Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/930 E. 2021/1010 K. 04.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2017/930 Esas
KARAR NO: 2021/1010
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 22/08/2017
KARAR TARİHİ: 04/11/2021
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı firma tarafından davalı firmaya taşıma hizmeti verildiği, taşıma işine ilişin navlun faturası düzenlendiğini, davalı şirketin —- alacağını ödemediğini, davalı tarafından bakiye fatura bedelleri ödemeyince alacağın tahsili amacıyla —— dosyası ile icra takibine geçildiğini, ancak davalı tarafından icra takibine haksız ve mesnetsiz olarak itiraz ettiğini, davacı tarafından davalı şirketin taşıma işleri taahhüt edildiği gibi yapıldığını, taşımalar akabinde, davalı şirket adına navlun bedeli açıklamalı faturalar düzenlendiğini, davalı ile yapılan—– yazışmaları ile borçlarını ödemeleri talep edildiğini ancak bir sonuç alınmadığını neticeden icra takibine başvurmak durumunda kalındığını, davalı tarafından icra takibini durduran davalı, basiretli bir tacir gibi davranmadığını, davalının itirazı haksız olduğunu, zira icra takibine konu alacak; davalı şirket tarafından yapılan taşımalara ilişkin navlun ücreti faturalar olduğunu, davalı taraf avukatı vasıtasıyla yaptığı itirazında mutabık kalınan bir borç olmadığından, davalının temerrüte düşürülmediğinden bahisle itiraz ettiğini, icra takibi ile temerrüt faizi istenilmediğini, davalı tarafından alacak ödenmeyince icra takibine başvurulmak durumunda kalındığını davalı borçlunun zaman kazanmak için yapmış olduğu haksız ve kötü niyetli itiraz sonucunda davayı açtıklarını, itiraz yersiz ve mesnetsiz olduğunu, dava konusu bedel, faturaya bağlı, belirli ve likit olduğu için icra inkar tazminatı isteme hakkının olduğu” beyan edip Huzurda görülmekte olan davanın kabulüne, itirazın iptali ile —– takip tarihinden itibaren——- üzerinden tahsil edilmek üzere devamına, davalı şirketin %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, yargılama masraflarının ve vekalet ücretinin karşı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı- Karşı davalı şirketin karşı davaya ilişkin cevapları; Davacı-Karşı davacının eşyanın geç teslimi nedeni ile tazminat talebinde bulunabilmesi için geç teslime ilişkin bildirimin emtianın alıcısına tesliminden itibaren —–ihbar süresi içinde yazılı olarak taşımacıya yapılması gerektiğini, dosya kapsamında eşyanın geç tesliminin süresi içinde taşımacıya yapıldığına dair somut bir delil olmadığını, davalı-karşı davacı karşı dava dilekçesinde, tazminat istemine avans faizi uygulanması yönünde ki talebin hukuka aykırı olduğunu, CMR sözleşmesinin 27. Maddesinde hak sahibine ödenecek tazminat için yılda 5 üzerinden faiz öngörüldüğünü, CMR hükmü aksine avans faizi taleplerinin reddine karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA :
