Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/817 E. 2020/761 K. 17.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2017/817 Esas
KARAR NO: 2020/761
DAVA : İtirazın İptali (Sigorta poliçesinden kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 24/07/2017
KARAR TARİHİ : 17/11/2020
Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı arasında ——imzalanmış olduğunu, sözleşme imzalanmasındaki amacın, mal ve hizmet ihracatında ticari veya politik risklere karşı tahsilat güvencesi sağlanması olduğunu, müvekkilinin ————– bedelli ihracat gerçekleştirmiş olduğunu, ancak —–ihracat bedelini ödememiş olduğunu, taraflar arasındaki sözleşmeye göre ihracat bedelinin ödeme vadesinin —– tarihi olduğunu, bu tarihten itibaren davalı ile müvekkili arasına mail yazışmaları başlamış olduğunu, bu yazışmalarda özetle vadesi geçen ihracat bedelinin aradaki sigorta anlaşması —–davalı tarafından karşılanmasının ihtar edildiğini, müvekkilinin sözleşme ile yüklendiği prim ödeme ve sair yükümlülükleri muntazaman yerine getirmiş bulunduğu halde davalı firma edimini yerine getirmekten kaçınmış ve lehine ihracat gerçekleştirilmiş yabancı firma ile müvekkil arasındaki ihtilafların bir mahkeme kararına istinat ettirilmesi gerektiğini, yabancı firma ile yapılan görüşmelerde firmanın hiçbir borcunun olmadığının belirtildiğini, bilahare tekrar firma ile görüştüklerinde firmanın borcunun —- olduğunu ifade ettiklerini, bu borcu ödediklerini iddia ettiklerii, firmalarının zarara uğradığını ifade ettiklerini, bilahare bir avukat vasıtası ile başvurduklarında bu defa da borçlu olmak bir yana —- müvekkilinden alacaklı olduklarını beyan ettiklerini, tekrar yapılan müracaatta malların iade konusu sorulduğunda sevkiyat için gerekli——- ödenmesi gerektiğinin ifade edildiğini, neticede borca ilişkin müvekkili ile karşı firma arasında ihtilaf bulunduğunu, bu ihtilafın alıcının ülkesindeki bir mahkemeden alınacak ilam ile netleşeceğini ve bu ilama istinaden ödeme yapılabileceğinin bildirildiğini, davalı tarafın ödeme yapmama gerekçesi olarak —– tarihli yazısında “poliçenin sigorta kapsamı dışında kalan haller başlığı altında düzenlenen 2. Maddesinin m fıkrasında alıcının kusurundan ya da ihmalinden kaynaklandığını iddia ettiği gerekçelerle sevk edilen malları kabul etmemesi ve ya edememesi veya teslim aldığı malların brüt fatura tutarını veya sözleşme bedelini ödememesi veya yaptığı ödemeleri mahsupları ve karşı tazmin talepleri veya başkaca bir nedenle satış sözleşmesindeki yükümlülüklerinin ortadan kalktığını iddia etmesi halinde ortaya çıkan zararlardan —– sorumlu olmayacağını, alıcının teslim alınan malların kalitesi ve miktarı ile ilgili şikayetleri nedeni ile malların bedelini ödememesinin de bu bent kapsamında değerlendirileceğini, ancak sigortalının uğradığını iddia ettiği zarar miktarı ile ilgili olarak alıcının ülkesindeki yetkili mahkemeden alıcı aleyhine kesinleşmiş bir mahkeme kararını ——ibraz etmesi halinde mahkeme kararı ile belirlenen zararın iş bu poliçe kapsamında addedileceği” hükmüne atıf yapmış olduğunu, oysa—- numaralı bentte kısaca özetledikleri ve aynı tarihli yazılarında karşı firmanın önce borcu olmadığını, sonra alacaklı olduğunu, sonrasında da bu kadar borcu olmadığı ve ihracata konu malların kendilerinde olduğu yönündeki beyanları dikkate alındığında karşı firmanın kötü niyetli ve edimini yerine getirmemek için her yola başvuran bir tacir olduğu konusunda fikir