Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/827 E. 2020/53 K. 23.01.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2017/827 Esas
KARAR NO : 2020/53
DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ: 25/11/2010
KARAR TARİHİ: 23/01/2020
Mahkememizde görülmekte olan Alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;—–nezdindeki teminatlarına tedbir konulması ve davalının —- tarihinde müvekkili şirketin müdürü cezaevinde iken imza yetkisi verdiği yeğeni — imzalatılan hasar kesintisi ——– en yüksek banka avans faizi ile birlikte sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre tahsiline karar verilmesi talebinden ibaret olduğu, müvekkili şirketin yetkilisinin cezaevinde tutuklu bulunduğu sırada müvekkili şirketin, —- nezdindeki — hasar dosyasından ———– tazminat alacağı mevcut iken araçlarını sigorta ettirdiği davalı şirketin yetkilisi tazminatın onaylandığını birkaç belge imzalanması gerektiğini belirterek müvekkilinin iradesi dışında … yetkilisi ———- kesinti için sigortaya hitaben yazılan tazminat makbuzu ve temlikname belgesi ekinde söz konusu hasar kesintisini imzalatmış olduğunu, davalı tamamen müvekkili şirketin yetkilisinin cezaevinde olmasından ve imza yetkisi verilen …’ın tedbirsizliğinden dolayı üzüntü ve dikkatsiz olduğu bir tarihte kendi lehine bir kesinti yaptırmış olduğunu, müvekkilinin davalıya her hangi bir borcu bulunmadığını, düzenlenen sigorta poliçelerinin müvekkili firma hesabından yahut ortaklarının kredi kartından ödendiğini, söz konusu hasar dosyasının takibi için davalı ile herhangi bir ücret sözleşmesi yapılmadığını, davalının————— nezdindeki teminatlarına tedbir konulması gerektiğini, davalıdan sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre tahsili ile dava masrafları ve vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı iddialarının maddi ve hukuki gerçeklere aykırı olduğunu, davacı vekili açıkça dava dilekçesinde …’ın davacı şirketi temsili ve ilzama yetkili olduğunu kabul ettiğini, haksız ve hukuka aykırı şekilde müvekkili şirkete olan ödemiş olduğu borcunu geri almak istediğini, ———– gerçek sahibi kendisi olup trafik kaydı davacı adına kayıtlı bir tır kamyonunun, müvekkili şirkete olan sigorta borcunu davacı ile aralarındaki anlaşma gereği gerek kendi gerekse davacı çek ve bonoları ile ödenmekte olduğunu, zaman zaman ödemeler davacı veya ————- adına ödendiğini, dava konusu olayda kaza yapan tır ve hasar kaydı davacı adına olsa da, fiilen ve davacı ile aralarındaki ilişki sebebiyle ———– olduğunu, ——–olan hasar bedelini anlaşarak —– indirilmiş hasardan müvekkili şirkete borçlu ———-edilmiş kalan bakiyenin havale edildiğini, davaya konu ibranamenin imzası sırasında müvekkili şirket yetkililerine tutukluluk halinden bahsedilmemiş ve ——— imzalandığını, parayı alabilmek için … şirket yetkilisi olduğunu beyan ve tevsik ettiğini, davacı iddiaları hukuka ve maddi gerçeklere taraflar arasında oluşan ticari teamüllere aykırı olduğundan, ticari teamülün haksız ve hukuka aykırı davanın reddini talep etmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE:
Dava hukuki niteliği itibariyle, haksız fiilden kaynaklanan alacak istemine ilişkindir.
Mahkememizce yapılan yargılama sonunda verilen davanın reddine ilişkin hüküm — Hukuk Dairesinin —- tarih ve ———– karar sayılı ilamıyla taraflar arasındaki ticari ilişkinin mahiyeti gereği tarafların ticari defter ve kayıtları getirtilerek ticari defterlerin usulüne uygun tutulup tutulmadığı, usulüne uygun tutulmuş ise alacağın ticari defterlerinde kayıtlı olup olmadığı değerlendirilerek inceleme yapılması ve sonucuna göre hüküm kurulması gerekçesiyle karar bozulmuş bozmaya uyularak yeniden yargılama yapılmıştır.
