Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/913 E. 2022/403 K. 17.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/913 Esas
KARAR NO : 2022/403

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 18.08.2017
KARAR TARİHİ : 17.05.2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; ——- bedelli toplam 14 adet fatura düzenlediğini, davacı tarafından borcun vadesinde ödenmemesi nedeniyle davalı şirketti defalarca ihtar etmesine rağmen bakiye borç ile ilgili olarak banka yolu ile sadece 60.000 TL ödeme yapıldığını, bütün ticari ve hukuki uyarılara rağmen bakiye borcun ödenmediğini, alacağın tahsili amacıyla— sayılı dosyası üzerinden takip başlatıldığını, davalı tarafından haksız ve kötü niyetli olarak takibe itiraz edildiğini, davalı tarafından dosya ibraz edilen faturalara itiraz etmediğini, davalı tarafından takip konusu borcu ödendiğine dair herhangi bir yazılı delilde sunmadığını, takip konusu borcun 600.000 TL’si rehinle teminat altına alındığından ve bu hususta ipoteğin paraya çevrilmesi icra yoluyla takip yapılacağından bu miktarın itirazın iptal davasındaki takip konusu alacaktan indirilerek kalan miktar yönünden itirazın iptal davası açılması yoluna gidildiğini, ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takipte ipoteğin alacak miktarını karşılamaması durumunda kalan miktar yönünden de müspet davada konusu alacağı ıslah yoluyla artırma hakkını saklı tuttuklarını beyan ederek, davanın kabulüne, takip konusu borcun 600.000 TL’si rehinle teminat altına alındığından ve hususta ipoteğin paraya çevrilmesi icra yoluyla takip yapılacağından bu miktarın itirazın iptal davasındaki takip konusu alacaktan şimdilik indirilerek kalan miktar yönünden itirazın iptal davası açılması yoluna gidildiğinden, ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takipte ipoteğin alacak miktarını karşılamaması durumunda kalan miktar yönünden de müsnet davada dava konusu alacağı ıslah yoluyla artırma hakkı ile dava ve icra haklarını saklı tutarak, davanın şimdilik 499.700,81 TL kısmı yönünden itirazın iptali ile — sayılı dosyasının kaldığı yerden devamına, alacak tutarının %20’sinden aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatı ödemeye mahkum edilmesini, yargılama giderleri ve karşı vekalet ücretinin davalı üzerine bırakılmasını talep ve dava ettikleri görüldü.
SAVUNMA :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Mahkemeniz nezdinde ikame edilen dava; icra takibinden bağımsız olup davalı şirkete ulaşılmadığından bahisle taraflarına tebligat çıkarıldığının, hal böyle iken taraflarına çıkarılan tebligatın usulsüz olduğunu, davalı firma tarafından söz konusu davaya dair görevlendirmeleri bulunmamakta olup dava nedeniyle aleyhe doğabilecek sonuçları önlemek maksadıyla kısa cevap vermek zaruretiyle savunma yaptıklarını, bu kapsamda; davalı şirket yetkililerine ulaşmak ve görevlendirmemizi sağlamak üzere ek cevap süresi verilmesi talep ettiklerini, davacı taraf iddialarına dayanak olarak salt faturaları ibraz etmekte olduğu görülmüş olup takibe itiraz dilekçelerinde de belirttikleri üzere davalı firmaya teslimatı yapılan ürünlerin ödemesi yapılmış iken teslimatı yapılmayan ürünler hakkında pek tabi olarak ödeme yapılmadığını, bu nokta davalı firma yetkililerine veya personeline ürünlerin teslim edildiğine dair irsaliyeli faturaların ortaya konulması ve mahkemece tetkik edilmesi gerektiğini beyan ederek, ek süre talebinin kabulü ile tebliğden itibaren başlamak üzere 2 haftalık ek cevap süresi verilmesini, İtiraz ve savunmalarımızın kabulü ile davanın reddini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep ettikleri görüldü.
