Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1060 E. 2021/806 K. 21.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO:2018/1060 Esas
KARAR NO:2021/806
DAVA: İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ:18/09/2018
KARAR TARİHİ:21/09/2021
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ
DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacının sisteminde kayıtlı —- davacının —- oranında hissesi olduğunu, davalı—- sorumluluğunda bulunan——– vanasının patlaması sonucu —– bağlı hasar meydana geldiğini, söz konusu hasarlara sebep vana incelediğinde ——– izleri görüldüğünü, hasara sebep olan çatlağın montaj hatası sonucu meydana geldiğinin tespit edildiğini ve muhtemelen —- montaj işi yapıldığı sırada kırılmanın kılcal çatlak şeklinde meydana gelip, vana montajı sonrasında tamamen kırılarak vananın kurtulması sonucu su basmasının yaşandığını, yapılan incelemelerde ——sirayet ederek hasara neden olduğunu, lobi alçıpan asma ———- arıza yaptığı ve çalışmaz durumda olduğunun tespit edildiğini,— davalı — — yapıldığını, yapılan inceleme ve tespitler neticesinde hasarın inşaat döneminde yapılan montaj kusuruna bağlı olarak bakım dönemi içerisinde meydana geldiğini ve davalı alt yüklenici —- olduğunun tespit edildiğini, hasara — —– %100 kusurlu hareketinin neden olduğunun ekspertiz raporunda da anlaşıldığını, bu nedenle davanın kabulü ve — dosyaya itirazların iptalini, takibin devamına alacağın %20’sinden az olmamak kaydıyla icra inkar tazminatını, ücreti vekaletin ve yargılama giderlerinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava ettiği görülmüştür.
SAVUNMA :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacının, davalıya yönelik kusur atfını kabul etmediklerini, davacının dava dışı olarak haricen yaptırdığı kusur ve hasar raporlarına itiraz ettiklerini, hasara sebep olan çatlağın davalı montajı yapılan malzemeden veya montaj şeklinden kaynaklı olmadığını, malzemenin davalı tarafından temin edilmediğini ve montaj edilmediğini aksi kabul edilse dahi davalının tüm işlemleri Dava Dışı sigortalının talimatları doğrultusunda ve uzman mühendisler marifeti ile talimatlara ve projeye uygun olarak gerçekleştirdiğini, bu nedenle gerçek kusur ve zarar durumunun ve zararı verenin yargılanma neticesinde tespiti gerekmek ile davalının sorumlu tutulamayacağı kanaatinde olduğunu belirtmiş, sigortalıya yapılan ödemenin bir lütuf hatır ödemesi olduğunu davacının mahkemeye delil olarak sunduğu sigorta poliçesi sözleşme hükümlerinden hasar ödemesinin bir lütuf ödemesi —- olduğunun anlaşıldığını uyuşmazlık konusu olayda sigortacı şirket ile dava dışı sigorta ettiren şirket arasında bir alacağın temliki ilişkisi kurulduğunu gördüklerini davacının 20 oranında icra inkar tazminatı talep etmiş olsa da alacak likit olmadığından buna hükmedilmesinin mümkün olmadığını haksız ve mesnetsiz olarak açılmış olan huzurdaki davanın reddini, davacı aleyhine %20′ den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatı ve yargılama giderlerine hükmedilmesine talep ettiği görülmüştür.
İNCELEME ve GEREKÇE:
Dava hukuki niteliği itibariyle, —– sayılı icra takibine davalının yapmış olduğu itirazın İİK 67. maddesi gereğince iptali ile icra inkar tazminatı isteminden ibarettir.
Davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan usul hükümleri doğrultusunda basit yargılama usulüne tabi olarak oluşturulan tensibe istinaden yargılamaya başlanmış yöntemine uygun ön inceleme duruşması açılarak öncelikle dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, hukuki ihtilaf noktaları belirlenmek suretiyle tahkikat aşamasına geçilmiştir.