Usul ve yasaya uygun görülen Yargıtay bozma ilamı doğrultusunda ———- tarihli celsede tarafların ticari defter ve kayıtları üzerinde inceleme yapılması için dosya bilirkişi heyetine tevdi edilmiş bilirkişiler tarafından ——– tarihli rapor tanzim edilmiştir.
Alınan raporda özetle; davalı şirketin ticari defterlerinin ibraz etmediği, ticari defterlerinin zayi olduğuna ilişkin her hangi bir tutanağın mevcut olmadığı, davacı tarafın ticari defter ve kayıtlarının bir birini doğruladığı ve davacı ile davalı arasında borç alacak kaydının görülmediği, davacı yanın defterlerinin incelenmesinde dava dışı ——–alacaklı olduğu ve davacının —— borcu olduğuna ilişkin her hangi bir kayda rastlanılmadığı, davacı tarafından iddia edildiği gibi şirket yetkilisinin iradesinin fesada uğratıldığına dair dosya kapsamında belge ve bilginin bulunmadığı, ayrıca davacının dava dışı———– yazdığı hasar kesintisi başlıklı—– dosyası ile ilgili olarak ——- mahsup yapılmasına” kabul ve beyan ettiği, bu sözleşmenin Borçlar Kanunun ilgili hükümlerine uygun olarak düzenlendiği ve davacı şirketi temsil ve ilzam yetkisine sahip şirket yetkilisi … tarafından imzalandığı yönünde tespit yapılmıştır.
Her ne kadar Yargıtay bozma ilamından taraf defterleri üzerinde inceleme yapılması yönünde karar bozulmuş ve bozmaya uyularak yeniden taraf defterleri incelenmiş isede, davanın niteliği, tarafların karşılıklı beyan ve itirazları göz önünde bulundurularak daha sağlıklı bir incelemenin yapılabilmesi için dava dışı —————– defterleri üzerinde de inceleme yapılması amacıyla ara karar oluşturulmuş ise de dava dışı şirkete tebliğ yapılamaması nedeniyle şirket defterleri üzerinde inceleme yapılamamıştır.
Tüm dosya kapsamı bütünüyle incelendiğinde, davacı şirketin yetkilisi tarafından——- tarihli Hasar Kesintisi başlıklı yazıya istinaden dava dışı sigorta şirketi tarafından davalıya ——– ödendiği, yazının içeriği ve altındaki imzanın davacı şirketin yetkilisine ait olduğu hususunda anlaşmazlık bulunmamaktadır. Ancak davacı vekili , bu yazının şirket yetkilisinin iradesinin fesada uğratılarak verildiği, davalı şirkete böyle bir meblağın ödenmesi ve bu doğrultuda böyle bir yazının davacı şirket tarafından verilmesini gerektirir taraflar arasından ticari ilişki bulunmadığını iddia ederek davalının sebepsiz zenginleştiğini ve sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre bu paranın davalıdan tahsilini talep etmekte , davalı ise davacı şirketin yetkilisi tarafından imzalanan belgeye istinaden alacaklı konuma geçerek parayı tahsil ettiklerini , taraflar arasında ve dava dışı ————- uzun yıllardan süregelen ticari ilişkiye çerçevesinde mahsuplaşma olduğunu savunmuştur. Her ne kadar davacı vekili tarafından sebepsiz zenginleşme hükümlerine atıf yapılarak dava açılmış ise de davanın hukuki niteliğinin haksız fiilden kaynaklandığı anlaşılmış olup bu doğrultuda inceleme yapılmıştır. Dosya kapsamında Yargıtay bozma ilamından sonra alınan bilirkişi raporlarında alacağın temliki hükümlerine göre davacı şirketin yetkilisi tarafından verilen yazıya istinaden davalının parayı tahsil ettiği ve şirket yetkilisinin iradesinin fesada uğratıldığına dair belgenin davacı şirket tarafından sunulmadığı belirtilmiş ise de , gerek Yargıtay bozma ilamı içeriği gerekse davacının şirket yetkilisinin kandırıldığı iddiasına dayalı olarak bu davayı açması ve gerekse davacı şirketin kendi lehine delil teşkil eden ticari defterlerinde taraflar arasında mevcut ticari ilişkiye rastlanılmadığı göz önünde bulundurularak salt alacağın temlik hükümlerine dayalı davalının tahsil talebinde haklı olduğuna işaret eder nitelikte bilirkişi raporlarına