Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/768 E. 2021/32 K. 14.01.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2017/768 Esas
KARAR NO: 2021/32 Karar
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 13/07/2017
KARAR TARİHİ : 14/01/2021
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı borçlu şirket ile müvekkil şirket arasında imzalanan —– gereği borçlu şirketin fuara katıldığını fakat bunun karşılığı olan bedelin belli bir kısmını ödemişse de kalanı ödemediğini—- nolu — tarihli faturanın borca neden teşkil ettiğini —-bedelli borç doğduğunu ve müvekkil şirket tarafından davalı şirketten talep edilmesine rağmen bedelin ödenmemesi üzerine ——-dosyası ile icra takibi başlatıldığını, yapılan icra takibinin ardından ise borca itiraz edildiğini, davalı şirket kendisi aleyhine başlatılan icra takibine konu borca ilişkin olarak; asıl alacağa ve işlemiş faizin tamamına itiraz ettiğini ancak itiraz edilen borca ilişkin olarak borçlunun haksız ve kötii niyetli itirazı nedeni ile takibin durması nedeniyle iş bu davayı açarak itirazın iptalini isteme zarureti hâsıl olduğunu, davanın kabulü ile borçlunun itirazının iptaline ve takibin devamına, borçlunun takibe haksız ve kötü niyetli itirazı nedeni ile itiraz ettiği kısım üzerinden %20 icra inkâr tazminatına mahkûm edilmesini, icra dosyasının celbini, yargılama giderlerinin, vekalet ücretinin karşı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı tarafından —- asıl alacak iddiasına ilişkin——– Müvekkil Şirket aleyhine ilamsız icra yoluyla haciz talebinde bulunularak icra takibi başlatıldığını, ödeme emrinin müvekkilleri tarafından tebliğ alındığı belirtildiği, ancak ödeme emrine dayanak belgelerin Müvekkiline tebliğ edilmediğini, bunun üzerine Müvekkil Şirket tarafından süresi içerisinde borca itiraz dilekçesi hazırlandığı ——- dosyasına sunulduğunu ve icra takibinin durduğunu, alacaklı olduğunu iddia eden davacı tarafından Müvekkiline herhangi bir fatura tebliğ edilmediğini, davacının Müvekkili aleyhine açmış olduğu ——— dosyasından gönderilen ödeme emrine dahi fatura eklenmediğini, tarafların tacir olduğuna ve taraflar arasındaki ilişki de bir ticari iş ilişkisi olduğuna göre, Türk Ticaret Kanunu hükümleri doğrultusunda temerrüt hükümlerinin uygulanmasının gerektiğini, davacı tarafından alacaklı olduğu iddia edilen faturalarla ilgili Müvekkiline herhangi bir tebligat yapılmadığından, Müvekkilin temerrüde düşürülmediğini, bu nedenle Müvekkili aleyhine usulsüz tebligatla icra takibine girişilmesi ve doğal olarak Müvekkili tarafından itiraza uğrayan takip hakkında itirazın iptali davası açılmasının hukuka aykırı olduğunu, Müvekkil Şirket tarafından alacaklı olduğunu iddia eden tarafa yapılmış olan kısmi ödemeler bulunmadığını ancak taraflarına dayanak faturalar tebliğ edilmediği için takibin ödenmiş olan faturalar için de başlatılmış olabileceğini Müvekkili Şirkete yapılmış bir fatura tebligatı olmadığından ve Müvekkilleri tarafından hangi faturaya ilişkin icra takibine girişildiği bilenemeyeceğinden borca itiraz edildiğini Müvekkil Şirket tarafından Davacıya ödemeler yapılmış olup borcu bulunmadığını Bilirkişi tarafından ticari defterler incelendiğinde bu husus ortaya çıkacağını, alacaklı olduğunu iddia eden davacı, Müvekkilleri aleyhine icra takibi başlatmakta kötü niyetli olduğunu, müvekkili Şirkete herhangi bir fatura tebliğ etmeyerek alacak iddiasıyla icra takibi başlatıldığını, bu nedenle alacak miktarının %20’sinden az olmamak üzere davacı aleyhine kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, faturaya dayalı alacak sebebiyle başlatılan icra takibine vaki itirazın İİK 67 vd maddeleri gereğince iptali talebine ilişkindir.
Davacı, davalı ile aralarında katılım sözleşmesi imzalandığını bu sebeple davalı ile aralarında ticari ilişki bulunduğunu, ticari ilişki kapsamında hak ettiği fatura alacağının davalı tarafından ödenmediğini, alacağı için icra takibine geçildiğini, davalının haksız bir şekilde icra takibine itiraz ettiği, davalının haksız itirazının iptali ile takibin devamına, davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
Davalı, haksız davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan usul hükümleri doğrultusunda yazılı yargılama usulüne tabi olarak oluşturulan tensibe istinaden yargılamaya başlanmış yöntemine uygun ön inceleme duruşması açılarak öncelikle dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, hukuki ihtilaf noktaları belirlenmek suretiyle tahkikat aşamasında deliller toplanmış, ——– icra dosyası celp edilmiş, Ticaret sicil müdürlüğünden taraf şirketin ticaret sicil kayıtları dosya içerisine alınıp incelenmiş, yargılama sırasında —– tarihinde kabul edilen 7101 sayılı kanunun 61. Maddesi ile 6102 sayılı T.T.K.’nın 4. Maddesinin 2. Fıkrasının değiştirilmesi sebebiyle basit yargılama usulüne geçilerek dava sonuçlandırılmıştır.