İtirazın iptali istemine konu, —-sayılı takip dosyasının incelenmesinde; — tarihinde başlatılan takibin alacaklısının —-alacağın tahsiline yönelik genel haciz yoluyla yapılan icra takibi olduğu; ödeme emrinin borçluya —- tarihinde tebliğ edildiği, borçlu vekili tarafından —- tarihinde icra müdürlüğün dosyasındaki asıl alacağa, ödeme emrine, faize, faiz oranına ve tüm ferileri ile birlikte dosya borcunun tamamına itiraz edildiği, dilekçenin davacı tarafa — tarihinde tebliğ edildiği, davanın — tarihinde ve bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde, — asıl alacak üzerinden açıldığı anlaşılmıştır.
—- tarafından — tarihinde düzenlenen kök raporda özetle; Dosya kapsamındaki mevcut verilerin değerlendirilmesi sonucu; — tarihinde meydana gelen olayda; Davalı —- firmasının, üstlenmiş olduğu işin imalatı açısından %100 kusurlu olduğu, kusuru nedeni ile bozuk olmayan veya ayıpsız malzemeler ve hatasız işçilikle doğru inşa edilmiş sigortalı diğer kıymetlerde meydana gelecek ziya ve hasarların —– temin edildiği, %100 kusurlu olduğu imalatın hasar hesabına halihazırda eklenmediği, Davadışı — Davalı —— belirtilen —- Tarafından yapılacağının taahhüt edilmesinden dolayı, eğer —-, alt yüklenici olarak —- firmasını eklemedi ise bu nedenle sorumlu olabileceği, —-yapmayı üstlendiği iş tutarının ve bu işe dair hesap edilecek primin, toplam —– dahil edildiği, bu nedenle yapılacak işin —- dahil olduğu, ancak yapacak kişinin — belirtilmediği, Davalı —- %100 kusurlu olduğu kendi imalatının tutarının halihazırda —-hesap edilmiş bedele dahil edilmemiş olduğundan, —- ayrıca bir sorumluluğunun bulunmayabileceğine ilişkin sonuç ve kanaatlerini bildirir rapor tanzim etmiş oldukları görüldü.
—- tarafından —- tarihinde düzenlenen kök raporda özetle; Dava konusu uyuşmazlığa— tatbikinin gerektiği, — kapsamında, —— görevlendirilen —-Tarafından toplam hasar bedelinin —olarak hesaplandığı, —— katılımı ile müşterek —- olarak düzenlenmiş olması nedeniyle, davacı —- payına düşen miktarın —- olarak tespit eden —- raporundaki bu tespitin şimdilik gerçek zararı yansıttığı, ancak —- esnasında teslim edilmeyen, keşif özeti ve onarım faturalarının mahkemece taraflardan talep edebileceği, bu belgeler geldiğinde eğer ekspertiz raporundaki hasar tespiti yüksek ise bilirkişiliğin, ek raporu ile ekspertiz raporundaki hasar miktarını —– hükmüne göre azaltacağı hususunun mahkemenin takdirinde olduğu, davalı vekili tarafından sunulan — zeyilname incelendiğinde, davalı — taşeron ve alt taşeronların —– itibariyle ek sigortalılar olarak poliçe kapsamına alındığı, hasarın meydana geldiği tarihin ekspertiz raporunda —- olarak yer alması ve bu tarihin zeyilname tarihinden ——olması nedeniyle, zeyilnamenin son paragrafında zeyilnamenin başlangıç tarihi —-şeklinde yapılanı düzenlemenin de davalıyı ek sigortalılar arasında —– tarihinden itibaren eklemesi nedeniyle bir anlam ifade etmeyeceği, bu durumda davacı ——-teminat kapsamında olmayan davalı —-vermiş olduğu zararı ödemesi nedeniyle bu ödemenin hatır ödemesi —sayılması gerektiği, mahkemenin şahsımızı bilirkişi atamasına ilişkin celse zaptında, özellikle ödemenin hatır ödemesi olup olmadığı husususun irdelenmesinin talep edilmesi nedeniyle bu tespitin aşlında bilirkişi raporumuzun ana fikri olduğu, ——–emsal kararlarında istikrarlı bir şekilde hüküm altına alındığı üzere, hatır ödemesinin —– hükmünde rücuan halefiyet sıfatıyla talep edemeyeceğine ilişkin görüşlerinin mahkemenin takdirinde olduğu, öncelikle önceki bilirkişi heyet raporundaki hipotez ve sonuçların sigortacılık yasal mevzuatı hükümleri ile eşleştirilmek suretiyle tek tek ve ayrıntılı olarak karşılanmış olduğu, mahkemece çizilen görev sınırları içerisinde, tarafların önceki heyete yapmış oldukları tüm itirazların yukarıda tek tek ele alınmak suretiyle yasal mevzuat ile eşleştirmek suretiyle irdelenerek tamamının aydınlatılmış olduğuna ilişkin sonuç ve kanaatlerini bildirir rapor tanzim etmiş oldukları görüldü.
