Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/851 E. 2022/507 K. 09.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2017/851 Esas
KARAR NO: 2022/507
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 02/08/2017
KARAR TARİHİ: 09/06/2022
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ
DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalının market işleri yaptığı; davalının sattığı günlük ekmek ihtiyacını davacıdan aldığı; taraflar arasında ticari ilişki bulunduğunu, davacı tarafından taze ekmek teslimi yapıldığı ve faturalar kesildiğini, bu hizmetler karşılığında kesilen —- tahsil edilemediği; alacak talep edildiğinde davacının oyalandığı ve ödeme yapılmadığını, davalı hakkında —
Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalı tarafından itiraz edilmesi üzerine takibin durdurulduğu öne sürülerek itirazın iptaline ve %20 icra inkâr tazminatına karar verilmesi talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA :Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davalının,——tarihleri arasında, davacıdan her gün taze —satın aldığını, davacı ile çalışılan süre içerisinde davacı tarafından kesilmiş olan fatura bedellerinin zamanında ve düzenli olarak ödendiğini, taraflar arasında devam eden ticari ilişkinin son zamanlarında, davacının anlaşma gereği davalıya getirdiği ekmek sayısının, günlük olması gerekenden — fazla olarak hesaplama yaparak fatura kestiğinin ve ödeme aldığının fark edildiğini, söz konusu olayın fark edilmesinin ardından davacı ile görüşüldüğü ve zararın giderilmesinin talep edildiğini, davacı tarafından bu durumun kabul edildiği ve zararın giderileceğinin söylendiğini, devam eden süre içerisinde zararın giderilmediğini, davacı ile ticari ilişki sonlandırılarak, bir diğer ekmek firması olan —- anlaşıldığını, davacının ödenmediğini iddia ettiği faturaların kesildiği tarihlerde davalının, yeni firma ile ticari hayatına devam ettiği ve bu firmaca kesilen faturaların eksiksiz ödendiği öne sürülerek davanın reddine ve %20’den az olmamak üzere kötü niyet tazminatına karar verilmesini, davalının, günlük olarak davacı taraftan taze ekmek almaya devam ediyor olması halinde, ödemelerini yapmadığı kabulünün, tarafların aralarındaki o güne kadar süregelen ticari ilişkinin doğasına ve ticaret hayatının olağan akışına aykırı olduğunu, davalının kendisine hiçbir zaman ve şekilde teslim edilmemiş söz konusu ekmekleri ödeme zaruretinde bırakılamayacağını, davacının iddia ettiği faturalardan da bihaber olunduğunu, davalı şirket sahibinin, market işletmesi sebebiyle birçok yerle çalıştığı ve iş yaptığını, borç ve alacak kalemleri, carileri kendisi tutmadığından davacının alacaklı olduğunu belirterek yazdığı mesaja, o anda carisine bakmadığı için borçlu olabileceği düşüncesi ile cevap verdiğini,
daha sonra davacıya herhangi bir borcu bulunmadığını öğrenen davalının, davacının
devamlı olarak gönderdiği mesajlara cevap olarak, alınmayan hizmetin borcu olamayacağına ve bu sebeple davacıya herhangi bir borcu bulunmadığına dair mesajlar gönderdiğini, davacı tarafından — teslimi yapıldığına ilişkin olarak sunulan ve davacı ya da çalışanlarınca imzalandığı iddia edilen —-sevk irsaliyesinin ise kim tarafından imzalandığının belirli olmadığı öne sürülerek davanın reddine karar verilmesi talep edilmektedir.
DELİLLERİN DEĞERLERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, faturaya dayalı alacak sebebiyle başlatılan icra takibine vaki itirazın İİK 67. vd maddeleri gereğince iptali talebine ilişkindir.
Davacı, davalı ile aralarında ticari ilişki bulunduğunu, ticari ilişki kapsamında davalıya faturanın gönderildiğini, davalının faturayı ödemediğini, fatura alacağı için icra takibine geçildiğini, davalının haksız bir şekilde icra takibine itiraz ettiği, davalının haksız itirazının iptali ile takibin devamına, davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
Davalı, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan usul hükümleri doğrultusunda yazılı yargılama usulüne tabi olarak oluşturulan tensibe istinaden yargılamaya başlanmış yöntemine uygun ön inceleme duruşması açılarak öncelikle dava şartları incelenmiş, yargılama sırasında —– tarihinde kabul edilen 7101 sayılı kanunun 61. maddesi ile 6102 sayılı T.T.K.’nın 4. maddesinin 2. fıkrasının değiştirilmesi sebebiyle basit yargılama usulüne geçilmiş,
hukuki ihtilaf noktaları belirlenmek suretiyle tahkikat aşamasında deliller toplanmış, —- sayılı İcra Dosyası celp edilerek dosya içerisine alınıp incelenmiş,
—-celp edilmiş,—- davalının—celp edimiş, —- davacının esnaf kaydı bilgileri celp edilmiş,—- gerçek kişi ticari işletme kaydı bilgileri celp edilmiş, davacı vekili tarafından dosyaya sunulan —- tarihli bilirkişi raporu alınmış ve —- tarihli bilirkişi ek raporu alınarak dava sonuçlandırılmıştır.
