Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1006 E. 2018/805 K. 12.09.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/1006 Esas
KARAR NO : 2018/805

DAVA : Alacak (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 05/09/2018
KARAR TARİHİ : 12/09/2018

Mahkememize açılan Alacak (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan) davasında dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
İDDİA : Davacı vekili dava dilekçesinde; Müşteri numarası …. olan davalı bankanın İstanbul Maltepe şubesi müşterisi müvekkil …’in davalı bankaya ait ………. Şubesi kredi kartı hesabından 19/02/2018 tarihinde müvekkilin bilgisi ve izni dışında toplam 24 farklı işlem yapılarak müvekkil ile herhangi bir ilişkisi bulunmayan birden fazla …… hattına para aktarımları gerçekleştirilmiştir. İlgili işlemler müvekkil tarafından yapılmamış olup ayrıca bu işlemlerin gerçekleşmesi için müvekkilin davalı banka müşteri veri sisteminde açıkça kayıtlı bulunan telefon hattına onay mesajı dahi gelmemiş, müvekkilin, davalı banka nezdinde bulunan kredi kartı hesabından müvekkilin bilgisi ve izni dışında 19/02/2018 tarihinde toplam 24 farklı işlem yapılarak ……..numaralarına toplamda 6.000,00 TL para aktarımı sağlanmış, Müvekkil, bilgisi ve rızası dışında gerçekleşen bu işlemleri, yapıldığı tarihten 4 gün sonra banka hesabına giriş yaptığında tespit etmiş, müvekkilin bilgisi ve rızası dışında davalı bankaya ait hesabından müvekkil ile hiçbir bağlantısı olmayan …… numaralarına yapılan para aktarımları nedeniyle müvekkilin uğramış olduğu zararın tazmini amacıyla Kartal ………. Noterliği 02/03/2018 tarihli ve……… yevmiye numaralı ihtarnamesi davalı bankaya gönderilmiş ve davalı banka çalışanı tarafından teslim alınmış, ancak, davalı tarafından müvekkilin hesabından çekilen tutar iade edilmemiş ve gönderilen ihtarnameye de herhangi bir cevap verilmemiş, müvekkil, ihtarname tarihinden itibaren işbu davanın açıldığı tarihe kadar mağduriyetinin giderilmesi amacıyla ihtarname haricinde de banka yetkilileri aracılığıyla zararın giderilmesi noktasında girişimde bulunmasına rağmen müvekkilin mağduriyeti giderilmemiş, bu nedenle, uğranılan zararın tazmini yönünde karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE : 01.03.2006 tarihinde yürürlüğe giren 5464 sayılı Banka Kartları ve Kredi Kartları Kanununun 44. maddesinin birinci fıkrasında, “tüketici olan kart hamili” tarafından açılacak davalarda 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 22 ve 23. maddelerinin uygulanacağını ve dolayısı ile tüketici mahkemelerinin görevli olacağı, İkinci fıkrasında ise “kart çıkaran kuruluşlar” tarafından kart hamili aleyhine açılacak davalar yönünden 1086 sayılı HUMK’nın (6100 sayılı HMK’nın 447/2. maddesinde, başka kanunların HUMK’ya yaptığı atıfların HMK’ya yapılmış sayılacağı belirtildiğinden 01.10.2011 tarihinden itibaren bu atıf HMK olarak anlaşılmalıdır) görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanacağı belirtilmektedir. Aynı Kanunun 43. maddesinde ise, “tacirlere verilen kurumsal kredi kartları hakkında” 44. madde hükümlerinin uygulanmayacağı belirtilerek ana kurala istisna getirilmiştir.
Ancak, 28.05.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 3/1-(k) maddesinde, ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişiler “tüketici”; 3/1-(l) maddesinde ise, mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemler “tüketici işlemi” olarak kabul edilmiş ve Tüketici Kanununun kapsamı esaslı şekilde genişletilmiştir. Aynı Kanunun 73/1. maddesinde “tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalarda” tüketici mahkemelerinin görevli olduğu belirtilirken; 83/2. maddesinde de “taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenleme olması, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve bu Kanunun görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemez” hükmüne yer verilmiştir. Kanunun Geçici-1/1. maddesinde ise “bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce açılmış olan” davaların “açıldıkları mahkemelerde görülmeye devam” edeceği belirtildiğinden, 28.05.2014 tarihinden önce açılmış davalar yönünden 5464 sayılı Kanunun 44. maddesindeki görev hükümleri geçerli olmaya devam edecektir. 6502 sayılı Kanun, kart hamili ya da kartı veren kuruluş gibi bir ayrıma gitmeksizin bütün bankacılık işlemlerini (m. 3/1-k kapsamına girmeyen tacirler hariç olmak üzere) kanun kapsamına aldığı ve 83/2. maddesi hükmü karşısında diğer kanunlardaki görev kuralları bu kanun kapsamına giren uyuşmazlıklarda uygulanmayacağı için, 6502 sayılı Kanunun yürürlüğe girmesinden sonra açılan davalarda görevli mahkeme, tüketici mahkemeleri olacaktır.
Somut olayda uyuşmazlık, banka kredi kartı sözleşmesinden kaynaklanmakta olup; dava, 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun yürürlüğe girmesinden sonra açılmıştır. Davacı, tacir olmayıp 6502 sayılı Kanunun 3/1-k maddesi uyarınca tüketicidir. Bu haliyle uyuşmazlığın, anılan Kanunun 73/1 ve 83/2. maddeleri uyarınca, tüketici mahkemesi tarafından çözüme kavuşturulması gerekmektedir.
H Ü K Ü M : Ayrıntıların ve gerekçesi yukarıda belirtildiği gibi,
1-HMK’nun 114/1-c ve 115/2 maddeleri gereğince görevi ilişkin dava şartı noksanlığı nedeniyle davanın usulden REDDİNE,
2- HMK.’nun 20.maddesi uyarınca, iş bu kararın kesinleştiği tarihten itibaren iki haftalık süre içerisinde başvuru halinde, dava dosyasının görevli İSTANBUL ANADOLU NÖBETÇİ TÜKETİCİ MAHKEMELERİNE gönderilmesine,
3- HMK.’nun 331/2 maddesi uyarınca yargılama giderlerinin görevli mahkemece değerlendirilmesine,
Dair; Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’ne istinaf yasa yolu açık olmak üzere karar verildi.