Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/812 E. 2020/549 K. 05.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/812 Esas
KARAR NO : 2020/549

DAVA : Menfi Tespit (Ticari İlişkiden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 23/02/2017
KARAR TARİHİ : 05/10/2020

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Ticari İlişkiden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı——- ————- aleyhine Bakırköy —. İcra Dairesinin —- esas sayılı dosyası ile icra takibi başlattığını, söz konusu borcun tahsili için müvekkiline birinci ve ikinci haciz ihbarnamesinin çıkartıldığı, ancak tebliğin muhtara yapılması nedeni ile haberdar olamadıklarını E devlletten müvekkilinin tesadüfen haberdar olduğunu, bu sebep ile bu davayı açma zorunluluğunun doğduğunu müvekkilinin—- ortağı olduğunu, limited şirketi ortaklarına şirket borcundan dolayı sorumluluk yüklenemeyeceğini ve ortaklar adına icra takibi yapılamayacağını, ayrıca davalı şirketin müvekkilin ortağı olduğu şirketten hiç bir alacağının da bulunmadığını, tüm bu sebepler ile müvekkilinin söz konusu icra dosyasında borçlu olmadığının tespiti , %20 kötü niyet tazminatına , mahkeme masrafları ve vekalet ücretinin davalıya hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı iddiaları yönünden tebligat usulsüzlüğüne ilişkin beyanların inceleme ve icra müdürlüğü muamelesini şikayet hususundaki husumetlerin Asliye Ticaret Mahkemeleri nezdinde görülmesinin mümkün olmadığını, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu kararınca şirket ortaklarının şirket borçları dolayısıyla, üçüncü kişi olarak İİK. 89. Maddesince sorumluluğunun bulunabileceğini ve şirketin şahsi ve ticari faaliyetler dolayısıyla şirket ortaklarından alacaklı olabileceği bu hususun tespiti halinde şikayetin reddi yönünde kararlar verdiği gözetildiğinde, davacı …’—- salt şirket ortağı olması sebebiyle üçüncü kişi durumunda olamayacağına ilişkin beyanlarının kabulü mümkün olmamakla birlikte, İİK. 89. Maddesince gönderilen haciz ihbarnamelerine süresinde ve usulüne uygun olarak itiraz edilmediğini ve taraflarınca şirket ortağının itirazının söz konusu olmaması sebebiyle İİK. 89/2 ve 89/3 maddelerince haciz ihbarnamelerinin gönderilmesi işlemlerine devam edildiğini, bu hususta icra dairesi tarafından ve icra kanunu uyarınca yapılan işlemlerde kötü niyetli olmamalarının hayatın olağan akışı ve mevzuata aykırılığının yanı sıra alacaklı pozisyonunda olan şirketin alacağını tahsil amaçlı olarak, kanunun elverdiği imkanları kullandığını ve bu aşamada aleyhine kötü niyet tazminatı yahut vekalet ücreti istemlerinin hukuki dayanaktan yoksun ve hakkaniyete aykırı talepler olduğunu ve ticari defterler ile ————— kayıtlarından da tespit edilecek hususlar karşısında, davacının müvekkili şirket nezdinde borçlu olduğunun tespitini ve icra takibinin kesinleşmiş olması karşısında, haksız ve hukuka aykırı olarak açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE: Dava hukuki niteliği itibariyle, davacının icra dosyasından dolayı borçlu olmadığının tespitine yönelik açılan menfi tespit davasıdır.
Dosyanın incelenmesinde, 15/01/2019 tarihli duruşmada taraf vekillerinin sunmuş oldukları mazeret istemlerinin reddine karar verilerek dava dosyasının HMK’nun 150. maddesi uyarınca yenileninceye kadar işlemden kaldırılmasına karar verildiği, sonrasında ise davacı vekili tarafından 01/03/2019 tarihinde UYAP üzerinden mahkememize sunulan yenileme dilekçesi ile davanın rarçsız yenilerek yeni duruşma gününün belirlenmesi ve taraflara tebliğinin talep edildiği, mahkememiz tarafından hazırlanan 18/03/2019 tarihli yenileme tensip zaptı ile davacı vekilinin HMK 150. maddesinde yazılı 1 aylık harçsız yenileme süresini kaçırdığı ve tensip zabtının tebliğinden itibaren 62,55 TL nispi harç ile 44,40 TL başvurma harcını yatırmak ve makbuzunu dosyaya sunmak üzere 2 haftalık kesin süre verilmesi ile yatırılmamasının sonuçlarının hatırlatıldığı, bu tensip zabtında ayrıca yeni duruşma gün ve saati de taraflara tebliğ edildiği, yenileme tensip zaptının 23/03/2019 tarihi itibari ile davacı vekiline tebliğ ediliği sonrasında ise belirlenen günde yargılamaya devam olunduğu görülmüş ise de; dosya üzerinden yapılan resen inceleme sonucunda 18/03/2019 tarihli tensip zabtı ile verilen kesin süre içerisinde davacı tarafça harçların tamamlanmadığı, dolayısı ile davacı tarafça usulüne uygun olarak yapılan bir yenilemeden bahsedilemeyeceği ve HMK 150/5 maddesi uyarınca 3 aylık sürenin de dolduğu anlaşıldığından davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm oluşturulmuştur
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-İş bu davanın yasal süre içerisinde harcının yatırılarak yenilenmediği anlaşıldığından davanın HMK 150/5. maddesi gereğince AÇILMAMIŞ SAYILMASINA;
2-Harçlar kanunu uyarınca alınması gerekli olan 54,40-TL harçtan davacı tarafından peşin olarak yatırılan 62,55-TL nin mahsubu ile bakiye 8,15-TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
3-Yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı kendini vekil ile temsil ettirdiğinden …—- hesaplanan 1.700,00-TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
5-Taraflarca mahkemeler veznesine yatırılan gider avansından artacak kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilgili tarafa iadesine,
Dair; taraf vekillerinin yokluklarında gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içinde İstanbul Bölge Mahkemeleri İstinaf yasa yolu açık olmak üzere. Açıkça okunup, usulen anlatıldı.