karşıdan karşıya geçmekte olduğu sırada ters yöne giren; sürücü —- plaka sayılı aracı ile çarpması sonucu yaralanmalı ve maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiği, meydana gelen kaza sonucu yaya müvekkil —-tarihli ifade tutanakları ve savcılık evrakı dikkate alındığında bu kazanın oluşumunda——— kullandıkları aracın yük ve teknik özelliğine, görüş, yol, hava ve trafik durumunun gerektirdiği şartlara uydurmak,” kuralını ihlal gereği kusurlu olduğu, davacı müvekkilin kazada ağır yaralandığı, ——-tedavisinin yapıldığı, müvekkilinin görmüş olduğu tedavilerin dilekçe ekinde mevcut olduğu, davacının yaşına, aktif ve pasif yaşam süresine, beden gücü kayıp oranına, davalı sürücünün asli ve tam kusuruna ve yargılama sırasında toplanacak delillere göre,—–göre fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla —–maddi tazminatın hüküm altına alınmasını talep etmekle, davalı —– kapsamında belirlenecek daimi iş göremezlik tazminatı tutarın sakatlık ve ölüm teminatından;  maluliyet oranının yüksek çıkması veya geçici iş göremezlik süresi boyunca bakıcı giderine hükmedilecek olması halinde ise bakıcı giderine ilişkin zararın sağlık gideri – tedavi teminatından tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davaya konu kazaya karışan —–tarihleri arasında sigortalı olduğu, müvekkil şirketin—– gereğince dava konusu zararlara ilişkin olarak sorumluluğunun poliçe limiti ile sınırlı olduğu sigortalı araç sürücüsünün kusuru oranında ve zarar nispetinde olacağı, poliçeye müstenit müşterek müteselsil sorumluluklarının poliçe limitiyle sınırlı olmakla beraber; masraf, vekâlet ücreti sorumluluğumuz da bu miktara isabet eden oranlarda olacağı, poliçe limitinin maktuen ödenecek rakam olmadığı, poliçe limiti üzerindeki zararlardan müvekkil şirketin sorumluluğu bulunmadığı, —-sigortası olduğu, bu nedenle bu sigorta ile sigorta ettiren kişinin işleteni olduğu motorlu araçların üçüncü kişilere verdikleri zararların karşılanmasının amaçlandığı, —– tanımlanarı motorlu aracın işletilmesi sırasında, bir kimsenin ölümüne veya yaralamasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermiş olmasından dolayı—–hukuki sorumluluğu, zorunlu sigorta limitine kadar temin edeceği, böyle bir halde —– sigortacının karşılamakla yükümlü olduğu zararların, işletme halinde motorlu aracın neden olduğu kazalarda üçüncü kişilerin zararına neden olacak bir kazanırın meydana gelmesi ve bu kazada araç işleteninin sorumlu bulunması gerektiği, sayılan bu sebeplerle ve kabul anlamına gelmemekle beraber kazaya sebep olan olayda öncelikle kusur durumunun net ve kesin olarak tespiti gerektiği, davacı, sigortalının araç sürücüsüne raci kusur ve zararının kanıtlanması gerektiği, zararın kanıtlanamaması halinde müvekkili şirketin sorumluluğunun bulunmadığı, davacı vekili müvekkilinin daimi sakatlığının bulunduğu iddiası ile müvekkil şirketten sakatlık tazminatı talep ettiği ancak, özürlülük ölçütü, sınıflandırılması ve özürlülere verilecek sağlık raporları hakkında yönetmeliğe göre, —- kişinin tüm; tedavileri tamamlandıktan sonra sakatlığın—- boyunca stabil ve kalıcı olması gerektiği, bu nedenle davacının kalıcı bir sakatlığının olup olmadığının tespit edilmesi gerektiği, ayrıca sağlık kurulu raporlarının da yönetmeliğe uygun olarak düzenlenmesi gerektiği, bu yönleriyle de davacı vekilinin beyanlarını kabul etmediklerini, müvekkili şirket nezdindeki trafik sigorta poliçesi — tarifinde tanzim edilmiş olduğundan bu poliçenin —- gereği, maluliyet tazminatına ilişkin hesaplama, güncel —- sigortası kapsamındaki tazminatların bu kanun ve bu kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda Öngörülen usul ve esaslara tabi olduğu, meydana gelen kaza nedeniyle davacının talep ettiği geçici iş göremezlik giderinden müvekkil şirket sorumlu tutulamaz. zira bu hususta sorumluluk ——- yapılan prim aktarımı neticesinde müvekkil sigorta şirketinin geçici iş göremezlik ve tedavi giderine ilişkin sorumluluğunun sona erdiği, dolayısıyla davacı yanın bu husustaki talebinin reddinin gerektiği, kabul anlamına gelmemekle birlikte, müvekkil şirketin sigorta bedelini ödeme yükümlülüğünün dava tarihinde muaccel hale geldiği, bu sebeple sayın mahkemece faize hükmedilmesi halinde hükmedilecek faiz dava tarihinden itibaren işletilecek yasal faiz olması gerektiği, Davacı yanca, müvekkil şirkete geçerli bir başvuru yapılmadığı, dolayısıyla başvuru şartı yerine getirilmediğinden müvekkil şirketin temerrüdü söz konusu olmadığı, arz edilen nedenlerle; aleyhe açılan davanın reddine, yargılama harç ve giderleri ile vekâlet ücretinin davacıya tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, cismani zarar sebebiyle açılan maddi tazminat talebine ilişkindir.