mahkememizce itibar edilmemiştir. Burada her ne kadar ispat yükü davacıda olsa da , taraflar arasında ticari ilişki bulunduğu ve mahsuplaşmanın buna göre yapıldığı iddiasında bulunan davalı taraf olup , davalının savunmalarını ve bu doğrultuda davaya konu belgenin verilmesini gerektirir ticari ilişkiyi ispatlaması gerekli olup , davalı şirket tarafından gerekli ihtarlara rağmen ticari defter ve belgeler sunulmamış, zayi olduğuna ilişkin ispata yarar zayi belgesi de dosyaya sunulmamış, bu doğrultuda davalı şirketin defterlerini mahkememiz denetimi ve defterlerin karşılıklı incelemesinden kaçırdığı kanaatine varılmış olup————- yapılan yargılama ve toplanan deliller itibariyle davalının iddia ettiği gibi bir ticari ilişkinin taraflar arasında bulunmadığı, davaya konu belgenin verilmesini gerektirir mevcut bir ilişki bulunmadan verilen belgeye istinaden davalı şirketin bu parayı tahsil etmesinde hukuki bir zemin mevcut olmadığı kanaatine varılmıştır. Davaya konu uyuşmazlıkta davacı şirket kötü niyet iddiasına dayalı olarak değil şirket yetkilisinin kandırıldığı iddiasına dayanarak bu davayı açmış, davalı şirket ile birlikte şirket yetkilisinin sorumluluğuna gitmemiştir. Bu doğrultuda yalnızca alacağın temliki ve bu doğrultuda imzalanıp verilen belgeye istinaden davalı şirketin alacaklı olduğunu söylemek mümkün değildir. Taraflar arasında davalının iddiaları gibi davaya konu hasar kesintisinin yapılmasını ve bu doğrultuda belgenin verilmesini gerektirir mevcut bir ilişki olduğu da ispatlanamadığına göre tüm dosya kapsamı itibariyle davacı şirket yetkilisinin iradesi fesada uğratılarak bu belgenin verildiği kanaatine mahkememizce varılmış olup, davalı vekili tarafından delil listesinde açıkça yemin deliline dayandığı görüldüğünden, yemin teklif etme hakkı hatırlatılmış, verilen kesin süre içinde davalı vekili tarafından yemin teklif edilmeyeceği yönünde beyan dilekçesi sunulmuş ve iddia edildiği nitelikte bir ticari ilişkinin varlığı yemin dahil hiçbir delil ile ispatlanamamış olmakla, davacının haklı davasının kabulüne karar verilmiş, davanın niteliği itibariyle dava haksız fiilden kaynaklandığından ve haksız fiilde temerrüt haksız fiilin gerçekleştiği an olup , dava dışı ————– davalıya parayı ödediği tarihin temerrüt tarihi olması gerektiği ancak dosya kapsamında bu tarihi ilişkin bilgi ve belge bulunmadığından dava tarihi temerrüt tarihi kabul edilerek davanın kabulüne ——– alacağın —–dava tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın kabulü ile,
— alacağın ——- tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Karar harcı 2.294,53-TL’den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 502,10-TL harcın mahsubu ile bakiye 1.792,43-TL harcın davalı taraftan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
3-Davacı tarafça peşin olarak yatırılan 502,10-TL harcın davalıdan alınarak davacıya iadesine,
4-Davacı tarafından yapılan 17,15-TL başvuru harcı, 2,75-TL vekalet harcı, 385,20-TL tebligat ve müzekkere gideri, 1.900,00-TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 2.305,10-TL yargılama giderinin davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
5-Davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendisi üzerinde bırakılmasına,
6-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 5.038,50-TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının Hukuk Muhakemeleri Kanunun 333.maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
İlişkin olarak taraf vekillerinin yüzlerine karşı kararın tebliğinden itibaren 15 günlük yasal süre içerisinde Yargıtay temyiz yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 23/01/2020