Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/876 E. 2021/1077 K. 16.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2017/876 Esas
KARAR NO: 2021/1077
DAVA: Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 09/08/2017
KARAR TARİHİ: 16/11/2021
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili tarafından mahkememize gönderilen dava dilekçesinde özetle; davacı şirket —– tarihinde aynı nam ve unvan ile —– yedek parçalarının ithalat, ihracat ve imalatı amacı ile kurulduğu, kurulduğu günden bu yana da kendi alanında dünyanın en büyükleri olan yaklaşık —-ve satışını yaptığı, gerek yurt içinde gerekse yurt dışında fuarları takip eden müvekkilin —— sadece —-değil, aynı zamanda da —–olduğu, ticari hayatına bu isim ile devam ederken faaliyet alanlarında kendi markasını yaratmak isteği ve arzusu İle uzun zamandır kullandığı, kurucu ve ortaklarının da soyadını taşıyan —— ismini kendi adlarına tescilletmek için —-sınıfında marka tescil başvurusu yapmışlar ve —- tarihinden itibaren tescil ettirdiği, sonrasında sınıftan ise itirazda bulunanlar adına tescil yapılması hükme bağladığı, fakat ne yazık ki tescil talebi kabul edilen müvekkilin tescil belge harcını yatırması için kendisine tanınan iki aylık süre, müvekkil şirketin vekili sıfatı ile işlemlerinin takibini yapan davalı—– tarafından atlanmış ve davacı haber verilmeyerek başvurunun işlemden kaldırılmasına neden olduğu, bunun üzerine davalı şirket bu hatalarını telafi etmek için masraflarını kendileri karşılamak suretiyle, —- —— tescili için tekrar başvuruda bulunmuşsa da — adıyla yapılmış —– tarihinde itiraz edilmiş ise de, —– tarafından itiraz reddedildiği, bunun üzerine bahse konu tescilin hükümsüzlüğü için —- dosyası ile dava açılmış ancak davanın reddine karar verildiği, davalı şirketin Borçlar Kanunu’nun 556. Maddesinde düzenlenen “vekilin özen gösterme borcu” hükmü ve 49. Maddede düzenlenen “haksız fiillerden doğan sorumluluk” hükmü hilafına davranışları müvekkilimin kendi faaliyet alanında kendi markasının tescilini bir daha asla alamayacak olmasına neden olduğu, borçlar Kanunu 49. Maddede düzenlenen haksız fiil sorumluluğu, “kusurlu bir fiilte / başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür” hükmü ile açıklanmış olup, davalı şirketin “ işin yapımında özensizliği kusurlu fiilin savsama ile yapılması sonucunu doğurduğu, davalı şirketin İtirazlar —– ünvanlı yetkilisi —-şirket kurucusu —-numarası ile işlem gören ——- şekil markanız kabul ücreti tarihinde yatırılmadığı için müddet —– tarihte şirketimizde bir hırsızlık vakası olduğundan ve —– dolayı bu dosya ile ilgili bilgi maili gönderilip gönderilmediği bilinememektedir.” dendiği, durumu ikrar ettiği, o tarihte gerçekten bir hırsızlık vakası yaşanıp yaşanmadığının, eğer yaşandı ise şirket bilgisayarlarının çalınıp çalınmadığının, ve ayrıca tüm şirket bilgisayarlarının bağlı bulunduğu ve şirket yazışma ve evraklarını ——- çalınıp çalınmadığının bilahare araştırılması gerektiği, davalı şirketin işin ifasında kusur göstermesinin davacıya faturası çok ağır olduğu, açıklanan nedenlerle vaktinde bilgilendirilmesi halinde—- belge harcını yatırarak adına tescili alabilecek olan müvekkilim, —- harcamasına rağmen tescil hakkını kaybettiği, davalı şirketin kusurlu ve ihmalkar eylemlerinin davacının içine soktuğu durumun vahameti ortada olduğu, ticari hayatları boyunca bir daha geri dönüşünün olmayacak olması, yani bundan sonra adlarını kendi faaliyet alanlarında bir daha asla tescil ettiremeyecek olmalarının tam olarak telafisi artık mümkün olmadığı, ancak bilinmektedir ki manevi tazminatın amacı da olaydan duyulan üzüntünün karşılığı takdir edilen para miktarı olduğu, açıklanan nedenlerle tüm deliller ışığında davalının, kusurlu davranışları sebebiyle müvekkilimin hak kaybına uğradığı —— maddi, ticari itibarını zedelemesi sebebiyle de ——- manevi tazminatın davalı şirketten alınarak davacıya verilmesini, avukatlık vekalet ücreti ve yargılama giderlerinin davalı üzerine bırakılmasını talep ve dava ettiği görülmüştür.