İNCELEME ve GEREKÇE:
Dava hukuki niteliği itibariyle, faturaya dayalı alacağın tahsili için başlatılan takibe yapılan itirazın iptali ve icra inkar tazminatına ilişkindir.
Davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan usul hükümleri doğrultusunda yazılı yargılama usulüne tabi olarak oluşturulan tensibe istinaden yargılamaya başlanmış yöntemine uygun ön inceleme duruşması açılarak öncelikle dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, hukuki ihtilaf noktaları belirlenmek suretiyle tahkikat aşamasında deliller toplanmış, icra dosyası celp edilerek incelenmiş, bilirkişi incelemesi yaptırılmış, yargılama sırasında 7251 sayılı yasa ile—- kadar olan davalarda yargılama usulünün basit yargılama usulüne dönüşmesi sebebi ile basit yargılama usulüne geçilmiş, miktar itibariyle de heyet halinde görülme sınırının altında kaldığı gerekçesi ile dosya mahkeme heyeti tarafından — tevdi edilmiş ve yargılamaya tek hakim tarafından devam edilerek sonuçlandırılmıştır.
İtirazın iptali istemine konu,—- sayılı takip dosyasının incelenmesinde; —tarihinde başlatılan takibin alacaklısının dosyamız davacısı — borçlusunun dosyamız davalısı — adet faturaya dayalı asıl alacak ve işlemiş faizin konu edilerek toplam ——- alacağın fer’ileriyle birlikte tahsiline yönelik genel haciz yoluyla yapılan icra takibi olduğu, ödeme emrinin davalı borçluya — tarihinde 21. Maddeye göre muhtara teslim edildiğine ilişkin — bulunduğu, davalı borçlu tarafından — usulsüz tebligat sebebi ile şikayette bulunulduğu, mahkeme tarafından— tarihli karar ile şikayetin kabulüne ve ödeme emrinin tebliğ tarihinin 29.06.2016 olarak tespitine karar verildiği, kararın 28.01.2017 tarihinde istinaf edilmeksizin kesinleştiği, akabinde borçlu vekili tarafından süresinde —- dilekçe ile borca ve ferilerine itiraz edildiği ve takibin durduğu, itirazın alacaklıya tebliğine ilişkin dosya kapsamında bilgi ve belge bulunmadığı, davanın — alacak üzerinden ve bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Mahkememiz yargılamasında ilk üç celsenin taraflar arasındaki sulh görüşmeleri sebebi ile ertelendiği, sulh görüşmelerinden sonuç alınamaması üzerine yargılamaya devam edildiği görülmüştür. Tahkikat aşamasında bildirilen delillerin toplanmasının akabinde davanın niteliği gereği tarafların tacir olması ve davacı tarafça delil olarak ticari defterlerine dayanılması sebebiyle TTK.83-85 ve HMK.222. maddeleri uyarınca tarafların ticari defterleri üzerinde inceleme yapılmasına karar verilmiş, bu kapsamda öncelikle davacı şirketin merkezinin —- Asliye Ticaret Mahkemesine talimat yazılmış, mali müşavir bilirkişi aracığıyla davacı şirketin defter ve kayıtları üzerinde inceleme yapılmış ve —- rapor düzenlenmiştir.
Düzenlenen 23.03.2020 tarihli talimat bilirkişi raporunda özetle, ”Davacının dava dosyasına —yılına ait yevmiye ve kebir defterlerini. ——yevmiye, envanter ve kebir defterlerini yerinde ibraz ettiği, davacının dava dosyasına yerinde ibraz ettiği — ve kebir defterlerini e-defter olarak, envanter defterlerini basılı defter olarak tuttuğu. e-defter olarak tuttuğu — kebir defterlerinin açılış ve kapanış noter tasdikleri yerine geçecek olan e-defter beratlarını sistemden zamanında ve usulüne uygun olarak aldığı gibi basılı olarak tuttuğu — defterlerinin açılış noter tasdikini de zamanında ve usulüne uygun olarak yaptırdığı, davacı tarafa ait —-ticari münasebet kayıtlarına göre, davacının davalıya — tabloda belirtilen — tutarında satış yaptığı, davacının davalıya yaptığı bu satışların karşılığında davalıdan —- — tahsilat yaptığı, ancak davacının davalıdan aldığı tabloda belirtilen 7 adet çekin karşılığının çıkmadığından yukarıdaki tabloda belirtilen tarihlerde davalıya tekrar iade ettiği, ayrıca davacının davalıya 3.978,45 TL ciro indirimi yaptığı, böylece davacının incelenen bu 2015, 2016, 2017 ve 2018 yılları yasal defter kayıtlarına göre davacının davalıdan —alacağının kaldığı kaydının olduğu” yönünde tespit ve değerlendirmede bulunulmuştur.
