Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/107 E. 2020/490 K. 22.09.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/107 Esas
KARAR NO : 2020/490

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 26/01/2018
KARAR TARİHİ : 22/09/2020

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; —— plakalı aracın kusurlu olarak, park halinde olan ve müvekkiline ait ——- plakalı araca çarpması sonucu müvekkiline ait aracın hasar görmüş olduğunu ve araçta değer kaybı meydana geldiğini, meydana gelen değer kaybı yönünden —— plakalı aracın Zorunlu Mali Mesuliyet Sigortacısı olan davalı ——– sorumlu olduğunu, müvekkilinin aracının uzun süre serviste kaldığı için aracını kullanamadığını, müvekkilinin aracını kullanamadığı için kar kaybına uğradığını, bu nedenle ikame araç bedelinin de davalı sigorta şirketinden tahsili gerektiğini beyan ile, müvekkilinin aracında meydana gelen zarar nedeniyle 100 TL değer kaybı ve 50 TL ikame araç bedelinin fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla şimdilik 150 TL’nin kaza tarihinden işletilecek avans faizi ile birlikte yargılama giderleri ve vekalet ücreti ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının taleplerinin haksız ve hukuka aykırı olduğunu, müvekkili şirkete gönderilen dava dilekçesi ekinde olması gereken belgelerin yer almadığını, davacının müracatı üzerine değer kaybı bedelinin ödenmiş olduğunu, başvurunun reddi gerektiğini, davacı tarafın müracaatı üzerine Değer—– kaybı oluştuğu tespit edilmiş ve bu miktarın 04/05/2017 tarihinde davacı tarafa ödenmiş olduğunu, sigortalı araç sürücüsünün tam kusurlu olduğu yönündeki iddiaları kabul etmediklerini, ikame araç bedeli gerçek zarar olmayıp poliçe şartları gereğince müvekkili şirketinin sorumluluğunda bulunmadığını, davacının faiz başlangıç tarihine ve faiz oranına ilişkin taleplerinin kabul edilemez nitelikte olduğunu beyan ile, her durumda yapılan değer kaybı ödemesi ile zarar karşılanmış olması nedeniyle haksız ve hukuka aykırı davanın reddini, kusur oranlarının tespit edilebilmesi için konusunda uzman bilirkişi aracılığıyla inceleme yaptırılmasını, değer kaybının, ZMMS Sigortası Genel Şartları A.5.a maddesi ve ekinde yer alan esaslara göre belirlenmesini, yapılacak yargılamada, sınırlı sorumluluk ilkesi, gerçek zararın giderilmesi ilkesi, zenginleşme yasağı ilkesi, kusur oranında sorumluluk ilkesinin her durumda gözetilmesini, müvekkili şirketin temerrüde düşmediği dikkate alınarak yargılama giderleri ile ücreti vekaletin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE: Dava hukuki niteliği itibariyle, trafik kazası sebebiyle davacıya ait araçta meydana gelen değer kaybı ve kar payı tazminatı karşı taraf aracının trafik sigortacısından tazmini davasıdır.
Davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan usul hükümleri doğrultusunda yazılı yargılama usulüne tabi olarak oluşturulan tensibe istinaden yargılamaya başlanmış yöntemine uygun ön inceleme duruşması açılarak öncelikle dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, hukuki ihtilaf noktaları belirlenmek suretiyle tahkikat aşamasında deliller toplanmış, bilirkişi raporu alınmış, yargılama sırasında 28/02/2018 tarihinde kabul edilen 7101 sayılı kanunun 61. Maddesi ile 6102 sayılı T.T.K.’nın 4. Maddesinin 2. Fıkrasının değiştirilmesi sebebiyle basit yargılama usulüne geçilerek dava sonuçlandırılmıştır.
Hasar dosyası ve poliçe ile malik kayıtları celp edilmiş, taraflarca dosyaya sunulan diğer deliller ile birlikte incelenmiştir.
Sigorta poliçesinin incelenmesinde; dava dışı ——- plakalı ticari aracın, —– başlangıç ve bitiş tarihli olarak davalı sigorta şirketi tarafından 3782 sayılı trafik sigorta poliçesi ile sigortalandığı; poliçede araç başına maddi zarar için verilen teminatın 31.00,00 TL olduğu görülmüştür.
