Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/958 E. 2019/809 K. 25.06.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2017/86 Esas
KARAR NO : 2019/764
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 20/01/2017
KARAR TARİHİ: 18/06/2019
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı aleyhine İstanbul Anadolu 25. İcra Maüdürlüğünün ——– Esas numarası ile —- tarihinde —- düzenlenme tarihli – Seri ——-sıra nolu Satın alma İade Faturası ile toplam —–TL.lik fatura alacağı ile alakalı ilamsız icra takibi başlatıldığını ve davalıya ödeme emri gönderildiğini, yapılan takip ve gönderilen ödeme emrinin davala tarafa —- tarihine tebliğ edildiğini, davalı tarafın —– tarihinde borca itiraz ettiğini ve takibin durduğunu, davac-ı ile davalı arasında uzun zamandır ticari ilişkin bulunduğunu, bunun neticesinde davalının yurt dışından mal getirmekte, getirilen malları millileştirmekte olduğu, akabinde davacının davalı —– markası için ——– ve hesabına işlemek için davalıdan mal alıp kullanılmayan, yani işlenmeyen malı davalıya iade etmekte olduğunu, davalının ise maları iade aldığını, davaya konu faturalar içeriği yer alan malların davalı tarafından geri iade sureti ile teslim almadığı, geri alınması için davalıya — tarihinde —- Noterliğince —–yevmiye numaralı ihtarı gönderdiklerini ödemenin halen yapılmadığını beyan ederek, davalının itirazının iptaline ve %20 den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına Yargılama gidrleri ve masrafı ve vekalet ücretinin davalı tarafa bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı ile davalı arasında ticari ilişki olduğunu, taraflar arasındaki çalışma sisteminin, davacı şirketin talebi ve onayı ile hammadde tedarikinin müvekkil şirket tarafından yapıldığını, stoka alındığını, taraflar arasında çözüm ortaklığı şeklinde çalışma biçimi fazla gelen ürünün iade edilmesi şeklinde olmadığı, kullanılan tutarın fatura edilmesi şeklinde olduğu, tarflar arasındaki ticari ilişkinin davacının davalıya temin ediln hammaddeyi işlemesi sonrası çıkan ürünü davalı şirkete satmak şeklinde devam ettiğini, daha sonra davalı şirketin ortağı, müştere yetkilisi ve tüm mali işlerden sorumlu olarak bulanan ——davalı şirketten ayrılıp gerek davacı şirkete gerekse bu şuretin organik bağının bulundouğu dava dışı ———-.nde gizli ortak veya gizli çalışan olarak çalışmaya başladığını, su olaydan sonra davacı ve dava dışı diğer şirket tarafından haksız ve kötü niyetli faturalar üretilmeye başlandığını, huzurdaki davanın mesnedinin de bu faturalardan biri olduğunu, başka bir fatura ile ilgili de İstanbul Anadrolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin —- esas sayılı dosyasında davanın görülmekte olduğunu, davacı şirketçe satın alındıktan yaklaşık 4 ay sonra işlenmek için verilen malzemenin arta kalan kısmının iadesi sebep gösterilerek 03.05.2016 tarihli satın alma iade faturası eklenerek ihtarname ile tekrar istenildiğini, söz konusu ihtanameye karşı ihtarname ile cevap verildiğini ve satın alma iadesi faturasının kabul edilmediğininin belirtildiğini beyan ederek, davacının davasının reddine, %20 den aşağı olmamak üzere kötü niyt tazminatına hükmedilmesine, yargılama harç ve giderleri ile ücreti vekaletin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE:
Dava hukuki niteliği itibariyle, taraflar arasındaki ticari ilişki neticesinde 03/05/2016 tarihli 29.963,81 – TL bedelli satın alma iade faturasına ilişkin başlatılan takibe yapılan itirazın iptali ve icra inkar tazminatı talebine ilişkindir. .
Davaya konu İstanbul Anadolu 25. İcra Müdürlüğünün ——- esas sayılı icra dosyasında yapılan inceleme sonucunda, davacı-alacaklının—– Tarihli -seri —— sıra numaralı — tL.lik satın alma iade faturası alacağı dayanak olarak —- TL asıl alacak ve ——- TL işlemiş faiz olmak üzere toplam —- TL toplam alacak için —– tarihinde takip talebinde bulunduğunu, davalı- borçluya ödeme emrinin — tarihinde tebliğ edildiği, davalı-borçlunun süresinde (27.06.2016 tarihinde ) ödeme emrine itiraz ederek takibi durdurduğu, itiraz dilekçesinin davacı alacaklıya tebliğe çıkarılmadığı bu nedenle itirazın iptali davası açmak için öngörülen 1 yıllık hak düşürücü sürenin işlemeye başlamadığı, davanın süresinde açılmış olduğu görülmüştür.
Davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan usul hükümleri doğrultusunda yazılı yargılama usulüne tabi olarak oluşturulan tensibe istinaden yargılamaya başlanmış, usule ve yasal mevzuata uygun ön inceleme duruşması açılarak öncelikle dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, hukuki ihtilaf noktaları belirlenmek suretiyle tahkikat aşamasında taraflarca talep edilen deliller toplanmış, yargılama sırasında 28/02/2018 tarihinde kabul edilen 7101 sayılı kanunun 61. Maddesi ile 6102 sayılı T.T.K.’nın 4. Maddesinin 2. Fıkrasının değiştirilmesi sebebiyle basit yargılama usulüne geçilerek dava sonuçlandırılmıştır.
Taraf delilleri toplanmış, dosya daha sonra tarafların tacir olması ve her iki tarafça delil olarak ticari defterlerine dayanılması sebebiyle TTK.83-85 ve HMK.222.maddeleri uyarınca tarafların ticari defterleri üzerinde inceleme yapılmasına karar verilmiştir. İnceleme gün ve saati her iki tarafa duruşmada bildirilmiş, gerekli ihtarlar yapılmış, ayrıca inceleme gün ve saati tebliğ edilmiş, her iki tarafça da inceleme gün ve saatinde defterler hazır edilmiş ve taraf defterleri ile tüm dosya kapsamı üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmış , Bilirkişi Mali Müşavir ——— tarafından 20.07.2018 tarihli kök ve 05.05.2019 tarihli ek rapor düzenlenmiştir.
Bilirkişi tarafından düzenlenen raporlarda özetle ,” taraf defterlerinin usulüne uygun tutulduğu, uyuşmazlık konusu satın alma iade faturası dışında taraf defterlerinin birbirini doğruladığı, davaya konu faturaya konu malların davalıya teslimine ilişkin dosya kapsamında belge olmadığı ve davacı tarafça da bu hususun ispatlanamadığı, söz konusu malların hala davacıda olduğu , davacının bu malları teslim aldıktan sonra 8 günlük yasal süre içinde itiraz ettiğine ilişkin belgenin dosyada mevcut olmadığı ve ayıp ihtarına ilişkin de bilgi ve belge bulunmadığı, ticari teamül ve davacının davalıdan alacaklı olup olmadığına ilişkin hukuki değerlendirmenin mahkemenin taktirinde olduğu beyan edilmiştir.
Tüm dosya kapsamı, denetime elverişli bilirkişi raporu , toplanan deliller birlikte değerlendirildiğinde, davanın nitelik itibariyle itirazın iptali davası olduğu ,yasal dayanağını İİK’nın 67. maddesinden alan itirazın iptali davası, alacaklının icra takibine karşı borçlunun yaptığı itirazın iptali ile İİK’nın 66. maddesine göre itiraz üzerine duran takibin devamını sağlamayı amaçladığı, takip hukukundan doğan bu davada tespit edilecek hususun, borçlunun icra takibine yapmış olduğu itirazında haklı olup olmadığının belirlenmesi olduğu, somut olay irdelendiğinde takibe konu faturanın iade faturası olup fatura bedelinin talep edildiği ancak fatura konusu malların davalıya teslim edilmeyip davacı nezdinde olduğu anlaşılmış aksini kanıtlayacak bilgi ve belge dosyaya sunulmamıştır. Nitelik itibariyle takibin devamı yahut iptali yönünde hüküm kurulacak olan itirazın iptali davasında malları teslim etmeyen davacı açısından kurulacak hükmün icra kabiliyeti olmayacağı gibi yapılan defter incelemesi ve Yargıtay’ın istikrar kazanmış içtihatları ışığında taraflar arasında bu hususa ilişkin ticari teamül oluşmadığı anlaşıldığından davanın reddi ile davacının davayı açmakta kötüniyetli olduğu dosya kapsamı itibariyle ispat edilemediğinden davalı vekilinin yasal koşulları oluşmayan kötü niyet tazminat talebinin reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın reddine,
2-Davalı vekilinin yasal koşulları oluşmayan kötü niyet tazminat talebinin reddine,
3-Karar harcı 44,40-TL ‘den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 517,39 TL harcın mahsubu ile artan 472,99-TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı tarafa iadesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
6-Davanın reddedilen bölümü için davalı yararına karar tarihinde geçerli Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nin 13. mad. uyarınca takdir edilen 3.632,31 – TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 333. Maddesi gereği ilgili tarafa iadesine,
Dair; davacı vekili ve davalı vekilinin yüzlerine karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içinde Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 18/06/2019