Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1003 E. 2020/494 K. 22.09.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/1003 Esas
KARAR NO : 2020/494

DAVA : İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ : 04/09/2018
KARAR TARİHİ : 22/09/2020

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin saat ithalatı, ihracatı ile —– saatlerin perakende satışı ile iştigal ettiğini, davalının da müvekkilinin yurtçi müşterilerine satışını gerçekleştirdiği saatlerin kargo işlerini yaptığını, bu kapsamda davalının —müvekkilinin —— tarih, — nolu, 3.254,19 TL. bedelli fatura ve aynı tarihli —– bedelli Fatura kapsamında gönderdiği kolideki saatlerin kargoda kaybolduğunu, müvekkilinin kargoda kaybolan mallara ait zararının karşılanmasını davalıdan talep ettiğini ancak netice alamadığını, aynı amaçla davalı aleyhine başlatılan icra takibinin de haksız yere yapılan itirazla durdurulması üzerine işbu davanın açılması zarureti doğduğunu, davanın dayandığı icra takibine vaki itirazın iptali ile kaldığı yardan devamına davalı aleyhine takip tutarı üzerinden %20 oranında İcra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir
SAVUNMA : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafın müvekkili aracılığıya gönderdiği kargonun kaybolduğunu öne sürmekte ise de gönderildiği iddia edien kargonun ne taşıma faturasının ne de kargonun muhteviyatı hakkında bir bilginin olmadığını, müvekkilinin kayıtlarında yapılan araştırmada bedeli talep edilen kargonun taşıma kaydına da rastlanmadığını, davacının taşımaya ilişkin herhangi bir bilgi sunmadığını, eşyanın niteliği ve değerini taşıyana teslim anında beyan etmediğini, bu aşamada eksik bildirimlerden kaynaklanan sorumluluğun zaten gönderene ait olduğunu, müvekkilinin kendisine taşınmak üzere teslim eden kargonun içeriğini araştırmak yetkisinin bulunmadığını, beyana itibar ettiğini, tazminat olarak talep edilen bedelin ise fahiş olduğunu kabul anlamına gelmemesi kaydıyla müvekkilinin sorumluluğunun TTK. Md.882 nazarından sınırlı olduğunu, buna rağmen tazminat stemi doğrudan icra takibine konu edildiğinden müvekkilinin aleyhine yürütülen takibe haklı nedenlerle itiraz ettiğini beyan ederek; müvekkili aleyhine ikame edilen haksız davanın reddi ile davacı şirket aleyhine %20’den az olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedİlmesini giderleri ve vekâlet ücretinin de davacı tarafa yükletilmesini talep etmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE: Dava hukuki niteliği itibariyle, İİK 67. Maddesi kapsamında açılan itirazın iptali davasıdır.
Dava basit yargılama usulüne tabi olup, teati aşaması tamamlandıktan sonra deliller toplanmış, bilirkişi raporu alınarak yargılama sonuçlandırılmıştır.
İcra dosyası, fatura suretleri celp edilmiş, taraflarca dosyaya sunulan diğer deliller ile birlikte incelenmiştir.
İtirazın iptali istemine konu İstanbul Anadolu — İcra Müdürlüğü’nün — Esas sayılı dosyasının incelenmesinde; davacı alacaklı tarafından davalı borçlu aleyhine 5.607,36 TL asıl alacağın tahsili için 09/08/2018 tarihinde ilamsız icra takibi başlatıldığı, davalı borçlunun süresi içerisinde yapmış olduğu itiraz üzerine takibin durduğu ve davanın hak düşürücü süre içeresinde açıldığı anlaşılmıştır.
Konunun incelenmesinin uzmanlık gerektiren yönleri olması ve taraflarca delil olarak bilirkişi deliline dayanılmış olması sebebiyle dosya alanında uzman bilirkişi —- tevdi edilerek rapor alınmış, anılan bilirkişi tarafından sunulan 25/10/2019 tarihli bilirkişi raporunda; davacının davalı şirketten 4.752,26 TL olarak talep edebileceği, talebin haklılığına hükmedilmesi halinde davacının alacağına, miktarı infaz aşamasında belirlenmek üzere 3095 SK. M d. 2/2 hükmü uyarınca, davanın dayandığı takip tarihinden itibaren avans faizi de yürütülebileceği bildirilmiş, söz konusu bilirkişi raporu HMK 282. Maddesi kapsamında denetime elverişli görülerek hükme esas alınmıştır.