vermekte olduğunu, poliçe ile müvekkilin zararının karşılanması için müvekkilin primlerini ödemiş olması ve ihracatı gerçekleştirmesi yeterli olacağını, davalı taraf da ekte sunduğumuz —— broşüründe de kabullerinde olduğu üzere mal bedelinin ödenmemesi ve malın ihracatçıdan kaynaklanmayan nedenlerle kabul edilmemesi gibi nedenlerle doğacak riskleri de teminat altına almış olduğunu, davalı ile müvekkil arasındaki gerek şifahi görüşmeler ve yazışmalar netice vermeyince ——–dosyası ile icra takibine girişilmiş, davalı vekilince hukuka aykırı olarak takibe itiraz edildiğini belirterek; itirazın iptali ile takibin devamına, alacağın %20 sinden aşağı olmamak kaydıyla icra inkar tazminatına hükmolunmasına, yargılama giderleri ile ücreti vekaletin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; ——— firmanın borcunu kabul etmiş olması ya da borcuna ilişkin herhangi bir itirazının bulunmamasının esas olduğunu, Poliçe’nin 2/m Maddesi’nde düzenlendiği şekilde alıcı firmanın davacı sigortalı firma ile olan ticari ilişkisi kapsamında herhangi bir nedenden dolayı borcuna itiraz ettiği ve ihtilaf beyan ettiği hallerde ihtilaf nedeninin makul olup olmadığının değerlendirilmesi müvekkili bankanın yetkisinde ve görev kapsamında bulunmamakta olduğunu, burada esas olan alıcı firmanın borcuna itiraz etmiş olması hususu olduğunu, bu çerçevede, ihtilaf nedeni olarak alıcı firma tarafından beyan edilen gerekçenin makul ve haklı olup olmadığı ——hakkında karar verecek olan mercii müvekkili banka değil alıcının ülkesindeki yetkili mahkemeler olduğunu, bu itibarla, müvekkili bankaca Poliçe’nin 2/m Maddesi kapsamında sigortalı firmadan, alıcının ülkesindeki yetkili bir mahkemeden alıcı firma aleyhine kesinleşmiş bir mahkeme kararının müvekkil bankaya ibraz etmesinin talep edilmiş olduğunu, hal böyleyken haksız olarak ikame edilen iş bu davanın muhatabı müvekkili bankanın olmadığını, yetkili mercinde —–sınırlarında yer alan mahkemeler olmadığını ve dilekçesinde izah edilen diğer nedenlerle huzurdaki davanın reddine, yargılama giderleri ile ücreti vekaletin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE: Dava ihracat kredisi sigortasından kaynaklanan alacağın ödenmediği iddiasına ilişkin olarak başlatılan icra takibine itirazın iptali davasıdır.
Davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan usul hükümleri doğrultusunda yazılı yargılama usulüne tabi olarak oluşturulan tensibe istinaden yargılamaya başlanmış yöntemine uygun ön inceleme duruşması açılarak öncelikle dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, hukuki ihtilaf noktaları belirlenmek suretiyle tahkikat aşamasında deliller toplanmış, bilirkişi raporu alınmış, yargılama sırasında —— tarihinde kabul edilen 7101 sayılı kanunun 61. Maddesi ile 6102 sayılı T.T.K.’nın 4. Maddesinin 2. Fıkrasının değiştirilmesi sebebiyle basit yargılama usulüne geçilerek dava sonuçlandırılmıştır.
İcra dosyası, taraf vekillerince sunulan poliçe sureti,—- ve uluslararası yazışma suretleri ve bunların Türkçe tercümeleri dosyaya alınarak, dosyaya sunulan diğer deliller ile birlikte incelenmiştir.
İtirazın iptali istemine konu —- sayılı dosyasının incelenmesinde; davacı alacaklı tarafından davalı borçlu aleyhine —– tutarındaki alacağın tahsili için —– ilamsız icra takibi başlatıldığı, davalı borçlunun süresi içerisinde yapmış olduğu itiraz üzerine takibin durduğu ve davanın hak düşürücü süre içeresinde açıldığı anlaşılmıştır.