SAVUNMA: Davalı vekili tarafından mahkememize gönderilen cevap dilekçesinde özetle; davalı şirket; —– yılında kurulmuş bir şirket olduğu, kuruluşundan bu yana —- bir çok önemli firması ile çalışmış, —— yürütmüş ve —— senelik faaliyet süreci boyunca da adını marka tescil sektöründe hatırı sayılır bir yere getirdiği, davalı şirket, kendilerine danışan davalının tescilini istedikleri marka bilgilerini alır, araştırır bahse konu markanın tescil açısından müsaitlik durumunu irdeler ve mümkün ise davalıya bildirilip, —— işlemlerine başladığı, bu açıklamanın ardından; davacı şirketin tescil etmek istediği —- işlem gören ———- markasıyla ilgili olarak —- sınıfında faaliyet göstermek üzere marka tescil başvurusunda bulunmuş olup; davalı şirketçe ilgili işlemlerin tamamlanmasına müteakip işbu marka ——- tarihinde tescil edildiği, hırsızlık suçunun işlenmesi nedeniyle zarar göre davalıl; bu kez de mezkûr olaydan dolayı görevini ihmal ettiği gerekçesiyle itham edildiği, bu durum davalı açısından haksızlığa yol açtığı, yaşanan olumsuzluk neticesinde 2. Kez aynı markanın tescili için başvuruda bulunulmuş, markanın tescil edilmemesi hususuna yapılan itirazlar neticesinde gelişme kaydedilemediğinden son itiraz mercii olarak — içerisinde dava yoluna başvurulması gerekliliği ——tarihli mail ile açıkça bildirilmiş olup; işbu maile cevaben ilgili davanın davacı şirketin anlaşmalı olduğu hukuk bürosunca açılacağı cevabı alındığı, devamla ——- sayılı dosya ile süreç devam ettiği, davalı şirket, bk md 49: haksız fiil dolayısıyla sorumlu tutulamayacağı, tüzel kişilerin manevi tazminat talep edemeyeceği, talep edilen manevi tazminat miktarı fahiş olup; maddi tazminat miktarının dayanağını oluşturan ekler tarafımıza tebliğ edilmediği, davanın davalı şirketin mesleki sorumluluk sigortacısına ihbar edilmesi gerektiği, öncelikle huzurdaki davada görevsiz olduğundan görevsizlik kararının verilmesini, aynı zamanda talep konusu zamanaşımına uğradığından, davanın reddine, mahkemeniz işbu taleplerimizin aksi kanaatinde ise; davanın esastan reddine, davanın —- edilmesine ve yargılama ve vekâlet ücretinin davacılara yükletilmesine karar verilmesini talep ettiği görülmüştür.
İNCELEME VE GEREKÇE
Dava hukuki niteliği itibariyle davalının ağır ihmali sonucu kişilik hakları zarara uğrayan ve daha da uğraması iddiasıyla davacının —— tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile beraber davalıdan alınıp davacıya ödenmesi talebine ilişkin maddi ve manevi tazminat davasıdır.
Davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan usul hükümleri doğrultusunda yazılı yargılama usulüne tabi olarak oluşturulan tensibe istinaden yargılamaya başlanmış yöntemine uygun ön inceleme duruşması açılarak öncelikle dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, hukuki ihtilaf noktaları belirlenmek suretiyle tahkikat aşamasında deliller toplanmış, bilirkişi raporu alınmış, yargılama sırasında —– tarihli duruşmada 7251 Sayılı Yasanın 58. maddesi ile TTK’nın 4/2 maddesinde yapılan değişiklik neticesinde yargılamaya basit yargılama usulüne geçilerek dava sonuçlandırılmıştır.
