Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1032 E. 2022/249 K. 24.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2018/1032 Esas
KARAR NO: 2022/249
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 12/09/2018
KARAR TARİHİ: 24/03/2022
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ
DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı özetle taraflar arasında —-kurulduğunu ve sözleşme gereğince —-bedelle satılması hususunda anlaşıldığını, sözleşme tarihinde aracın davalıya teslim edildiğini, —–davalının satış bedelini davacıya — kadar ödeyeceğinin, aracın noterde satışının en geç —- tarihinde yapılacağının kararlaştırıldığını, sözleşmede her ne kadar —- araca ilişkin vergi, ceza, muayene, —–davalı tarafından ödeneceği kararlaştırılmışsa da davalının ödemediğini, davalının kullanımında olan araca ait trafik cezasının kesildiğini ve bu cezaları, —- —- davacının üstlenmek zorunda kaldığını, üstelik aracın bedelinin de ödenmediğini, davalının — masraf yapmasının hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, — zararın nasil oluştuğunun davalı tarafından açıklanmadığını, davalının alacak hakkının olmadığını, davalıya —- tarihinde ihtarname gönderildiğini ve aracın iadesinin,—— davacıya ödenmesinin, aracın kullanıldığı her ay için kullanım bedeli ödenmesinin talep edildiğini, dayalınım bu bedelleri ödememesi üzerine davacının bu giderlere karşılık — tarihli fatura düzenleyerek davalıya gönderdiğini, faturanın ödenmemesi üzerine —dosyası ile icra takibinin başlatıldığını, davalının borca itiraz ettiğini, davacı tarafından ödenen ——— ödenmesini talep ettiğini belirtmiş ve ihtiyati haciz kararı verilmesini, itirazın iptalini, %20 oranında icra inkar tazminatına hükmedilmesini, alacağa takip tarihinden itibaren avans faizi uygulanmasını, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıya bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin tescili talep etmesine rağmen davacının tescil işlemini yapmadığını, aracın ölümlü trafik kazasına karışması nedeniyle —- dosyasında tedbir şerhinin bulunduğunu, araç üzerinde tedbir kararının olması nedeniyle tescilin yapılmadığını, satışa engel durumun olduğunu, sözleşme şartlarına aykırı hareket edilerek tedbir şerhinin kaldırılmadığını, davacıya — ödemenin yapıldığını, davalının tedbir şerhinin kalkacağına güvenle araca — masraf yaptığını, davacıya ödenen — ve de aracın kullanıma uygun hale getirilmesi için yapılan — masrafın ödenmesi için — davacıya ihtarnamenin gönderildiğini, davacının gönderdiği faturaya —–tarihinde gönderilen ihtarname ile itiraz edildiğini ve faturanın iade edildiğini, aracın sigorta bedeli, sigorta, ceza gibi bedellerin davalı tarafından ödendiğini, ifa imkansızlığı nedeniyle davalının zarara uğratıldığını belirtmiş ve davanın reddini, %20’den az olmamak üzere kötüniyet tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ile yekalet ücretinin davacıya bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, taraflar arasında haricen yapılan araç devir sözleşmesi sebebiyle davalının süresinde dava konusu aracın devrini almaması sebebiyle davacının uğramış olduğu zararın tazmini amacıyla başlatılan icra takibine vaki itirazın İİK 67. Maddesi gereğince iptali talebine ilişkindir.
Davacı, davalı ile aralarında araç satım sözleşmesi düzenlendiğini, sözleşme gereğince aracın zilyetliğinin davalıya devredildiğini, sözleşme gereği belirlenen süre içerisinde davalının dava konusu aracın resmim devrini alması ve araca ait —— masrafların davalıya ait olmasına rağmen davalının bu yükümlülüklerini yerine getirmediği, aracın resmiyette davacı üzerinde gözükmesi sebebiyle —– davacı tarafından karşılandığını ve bu sebeple zarara uğradığını, davalının sözleşmeye aykırı davranması sebebiyle oluşan zararından davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan usul hükümleri doğrultusunda basit yargılama usulüne tabi olarak oluşturulan tensibe istinaden yargılamaya başlanmış yöntemine uygun ön inceleme duruşması açılarak öncelikle dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, hukuki ihtilaf noktaları belirlenmek suretiyle tahkikat aşamasında deliller toplanmış, —- dosyası celp edilerek dosya içerisine alınıp incelenmiş, —–üzerinden celp edilerek dosya arasına alınmış incelenmiş, — ihtarname örneği celp edilmiş, — davaya konu aracın tescil kayıtları celp edilmiş, —tarihli nitelikli hesaplama uzmanı tarafından bilirkişi raporu alınmış, bilirkişi heyetine mali müşavir bilirkişi eklenerek — tarihli bilirkişi heyet raporu alınmış ve dava sonuçlandırılmıştır.