Kural olarak, bir vakıadan kendi lehine haklar çıkaran/iddia eden taraf, o vakıayı ispat etmeye mecburdur ——
Eldeki dosya bakımından, davalı tarafça borç inkar edildiğinden, öncelikle davacı tarafça davalı ile arasındaki ticari ilişkinin, sonrasında dava konusu alacağın miktarının yöntemince ispat edilmesi gerekmektedir. Taraflar arasında ticari ilişki bulunduğunun ve alacaklı olduğunun ispat yükü davacı taraftadır.
Mahkememizin iki numaralı celsesin de davacı vekilin talebi ve dosya kapsamı dikkate alınarak dosyanın bilirkişiye tevdiine karar verilmiş ve davacıya bilirkişi ücretini yatırmak üzere kesin süre verilmiştir. Davacıya bilirkişi ücretinin ikmal edilmesi için verilen kesin süreye rağmen davacı tarafça bilirkişi ücretinin yatırılmadığı görülmüştür. HMK 94/2 maddesi gereğince kesin süre içerisinde eksik masrafın ikmal edilmemesi sebebiyle davacının bilirkişi incelemesi deliline dayanmaktan vazgeçtiğinin kabulü gerekir.
Davacının bilirkişi incelemesine dayanmaktan vazgeçmiş olması ve iddiasını ispat edebilmesi için mahkememizce aydınlatma yükümlülüğü kapsamında —— yemin deliline başvurmak isteyip istemediği hatırlatılmış, davacı tarafça yemin deliline başvurulması sebebiyle davalı şirket yetkilisine yemin davetiyesi çıkarılmış, davalı tarafça usulüne uygun davetiyeye rağmen yemin duruşmasına katılmadığı görülmüştür.
HMK 229/1 maddesinde; “Yemin için davet edilen kimse, tayin edilen gün ve saatte mahkemede geçerli bir özrü olmaksızın bizzat hazır bulunmaz yahut hazır bulunup da yemini iade etmez ya da yemini eda etmekten kaçınırsa yemin konusu vakıaları ikrar etmiş sayılır.” denilmektedir.
Davalı şirket yetkilisinin usulüne uygun yemin davetiyesine rağmen yemin duruşmasına katılmaması sebebiyle HMK 229/1 maddesi gereğince davacı tarafça sunulan yemin metni konularını ikrar etmiş sayılacağının ve davacının dava konusu iddialarını ispat ettiğinin kabulü gerekir.
Tüm dosya kapsamı, taraf iddia ve savunmaları, davalı şirkete çıkarılan yemin davetiyesi ve bütün deliller birlikte değerlendirildiğinde; davacının iddiasını yöntemince ispat ettiğine mahkememizce kanaat getirilmiş, anılan gerekçelerle davanın kabulüne, davalının—– sayılı takip dosyasına yapmış olduğu itirazın iptali ile, —- asıl alacak, —— işlemiş faiz ve takip tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi üzerinden takibin devamına karar verilmiştir.
İtirazın iptali davalarında davacı yararına icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için borçlunun itirazında haksız olması ve alacağın likit olması şarttır.—— Dosyaya konu alacağın faturaya dayanması sebebiyle alacağın likit ve davalının haksız olduğu anlaşıldığından, hükmedilen asıl alacak miktarı —- üzerinden davacı lehine icra inkar tazminatına hükmedilmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜNE,
-Davalının—- sayılı takip dosyasına yapmış olduğu İTİRAZIN İPTALİ ile, — asıl alacak, — işlemiş faiz ve takip tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi üzerinden takibin DEVAMINA,
2-Hükmedilen asıl alacağın %20’si oranında —- icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Karar harcı 379,62 -TL’den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 94,91-TL harcın mahsubu ile bakiye 284,71 -TL harcın davalı taraftan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
4-Davacı tarafça yatırılan 94,91-TL peşin harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 31,40-TL başvuru harcı, 4,60-TL vekalet harcı, 190,80-TL tebligat ve müzekkere gideri toplam 226,80-TL yargılama giderinin davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
6-Davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendisi üzerinde bırakılmasına,
7-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden 24 Kasım 2020 tarihli 31314 sayılı resmi gazetede yayımlanan ve yürürlüğe giren/ karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 4.080,00 TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde Hukuk Muhakemeleri Kanununun 333.maddesi uyarınca ilgili tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı miktar itibariyle KESİN olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 14/01/2021