Davacı,— tarihinde meydana gelen trafik kazası sebebiyle maluliyetinin oluştuğunu ve maddi zarara uğradığını, davalı — gereğince oluşan zarardan sorumlu olduğunu, davalı sürücünün asli ve tam kusuruna ve yargılama sırasında toplanacak delillere göre, 6100 sayılı Yasa’nın 107. maddesine göre fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla —–daimi iş göremezlik ve —- maddi tazminatın hüküm altına alınmasını talep etmiştir.
Davalı, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan usul hükümleri doğrultusunda basit yargılama usulüne tabi olarak oluşturulan tensibe istinaden yargılamaya başlanmış yöntemine uygun ön inceleme duruşması açılarak öncelikle dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, hukuki ihtilaf noktaları belirlenmek suretiyle tahkikat aşamasında deliller toplanmış, hasar dosyası celp edilmiş, —-yazılarak davacının geçirdiği kazaya ilişkin tüm tedavi evrakları celp edilmiş, —alınmış ve dava sonuçlandırılmıştır.
—- yararlanılarak ve ileride ihraz edeceği meslek ve mevki bilinmemekle meslek grup numarası —— aya kadar uzayabileceği oy birliği mütalaa olunur.” yönünde görüşlerini bildirmişlerdir.
——aydınlatılmış onamı alınarak tarafımızdan yapılan adli tıbbi değerlendirmesinden ve kişi hakkında düzenlenmiş adli ve tıbbi belgelerde yer alan bilgi ve bulgular birlikte değerlendirildiğinde; —–tarihinde geçirmiş olduğu kazaya bağlı vücudunda —– geldiği, kişinin —-kişinin taburculuğundan sonra—– kontrollere gittiğinin tıbbi belgelerin incelenmesinden anlaşıldığı, 2.Kişinin aydınlatılmış onamı alınarak tarafımızca yapılan genel beden muayenesinde genel sistem muayenesinin —- muayenesinde her iki alt ekstremite kas gücünün bilateral eşit ve tam olduğu, yürüme postürünün normal olduğu, her iki ayak bileği eklem hareket açıklıklarının eşit ve tam olduğu—-ve eşit olduğu, her iki —- olduğu tespit edilmiş olup vücudunun dıs muayenesinde —- tarihinde maruz kaldığı kazaya bağlı vücudunda meydana gelen —- süresinin; olav tarihinden itibaren 9 (av) ava kadar uzayabileceği ve bu sûre zarfında kişinin % 100 oranında geçici is göremezlik ile —–oranının en az % 60 (yüzdeatmış)’ınm hangi hallerde kaybedildiğinin tespiti mümkün olduğundan ilgili rapor —- bu yönetmelik ekinde yer alan cetveller dikkate alınarak düzenlenmiş olup, —– oranının hesaplanmasında, olay tarihinde vasıfsız işçi olarak çalıştığı kabul edilerek meslek grup numarası — olarak alındığında; kişide hâlihazır durumu itibariyle;— tarihinde maruz kaldığı kaza sonucu yaralanmasına bağlı vücudunda meydana gelen —- komplikasvonsuz kırıklan anzası nedeniyle; —–oranında olaya bağlı kalıcı çalışma gücü kaybı durumunun söz konusu olduğu. 5.Kişide tarafımızca saptanan geçici ve kalıcı iş göremezlik oranı-süresi, başkasının bakımına muhtaç olma süresi ile —tarihinde maruz kaldığı kaza arasında illiyet —- yönünde görüşlerini bildirmişlerdir.