Davalı – Karşı Davacı vekili tarafından dava dosyasına sunulan —- tarihli dava ve karşı dava dilekçesinde özetle; davacı-davalının davasına konu ettiği faturalardan —- bedelli taşıma sözleşmesine ait yük dava dışı—- ait olduğunu, taraflar arasında söz konusu yük taşıma işi için —- şeklinde anlaşıldığını, daha sonra —-yük alış ve derhal çıkış şeklinde revize ettiklerini, davacı-karşı davalı tarafından söz konusu taşıma işinin geç yapıldığını, geç teslimden dolayı zarara uğradıklarını, davacı-karşı davalının CMR 17. Maddesi düzenlemesiyle geç teslim kusurundan sorumlu olduğunu, yine CMR 23/5 maddesi kapsamında da sorumluluğunun bulunduğunu” beyan edip ——- belirlenecek tutarına tamamlanarak tazminine, karşı davalının davasının reddine, Karşı davalı yan aleyhine %20 icra inkar tazminatına, yargılama harç ve giderleri ile ücreti vekaletin karşı yan üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davaya cevap dilekçesinde özetle; Davacı- davalı davaya konu ettiğini 5 adet faturanın sebebi olan taşımların hepsinde taşıma sözleşmeyle anlaştığı ve faturalarda unvanları yazılı üçüncü taraf göndericilere ait malları taşıdığını, aynı şekilde yine alıcı taraflarda faturalarda unvanları belirli olan üçüncü taraf alıcıları olduğunu, davacı- davalı taşıyıcı aynı taşıma sözleşmesi olmadığını, şu halde daha biz taşıma bedellerini tahsil etmeden ve kesintilerin nelerden ibaret olacağını bilmeden davacıya ödeme yapmasını talep etmesinin CMR hükümlerine aykırı olduğunu, davacı – davalı ile aralarındaki yazılı bir sözleşme bulunmamakla taşıma bedeli kendi faturalarında yazan bedel olmadığını, aralarında bir sözleşme olmamasına rağmen tek yanlı bedel tespiti ile tahsilata girişmesinin doğru olmadığını, icra takibine konu faturaları usulünce davalıya tebliğ olunmadığını, herhangi bir yolla dahi gönderilmemiş olduğunu davaya konu faturada yazan bedeller icap dahi sayılmadığını, bu nedenle alacağın likit olduğu iddiasının gerçeği yansıtması bir yana, faturada yer alan kayıtların gerçeği yansıttığını, özellikle faturada bedellerin doğruluğu ispatlanmasını, davacı-davalı ile faturalar konu talep edilen alacak kendi aralarında müzakere ile belirlenmeye çalışıldığını ve bu konuda yazışmalar devam ederken icraya konu edilmesi ticari örf ve adete aykırı olduğunu, aynı zamanda hakkın kötüye kullanması anlamını taşıdığını, harç ve giderlerin davacıya yüklenilmesine, icra inkar tazminatının karşı yana ödettirilmesini, davacı davalı tarafından davaya konu edilen faturalardan ——olan faturaya bağlı taşıma işinde dava dış propak ambalaj isimli firmanın ürünleri taşınmış olduğunu, davalı tarafın gönderdiği şirkete karşı sözleşmeye belirlenmiş sorumluluklarında davacı-davalı —— da müteselsil olarak sorumlu olduğu, dava dışı gönderen firma sırf bu taşımanın gerektirdiği gibi yerine getirmemesinden, bu faturaya konu taşıma işinden sonra tarafımıza tek bir iş dahi vermemiş, gerekçe olarak iş bu kusurlu taşımayı gösterdiğini bu nedenle uğradıkları zararın tazmini hususu çözülene kadar davacı-davalı tarafından navlun bedelini talep etmemesi gerektiğini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, asıl davanın; taşıma sözleşmesi sebebiyle navlun bedelinin tahsili amacıyla başlatılan icra takibine vaki itirazın İİK 67 vd maddeleri gereğince iptali talebine ilişkin olduğu, karşı davanın; taraflar arasındaki taşıma sözleşmesine konu edimin geç teslimi ve kötü ifası nedeniyle uğramış olduğu zararların davalıdan tahsili talebine ilişkindir.
