Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/819 E. 2018/408 K. 17.04.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İstanbul Anadolu
5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/819 Esas
KARAR NO : 2018/408

DAVA : İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 25/07/2017
KARAR TARİHİ : 17/04/2018

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
İDDİA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; borçlu davalının müvekkili banka arasında Genel Kredi Sözleşmesi ve Ticari Kart Sözleşmesi düzenlendiği, davalının borcunu ödememesi üzere 10/01/2017 tarihinde ihtarname gönderildiği, yapılan ihtarnameye rağmen borcun yine ödenmemesi üzerine borçlu aleyhine İstanbul Anadolu — İcra Müdürlüğünün — esas ve — esas sayılı dosyaları üzerinde icra takibi başlatıldığı, davalı tarafından borca, faize ve ferilerine süresinde itirazda bulunduğu, icra takipleri itiraz nedeniyle durdurulduğu, borçlunun itirazları haksız ve dayanaksız olduğu, zira borçlu, müvekkili banka arasında imzalanan sözleşmeye istinaden ticari kredi ve ticari ek hesap kullanmış ve ödemelerini yapmadığı, davalının itirazının haksız olması nedeniyle, itirazın iptaline, takibin devamına, % 20 ‘den aşağı olmamak kaydıyla icra inkar tazminatına hükmedilmesini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA : Davalıya usulüne uygun dava dilekçesi ve tensip zaptı tebliğ edilmesine rağmen dava dilekçesine cevap vermediği anlaşıldı.
İNCELEME ve GEREKÇE: Dava hukuki niteliği itibariyle, kredi sözleşmesinden doğan alacağın tahsili istemiyle davalı aleyhine başlatılan icra takibine yapılan itirazın İ.İ.K. 67 maddesi kapsamında iptali davasıdır.
HMK. 138. maddesinde; “Mahkeme, öncelikle dava şartları ve ilk itirazlar hakkında dosya üzerinden karar verir.” hükmü yer almaktadır. Yargıtay’ın yerleşik içtihatlarında itirazın iptali davasının görülmesi için borçlu hakkında usul ve yasaya uygun olarak geçerli bir takip yapılması gerektiği, bu hususun HMK 114/2 maddesi gereğince dava şartı niteliğinde olduğu, HMK. 115/2. Maddesi uyarınca mahkemenin dava şartlarını yargılamanın her aşamasında re’sen dikkate alacağı belirtilmiştir.

Dosyamıza celp edilen İstanbul Anadolu —-İcra Müdürlüğü’nün —- ve — esas sayılı takip dosyası incelendiğinde, davacı tarafından davalıya yönelik genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili için icra takibi başlatıldığı, davalı tarafından kendisine ödeme emrinin tebliğinin yapıldığı tarihten itibaren 7 günlük süre içerisinde sunulan itiraz dilekçelerinde öncelikle icra müdürlüğünün yetkisine itiraz edilerek, Beykoz icra müdürlüklerinin yetkili olduğunun belirtildiği anlaşılmıştır.
İİK’nin 50. Maddesinde yetki ve itirazlar düzenlenmiş olup bu yasal düzenlemede hukuk usulü muhakemeleri kanununun yetkiye dair hükümlerinin kıyas yolu ile uygulanacağı belirtilmiştir. 6100 sayılı yasanın 5 nci ve devamı maddelerinde yetki hususu düzenlenmiş 6 ncı madde de ise genel yetkili mahkemenin davalı gerçek veya tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesi olacağı belirtilmiştir. Bunun yanında taraflar arasında imza edilen kredi sözleşmesinin 10.11. maddesinde İstanbul mahkemeleri ve icra dairelerinin yetkili kılındığı görülmektedir.
İtirazın iptali davasının görülebilmesi için geçerli bir icra takibinin yapılmış olması dava şartları arasındadır. Geçerli icra takibinin ise borçlunun yetkiye itirazı halinde yetkili icra dairesinde yapılması gerekir. Geçerli bir takibin bulunmadığı durumlarda itirazın iptali davasının görülebilmesine usulen olanak yoktur. İcra dairesinin yetkisine itiraz edildiği hallerde bu itiraz incelenip sonuçlandırılmadığı sürece açıklanan şekilde geçerli bir takibin bulunmayacağı ortadadır. (HGK.nun 20.3.2002 gün, 2002/13-241 E., 208 K., 28.3.2001 gün 2001/19-267 E. 2001/311 K. sayılı kararları )
Somut olayda davacı, kredi sözleşmesinden doğan borcun ödenmemesi sebebiyle davalı aleyhine icra takibi başlatmıştır. Bu durumda takip ve dolayısıyla dava konusu alacak ile ilgili uyuşmazlığın çözümünde ya “genel yetki” kuralının işletilmesi, yada takip başlatıldığı tarihte davacının tüzel kişilik adresinin bulunduğu adres veyahut taraflar arasında yapılan yetki sözleşmesi hükümlerinin uygulanması gerekecektir. HMK.6.maddesi uyarınca genel yetkili mahkeme davalının ikamet mahkemesi olup, davalının icra müdürlüğüne yapmış olduğu yetki itirazında belirtmiş olduğu adres Beykoz adresi olduğundan bu doğrultuda takibe yetkili icra müdürlüğü ya Beykoz İcra Müdürlükleri, ya da davacı alacaklı bankanın adresi ile aynı olan ve sözleşmede düzenlenen yetki kuralı gereği İstanbul (Çağlayan) İcra Müdürlükleridir. Huzurdaki davaya konu icra takibi ise İstanbul Anadolu İcra Müdürlüklerinde başlatılmıştır.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; davacı ile davalı arasında kredi sözleşmesi imza edildiği, ödenmeyen borç sebebiyle davalı aleyhine İstanbul Anadolu İcra Müdürlüklerinde takip başlatıldığı, davacının takip tarihi itibariyle adresinin İstanbul, davalının adresinin ise Beykoz olduğu, her iki adresinde İstanbul Anadolu İcra Müdürlüklerinin yetki sınırları içerisinde olmadığı, davalının icra müdürlüklerine yapmış olduğu yetki itirazının süresinde ve yetkili icra dairesinin gösterilmesi suretiyle usulüne uygun olarak yapıldığı, bu doğrultuda İİK.nun 50/1.maddesi ve HMK 6. maddesi ve sözleşmenin ilgili maddesi gereği takibin, Beykoz ya da İstanbul icra dairelerinde yapılması gerekirken Anadolu İcra Müdürlüklerinde başlatıldığı, bu durumda icra takibinin yetkili yer icra dairesinde yapılmayarak itirazın iptaline dair dava şartının yerine getirilmemiş olduğu kanaatine varılarak 6100 sayılı HMK’nın 114/2 maddesinde düzenlenen yasal düzenlemede göz önünde bulundurularak aynı yasanın 115. maddesi uyarınca davanın dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki gibi hüküm tesis edilmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davaya esas icra takibinin yetkisiz icra dairesinde yapılması nedeniyle, geçerli bir icra takibin olmadığı anlaşıldığından davanın HMK 114/2 ve 115/2 maddeleri uyarınca usulden reddine karar verildi.
2-Karar harcı 35,90-TL ‘den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 736,81-TL harcın mahsubu ile artan 700,91-TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halide davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
5-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde talep halinde ilgili tarafa iadesine,
İlişkin olarak davalının yokluğunda, davacı vekilinin yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 17/04/2018