Malik kayıtları ilgili trafik tescil şube müdürlüğünden celp edilmiş ve dilekçelerde verilen bilgileri teyit ettiği anlaşılmıştır.
Konunun uzmanlık gerektiren yönleri olması sebebiyle dosya, kusur ve değer kaybı yönünden rapor tanzimi için bilirkişiye tevdi edilmiş, dosyada mübrez —— tarihli rapor içeriğine göre; davalı şirket tarafından ZMMS poliçeli aracın sürücüsü —– olayda %100 kusurlu olduğunu, araçta meydana gelen değer kaybının 2.523,50 TL olduğunu, davalı sigorta şirketinin davacı vekili adına 04/05/2017 tarihinde 2.317,00 TL ödeme yapıldığını, hasar-onarım süresince aracı kullanmamaktan doğan zararının kaza tarihi itibariyle 490,00 TL olabileceği yönünde rapor tanzim edilmiş, söz konusu rapor içeriği denetime elverişli görülerek hükme esas alınmıştır.
Davacı vekili 31/10/2019 tarihli bedel artırım dilekçesi ile dava dilekçesinde sonuç ve istem kısmında değer kaybı yönünden talep edilen 100,00 TL maddi tazminat talebinin 106,50 TL artırılarak toplam 206,50 TL şeklinde ıslah ettiklerini bildirmiş, tamamlama harcının yatırıldığı ve ıslah dilekçesinin davalı vekiline tebliğ edildiği görülmüştür.
Dava konusu uyuşmazlık, taraflar arasında 28/10/2016 tarihinde meydana gelen trafik kazasında davacıya ait —– plaka sayılı aracın park halinde iken oluşan hasar sebebiyle değer kaybına uğrayıp uğramadığı, davacının ikame araç zararının oluşup oluşmadığı, söz konusu zararların miktarı davalının sorumlu olup olmadığı ve davalı tarafından yapılan 04/05/2017 tarihli 2.317,00-TL tutarındaki ödeme kapsamında değer kaybı talebinden bu miktarı aşan sorumluluğunun bulunup bulunmadığı, tarafların kazadaki kusur oranları, faizin türü ve başlangıç tarihi noktalarında toplanmaktadır.
Tüm dosya kapsamına göre;—– idaresindeki davalı sigorta şirketi tarafından trafik sigortası ile sigortalı —- plakalı aracın davacıya ait —– plaka sayılı araca park halinde iken çarparak hasara uğramasına sebebiyet verdiği, söz konusu kazada davalının sigortalısının %100 oranında kusurlu olduğu, davacıya atfen bir kusurun bulunmadığı, davacı tarafından yapılan başvuru üzerine davalının davacıya 04/05/2017 tarihinde 2.317,00 -TL değer kaybı zararı adı altında ödeme yapıldığı, alınan bilirkişi raporunda kaza tarihi itibariyle yürürlükte bulunan Karayolları Zorunlu Mali Sigorta Genel Şartları gereğince yapılan hesaplamada; davacının davalıdan talep edebileceği değer kaybının 2.523,00-TL olduğunun belirtildiği, bu nedenle bu değer kaybı yönünden 206,50 TL talep edilebileceği, davacı tarafından sunulan bedel artırım dilekçesi kapsamında değer kaybı tazminatı davasına yönelik olarak istemin yerinde olduğu ancak ikame araç bedeli talebi yönünden ise, söz konusu zararın Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası kapsamında olmadığı ve davalının sorumluluğunun bulunmadığı kanaatine varıldığından bu istemin yönünden davanın reddine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının değer kaybı zararına ilişkin davasının kabulüne 206,50 TL’nin 04/05/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
2-Davacının ikame araç bedeli zararına ilişkin davasının reddine,
3-Karar harcı 54,40 TL ‘den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 43,18 TL harcın mahsubu ile bakiye 11,22 TL harcın davalı taraftan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
4-Davacı tarafından tarafından yapılan 79,00 TL ilk masraf, 149,00 TL tebligat ve müzekkere gideri, 400,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 628,00 TL yargılama giderinin haklılık oranına göre 502,40 TL sinin davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine, kalan tutarın davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli—–esaslara göre belirlenen 206,50 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli —- esaslara göre belirlenen 50,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
İlişkin olarak davalı vekilinin yokluğunda davacı vekilinin yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.