———– tarihinde düzenlenen ek raporda özetle; Kök raporun sonuç kısmındaki görüşleri muhafaza etmekte olduğuna ilişkin sonuç ve kanaatlerini bildirir rapor tanzim etmiş oldukları görüldü.
Tüm dosya kapsamı, taraf iddia ile savunmaları, toplanan tüm deliller, alınan bilirkişi raporları hep birlikte değerlendirildiğinde; davacı —— imzalandığı, düzenlenen poliçenin müşterek poliçe olduğu, sigorta başlangıç ve bitiş tarihlerinin —- olduğu, inşaat döneminin —- olduğu, davacı—- — bağlı hasar meydana geldiğini, söz konusu hasarlara sebep vana incelediğinde vana dişleri üzerinde ——– izleri görüldüğünü, hasara sebep olan—–meydana geldiğinin tespit edildiğini ve muhtemelen ——-sonrasında tamamen kırılarak vananın kurtulması sonucu su basmasının yaşandığını, yapılan incelemelerde —– — neden olduğunu,——- —- parkelerinin kabardığı kat asansörlerinin arıza yaptığı ve çalışmaz durumda olduğunun tespit edildiğini, —— firması tarafından yapıldığını, yapılan inceleme ve tespitler neticesinde hasarın inşaat döneminde yapılan montaj kusuruna bağlı olarak bakım dönemi içerisinde meydana geldiğini ve davalı alt yüklenici —– rücu imkânının olduğunun tespit edildiğini iddia etmiş ve sigortalısına yaptığı ödemeyi rücu istemiyle iş bu davayı açmıştır. Dosya kapsamında mübrez —- tarihli bilirkişi raporu gerekçeli ve dosya kapsamında uygun olduğu görüldüğünden mahkememizce alınan ikinci rapora üstünlük verilmiş hükme esas alınmış olup davaya konu —- tarihli hasar dolayısıyla oluşan maddi zararın inşaat dönemi içerisinde meydana geldiği, ekspertiz raporunda —– olarak belirlenmiş olup inşaat dönemi içerisinde oluşan ve bakım döneminde gerçekleşen riziko için poliçede bakım dönemi teminat olduğu görülmüştür. Ancak hasarın meydana gelmesinden sorumlu taşeron firmanın poliçe teminatları kapsamına dahil edilmediği görüldüğünden nihai karar ve değerlendirme takdirlerinize bırakılmıştır.” şeklinde tespitin bulunduğu, dolayısıyla ekspertiz raporunda ve bilirkişi raporunda da belirtildiği gibi hasar tarihi itibariyle davalının poliçe teminatı kapsamında olmadığı, zira davalı vekilince sunulan —- nolu zeyilname incelendiğinde davalı gibi taşeron ve alt taşeronların —tarihi itibariyle ek sigortalılar olarak poliçe kapsamına alındığı, hasar tarihinin ise —-olduğu, ayrıca zeyilnamenin son paragrafında zeyilname başlangıç tarihinin —- olarak belirtilmesinin de düzenlemenin yapıldığı tarih gözönüne alındığında anlam ifade etmeyeceği, davacı —— davalı taşeron tarafından icra olunan işçilik sırasında meydana gelen hasar bedeli ödemesinin lütuf ödemesi olarak nitelendirilmesi gerektiği, —– maddesi gereğince davacının rücu hakkının bulunmadığı anlaşıldığından davanın reddine ilişkin aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE;
2-Karar harcı— davacı tarafça peşin olarak yatırılan —- harcın karar kesinleştiğinde ve talep halide davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından yapılan 1.605,00-TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 4.080,00-TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde Hukuk Muhakemeleri Kanununun 333.maddesi uyarınca ilgili tarafa iadesine,
Dair; davacı vekili ve davalı vekilinin yüzlerine karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içinde —- istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 21/09/2021