Dava dosyasında mevcut uzlaştırma evrakları ve soruşturma dosyasının incelenmesinde davacının imzası bulunan uzlaştırma tutanağında, davacıya uzlaşmanın hukuki sonuçlarının hatırlatıldığı, davacının hiçbir maddi manevi talebi olmadığını, sürücünün özrünü kabul ettiğini ve uzlaşmayı kabul ettiğini beyan ettiği anlaşılmıştır.
5271 sayılı Ceza muhakemeleri kanunun 253. Maddesinde kanunda belirtilen suçlarda, şüpheli ile mağdur veya suçtan zarar gören gerçek veya özel hukuk tüzel kişisinin uzlaştırılması girişiminde bulunulacağı belirtilmiş, aynı yasanın 253/19. maddesinde de “Uzlaşma sonucunda şüphelinin edimini def’aten yerine getirmesi halinde, hakkında kovuşturmaya yer olmadığı kararı verilir. Edimin yerine getirilmesinin ileri tarihe bırakılması, takside bağlanması veya süreklilik arzetmesi halinde, 171 inci maddedeki şartlar aranmaksızın, şüpheli hakkında kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı verilir. Erteleme süresince zamanaşımı işlemez. Kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararından sonra, uzlaşmanın gereklerinin yerine getirilmemesi halinde, 171 inci maddenin dördüncü fıkrasındaki şart aranmaksızın, kamu davası açılır. Uzlaşmanın sağlanması halinde, soruşturma konusu suç nedeniyle tazminat davası açılamaz; açılmış olan davadan feragat edilmiş sayılır. Şüphelinin, edimini yerine getirmemesi halinde uzlaşma raporu veya belgesi, 9/6/1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununun 38 inci maddesinde yazılı ilam mahiyetini haiz belgelerden sayılır.” düzenlemesi yapılmıştır.
HMK’nun 114. maddesinde;” (1) Dava şartları şunlardır: (2) Diğer kanunlarda yer alan dava şartlarına ilişkin hükümler saklıdır.” şeklinde belirtilmektedir.
Bir davanın açılabilmesi, kanunda yer alan bir şarta bağlanmış ise, bu şart gerçekleşmedikçe açılan davanın geçerliliği bulunmayacak böylelikle davanın açılabilmesi için gereken dava şartının mevcut olmadığı söylenebilecektir.
CMK’nın 253. maddesi uyarınca, uzlaşmanın sağlanması halinde, soruşturma konusu suç nedeniyle tazminat davası açılamaz, şeklinde belirtilmektedir. Söz konusu hükümden, soruşturma konusu suç ile ilgili tazminat davası açılabilmesi için gereken şartın, soruşturma kapsamında uzlaşmanın sağlanmamış olması olduğu anlaşılmakta, bu hususun özel kanunda yer alan bir dava şartı olduğu görülmektedir.
HMK’nun 115. Maddesi;” Mahkeme, dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır. Mahkeme, dava şartı noksanlığını tespit ederse davanın usulden reddine karar verir. Ancak, dava şartı noksanlığının giderilmesi mümkün ise bunun tamamlanması için kesin süre verir. Bu süre içinde dava şartı noksanlığı giderilmemişse davayı dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddeder.” ve HMK’nun 138. Maddesi; ”Mahkeme, öncelikle dava şartları ve ilk itirazlar hakkında dosya üzerinden karar verir; gerektiği takdirde kararını vermeden önce, bu konuda tarafları ön inceleme duruşmasında dinleyebilir. ” hükümleri uyarınca, her ne kadar davacı tarafça tazminat talebinde bulunulmuş ise de; davalı —— tarihinde yapılan uzlaştırma işlemi ve tarafların uzlaşması sebebiyle CMK 253/19 maddesi gereğince davacının artık dava dışı —-kullanmış olduğu araca yönelik tüm taleplerinden —- feragat etmiş sayılacağı,—- dava konu edilen uyuşmazlığın —— tarafından yapılan soruşturma/uzlaştırma sonucu çözümlendiği anlaşılmakla davanın usulden reddine karar verilmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın USULDEN REDDİNE,
2-Karar harcı 59,30 TL’den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 35,90 TL’nin mahsubu ile 23,4‬0 TL eksik harcın davacıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 4.080,00-TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Davacı tarafça dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde Hukuk Muhakemeleri Kanununun 333.maddesi uyarınca davacı tarafa iadesine,
Dair, tarafların yokluğunda karşı kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde ———- Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 16/11/2021