—- tarihli bilirkişi raporunda özetle, “…Dosyada bulunan bilgi ve belgelerin incelenmesi ile yukarıda yapılan tespitler ve yürürlükteki mevzuat hükümleri çerçevesinde yapılan değerlendirmeler sonucunda;
Tarafların usul ve yasaya uygun olarak tutulmuş ticari defterlerinin sahipleri lehine
delil kudretine haiz olduğu; — aylarında davacı tarafın toplam —- beyan ettiği; ancak davalı tarafından beyan edilen herhangi bir fatura olmadığı; Dava konusu icra takibinin dayanağı faturalardan—-davacı taraf ticari defterlerinde kayıtlı olmadığı; davalı taraf ticari defterlerinde ise söz konusu faturaların hiçbirinin kayıtlı olmadığı; Gerek davacı gerekse davalı taraf ticari defterlerindeki kayıtlara göre —–
takip tarihi itibarıyla davacının herhangi bir alacağının görünmediği sonuç ve kanaatine varıldığı…” yönünde görüşlerini bildirmiştir.—- tarihli bilirkişi raporunda özetle, “…Dosyada bulunan bilgi ve belgelerin incelenmesi ile yukarıda yapılan tespitler ve yürürlükteki mevzuat hükümleri çerçevesinde yapılan değerlendirmeler sonucunda; Kök rapordaki görüşün değiştirilmesini gerektirecek bir husus bulunmadığı; her iki taraf ticari defterlerindeki kayıtlara göre — takip tarihi itibarıyla davacının herhangi bir alacağının görünmediği;
Davacı tarafından dosyaya sunulan irsaliyelerde sadece imzalar yer almakta olup
herhangi bir isim bulunmadığından imza sahiplerinin davalı taraf çalışanı olup olmadığının tespit edilemediği sonuç ve kanaatine varıldığı…” yönünde görüşlerini bildirmişlerdir.Kural olarak, bir vakıadan kendi lehine haklar çıkaran/iddia eden taraf, o vakıayı ispat etmeye mecburdur (4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 6.maddesi).İspat yüküne ilişkin bu genel kural, itirazın iptali davaları için de geçerlidir. Yani, itirazın iptali davalarında da ispat yükü bakımından bir değişiklik olmayıp, bu genel kural uygulanır. Bu davalarda da bir vakıadan kendi lehine haklar çıkaran (iddia eden) taraf o vakıayı ispat etmelidir.Faturanın delil olarak kullanılabilmesi için taraflar arasında sözleşmenin bulunması gerekir. Fatura sözleşmenin ifası yönelik belge hükmündedir. Sözleşmenin kurulmasına yönelik fatura ispat kulfeti açısından sonuç dogurmaz. Taraflar arasında akdi ilişki bulunduğunun ispat kulfeti davacı taraftadır. Davacı sözleşmenin bulduğunu ve faturaya konu malın davalıya teslim edildiğini ispat etmesi gerekir. Taraflar arasında sözleşme iliskisi yoksa fatura ispat külfeti açısından sonuç dogurmaz. Ayrıca faturanın usulüne uygun olarak tebliğ edildiği davacı tarafca ispatlanması gerekir.
Mahkememizce tarafların ticari defter ve kayıtları ile —- üzerinde yapılan bilirkişi incelemesi sonucunda, davacı —-davalının dava konusu olan — ilişkin ticari defter ve kayıtlarının usulüne uygun olduğu, davacı —-davalı tarafça talep edilen cari hesap alacağının davacı—. davalı ticari defter ve kayıtlarında kayıtlı olmadığı anlaşılmıştır. Başka bir deyişle, tarafların ticari defter ve kayıtları üzerinde yapılan incelemede takip tarihi itibariyle davacının, davalıdan herhangi bir alacağının olmadığı tespit edilmiştir.
Tüm dosya kapsamı, taraf iddia ve savunmaları, alınan bilirkişi raporları ve bütün deliller birlikte değerlendirildiğinde; davacının takip tarihi itibariyle davalıdan herhangi bir alacağının olmadığı, davacının dava dilekçesinde yemin deliline açıkça dayanmaması sebebiyle davacıya yemin hakkının mahkememizce hatırlatılmadığı, davacı tarafça sunulan irsaliyelerde isim olmadığı, sadece imzaların bulunduğu, bu nedenle imzaların davalı çalışanları olup olmadığının denetiminin mümkün olmadığı değerlendirilmiş, davacı tarafından yöntemince ispatlanamayan davanın reddine karar verilmiştir.
İtirazın iptali davalarında davalı yararına kötüniyet tazminatına hükmedilebilmesi için davacı/alacaklının takip yapmakta haksız ve alacaklının kötüniyetli olması şarttır. ——– Eldeki dava yönünden; davacı ticari kayıtlarında takip tarihi itibariyle davalıdan herhangi bir alacağının olmadığı, başka bir deyişle davacı kendi ticari defterlerinden alacaklı olmadığını tespit edebilmesinin mümkün olduğu, davacının tacir olması sebebiyle TTK 18/2 maddesi gereği basiretli tacir gibi hareket etmesi gerektiği, davacının kendi kayıtlarından haberdar olmamasının hayatın olağan akışına aykırı olduğu, davacının davalıdan haksız tahsilat yapmaya çalıştığı, bu sebeple davacı-alacalının kötüniyetli olduğu anlaşılmakla davalının kötüniyet tazminat talebinin kabulüne karar verilmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Hükmedilen asıl alacağın %20’si oranında kötüniyet tazminatının davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
3-Karar harcı 80,70-TL ‘den davacı tarafça yatırılan 234,52-TL peşin harçtan mahsubu ile fazla yatırılan 153,82-TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
6-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. 13. maddesindeki esaslara göre belirlenen 5.100,00-TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde Hukuk Muhakemeleri Kanununun 333.maddesi uyarınca ilgili tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde —— Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı09/06/2022