Dava konusu uyuşmazlık, taraflar arasında davacı tarafından —- müşterisine gönderilmesi için davalıya teslim edilen 2 adet fatura konusu saatlerin kargoda zayi olduğu iddiası kapsamında, saatlerin davalıya teslim edilip edilmediği, teslim edilen kargonun fatura konusu saatler olup olmadığı, emtianın kargoda kaybolup kaybolmadığı, kargonun akıbeti ve davacının saat bedellerini davalıdan talep edip edemeyeceği; edebilir ise hangi miktarda ve hangi usule göre zarar tazmininin hesap edilmesi gerektiği, bu kapsamda itirazın iptali icra inkar tazminatı hüküm koşullarının oluşup oluşmadığı noktalarında toplanmaktadır.
Tüm dosya kapsamı, toplanan deliller, icra dosyası içeriği ve yargılama sırasında bilirkişiden alınan denetime elverişli rapor içeriğine göre, taraflar arasında davacıya ait içeriği saat emtiası olan kargoların taşınmazı hususunda yazılı olmayan sözleşme kapsamında ticari ilişki kurulduğu, davacı tarafından dosyaya delil olarak sunulan fatura ve teslim belgeleri incelendiğinde;——- sayılı faturalara konu toplam bedeli KDV dahil 5.607,66 TL olan toplamda 32 adet —– marka kol saatinin bu tarihte davalı kargo şirketi uhdesine geçtikten sonra kaybolduğu ve yapılan araştırmada herhangi bir taşıma kaydına rastlanmadığı, davalının 6102 sayılı TTK.’nın 875 ve devamı maddelerinde yazılı kusursuz sorumluluk ilkesi kapsamında taşınan malın ziya ve hasarından kusursuz sorumlu olduğu, davalı tarafından yasanın 876 ve 878 maddeleri uyarınca —– getirerek sorumluluktan kurtulma hakkı var ise de; bu hususta dosyaya herhangi bir delilin sunulmadığı ve bu halde hasar ve kayıptan doğan tazminatın TTK. 880/1-3 maddesi uyarınca hesap edilerek zararın belirlenmesi gerektiği, bu tutarın da denetime elverişli bilirkişi raporunda belirtildiği üzere; ——- sayılı irsaliyeli sevk faturasının KDV siz tutarı üzerinden (2.757,79 TL + 1.994,47 TL) belirlenen 4.752,26 TL olduğu değerlendirilerek; davacının belirlenen bu tutar üzerinden davalıdan zararını talep edebileceği ve bu miktar uyarınca itirazın iptalinin gerektiği, ancak belirlenen miktarın hesaplama ile ortaya çıkarılmış olması sebebiyle likit olarak değerlendirilemeyeceği ve davacının icra inkar tazminatı isteminin reddine ve davacının kötü niyetli takip başlattığına dair dosyaya yansıyan bir delil olmaması sebebiyle davalının kötü niyet tazminatı isteminin reddine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın kısmen kabulü ile; davalının İstanbul Anadolu —. İcra Müdürlüğü’nün — Esas sayılı takip dosyasına yaptığı itirazın 4.752,26 TL yönünden iptali ile, takibin bu miktar üzerinden devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine,
2-Davaya konu alacağın bilirkişi raporu tespit edilmesi sebebi ile likit olarak değerlendirilemeyeceği kanaatine varıldığından davacı yararına icra inkar tazminatı takdirine yer olmadığına,
3-Reddedilen kısım yönünden ise kötüniyetli takip başlatıldığına ilişkin delil bulunmaması sebebiyle kötüniyet tazminatı istemin reddine,
4-Karar harcı 324,62 TL ‘den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 67,72 TL harcın mahsubu ile bakiye 256,90 TL harcın davalı taraftan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
5-Davacı tarafından tarafından yapılan 103,62 TL ilk masraf, 125,85 TL tebligat ve müzekkere gideri, 500,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 729,47 TL yargılama giderinin haklılık oranına göre 617,84 TL sinin davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine, kalan tutarın davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli—esaslara göre belirlenen 3.400,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli .—– esaslara göre belirlenen 855,00 TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
8-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde Hukuk Muhakemeleri Kanununun 333.maddesi uyarınca ilgili tarafa iadesine,
İlişkin olarak taraf vekillerinin yüzlerine karşı miktar itibar ile kesin olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.