Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1057 E. 2022/319 K. 14.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/1057 Esas
KARAR NO : 2022/319

DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ : 16/09/2014
KARAR TARİHİ : 14/04/2022

Mahkememizde görülmekte olan Alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin dava dışı —— ile sigorta teminatı altına aldığını, —-sıralarında yüklenici davalı firma tarafından —- aşamasında davalı firmaya —– kablosunda meydana gelen kısa devre sonucunda yangın çıktığını, müvekkili şirketin meydana gelen hasarı —-ettiğini, hasarın meydana gelmesine davalı şirketin sebebiyet verdiğini, TTK.1301 madde gereği müvekkili şirketin sigortalısının talep ve dava haklarının yasal halefi olduğunu, belirtilen nedenlerle 30.000-TL alacağın — tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
SAVUNMA :
Davalıya usulüne uygun dava dilekçesinin tebliğine rağmen davaya cevap sunmadığı görülmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava,—– kaynaklanan zararın rücuen tazmini talebine ilişkindir.
Davacı, müvekkili şirketin dava dışı—-” ile sigorta teminatı altına aldığını, —— sıralarında yüklenici davalı firma tarafından —- aşamasında davalı firmaya —- besleme kablosunda meydana gelen kısa devre sonucunda yangın çıktığını, müvekkili şirketin meydana gelen hasarı —- ödeyerek tazmin ettiğini, hasarın meydana gelmesine davalı şirketin sebebiyet verdiğini, TTK.1301 madde gereği müvekkili şirketin sigortalısının talep ve dava haklarının yasal halefi olduğunu, belirtilen nedenlerle 30.000,00-TL alacağın 30.12.2010 tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı, usulüne uygun davetiyeye rağmen cevap dilekçesi sunmadığı anlaşılmakla, HMK 128. maddesi gereğince, davacının, dava dilekçesinde ileri sürdüğü vakıaların tamamını inkâr etmiş sayılmaktadır.
Yapılan yargılama sonucunda mahkememizin —- sayılı ilamı ile; “…Tüm dosya kapsamı, toplanan deliller ve bilirkişi raporları birlikte değerlendirdiğinde, dava dışı sigortalının yangına sebep olan kablonun davalıya ait olduğunu ve tersanede yüklenici sıfatıyla iş görürken — bağlı yangına sebebiyet verdiğini kanıtlamadan uğradığı zararı davalıdan talep edemeyeceği, dolayısıyla davacı sigortacının da halefiyet ilkesinden hareketle ödediği tazminat için davalıdan talepte bulunamayacağı kanaati ile davanın reddine…” karar verilmiştir.
Davacı vekili tarafından mahkememiz kararının temyiz edilmesi üzerinde dosya—– gönderilmiş ve yapılan temyiz incelemesi sonucunda —- karar sayılı ilamı ile; “…hükme esas alınan heyet raporunda; eksper raporunda belirtilen davalı firmaya ——- kablosunun kime ait olduğu, kim tarafından kullanıldığı, yangının çıkış sebebi değerlendirilmeden davalı tarafın yüklenici sıfatıyla icra ettiği iş ve bu işi ifa ederken kusuru ya da dikkatsiz davranışı, kullandığı herhangi bir ekipman ile davada tartışılan zarar arasında illiyet bağı bulunduğu ispatlanamadığı beyan edilmiştir. Eksik inceleme ile karar verilemez. O halde, mahkemece; tüm bu açıklanan maddi ve hukuksal olgular göz önüne alınarak,eksper raporunda belirtilen —-kablolarının ve yangın raporunda belirtilen —- bölgesinde olduğu belirtilen kabloların yangının çıkışındaki etkisi, yangının ——– veya kuruluşlardan seçilecek, aralarında iki elektrik mühendisi ve gemi inşaat bilirkişilerinin bulunduğu farklı bir bilirkişi kurulundan rapor alınıp tüm deliller birlikte değerlendirilerek sigortalının ve davalının kusuru karşı kusuru olup olmadığı belirlenip sonucuna göre hüküm kurulması gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir. Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı sigorta şirketi vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA…” şeklinde bozulmuştur. Bozma sonrasında dosya mahkememizin—- karar sayılı bozma ilamına uyulmasına karar verilmiştir.
Bozma ilamı sonrasında yapılan yargılama sonucunda;
Eldeki dava da, davacı ile dava dışı—– davalı firma tarafından yapılan ——–işlemi sırasında çıkan yangın sebebiyle zararın meydana geldiği dosya kapsamı ile sabittir. Taraflar arasındaki uyuşmazlık dava konusu zarara davalının sebebiyet verip vermediği, davalının zarara sebebiyet vermesi halinde davacının dava dışı ——ödediği hasar bedelini davalıdan rücuen tazmini talep edip edemeyeceği noktasında toplanmaktadır.