—- tarihli bilirkişi raporunda özetle,—Davacının davalıya gönderdiği faturanın ödenmemesi üzerine —— ödenmesi için icra takibinin başlatıldığı, icra takibinde “borcun sebebi “olarak ödenmiş vergi ceza ve sigorta bedeli’nin gösterildiği, huzurdaki itirazın iptali davasında harca esas değerin fatura bedeli olan — olduğu görülmekle Dosyaya sunulan ——emredici hüküm niteliğindeki — noterde resmi şekilde yapılmaması sebebiyle —- baştan itibaren kendiliğinden kesin hükümsüz olup olmadığının takdirinin. —- ait olduğu, —- emredici şekle aykırılık sebebiyle taraflar arasında kurulan sözleşmenin ——-olduğu kabul edilirse bu halde —- maddesinde her ne kadar “aracın —- tarihinde alıcıya teslim edileceği, aracın tesliminden sanra ortaya çıkacak vergi, ceza, vb. ödemelerin alıcı tarafından karşılanacağı” kararlaştırılmış olsa da taraflar arasında geçerli bir sözleşme kurulmadığından davacı satıcının, bu sözleşme hükmüne dayalı olarak davalı alıcıdan, —- alacak hakkına sahip olmadığının kabul edilebileceği; — sözleşmenin geçerli olduğu kabul edilirse bu halde — maddesinin tarafları bağlayacağının; davacı satıcının, bu sözleşme hükmüne dayalı olarak davalı alıcıdan, “sözleşmeye dayalı alacak hakkı”na sahip olacağının kabul edilebileceği; —- sözleşmenin geçerli olduğu kabul edilirse bu halde —- davalının satım bedelini ödeme borcu altında olduğunun kabul edilebileceği; ancak her ne kadar davalı cevap dilekçesinde davacıya —ödediğini iddia etse de buna ilişkin bir delile dosya kapsamında rastlanmadığı, ; Dosya kapsamına —- uyarınca dava konusu aracın malikinin davacı olduğu; araç üzerine —- sayılı dosyası nedeniyle —tarihinde ihtiyati tedbir kararının —- konulduğu, Taraflar arasındaki sözleşme tarihi olan — tarihinde araç üzerine —dosyası nedeniyle ihtiyati tedbirin konulduğu görüldüğünden —- hükmünce davacının tasarruf yetkisinin ihtiyati tedbir şerhiyle kısıtlandığı, ancak davacı malikin tasarruf yetkisini kaldırmadığı; bu nedenle çekişmeli haklar şerhinin varlığına rağmen dava konusu araç üzerinde sonradan bir ayni hak kazanmanın mümkün olduğu, Aracın davalıya teslim edilmesi ve davalının kullanımı sebebiyle oluştuğu iddia
edilen ve kullanıma bağlı olarak ortaya çıkan masraflar ile satış bedelinin bir kısmının ödenmediği gerekçesiyle oluşturulan ve davaya konu takibe dayanak edilen fatura içeriğinde belirtilen masrafların nelerden ibaret olduğu, davacı tarafından ödendiği iddia edilen bu masraflardan davalının sorumlu olup olmadığı; takip tarihi itibariyle davacının davalıdan muaccel bir alacağının olup olmadığı, varsa miktarı hususunda: sözleşme tarihi olan —– ilişkin olarak dosyaya sunulan belgeler yukarıda ayrıntısıyla incelenmiş, a. ancak düsyaya sunulan bazı belgelerin tarih aralığının —- tarihi olan —– uymaması, aynı ödemeye ilişkin birden fazla aynı evrakın sunulması, ödemenin araca ilişkin olup olmadığının anlaşılamaması, ödemenin başka araca ait olması, bazı belgelerin —- ödeme emri/tutanak/tebligat/cevabi yazı olması ve ödemenin yapıldığını göstermemesi gibi sebeplerle hesaplamada değerlendirilemediği, b. dosya kapsamına davacı tarafından sunular ödeme belgeleri incelendiğinde davacının, hala maliki olduğu —- tarihinden itibaren icra takip tarihi olan — tarihine kadar yapmış olduğu ödemelerin toplamı —olarak hesaplanmış olmakla bu bedelin takip tarihi itibariyle davacı tarafından,——- istenip istenemeyeceğinin takdirinin, —ait olduğu hususunda, Bu hususun değerlendirilmesinin münhasıran — ait olduğu—-yönünde görüşlerini bildirmişlerdir.