Mahkememizce yapılan ön inceleme duruşmasında taraflar arasındaki uyuşmazlığın davacının —— uğraştığı, kendi markasını yaratmak için kullanılan ve ortakların soyadını taşıyan — ismini tescil etmek için marka tescil başvurusu yaptığı ve — tarihinden itibaren tescil ettirdiği, — tarihinde de bu kez patent estitüsüne aynı —- için başvuruda bulunduğu, başvurunun kısmen reddedildiği, ancak tescil talebi kabul edilen kısmı için tescil belge harcını yatırması için verilen sürede bu işlemlerin takibini yapan davalı tescil ve danışmanlık şirketi tarafından yatırılmadığı ve kendilerine bu hususta haber verilmediği, sonrasında aynı marka ve patent için başvuru yapıldığında başka bir şirketin —- yapılan bir tescil başvurusunun bulunduğunun bildirildiği, itirazın markalar dairesi başkanlığı tarafından reddedildiği, bu tescilin hükümsüzlüğü için —– dairesinde açılan davanın reddine karar verildiği belirtilerek; davalının bu davranışı ile bir daha kendi markalarını tescil ettiremeyeceklerini bu kusurlu eylemden dolayı zarar gördüklerini ve ticari kayba uğrayacaklarını belirterek maddi ve manevi tazminat talebinde bulunulmuş olduğu, taraflar arasındaki uyuşmazlığın buna ilişkin olduğu anlaşılmıştır.
—- tarihlerini kapsayan —- poliçesi dosyaya celp edilmiştir.
——– sayılı ilamının dava dilekçesinde mahkememiz dosyasına alındığı görülmüştür.
Mahkememizce tüm deliller toplanmış, taraf tanıkların dinlenmesine dair karar verildiği, davalı tanıklarının —- tarihinde dinlenilmiş ve imzalarının alınmış olduğu görülmüştür.
— tarihli duruşmanın bir nolu ara kararı gereği dosyanın bir nitelikli hesaplamalar —– bilirkişi heyetine tevdi edilerek davacının talep edilerek maddi tazminat yönünden rapor alınmasına karar verildiği, bilirkişi heyeti tarafından düzenlenen —- tarihli raporda özetle; taraflar arasında vekâlet sözleşmesi bulunduğu, davalı vekilin taraflar arasındaki vekâlet sözleşmesine aykırı davranmış olduğu ve bu konuda —- kusursuzluğunu da ispat edemediği, bu nedenle davacı zararlarını tazmin etmek zorunda olduğu, davacının, davalının sözleşmeye ve vekillik meslek kurallarına aykırı davranışı öncesi bakımından maddi tazminat talep etmesinin mümkün olmadığı ve —– maddi tazminat talep edebileceği, sözleşmeye aykırılık hallerinde tüzel kişilerin de manevi tazminat talep edebileceği, manevi tazminat talebi bakımından takdirin mahkemeye ait olduğuna dair rapor tanzim edilmiş olduğu görülmüş davalı tarafça alınan rapora karşı itiraz bilirkişi heyetindeki —- konusunda uzman bilirkişi hakkındaki iddialar yönünden dosyanın yeni bir heyete tevdine karar verilmiştir.
Mahkememizce resen seçilen bilirkişi heyeti tarafından düzenlenen — tarihli raporda özetle; davalı tarafından davacıya gönderildiği savunulan—- denilmekle yetinilmesinin; davacıya —- tescilini kısmen kabul ettiği, —– tescil için tescil ücreti bildirim yazısı gönderildiği, bu ücretin ne kadar olduğu ve en geç hangi tarihe kadar ödenmesi gerektiği, reddedilen —– iptalinin dava edilebileceği konularında hiçbir açıklama, bilgilendirme, uyarı yapılmamasının marka vekilliği mutad uygulamasına aykırı düştüğü ve marka vekilinin özen yükümlülüğü ile bağdaşmadığı, — tarihli celsede dinlenen davalı tanığı —- konusu