Kural olarak, bir vakıadan kendi lehine haklar çıkaran/iddia eden taraf, o vakıayı ispat etmeye mecburdur (4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 6.maddesi).
İspat yüküne ilişkin bu genel kural, tazminat davaları için de geçerlidir. Yani, tazminat davalarında da ispat yükü bakımından bir değişiklik olmayıp, bu —–uygulanır. Bu davalarda da bir vakıadan kendi lehine haklar çıkaran (iddia eden) taraf o vakıayı ispat etmelidir.
Somut olayda, davacının dava konusu yangına sebebiyet veren ——davalıya ait olduğunu ve yangın sebebiyle oluşan ve hasar için yapılan ödemenin davalıdan rücuen tazmini gerektiğini ispat etmesi gerekmekte olup, ispat yükü davacı taraftadır.
Mahkememizce yeniden yapılan yargılama sonucunda; 21/05/2019 tarihli duruşma ara kararı —— tarihli bilirkişi heyeti ek raporu alınmış, davalı şirketin ———- ortamından dosya arasına alınmış ve dava sonuçlandırılmıştır.
31/01/2020 tarihli bilirkişi heyeti raporunda özetle, “…Sonuç olarak, ayrıntıları rapor içinde verildiği ve yönetmelik maddesinden de görüldüğü şekliyle ———— oluşturmayabileceği, kısa —– ——— arasında——-gelilebileceği, bu olaylar meydana gelmeden—— ısınabileceği, meydana gelen —– çalışanlar tarafından tespit edilemeyecebileceği, bu olayların meydana gelebilmesi için kablonun ucundaki yükün o anda çalışmasına gerek olmadığı, gerilimin taşındığı kablo boyunca bu olayın meydana gelebileceği, bu son derece teknik durumlar dikkate alındığında, kısa devre akımını kesecek koruma elemanlarının boyutlandırılmasının çok büyük öneme sahip olduğu, meydana gelen— panosundan itibaren 30 metrelik kısmın —— tamamen erimesinin uzun süreli kısa devre akımının –üzerinden geçtiğini ve bu sürede akımın kesilmediğini gösterdiği, söz konusu —- dağıtım —- açık bir şekilde belirtildiği, davalı tarafın —– iş gücü olarak çalıştığı ve dava dışı—- kullandığının anlaşıldığı, bu durumda gerekli tüm tedbirleri alacak şirketin dava dışı ——– olduğu, yangından zarar gören ———– doğrudan kısa devre olan——- olmadıkları, —————–belirgin hasar gördüğü, —- hasar olmadığı ve bu şekilde —- yangından etkilenerek zarar gördükleri, açıklanan gerekçelerle meydana gelen yangın olayının sorumlusu———–yönetimi olduğundan meydana gelen zararla davalı —- arasında illiyet bağı kurulamayacağı görüş ve kanaatlerine varılmıştır…” yönünde görüşlerini bildirmişlerdir.
09/06/2021 tarihli bilirkişi heyeti ek raporunda özetle, “…anılan nedenlerle, esas raporda ve bu raporda belirtildiği üzere, meydana gelen olumsuz duruma neden olan ekipman yüklenici tarafından işyerine getirilmediğinden davalınin sorumluluğunun belirlenemediği…” yönünde görüşlerini bildirmişlerdir.
Tüm dosya kapsamı, taraf iddia ve savunmaları, alınan bilirkişi raporları ve bütün deliller birlikte değerlendirildiğinde; dava konusu yangına sebebiyet veren —— tesisinin ve bağlantılı olduğu ——- eksper raporunda da açık bir şekilde belirtildiği, dosya kapsamındaki bilgi ve belgelerden davalı tarafın —– iş gücü olarak çalıştığı ve dava dışı tersanenin cihazlarını kullandığı, bu durumda gerekli tüm tedbirleri alacak şirketin dava dışı ——- olduğu, yangına sebebiyet veren kablonun davalıya ait olduğuna ilişkin dosya kapsamında herhangi bir delilin olmadığı, ispat yükü üzerinde olan davacı tarafından yangına sebebiyet veren kablonun davalıya ait olduğuna ilişkin herhangi bir delilin sunulmadığı, bozma ilamı sonrasında alınan iki bilirkişi raporunda da belirtildiği üzere oluşan zarardan dava konusu kablonun davalıya ait olmaması sebebiyle davalının herhangi bir sorumluluğunun bulunmadığı, davacının davalı yönünden rücuen tazminat talebini yöntemince ispat edemediği anlaşılmış, sübut bulmayan davanın reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Karar harcı 80,70-TL ‘den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 445,50-TL harcın mahsubu ile artan 364,80-TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halide davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
5-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirmediğinden bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
6-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde Hukuk Muhakemeleri Kanununun 333.maddesi uyarınca ilgili tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren 15 günlük yasal süre içerisinde Yargıtay TEMYİZ kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.