Ticari davalarda uyuşmazlığın sağlıklı çözümü için taraf defterlerinin karşılıklı incelenmesi esas olup, davalı şirket defter ve kayıtları üzerinde inceleme yapılması için dosya mali müşavir bilirkişiye tevdi edilmiş, ancak davalı tarafından ticari defterler ibraz edilmediği gibi bir mazeret de bildirilmemiş ve bilirkişi tarafından düzenlenen 16.03.2020 tarihli raporda bu husus, ” Davalı vekili ile telefonda iletişime geçilmiş olup, davalı vekili tarafından davalı şirkete ulaşılmadığı belirtilmiştir. Rapor teslim tarihi itibariyle tarafıma geri dönüş yapılmadığından davalının dava konusu ticari defterleri incelememiştir” yönünde belirtilmiştir. Akabinde mahkememizin — celsesinde davacı vekiline davaya konu faturalara ilişkin irsaliyeleri sunması için süre verilmiş, irsaliyeler dava tarafından dosyaya ibraz edilmiş, yine anılan celsede bilirkişiye bizzat davalı şirke adresine giderek ticari defterleri incelemesi yönünde yetki verilmiş, bilirkişi tarafından düzenlenen 05.01.2021 tarihli ek raporda özetle ”Dava dosyasına sunulan sevk irsaliyelerine yönelik yapılan incelemede; teslim alan bölümünde isim ve imzalarının bulunmadığı, davalı şirketin— ilişkin ticari defterinin incelenmesi için — adresine gidildiği ancak belirtilen adreste davalı şirket bulunmadığından ticari defter üzerinde inceleme yapılamadığı, ” yönünde değerlendirmede bulunulmuştur.
Tüm dosya kapsamı, taraf iddia ve savunmaları, toplanan deliller, alınan bilirkişi raporları birlikte değerlendirildiğinde, öncelikle taraflar arasında mal alım satım ilişkisine yönelik ticari ilişki bulunduğu hususu ihtilafsız olup, nitekim davalı tarafından ödeme emrine itiraz dilekçesi ile cevap dilekçesinde de bu husus inkar edilmemiştir. Taraflar arasındaki uyuşmazlık, satım ilişkisine konu ödenmeyen fatura bedellerinin tahsili istemine ilişkin olup, davacı tarafça davalı adına—düzenlediği yalnızca banka havalesi yolu ile toplam 60.000,00-TL ödeme yapıldığı bakiye kısmın ödenmediği iddia edilmekte, davalı tarafından ise ödeme emrine itiraz dilekçesinde takibe konu borcun ödendiği ayrıca borcu yönelik ipotek tesis edildiği yönünde itiraz edildiği, yine sunulan cevap dilekçesinde de aynı hususlarda ve ek olarak teslim edilen malların bedellerinin ödendiği teslim edilmeyen malların ise bedellerinin haklı olarak ödenmediği yönünde savunmada bulunulduğu görülmüştür. Uyuşmazlık konusu 14 adet fatura gerek icra dosyası gerekse dava dosyasında mevcut olup, davacı tarafın usulüne uygun tutulan ve lehine kesin delil vasfına haiz ticari defterlerinde de kayıtlıdır. Davacı tarafından takip talebinde ise — olarak belirtildiği, bunun nedenin ise ticari defter kayıtlarından anlaşıldığı üzere davalı tarafından —— havalesi yolu ile yapılan toplam 30.000,00-TL ödemenin mahsubu ile bakiye üzerinden talep edildiği anlaşılmıştır.— bedelli faturanın ise davalı tarafından —havalesi yolu ile yapılan — ödemenin mahsubu ile – 2.678,07-TL olarak takibe yazıldığı görülmüştür. Bu iki fatura dışında diğer 12 adet faturanın aynen takip talebinde yer aldığı anlaşılmaktadır. Davacı tarafından takip talebinde her bir fatura yönünden işlemiş faiz alacağı da belirtilerek toplam 1.099.700,81-TL üzerinden takip başlatıldığı davanın ise alacağın — kısmı için rehinle teminat altına alındığından ve bu hususta ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile takip yapılacağı belirtilerek — alacak miktarının mahsubu ile –açıldığı görülmüştür. Mahkememizin —- tutanağında talep edilen —alacağın ne kadarının asıl alacak ne kadarının işlemiş faiz olduğu yönünde davacı vekiline beyanda bulunulması için süre verilmiş ise de davacı tarafça sunulan tarihsiz beyan dilekçesinde alacağın ipotek hakkı saklı kalma kaydı ile taraflar arasındaki faturaların tamamına dayandığı belirtilmiş, yine mahkememizin — tarihli celsesinin —- ara kararına istinaden sunulan— talebinin faturaya dayalı asıl alacak olduğu, işleyecek faizin dava tarihinden itibaren talep edildiği beyan edilmiştir. Esasen takip talebi incelendiğinde, davacı tarafından takibe konu edilen asıl alacak ve işlemiş faiz miktarları ile sonuç kısmında talep edilen toplam — alacak arasında da uyumsuzluk bulunmakla birlikte davacı tarafından açıkça davada asıl alacak miktarının konu edildiği beyan edilmekle işlemiş faiz yönünden inceleme yapılmamıştır. Aksinin kabulü durumunda dahi takip tarihi öncesi davalı tarafın usulüne uygun temerrüte düşürüldüğüne ilişkin bilgi ve belge dosyada bulunmadığından işlemiş faiz talebine hak kazanmadığı neticesine varılacaktır. Açıklamalar ışığında somut olaya dönüldüğünde davacının lehine delil vasfına haiz olan defterlerinde 14 adet fatura bedelinin kayıtlı olduğu ve fatura bedelleri toplamının —, davalı tarafından muhtelif tarihlerde banka havalesi ile toplam 60.000,00-TL ödemenin yapıldığı sabit olup, davacının ödeme sonrası bakiye — alacağının bulunduğu, yine davacının davalıya — yaptığı sabit olup anılan bedelin mahsubu ile de davacının davalıdan takip tarihi itibariyle — faturaya dayalı asıl alacağı bulunduğu anlaşılmıştır. Her ne kadar davanın niteliği gereği faturanın ve faturaya konu malların teslim edildiğini ispat yükü davacı taraf üzerinde olup sunulan irsaliyelerde teslim alan isim ve imzası yer almasa da yargılamanın geçirdiği süreç göz önüne alındığında, davalı tarafından ödeme emrine itiraz dilekçesindeki borcun ödendiği ve bulunmadığına ilişkin soyut itiraz dışında süresinde, hiçbir bilgi ve belge dosyaya sunulmadığı gibi inceleme gün ve saatin de ticari defterlerin hazır edilmediği görülmüştür. Davalı tarafından ödeme emrine itiraz dilekçesinde mal teslim olmadığına ilişkin bir savunması yer almayıp yalnızca ödeme yapıldığı ve rehinle teminat altına alındığı yönünde itirazda bulunulduğu, teslim edilmeyen bir kısım malların olduğuna ilişkin ise cevap dilekçesinde itirazda bulunulduğu, taraflar arasında ticari ilişkiye bakıldığında ticari ilişkinin bütününün 14 adet faturaya dayalı olduğu, faturaya konu irsaliyelerin hiçbirinde isim ve imza bulunmadığı ancak davalının parça parça ödemede bulunulduğu, ticari defterlerini ibraz etmeyerek incelemeye de engel olduğu hususları bir bütün olarak değerlendirildiğinde artık davacı tarafın faturalara konu mal teslimini ispatladığı, davalının savunması yönünde varsa ödeme hususunu ispatlaması gerektiği, bu hususa ilişkin hiçbir belge dosyaya sunmadığı yine karşılıksız çıkan ve davalı tarafa iade edilen çekler yönünden de hiçbir beyanda bulunmadığı ödemeyi ispatlar belge de sunmadığı, —- kararında da vurguladığı üzere ticari davalarda ticari defterlerin karşılıklı olarak incelenmesi gerekmekle davalı tarafın gerekli ihtarlara rağmen ticari