Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/915 E. 2023/319 K. 28.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/915 ESAS
KARAR NO : 2023/319

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 18/08/2017
KARAR TARİHİ : 28/03/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; —–. İcra Müdürlüğü’nün —— Esas sayılı icra takibine davalı tarafça haksız ve kötü niyetli olarak itiraz edilerek davacının alacağına kavuşmasının engellendiğini, davacının inşaat malzemeleri satan —– adlı işyerinin sahibi olduğunu, davalı şirketin de inşaat şirketi olduğunu, davalı şirketin 2006-2007-2008 yıllarını kapsayan dönemde davacıdan inşaat malzemeleri satın aldığını, ancak bu alım-satım süresince 250.000,00-TL bakiye borcunu ödemediğini, davacının alacaklarını tahsil edemeyince sıkıntıya girdiğini ve işyerini kapatmak zorunda kaldığını, davalının icra takibine yaptığı itirazın haksız olduğunu iptalinin gerektiğini takip konusu alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra inkâr tazminatına mahkum edilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

SAVUNMA:
Davalı tarafa dava dilekçesi ve tensip zaptı 05/09/2017 tarihinde tebliğ edilmiş ancak davalı cevap dilekçesi sunmamıştır.

DELİLLERİN İNCELENMESİ VE GEREKÇE;
Dava, cari hesaba dayalı alacağın tahsili amacıyla başlatılan icra takibine vaki itirazın İİK 67. vd. maddeleri gereğince iptali talebine ilişkindir.Davacı; inşaat malzemeleri satan——adlı işyerinin sahibi olduğunu, davalı şirketin de inşaat şirketi olduğunu, davalı şirketin 2006-2007-2008 yıllarını kapsayan dönemde kendisinden inşaat malzemeleri satın aldığını, ancak bu ticari ilişkiden kaynaklanan 250.000,00-TL bakiye borcunu ödemediğini beyan etmiş, davalının haksız itirazının iptali ile takibin devamına, davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiş; davalı davaya cevap vermemiştir.Davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan usul hükümleri doğrultusunda yazılı yargılama usulüne tabi olarak oluşturulan tensibe istinaden yargılamaya başlanmış, yöntemine uygun ön inceleme duruşması açılarak öncelikle dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, hukuki ihtilaf noktaları belirlenmek suretiyle tahkikat aşamasında deliller toplanmış, —- İcra Dairesi’nin ——Esas sayılı İcra Dosyası celp edilerek dosya içerisine alınıp incelenmiş, taraf delilleri toplanmış, bilirkişi heyet raporu alınmış, yasa değişikliği nedeniyle basit yargılama usulüne geçilerek dava sonuçlandırılmıştır.—–. İcra Dairesi’nin ——Esas sayılı İcra Dosyasının yapılan incelemesinde; takibin alacaklısının davacı, borçlusunun davalı olduğu, borçlu aleyhine 19/08/2016 tarihli cari hesap alacağına dayalı olarak 250.000,00-TL’lik asıl alacak için genel haciz yoluyla icra takibi başlatıldığı, borçlu vekilinin süresinde itirazı ile takibin durduruğu, davanın 18/08/2017’de 250.000,00-TL üzerinden açıldığı anlaşılmıştır. 27/06/2009 tarihli Borç Ödeme Taahhütnamesi ve 31/01/2008 ödeme tarihli 51.893 TL bedelli senet, 30/09/2008 ödeme tarihli 27.500,00-TL bedelli senet, 28/02/2008 ödeme tarihli 51.893 TL bedelli senet, 31/03/2008 ödeme tarihli 51.893 TL bedelli senet, 30/08/2008 ödeme tarihli 27.500 TL bedelli senetler ile protokol altındaki imzanın kendisine ait olup olmadığı ve bu protokolün davacının —–. İcra Müdürlüğü’nün —— esas sayılı takip dosyasına konu edilen cari hesap alacak miktarına ilişkin olarak düzenlenip düzenlenmediği, protokolün yerine getirilip getirilmediği yahut fesh edilip edilmediği, başkaca protokol düzenlenip düzenlenmediği, protokole konu senetlerin ödenip ödenmediği, anılan protokol ve takip dosyasındaki talebi yönünden davacının bakiye alacağının bulunup bulunmadığı hususlarının sorulması için davalı şirket yetkilisi isticvap edilmiştir.Davalı yetkilisi … beyanında; “Öncelikle bana göstermiş olduğunuz borç ödeme taahhütnamesi altındaki imza bana ait değildir. Böyle bir protokol yapmadım ancak devamında bana göstermiş olduğunuz 20/05/2008, 03/10/2017 düzenleme tarihli, 4 adet senetteki imzalara bana aittir. ancak bu senet bedellerini ödedik. ayrıca ödemeleri nakit olarak yaptık ve karşılığında makbuz aldık sunacağım, fakat senetler bize iade edilmedi. Bu davacı tarafta kaldı. Ayrıca ——çeklerindeki imzalar benimdir biz bu çekleri davacıdan aldık. Bu hususta bir itirazımız yok Protokolü kabul etmiyorum. Davacının bir alacağı bulunmamaktadır ayrıca mahkeme talep ederse defterleri sunabiliriz” şeklinde beyanda bulunmuştur.Davanın niteliği ile uyuşmazlığın çözümünün defter ve belge incelemesi gerektirmesi nedeniyle dosyanın Mali Müşavir bilirkişiye tevdiine karar verilmiştir.