e-postanın gönderimi sonrasında davacıdan onay beklendiği fakat davacının — aylık süre içinde onay vermediği yolundaki ifadesinin de—– tarihli e-posta mesajında hiçbir açıklama, bilgilendirme, uyarı yapılmaması karşısında dayanaklı bulunmadığı; —-posta mesajı ile davacının nasıl hareket etmesi gerektiğini bilmesinin ve kendisinden bir onay beklendiğini anlamasının düşünülemeyeceği, —- tarihli celsede dinlenen davalı tanığı —– davacıya telefonla sözlü bildirimde bulunulduğuna dair ifadesinin takdirinin mahkemeye ait olduğu, —– başvurusunun tescil ücreti bildirim yazısının —–tebliğ edildiği ve tescil ücretinin yatırılabileceği —- sayılı başvuru için işlemden kaldırma kararı verdiği —- aylık süre boyunca davacı ile davalı arasında herhangi bir iletişim olup olmadığının delil yokluğu nedeniyle dava dosyası içeriğinden anlaşılamadığı, —- başvuruya ilişkin tescil ücretinin —- itibariyle geçerliliğini yitirdiği; —- kaydı düşmesinin kurucu değil açıklayıcı bir işlem olduğu; bu nedenle, —- itibaren aynı marka için aynı sınıflarda davacı adına hemen yeni bir başvuru yapılmasının mümkün bulunduğu, ne var ki, —- sayılı marka başvurusunu —- arasında dahi geçmiş yaklaşık —- aylık bir süre bulunduğu, dava dosyasına sunulu deliller toplu olarak değerlendirildiğinde. nihai takdirin mahkemeye ait olmak üzere, davacının anlatımını destekleyen unsurların daha ağır bastığı kanaati edinildiği: nihai takdiri Mahkemenize ait olmak üzere ve aksi sair delillerle ispatlanıncaya kadar edinilen izlenimin, davalının —- başvurunun işlemden kaldırılması nedeniyle hatasını telafi etmek için masrafı kendisine ait olmak üzere — başvuruyu gerçekleştirdiği fakat bunu geç bir tarihte —– yaptığı yönünde olduğu, davacının uygun illiyet bağı içerisinde davacıdan talep edebileceği maddi tazminatın — olduğu, davacı ile —- rapor içeriğinde açıklanan faaliyet alanları dikkate alındığında, davacının —- ettirememesinin dava dışı —- gibi algılanmasına ve ticari itibar kaybına yol açıp açmayacağı ve —– manevi tazminata hak kazandırıp kazandırmadığı noktasında takdirin Mahkemenize ait bulunduğu, davacı ile davalı arasındaki ilişkinin vekâlet sözleşmesi teşkil ettiği ve işbu sözleşme kapsamında vekilin özen borcuna aykırılık nedeniyle doğmuş zararların tazmininin talep edildiği dikkate alındığında, zamanaşımı bakımından uygulanmak gereken hükmün —– olabileceğine dair rapor tanzim edilmiş olduğu anlaşılmıştır.
Bilirkişi raporunun taraflara tebliğ edildiği, davacı ve davalı vekili tarafından rapora karşı itiraz ve beyanlarını içerir dilekçe gönderilmiş olduğu, ek rapor alınmasının talep edildiği, mahkememizin —— tarihli duruşmanın bir nolu ara kararı ile ek rapor alınma talebinin tüm dosya içeriği göz önüne alınarak reddine karar verilmiş olduğu anlaşılmıştır.
Her ne kadar davalı vekilince davacıya bilgilendirmenin yapıldığına dair davacı şirket yetkilisine ait —– kayıtlarının celbini talep etmiş ise de —–kayıtlarında arama, aranma ve mesaj atıldığı, bilgilerinin tespit edilebileceği, davacı şirket yetkilisi ile iletişime geçilmiş olmasının kabulü halinde dahi bilgilendirme içeriğinin tespitinin yapılamayacağı değerlendirildiğinden davalı vekilinin iş bu talebinin reddine karar verilmiştir.