defterlerini ibraz etmeyerek kendi ticari defterlerinin davacı defterleri ile uyumlu olup olmadığının incelenmesine engel olduğu ve engel olduğu sonucun varlığını kabul etmiş sayılacağı nitekim aksinin kabulü durumunda; karşı tarafın ticari defterlerini sunmaması halinde sunan tarafın muntazam tutulmuş ticari defterlerinin lehe delil olarak kabul edilemeyeceği şeklinde bir sonucun ortaya çıkacağı ki bu ticari defterleri ve karşı taraf elinde olduğu ileri sürülen belgeleri delil olarak kabul edip sunulmaması halinde sonuçlarını belirleyen Hukuk Muhakemeleri Kanunu’ndaki açık düzenlemelere aykırı bir yorum olacağı da göz önünde bulundurulduğunda az yukarıda açıklandığı üzere davacının takip tarihi itibariyle davalı— dayalı asıl alacağı bulunduğu, davacının alacağın 600.000,00-TL kısmının rehinle teminat altına alındığı ve bu tutarın mahsubu ile davayı açtığı iradesi de göz önüne alındığında iş bu davada 457.500,79-TL alacak üzerinden itirazın iptaline talep edebileceği anlaşılmakla açıklanan gerekçeler ile davacının davasının kısmen kabulüne, davalının—- dosyasına yapmış olduğu itirazın kısmen iptali ile takibin 457.500,79-TL asıl alacak ve asıl alacağa — tarihinden itibaren( Davacının 28.10.2020 tarihli dilekçesindeki faizin dava tarihinden itibaren işletilmesine yönelik talebi ile bağlı kalınarak) değişen oranlarda işleyecek avans faizi uygulanmak suretiyle devamına, fazlaya ilişkin istemin reddine, faturaya dayalı alacağının likit olması ve davalının itirazının haksız olması sebebiyle hükmedilen 457.500,79-TL asıl alacağın taktiren % 20 oranında belinlenecek icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş ve aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜ İLE;
Davalının — sayılı icra dosyasına yapmış olduğu itirazın kısmen iptali ile takibin 457.500,79-TL asıl alacak ve asıl alacağa– tarihinden itibaren değişen oranlarda işleyecek avans faizi uygulanmak suretiyle devamına, fazlaya ilişkin istemin reddine,
2-Hükmedilen 457.500,79-TL asıl alacağın taktiren % 20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Karar harcı 31.251,88-TL ‘den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 3.035,06-TL harcın mahsubu ile bakiye 28.216,82-TL harcın davalı taraftan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
4-Davacı tarafça yatırılan 3.035,06-TL peşin harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından tarafından yapılan 31,40-TL başvuru harcı, 269‬,00-TL tebligat ve müzekkere gideri, 2.000,00-TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam — yargılama giderinin haklılık oranına göre 2.106,13-TL sinin davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine, kalan tutarın davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
7-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden kabul edilen kısım yönünden karar tarihinde geçerli — esaslara göre belirlenen 39.925,04-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden red edilen kısım yönünden karar tarihinde geçerli — esaslara göre belirlenen 6.286,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
9-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde Hukuk Muhakemeleri Kanununun 333.maddesi uyarınca ilgili tarafa iadesine,
İlişkin olarak; davalının yokluğunda, davacı vekilinin yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.