Asıl davada davacı, taşıma sözleşmesi sebebiyle ticari ilişki bulunduğunu, taşıma sözleşmesi sebebiyle navlun ücretine hak kazandığını, davalının navlun ücretinin ödememesi sebebiyle icra takibine geçildiğini, davalının haksız bir şekilde icra takibine itiraz ettiği, davalının haksız itirazının iptali ile takibin devamına, davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
Karşı davada davacı, davalının taşıma sözleşmesine ilişkin yükümlülüklerini yerine getirmediğini, emtianın bilerek geç teslim edildiğini, taşıma sırasında talimatlara uyulmadığını, taşıma sözleşmesinin kötü ve kusurlu ifası nedeniyle şirketin zarara uğradığını, uğranılan zarardan davacı-karşı davalının sorumlu olduğunu, zararın davacı-karşı davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan usul hükümleri doğrultusunda basit yargılama usulüne tabi olarak oluşturulan tensibe istinaden yargılamaya başlanmış yöntemine uygun ön inceleme duruşması açılarak öncelikle dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, hukuki ihtilaf noktaları belirlenmek suretiyle tahkikat aşamasında deliller toplanmış,—-Dosyası celp edilerek dosya içerisine alınıp incelenmiş, —- davaya konu aracın giriş çıkış kayıtları ve——- tarihli bilirkişi heyeti ek raporu alınmış ve dava sonuçlandırılmıştır.
— tarihli bilirkişi raporunda özetle,—– firmasına takip konusu faturalarda belirlenen parsiyel taşıma hizmetini sunarak navlun bedelini almaya hak kazandığı, bu nedenle sunulan faturaların tutarı kadar olan—– sayılı dosya ile başlatılan takibin yerinde olduğu, temerrüt tarihinin faturaların tebellüğü ile kesinleşme tarihi olan —— olabileceği, davacının takip konusu olan asıl alacağa ——-uygulamaları gereğince —– cinsinden borçlarda, o yabancı para cinsiyle açılmış bir yıl vadeli mevduat hesabıma ödediği en yüksek faiz oranında faiz talep edebileceği, Davacının talebi olan icra inkar tazminatı şartlarının oluşmadığı, Karşı dava yönünden, davacı asıl davada davalı —-gecikmeli teslim yaptığını ispat edemediği, ——- zorunluluk olan —– günlük süre içinde yazılı bildirimde bulunulmadığından tazminat talebinin zaman aşımına uğramış olacağı sonuç ve görüşlerine ulaşıldığı…” yönünde görüşlerini bildirmişlerdir.— tarihli bilirkişi heyeti ek raporunda özetle,—-davalı akdi taşıyıcı —- takip konusu faturalarda belirlenen parsiyel taşıma hizmetini sunarak navlun
bedelini almaya hak kazandığı, bu nedenle sunulan faturaların tutarı kadar olan ———- alacağın aynı olması nedeniyle———-başlatılan takibin asıl alacak açısından yerinde olduğu, temerrüt tarihinin faturaların tebellüğü ile kesinleşme tarihi olan ——–uygulamaları gereğince —–borçlarda,—cinsiyle açılmış bir yıl vadeli mevduat hesabına ödediği en yüksek faiz oranında faiz talep edebileceği, Davacının talebi olan icra inkar tazminatı şartlarının oluşmadığı, ancak bu konuda nihai takdirin münhasıran ————gecikmeli teslim yaptığını ispat edebilecek nitelikte bir belgenin dosya kapsamında mevcut olmadığı,
CMR Konvansiyonu 30’uncu maddesi 3.bendi gereği———- zorunluluk olan 21 günlük süre içinde yazılı bildirimde bulunulmadığından tazminat talebinin yerinde olamayacağı sonuç ve görüşlerine ulaşıldığı…” yönünde görüşlerini bildirmişlerdir.Asıl dava yönünden;Kural olarak, bir vakıadan kendi lehine haklar çıkaran/iddia eden taraf, o vakıayı ispat etmeye mecburdur —–
Eldeki dosya bakımından, davacının taşıma sözleşmesi kapsamında yükümlülüğünün eksiksiz bir şekilde yerine getirildiğini ve navlun ücretine hak kazandığını yöntemince ispat etmesi gerekmekte olup, navlun ücretine hak kazanıldığının ispat yükü davacı taraf üzerindedir.