Tüm dosya kapsamı, taraf iddia, savunma, toplanan tüm deliller, alınan bilirkişi raporları hep birlikte değerlendirildiğinde; davacı şirketin ——– uğraştığı, kendi markasını yaratmak için kullanılan ve ortakların soyadını taşıyan —-tescil etmek için marka tescil başvurusu yaptığı ve —- tarihinde de bu kez—– için başvuruda bulunduğu, başvurunun kısmen reddedildiği, ancak tescil talebi kabul edilen kısmı için tescil belge harcını yatırması için verilen sürede bu işlemlerin takibini yapan davalı tescil ve danışmanlık şirketi tarafından yatırılmadığı ve kendilerine bu hususta haber verilmediği, sonrasında aynı —– yapıldığında başka bir şirketin —— adı ile yapılan bir tescil başvurusunun bulunduğunun bildirildiği, itirazın ———- tarafından reddedildiği, bu tescilin hükümsüzlüğü için —– açılan davanın reddine karar verildiği belirtilerek; davalının bu davranışı ile bir daha kendi markalarını tescil ettiremeyeceklerini bu kusurlu eylemden dolayı zarar gördüklerini ve ticari kayba uğrayacaklarını belirterek maddi ve manevi tazminat talebinde bulunulmuş olduğu, davalı şirketin marka vekili olarak özen yükümlülüğünü ihlal edip etmediği hususunda davacı şirketin marka başvurusuna itiraz eden —— kısmen kabul edildiği, marka tescil —– tamamlanması için —— tebliğ edildiği,—– tarihinde davalı şirket çalışanınca e-mail yoluyla davacı şirkete ilgili kararın gönderildiği, ancak gönderilen mail içeriğinde tescil ücretinin belli bir tarihe kadar ödenmesi gerektiği, tescil ücretinin ne kadar olduğu ve ödeme davacı tarafından gerçekleştirilip dekontu marka vekiline gönderilecek ise bu gönderimin en geç hangi tarihe kadar yapılması gerektiğine dair bildirimin bulunmadığı, sadece mail olarak gönderimin vekilden beklenen ve gereken özeni sarf ettiğini göstermediği, mahkememizce alınan bilirkişi raporlarında da ayrıntılı olarak belirtildiği üzere davalının gereken özen borcunu yerine getirmediği ve sözleşmeye ve vekillik meslek kurallarına aykırı davrandığı, davalının üzerine düşen yükümlülüklerini yerine getirdiğini ispatlayamadığı, davacı şirketin davalıdan oluşan zararının tazmin talebinin yerinde olduğu, davacı tarafça talep edilen maddi zarar kalemlerinden ——- harcamaların davalının marka vekili olarak özen yükümlülüğüne aykırı eylemi öncesinde gerçekleştiğinden bu iki kaleme ilişkin maddi tazminat talebinin reddine, bunun dışında kalan masraflar yönünden ise taleplerin kabulüne karar verilmiş, yine manevi tazminat talebi bakımından ise davacı şirkete ait ——- arasında her ne kadar iştigal ettiği faaliyet alanları farklı olsa da kullanılan ibareler arasında ayırt edemeyecek derecede benzerlik bulunduğu, davacının —- ettirememesinin dava dışı —— gibi algılanmasına sebep olacağı ve davacı tarafın marka tescil imkanından mahrum kaldığı anlaşıldığından takdiren —– manevi tazminata hükmedilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı
1-Davacının maddi tazminat talebinin KISMEN KABULÜ İLE,
—- maddi tazminatın davalıdan —- itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
– Fazlaya ilişkin talebin reddine,—–
a-Maddi tazminat yönünden alınması gerekli harç peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,
b-Davacı tarafça peşin yatırılan maddi tazminat yönünden 1.032,86-TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
c-Davacı taraf maddi tazminat yönünden kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 4.080,00-TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
d-Davalı taraf maddi tazminat yönünden kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 2.548‬,00-TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
2-Davacının manevi tazminat talebinin KISMEN KABULÜ İLE,
-Takdiren —manevi tazminatın davalıdan —- tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
– Fazlaya ilişkin talebin reddine,
a-Manevi tazminat yönünden alınması gerekli karar 1.366,20-TL harcın davacı tarafından peşin yatırılan harçtan maddi tazminat yönünden alınması gerekli harcın mahsubu ile kalan 122,75-TL nin mahsubu ile kalan 1.243,45‬-TL nin davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
b-Davacı tarafça manevi tazminat yönünden peşin yatırılan maddi tazminat yönünden 122,75-TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
c-Davacı taraf kendisini manevi tazminat yönünden vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 4.080,00-TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
d-Davalı taraf kendisini manevi tazminat yönünden vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 4.080,00-TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
3- Davacı ve davalı tarafından tarafından yapılan 31,40-TL başvuru harcı, 273,50-TL tebligat ve müzekkere gideri, 3.300,00-TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 3.604,9‬0-TL yargılama giderinden davanın kısmen kabul kısmen ret oranına göre 1.874,54-TL nin davalıdan alınması gerektiği, davalı tarafından 1.715,00-TL yargılama gideri karşılanmış olduğundan bu avansın mahsubu ile 159,55-TL nin davacıdan alınarak davacıya verilmesine, kalan tutarın davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde Hukuk Muhakemeleri Kanununun 333.maddesi uyarınca ilgili tarafa iadesine,
Dair; davacı vekili ve davalı vekilinin yüzlerine karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içinde ——— Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.16/11/2021