—tarihli bilirkişi heyet ek raporunda özetle, “..BORÇLAR HUKUKU YÖNÜNDEN Davacının davalıya gönderdiği faturanın ödenmemesi üzerine —–ödenmesi için icra takibinin başlatıldığı, icra
takibinde —-plakalı aracın davalı/borçlu tarafından kullanıldığı tarihlerde hizmet bedeli ödenmiş vergi ceza ve sigorta bedeli”nin gösterildiği, huzurdaki itirazın iptali davasında harca esas değerin fatura
bedeli olan —-olduğu görülmekle kök rapora yapılan itirazlar değerlendirildiğinde
1) Dosyaya sunulan —— emredici hüküm niteliğindeki KTK m. 20/d hükmü gereğince noterde resmi şekilde yapılmaması sebebiyle TBK m. 27/I hükmünce baştan itibaren kendiliğinden kesin hükümsüz olup olmadığının takdirinin, —- ait olduğu,
a. —-emredici şekle aykırılık sebebiyle taraflar arasında kurulan sözleşmenin TBK m. 27/I hükmünce baştan itibaren kendiliğinden kesin hükümsüz —–olduğu kabul edilirse bu halde —-maddesinde her ne kadar —–tarihinde alıcıya teslim edileceği, aracın tesliminden sonra ortaya çıkacak vergi, ceza, vb. ödemelerin alıcı tarafından karşılanacağı” kararlaştırılmış olsa da taraflar arasında geçerli bir sözleşme kurulmadığından davacı satıcının, bu sözleşme hükmüne dayalı olarak davalı alıcıdan, —- alacak hakkına
sahip olmadığının kabul edilebileceği;
b. Ancak eğer —-sözleşmenin geçerli olduğu kabul edilirse bu halde
—-maddesinin tarafları bağlayacağının; davacı satıcının, bu sözleşme
hükmüne dayalı olarak davalı alıcıdan, —-olacağının kabul edilebileceği;
2) Davalının sözleşme gereğince üstlendiği bedel ve masrafları ödeme borcunu yerine getirip getirmediği, böyle bir borcun olup olmadığı hususunda:—- geçerli olduğu kabul edilirse bu halde TBK m. 207 hükmünce davalının satım bedelini ödeme borcu altında olduğunun kabul edilebileceği; bedelin ödenip ödenmediği hususunun mali incelemede değerlendirildiği,
3) — plakalı aracın satışı nedeniyle davacının, davalıya takyidatsız/tedbir
kaydı olmaksızın aracı teslim edip etmediği hususunda: Dosya kapsamına—– tarihli belge uyarınca dava konusu aracın malikinin davacı olduğu; araç üzerine —-tarihinde ihtiyati
tedbir kararının TMK m. 1010/I, b. 1 hükmünce konulduğu,
4) Kaydın bulunması halinde teslim gerçekleşmiş olsa bile davacının üstlendiği edimi sözleşmeye/teamüle uygun olarak yerine getirmiş olup olmayacağı hususunda: Taraflar arasındaki sözleşme tarihi olan —-
tarihinde araç üzerine —-dosyası nedeniyle ihtiyati tedbirin konulduğu görüldüğünden TMK m. 1010/I, b. 1 hükmünce davacının tasarruf yetkisinin ihtiyati tedbir şerhiyle kısıtlandığı, ancak şerhin, davacı malikin tasarruf yetkisini kaldırmadığı; bu nedenle çekişmeli haklar
şerhinin varlığına rağmen dava konusu araç üzerinde sonradan bir aynî hak kazanmanın mümkün olduğu,
5) Aracın davalıya teslim edilmesi ve davalının kullanımı sebebiyle oluştuğu iddia edilen ve kullanıma bağlı olarak ortaya çıkan masraflar ile satış bedelinin bir kısmının ödenmediği gerekçesiyle oluşturulan ve davaya konu takibe dayanak edilen fatura içeriğinde belirtilen masrafların nelerden ibaret olduğu, davacı tarafından ödendiği iddia edilen bu masraflardan davalının sorumlu olup olmadığı; takip tarihi itibariyle davacının davalıdan muaccel bir alacağının olup
olmadığı, varsa miktarı hususunda: Mali incelemede bu hususun değerlendirildiği,
6) İtirazın iptali ile kötüniyet tazminatının hüküm koşullarının oluşup oluşmadığı hususunda: Bu hususun değerlendirilmesinin münhasıran —— ait olduğu…” yönünde görüşlerini bildirmişlerdir.