Mali Müşavir bilirkişi tarafından düzenlenen 13/01/2020 tarihli raporda özetle; “…Taraflar ticari defter ve dayanaklarını inceleme günü ibraz etmemiştir. Bu sebepten ötürü tarafların ticari defterleri üzerinde gerekli inceleme ve değerlendirme yapılamamıştır. Davacı vekili tarafından 24.09.2019 kayıt tarihli beyan dilekçesinde, davalı tarafa ait olduğunu iddia ettiği muavin kaydına göre alacak tutarının tespitini istemiştir. Ancak ibraz edilen muavin kaydında da davacı şirketin davalı şirketten alacağı bulunmadığı, aksine davalı firmaya 16.11.2007 tarihi itibariyle 92.549,56-TL Borçlu göründüğü tespit edilmiştir. Mahkemeniz tarafından her iki tarafında BA ve BS kayıtları ilgili Vergi Daire Müdürlüklerinden talep edilmiş ilgili cevap yazıları dava dosyasına gelmiş bulunmaktadır. Gelen Vergi Dairesi yazıları incelendiğinde taraflara ait 2007 Yılı BA ve BS kayıtlarının birbiri ile örtüştüğü, Davacı tarafından davalı şirkete 2017 yılı içinde KDV hariç 171 Adet Belge ve 278.888,00-TL bedelli faturalar düzenlendiği, davalı şirketin bu faturaları BA kayıtlarına yansıttığı, yukarıda ki muavin kaydında da bu 171 adet faturanın BA ve BS kayıtları ile örtüştüğü tespit edilmiştir. Davalı şirketin BA beyan formuyla 2007 yılında 171 adet belge ile KDV hariç 278.888,00-TL tutarında alışı beyan etmiş olması davalı şirketin bu malları teslim aldığı yönünde karine teşkil ettiği ve davacı şirketin davalı şirkete bu malları teslim ettiğinin kabulünün gerekip gerekmediği yönündeki hukuki niteleme Sayın Mahkemenize aittir…” şeklinde kanaat bildirdiği görülmüştür.Davacı vekilinin rapora karşı beyan ve itirazları, dosya kapsamı, kök rapor, davalı vekili tarafından sunulan protokol ve ekleri, davaya konu çek iade dekontları ve dosyada toplanan tüm deliller dikkate alınarak inceleme yapılmak suretiyle ek rapor düzenlenmesi için dosya yeniden aynı bilirkişiye tevdi edilmiştir.Bilirkişinin 20/07/2020 tarihli ek raporunda özetle; “…kök raporumda da belirttiğim üzere davacı ilgili yıllar ticari defterlerini ibraz edememiştir. Hal böyle olunca davacının ibraz ettiği cari hesap ekstresi incelenmiş, daha sonra mahkeme dosyasına celp edilen BA/BS beyan formları incelenmiş ve 16/11/2007 tarihi itibariyle 92.549,56-TL borçlu göründüğü tespit edilmiştir. Söz konusu bu durum davacının sunduğu cari hesap ekstresinde mevcut olan bir durumdur. Dosyaya sunulan cari hesap ekstresi davalı tarafından tutulan ve davacının davalı şirketten alacak tutarını ve ticari hareketlerini gösteren bir ekstredir. Davacı tarafından ibraz edilen 18/08/2017 tarihli ve 82.424,19-TL bedelli, 10/08/2007 tarihli ve 27.000,00-TL bedelli, 06/08/2007 tarihli ve 7.500,00-TL bedelli, 30/09/2007 tarihli ve 29.752,32-TL bedelli çeklerin kök raporda sunulan cari hesap ekstresine kaydedildiği, davacının alacak hanesine ‘çek iade’ olarak kaydedildiği, yani davacının alacağının artırıldığı anlaşılmıştır. Bu iade işlemine rağmen davacı şirket kaydi olarak davalı şirkete 92.549,56-TL borçlu görünmektedir. Davacı tarafından ibraz edilen 27.02.2020 tarihli —- nolu celsenin—— nolu ara kararına ilişkin beyan dilekçesinde sunmuş olduğu protokol ve senetler incelenmiş olup söz konusu protokol 27/06/2009 tarihinde alacaklı——arasında imzalanmıştır. Bu Protokolde 30/01/2008 vadeli 51.893,00-TL, 28/02/2008 vadeli 51.893,00-TL, 30/03/2008 vadeli 51.893,00-TL, 30/08/2008 vadeli 27.500,00-TL ve 30/09/2008 vadeli 27.500,00-TL meblağlı senetlerden kaynaklanan 200.000,00-TL bedelli alacak oluştuğu ve vadeler halinde ödenmesinin kararlaştırılmış ve (PROTOKLE BAĞLANDIĞI) imza altına alınmıştır. Söz konusu protokolün ödenip ödenmediği ya da senet bedellerinin ödenip ödenmediği hususunu mali bilirkişi olarak tespit etmem mümkün