Tüm dosya kapsamı, taraf iddia ve savunmaları, alınan bilirkişi raporları ve bütün deliller birlikte değerlendirildiğinde; dava konusu taşımanın —–yurt dışına olması sebebiyle taraflar arasındaki uyuşmazlıkta — uygulanması gerektiği, taraflar arasında parsiyel taşıma ilişkisi bulunduğu, davacı-karşı davalı/fiili taşıyıcı konumdaki ———verdiği, bu hususun alınan bilirkişi raporu, gelen yazı cevapları ile sabit olduğu, taşıma sonrasında herhangi bir kayıp ve hasar bildiriminin olmadığı bu sebeple davacı tarafından taşıma işleminin usulüne uygun bir şekilde yerine getirildiği ve navlun ücretine hak kazandığı, alınan bilirkişi raporu dikkate alındığında davacı tarafça talep edilen navlun ücretinin taraflar arasındaki sözleşme kapsamına uygun olduğu, davalı-karşı davacının takip tarihi itibariyle temerrüte düştüğü anlaşılmakla asıl dava yönünden davanın kabulüne, davalının—- esas sayılı takip dosyasına yapmış olduğu itirazın iptali ile, —- alacak ve asıl alacağa takip tarihinden tahsil tarihine kadar işleyecek 3095 sayılı yasanın 4/a maddesi uyarınca —– yabancı para ile açılmış bir yıl vadeli mevduat hesabına ödediği en yüksek faiz oranı üzerinden işleyecek faizi —–üzerinden takibin devamına karar verilmiştir.
İtirazın iptali davalarında davacı yararına icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için borçlunun itirazında haksız olması ve alacağın likit olması şarttır. ——- Dosyaya konu alacağın faturaya dayanması sebebiyle alacağın likit ve davalının haksız olduğu anlaşıldığından, hükmedilen asıl alacak miktarı —- üzerinden icra takip tarihindeki—- % 20 oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
Karşı dava yönünden;
Karşı davada davacı, davalının taşıma sözleşmesine ilişkin yükümlülüklerini yerine getirmediğini, emtianın bilerek geç teslim edildiğini, taşıma sırasında talimatlara uyulmadığını, taşıma sözleşmesinin kötü ve kusurlu ifası nedeniyle şirketin zarara uğradığını, uğranılan zarardan davacı-karşı davalının sorumlu olduğunu, zararın davacı-karşı davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Alınan bilirkişi raporları ve dosya kapsamı dikkate alındığında davalı-karşı davacı /fiili taşıyıcı, davacı-karşı davalı/akdi taşıyıcı arasında bir taşıma sözleşmesinin bulunmadığı, davacı-karşı davalı tarafından davalı-karşı davacıya taşıma süresi konusunda bir taahhüdünün bulunmadığı, buna ilişkin dosya kapsamında bir belge ve evraka rastlanmadığı, davalı-karşı davacı tarafından yargılama aşamasında buna ilişkin herhangi bir evrakın sunulamadığı, gelen yazı cevapları ve alınan bilirkişi heyeti kök ve ek raporu dikkate alındığında davacı-karşı davalı tarafından taşıma işleminin makul süre içerisinde yapıldığı, dava konusu emtianın geç teslimine ilişkin CMR üzerinde herhangi bir şerhin bulunmadığı, dava konusu emtianın alıcı tarafından —— tarihinde teslim alındığının CMR belgesinden anlaşıldığı, davalı-karşı davacının CMR 30. maddesi gereğince geç teslim nedeniyle uğradığı zararı emtianın alıcıya teslim edildiği tarihten itibaren —–içerisinde yazılı olarak taşıyıcıya bildirmiş olması gerektiği, davalı-karşı davacı tarafından anılan madde kapsamında bir belgenin dosya kapsamına sunulamadığı dikkate alınarak davalı-karşı davacının davasını yöntemince ispatlayamadığına kanaat getirilmiş, sübut bulmayan karşı davanın reddine karar verilmiştir.
Davalı her ne kadar ——– tarihli karşı dava ve cevap dilekçesinin ıslahı talebinde bulunmuş ise de; davalı tarafından sunulan ıslah dilekçesi incelendiğinden davanın tamamen ıslahı olduğuna ilişkin bir kayıt ve beyan bulunmadığından davalı tarafından yapılan ıslahın kısmi ıslah olduğunun kabulü gerekir. Hukukumuzda kısmen ıslah ile taraflar davaya karşı sürmüş oldukları talep ve itirazlarını değiştirip genişletebilir ise de; talep konusu olmayan bir hususu kısmi ıslah ile ileri sürülmesi mümkün değildir. Dolayısı ile davalı tarafından karşı dava dilekçesi ile ilk olarak kar kaybı bedeli talep edilmediği, kısmi ıslah ile bu hususun sonradan ileri sürülmesinin mümkün olmadığı dikkate alınarak bu yöndeki davalı-karşı davacı talep ve itirazlarına itibar edilmemiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.—–
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Asıl dava yönünden;
1-Davanın KABULÜNE,
-Davalının —- sayılı takip dosyasına yapmış olduğu İTİRAZIN İPTALİ ile, —- asıl alacak ve asıl alacağa takip tarihinden tahsil tarihine kadar işleyecek 3095 sayılı yasanın 4/a maddesi uyarınca —- o yabancı para ile açılmış bir yıl vadeli mevduat hesabına ödediği en yüksek faiz oranı üzerinden işleyecek faizi——— üzerinden takibin DEVAMINA,
2-Hükmedilen asıl alacağın icra takip tarihindeki ——– karşılığı bedeli üzerinden taktiren % 20 oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Karşı dava yönünden;
3-Davanın REDDİNE,
Asıl Dava Yönünden Yargılama Gideri Harç, Vekalet
5-Karar harcı 1.124,17-TL’den davacı-karşı davalı tarafça peşin olarak yatırılan 198,77-TL harcın mahsubu ile bakiye 925,40-TL harcın davalı-karşı davacı taraftan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
6-Davacı-karşı davalı tarafça yatırılan 198,77-TL peşin harcın davalı-karşı davalıdan alınarak davacı-karşı davalıya verilmesine,
7-Davacı-karşı davalı tarafından yapılan 31,40-TL başvuru harcı, 4,60-TL vekalet harcı, 180,00-TL tebligat ve müzekkere gideri, 900,00-TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.116,00-TL yargılama giderinin davalı-karşı davacı taraftan tahsili ile davacı-karşı davalı tarafa ödenmesine,
8-Davalı-karşı davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendisi üzerinde bırakılmasına,
9-Davacı-karşı davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden 24 Kasım 2020 tarihli 31314 sayılı resmi gazetede yayımlanan ve yürürlüğe giren/ karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. 13 maddesindeki esaslara göre belirlenen 4.080,00-TL nispi vekalet ücretinin davalı-karşı davacıdan alınarak davacı-karşı davalıya verilmesine,
Karşı Dava Yönünden Yargılama Gideri Harç, Vekalet
10-Karar harcı 59,30-TL ‘den davalı- karşı davacı tarafça peşin olarak yatırılan 90,45-TL harcın mahsubu ile artan 31,15-TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halide davalı-karşı davacıya iadesine,
11-Davalı-karşı davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
12-Davacı-karşı davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
13-Davacı-karşı davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden 24 Kasım 2020 tarihli 31314 sayılı resmi gazetede yayımlanan ve yürürlüğe giren/ karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. 13 maddesindeki esaslara göre belirlenen 4.080,00-TL nispi vekalet ücretinin davalı-karşı davacıdan alınarak davacı-karşı davalıya verilmesine,
14-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde Hukuk Muhakemeleri Kanununun 333.maddesi uyarınca ilgili tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde —————- Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.04/11/2021