Taraflar arasında dava konusu aracın haricen satışına ilişkin sözleşmenin varlığı hususunda ihtilaf bulunmamaktadır. Taraflar arasındaki uyuşmazlık, davalı tarafından dava konusu aracın sözleşmede kararlaştırılan süre içerisinde devir alınıp-alınmadığı, aracın devrine engel bir durumun olup olmadığı, davalının aracı fiili olarak kullanması sebebiyle oluşan vergi, sigorta muayene vb. masraflardan davalının sorumlu olup olmadığının tespiti noktasında toplanmaktadır.
Hemen belirtmek gerekir ki, taşınır niteliğinde olan araçların noterde resmi şekilde devrinin yapılması gerekmekte olup, zorunlu şekil şartına bağlı olmadan yapılan sözleşmeler kesin hükümsüzdür.
Bir sözleşmenin kurucu unsurlarının mevcut olmasına rağmen, geçerlilik şartlarından kamu düzenini ilgilendiren hususların gerçekleşmemiş olması halinde butlan — söz konusudur.— — dolayısıyla butlan — olan sözleşme, yapıldığı andan itibaren hükümsüzdür —– belirli bir zamanın geçmesi——–olan işlemi geçerli hale getirmemekte —-sözleşme başından itibaren hüküm ve sonuç doğurmamaktadır.
Doktrindeki bir görüşe göre, sözleşme şekle aykırı da olsa kurulmakta ancak geçersiz olmaktadır — Somut olayda, butlan —- taraflarca ileri sürülmese bile, sağlık kazanması mümkün olmayan şekil noksanlığı, hakim tarafından yargılamanın her aşamasında re’sen göz önüne alınır.——- dolayısıyla butlan—- olan sözleşme yapıldığı andan itibaren hükümsüz olmakla birlikte, her somut olayın kendi şartları içinde değerlendirilmesi ile özellikle şu iki halden birinin varlığı halinde şekil noksanı nedeniyle hükümsüz olan sözleşme sağlık kazanabilir. Bu kapsamda, birinci hal, tarafların şekle aykırı bir sözleşmeden doğan edimlerini bilerek ve isteyerek ifa etmesi; ikinci hal ise sözleşmenin diğer tarafının aldatılması veya şekil noksanlığına bilerek ve isteyerek sebep olunmasıdır. Nitekim gerek doktrin gerekse—– nedeniyle sözleşmenin geçersiz olduğunu ileri sürmenin hakkın kötüye kullanılması olarak nitelendirilebildiği bir durumda, geçersizlik itirazının kabul görmeyeceğini ve şekle aykırı sözleşmenin geçerli bir sözleşmenin bütün hüküm ve sonuçlarını doğuracağını kabul etmektedir ——
Tek tarafa borç yükleyen sözleşmelerde borçlanılan edimin ifa edilmesi halinde, geçerli bir sebebe dayanmadan ifa edilen edimin sebepsiz zenginleşme —— davası ile geri istenebileceğini; keza tam iki tarafa borç yükleyen sözleşmelerde de taraflardan biri veya her ikisinin şekil noksanlığını bilmeksizin kendisini borçlu zannederek ifada bulunması halinde, aynı davaların edimlerin geri alınmasını sağlayacağını kabul etmektedirler. Bununla birlikte, tarafların sözleşmenin şekle aykırı olduğunu bilmelerine rağmen ifada bulunmaları halinde, sebepsiz zenginleşme hükümlerine dayanmak suretiyle ifa edilen edimlerin iadelerini istemeleri mümkün değildir ——-
Şu halde şekil noksanlığının ileri sürülmesinin dürüstlük kuralına aykırı düşmesi ve hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olması durumları hariç olmak üzere bu geçersizlik hali sözleşmenin yapıldığı andan itibaren hüküm ve sonuçlarını doğurmasına izin vermeyecektir —- veya menfaati olan üçüncü kişilerce ileri sürülebileceği gibi hakim tarafından da davanın her aşamasında re’sen dikkate alınacaktır. ———
Eldeki dava da, davalının tüzel kişi tacir olduğu, dosya kapsamında alınan bilirkişi raporlarından da anlaşılacağa üzere dava konusu araç üzerinde tarafların sözleşme tarihi olan — sayılı dosyası ile tedbir konulduğu anlaşılmaktadır. Davalı tüzel kişi tacir olup—– maddesine göre basiretli bir tacir gibi hareket etmesi gerekmektedir. Bu sebeple davalının araç üzerindeki tedbirden haberi olmadığı yönündeki iddia ve savunmalarına itibar etmek mümkün değildir. Taraflar arasında resmi şekilde yapılması zorunlu olan araç devir sözleşmesini şekle aykırı olarak yapılması ve sözleşme esnasında araç üzerinde tedbir olmasına rağmen bu hususun araç devir edimi sırasında ve/veya yargılama aşamasında ileri sürülmesi davalı yönünden dürüstlük kuralına aykırılık ve hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olduğuna kanaat getirilmiştir.
Başka bir deyişle, kanuni şekil şartına tabi olan araç satış sözleşmesi, şekil şartına uyulmaması sebebiyle taraflar arasındaki sözleşme baştan itibaren kesin hükümsüz ise de, davalının eylemlerinin dürüstlük kuralına aykırılık ve hakkın kötüye kullanımı niteliğinde olduğu anlaşılmakla dosya kapsamı ve —- sayfalarında yapılan tespitler sonucu oluşan davacı zararından —- davalının sorumlu olduğuna kanaat getirilmiştir.
Hemen belirtmek gerekir ki, taraf ticari defter ve kayıtları usulüne uygun tutulmamış ise de; — tarihli bilirkişi raporunun ——başlıklı —- numaralı tablolardaki ———- yönünden davalının sorumlu olduğu, anılan masraf ve bedellerin davacı tarafından ödendiğinin dosya kapsamındaki ödeme belgeleri ve davacı taraf ticari defter ve kayıtları ile sabit olduğu, takip yapılmadan önce davalı temerrüde düşürülmediğinden davacının işlemiş faiz talebinin yerinde olmadığı anılaşılmış, davanın kısmen kabulüne, davalının —–esas sayılı takip dosyasına yapmış olduğu itirazın kısmen iptali ile, —– asıl alacak ve takip tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi üzerinden takibin devamına, davacının fazlaya ilişkin talebinin reddine karar verilmiştir.
İtirazın iptali davalarında davacı yararına icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için borçlunun itirazında haksız olması ve alacağın likit olması şarttır. —- Dosyaya konu alacağın likit ve davalının haksız olduğu anlaşıldığından, hükmedilen asıl alacak miktarı —- üzerinden davacı lehine icra inkar tazminatına hükmedilmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜNE,
-Davalının —– sayılı takip dosyasına yapmış olduğu İTİRAZIN KISMEN İPTALİ ile, —– asıl alacak ve takip tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi üzerinden takibin DEVAMINA,
-Davacının fazlaya ilişkin talebinin REDDİNE,
2-Hükmedilen asıl alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Karar harcı 896,15-TL’den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 362,73-TL harç ile icra dosyasına yatırılan 108,19-TL harç olmak üzere toplam 470,92-TL harçtan mahsubu ile bakiye 425,23-TL harcın davalı taraftan tahsili ile hazine adına irat kaydına,
4-Davacı tarafça yatırılan 362,73-TL harç ile icra dosyasına yatırılan 108,19-TL harç olmak üzere toplam 470,92-TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından tarafından yapılan 35,90-TL başvuru harcı, 5,20-TL vekalet harcı, 155,70-TL tebligat ve müzekkere gideri, 2.100,00-TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 2.296,80-TL yargılama giderinin haklılık oranına göre 1.392,58-TL sinin davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine, kalan tutarın davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
7-Davanın kabul edilen kısmı için davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. 13 maddesindeki esaslara göre belirlenen 5.100,00-TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-Davanın reddedilen kısmı için davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. 13 maddesindeki esaslara göre belirlenen 5.100,00-TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
9-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde Hukuk Muhakemeleri Kanununun 333.maddesi uyarınca ilgili tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde ———— Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.24/03/2022