bulunmamaktadır. Huzurda görülmekte olan davanın tarafları ticari defterlerini ve dayanaklarını incelemeye ibraz etmemişler ya da ibraz edememişlerdir. Davacı söz konusu protokol bedellerine ilişkin ödeme yapılıp yapılmadığı hususunu dava dışı —— tebligat yapılarak sorulmasını talep etmiştir. Ancak —— rahmetli olmuştur….Bu nedenle kök rapordaki görüşten ayrılmayı gerektiren bir durum yoktur…” şeklinde kanaat bildirdiği görülmüştür.12/04/2022 tarihli celsede; dosyanın mevcut mali müşavire tevdi ile dosyada toplanan deliller ve davalı şirketin 2006-2007-2008 yıllarına ilişkin ticari defter ve kayıtları ile sunulacak ödeme belgeleri üzerinde inceleme yapılarak daha önceden düzenlenen kök ve ek rapor ile de karşılaştırma yapmak suretiyle ve tarafların ticari defterlerindeki cari hesap dökümleri denetlenebilir bir şekilde tespit edilerek defter kayıtları arasında uyumsuz noktalar var ise hangi tarafın kayıtlarına itibar edileceği konularında rapor alınmasına karar verilmiş, davacı vekiline bilirkişi ücretini yatırmak üzere iki haftalık kesin süre verilmiş, ayrıca inceleme günü tespit edilmiş, davacı taraf bilirkişi ücretini yatırmış ancak davalı taraf defter ve belgelerini sunmamıştır.Kural olarak, bir vakıadan kendi lehine haklar çıkaran/iddia eden taraf, o vakıayı ispat etmeye mecburdur (4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 6.maddesi).İspat yüküne ilişkin bu genel kural, itirazın iptali davaları için de geçerlidir. Yani, itirazın iptali davalarında da ispat yükü bakımından bir değişiklik olmayıp, bu genel kural uygulanır. Bu davalarda da bir vakıadan kendi lehine haklar çıkaran (iddia eden) taraf o vakıayı ispat etmelidir.
Taraflar arasında akdi ilişki bulunduğunun ispat kulfeti davacı taraftadır. Davacının, davalı ile arasında inşaat malzemeleri satışına dair bir sözleşmenin bulduğunu ve sözleşmeye konu malları davalıya teslim ettiğini ispat etmesi gerekir. Davacının ispat yükünü yerine getirmesi halinde ispat külfeti davalıya geçer, bu halde davalı ödemede bulunduğunu veya ödeme yapmamasına neden olacak hukuken geçerli bir sebep olduğunu (eksik-ayıplı ifa gibi) ispat etmelidir.
Tüm dosya kapsamına göre; davacının defter ve belgelerin incelenmesi için tayin edilen günde defter ve belgelerini sunmadığı, sadece davalı tarafa ait olduğunu iddia ettiği muavin kaydını ve cari hesap ekstresini sunduğu, sunduğu bu kayıtlarda davacının alacak kaydının görünmediği, yine vergi dairesinden getirtilen BA/BS formlarında da tarafların BA/BS kayıtlarının birbiri ile örtüştüğü, herhangi bir çelişki bulunmadığı, davacının iddia ettiği alacağa esas malzemeleri davalıya teslim ettiğine dair bir belge de sunmadığı, bu suretle iddiasını ispat edemediği anlaşılmakla sübut bulmayan davanın reddine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur:

HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacının davasının REDDİNE,
2-Harçlar Kanununa göre alınması gerekli 179,90-TL harcın HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
3-Davacı tarafından yatırılan 330,52-TL peşin harcın, alınması gereken 179,90-TL karar harcından mahsubu ile artan 150,62‬-TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından bilirkişi ücreti, tebligat, posta ve müzekkere gideri olarak sarf edilen 1.233,40-TL yargılama giderinin davacının üzerinde bırakılmasına,
5-Ret olunan dava yönünden Avukatlık Asgari Ücret tarifesine göre davalı lehine takdir olunan 14.807,93-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Dosyada mevcut gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, Davalı tarafın yokluğunda, davacı vekilinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde —–Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı.