Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/81 E. 2020/399 K. 14.07.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2017/81 Esas
KARAR NO: 2020/399
DAVA: Alacak (Acentelik Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 19/01/2017
KARAR TARİHİ : 14/07/2020
Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Acentelik Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacının sahip olduğu, davalının ——- teminatı altındaki —— plakalı aracın gece sabaha karşı evinin önünden çalındığını, aynı gün karakola ve davalı —aracın çalındığının ihbar edildiğini, çalınan aracın bugüne kadar bulunamadığını, çalındığı tarihte aracın rayiç değerinin —- olduğu ve davalı ——– tarafından ödenmediği belirtilerek; fazlaya ilişkin hakların saklı kalması kaydıyla araç bedelinin —-kısmını çalındığı —– tarihi itibariyle reeskont faizi ile birlikte tahsilini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirket aleyhine ikame edilen huzurdaki dava haksız ve dayanaksız olduğunu, dava konusu olaya ilişkin taleplerin, dava tarihi itibariyle zamanaşımıza uğramış olduğunu, huzurdaki davanın zamanaşımından reddi gerekmekte olduğunu, Davacı tarafın huzurdaki davayı müvekkil şirket bünyesinde tanzim edilen sigorta sözleşmesine——– istinaden ikame etmiş olduğunu, ancak bilindiği üzere, TTK madde 1420’ye göre sigorta sözleşmesinden doğan bütün istemler, alacağın muaccel olduğu tarihten başlayarak iki yıl geçmesiyle zamanaşımına uğramakta olduğunu, muacceliyet ise aynı kanunun (Türk Ticaret Kanunu’nun) 1427/2. maddesinde yer alan; “Sigorta tazminatı veya bedeli, rizikonun gerçekleşmesini müteakip ve rizikoyla ilgili belgelerin sigortacıya verilmesinden sonra, sigortacının edimine ilişkin araştırmaları bitirince ve her halde 1446’ncı maddeye göre yapılacak ihbardan ——- sonra muaccel olur. açık hüküm doğrultusunda belirlenmesi gerektiğini, somut olaya baktığımızda ise, davacı tarafça tazminat istemine konu hasar — ——- tarihinde meydana gelmiş ve davacı vekilince de ikrar edildiği üzere aynı gün müvekkili sigorta şirketine ihbar edilmiş olduğunu, bu durumda TTK madde 1427/2’ye göre sigorta tazminatı, hasarın müvekkil şirkete ihbarından (ki TTK madde 1446’da ihbar için özel bir düzenleme bulunmamaktadır) —- gün sonra, yani —— muaccel olmakta olduğunu, ancak davacı tarafça huzurdaki dava ——– tarihinde ikame edilmiş olduğunu, davanın açıldığı tarih itibariyle TTK madde 1420’de belirtilen 2 yıllık zamanaşımı süresinin dolmuş olduğu, bu suretle davacı taraf taleplerinin zamanaşımına uğradığı açık bir şekilde anlaşıldığı belirterek; davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE: Dava, ——- poliçesinden kaynaklanan tazminat alacağına ilişkindir.
Davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan usul hükümleri doğrultusunda yazılı yargılama usulüne tabi olarak oluşturulan tensibe istinaden yargılamaya başlanmış yöntemine uygun ön inceleme duruşması açılarak öncelikle dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, hukuki ihtilaf noktaları belirlenmek suretiyle tahkikat aşamasında deliller toplanmış, bilirkişi raporu alınmış, yargılama sırasında ——- tarihinde kabul edilen 7101 sayılı kanunun 61. Maddesi ile 6102 sayılı T.T.K.’nın 4. Maddesinin 2. Fıkrasının değiştirilmesi sebebiyle basit yargılama usulüne geçilerek dava sonuçlandırılmıştır.
Davacının aktif husumet ehliyeti itirazı kapsamında deliller toplanmış dava konusu edilen araç üzerinde dava dışı bankanın rehni olduğunun anlaşılması üzerine davacı vekiline gerekli ihtarat yapılmak suretiyle rehni kaldırması veya dava dışı bankanın davaya muvafakat vermesi için gereken süre verilmiş; verilen süre içerisinde rehnin kaldırıldığına ilişkin belgeler dosyaya sunulduğu görülmüş ve davalının bu yöndeki itirazının yerinde olmadığı değerlendirilmiştir.
Sigorta poliçesi ve hasar dosyası ile araç malik kayıtları celp edilmiş, taraflarca dosyaya sunulan diğer deliller ile birlikte incelenmiştir.
Davalı —— tarafından düzenlenen poliçenin incelenmesinde; —— tarihleri arasında geçerli olmak üzere —– numaralı ———– Poliçesi ile sigortalandığı görülmüştür.
Hasar dosyasının incelenmesinde davacı tarafında aracın çalındığı gün olan—– tarihinde davalı ——–başvuru yaptığı, dosyanın incelenmesinde —— tarihli dahili araştırma raporunun düzenlendiği ancak davalı —- tarafından davacıya herhangi bir yanıt verilmediği, yanıt verilmemesi sebebiyle davacının vekili vasıtasıyla bu sefer —- tarihinde daha önce yapılan başvuruya herhangi bir yanıt verilmediği belirterek yeniden başvuru yaptığı görülmüştür.
Davanın belirsiz alacak davası olarak açılmış olması sebebiyle bu hususta taraf iddia ve savunmalarını tartırışır ve karşılar şekilde rapor tanzimi için dosya bilirkişiye tevdi edilmiş ve makine mühendisi bilirkişi —— tarafından mahkemece belirlenen ihtilaf noktalarında kendi uzmanlık alanına ilişkin olarak bilirkişi raporu sunulmuştur.
Davacı vekili —- tarihli dilekçesi ile dava değerini,—- artırarak —— yükseltmiş ve ıslah dilekçesi davalı vekiline tebliğ edilmiştir.
Dava konusu uyuşmazlık; davacı yana ait olduğu iddia edilen ——— plaka sayılı aracın çalınması sebebiyle oluşan zarardan davalı yanın poliçe kapsamında sorumlu olup olmadığı, davacının aktif husumet ehliyetinin bulunup bulunmadığı, davanın süresinde açılıp açılmadığı, davalı yan sorumlu ise miktarı hususlarında toplanmaktadır.
—-sözleşmesinden kaynaklanan, maddi tazminat talepleri sigorta ettiren ile sigortacının tarafı olduğu sözleşmeye dayanmakta olup bu davalar 6102 sayılı TTK’nın 1420. maddesi gereğince 2 yıllık zamanaşımı süresine tabidir. Kara taşıtları ——- genel şartlarında da bu düzenleme açıkça yer almaktadır.
Somut olayda, davacıya ait —- plakalı aracın davalı——–tarafından——— dönemi arasında sigortalandığı, söz konusu aracın——– tarihinde hırsızlık olayına maruz kaldığı ve çalındığı, gerçekleşen rizikonun sözleşme dönemi içerisinde meydana geldiği, davacının aynı tarihte davalı—– bildirimde bulunduğu, davalı ——–tarafından hasar dosyası açılarak işlemlere başlanıldığı ancak sigortalı davacıya müspet veya menfi bir yanıt verilmediği, huzurdaki davanın ——- tarihinde açıldığı, TTK 1446. maddesi uyarınca sigortalının rizikoyu öğrendiği ve sigorta şirketine ihbar etmesi gerektiği tarih olan ——- tarihinden itibaren iki yıllık zamanaşımı süresi işlemeye başladığı, aynı şekilde ihbar tarihi itibari ile zamanaşımının başladığı kabul edilirse; bu durumda da ihbar tarihinden itibaren TTK 1427/2 maddesi uyarınca –gün sonra yani, ——— tarihinde zamanaşımı süresinin dolduğu, davacının iş bu dava tarihi ve ikinci başvuru tarihi olan ——- tarihinde de zamanaşımı süresinin dolmuş olduğu ve bunun dışında zamanaşımı süresi içerisinde zamanaşımını kesen (TBKm.154) ve durduran herhangi bir durum da dosya kapsamında söz konusu olmadığı, araç hasarının meydana geldiği çalınma olayı ceza kanunu anlamında suç oluştursa bile ——- KTK 109/2 md.’sinde yer alan ceza (uzamış) zamanışımı süresinin uygulanma imkanı da olmadığı bu sebeple davacının ceza zamanaşımı boyunca iki yıllık sürenin işlemeyeceği yönündeki itirazlarının yerinde olmadığı değerlendirilerek davalının süresi içerisinde yapmış olduğu zamanaşımı defii dikkate alınarak davanın reddine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın zamanaşımı nedeniyle reddine,
2-Karar harcı 54,40-TL’den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 341,55 TL harcın mahsubu ile artan 287,15 -TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
5-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli ———— esaslara göre belirlenen 3.400,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde Hukuk Muhakemeleri Kanununun 333.maddesi uyarınca ilgili tarafa iadesine,
İlişkin olarak; davalı vekilinin yokluğunda, davacı vekili ile davacı asilin yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde ——- Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı 14/07/2020