Sunulan poliçe örneğinin incelenmesinde; davalı banka tarafından davacı şirketin yapacağı uluslararası ihracata dair riskleri — tarihleri arasında — — teminat altına alındığı görülmüştür.
Konunun incelenmesinin uzmanlık gerektiren yönleri olması ve taraflarca delil olarak bilirkişi deliline dayanılmış olması sebebiyle dosya ihracat kredileri sigorta alanında uzman bankacı ve finansçı bilirkişi ——evdi edilerek rapor rapor alınmış, anılan bilirkişi tarafından sunulan ——-tarihli bilirkişi raporunda; davacının asıl alacak bakiyesinin —–olduğu yönünde görüş bildirilmiş, söz konusu rapora karşı taraf vekillerinin dilekçelerini tartışır ve karşılar mahiyette aynı bilirkişiden ek rapor alınmasına karar verilmiş, bu kapsamda anılan bilirkişi tarafından sunulan —- tarihli bilirkişi raporunda davacının davalıdan talep edebileceği tutarın ——-olduğu bildirilmiştir.
Bilirkişi raporlarında (kök ve ek) her ne kadar, taraflar arasındaki poliçenin 2/m maddesi kapsamında bir belgenin sunulmadığı belirtilmiş ise de davalı tarafından sunulan yazışma ve e postalar sebebiyle bilirkişi raporlarına itibar edilmemiştir.
Dava konusu uyuşmazlık, taraflar arasında imzalanan kısa vadeli ihracat kredi sigorta sözleşmesi kapsamında dava dışı firma tarafından davacıya ödenmeyen ihracat bedelinin davalıdan talep edip edemeyeceği, davalının söz konusu sözleşme kapsamında bu tuturdan sorumlu olup olmadığı, sorumlu ise miktarı noktalarında toplanmaktadır.
Tüm dosya kapsamına göre, taraflar arasında —— tarihinde kısa vadeli ihracat kredi sigortası poliçesi düzenlendiği, poliçe kapsamında davacının sigortalı, davalının ise sigortacı olduğu, düzenlenen kısa vadeli ihracat kredi sigortası genel poliçesinin 2/m maddesi gereğince alıcının sigortalının kusurundan veya ihmalinden kaynaklandığını iddia ettiği gerekçelerle sevk edilen malları kabul etmemesi veya edememesi halinde davalının sorumlu olmayacağı, bu gibi durumlarda alıcının bulunduğu yerdeki mahkemede, alıcı aleyhine kesinleşmiş bir mahkeme kararının ibrazının gerektiği hususunun düzenlendiği, davalı tarafından sunulan e posta ve yazışmalarda dava dışı alıcı firmanın davalıya yaptığı bildirimde, davacı şirketin sözleşmeye uymadığı, kendileri ile yapılan girişimlerden sonuç alınamadığını, ödeme yapmış olmalarına rağmen sözleşme ile belirlenen malları göndermediğini, bu kapsamda krallıktaki bazı müşterilere kendilerine gerekli komisyon ödemeksizin mal gönderdiğini, kandırılmaları sebebiyle manevi tazminat talepleri olduğunu belirttiği, davalının poliçedeki yükümlülükleri kapsamında gerekli araştırma ve yazışmaları yaptığı, poliçenin 2/m maddesinde belirtildiği üzere davacı tarafça bu yönde herhangi bir mahkeme kararı da sunulmadığı, bu haliyle iddia edilen zararın bilirkişi raporunda yazılı olduğunun aksine teminat kapsamı dışında kaldığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın reddine,
2-Karar harcı 54,40-TL ‘den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 5.079,46 TL ( peşin ve tamamlama harcı toplamı) harcın mahsubu ile artan 5.025,06-TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halide davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
5-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli …Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 49.511,24 TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde Hukuk Muhakemeleri Kanununun 333.maddesi uyarınca ilgili tarafa iadesine,
İlişkin olarak taraf vekillerinin yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde —— Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.17/11/2020