Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/742 E. 2018/1122 K. 20.11.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2017/742 Esas
KARAR NO: 2018/1122
DAVA : Tazminat
DAVA TARİHİ: 05/07/2017
KARAR TARİHİ: 20/11/2018
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı Şirkete Kasko Sigortası ile Sigortalı ————- malik ve işleteni olduğu ——– plakalı aracın ———- tarihinde hasarlandığını, kazanın oluşumunda davacıya atfedilebilir herhangi bir kusur olmadığını, araçta KDV dahil 5.518,86-TL’lik hasar meydana geldiğini, kasko poliçe genel şartları gereği davalının KDV dahil hasar tutarının tamamından sorumlu olduğunu, davalı tarafça, ödenmesi gereken KDV dahil hasar bedelinin 4.079,78 TL lik kısmının ödendiğini, 597,22 TL parça iskontosu ve 841,86-TL KDV tutarının ödenmediğini, ödenmemiş bakiye hasar bedelinin (iskonto bedeli ve KDV tutarının toplamı olan 1.439,08-TL’nin alacağın temliki sözleşmesiyle davacıya devredildiğini, davalı … şirketine, araçta meydana gelen hasar bedelinin, alacağın temliki sözleşmesine uygun olarak, ödenmesi için 02/02/2017 tarihinde başvuru yapıldığını, davalının 17/02/2017 tarihinde temerrüde düştüğünü,————–. davalı … şirketinden alacağını TBK.m.183 vd. maddeleri gereği, hukuka uygun olarak ve şekil şartlarını da sağlamak suretiyle alacağın temliki yoluyla müvekkili ——- devrettiğini, taraflar arasındaki hasar bedeline ilişkin uyuşmazlık sebebi ile talep edilebilecek miktarın bilirkişi marifeti ile tespit edilmesinden sonra 6100 Sayılı HMK 107 Md. uyarınca iddianın genişletilmesi yasağına tabi olmadan alacak miktarını belirlenecek miktar kadar arttıracaklarını, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, şimdilik 250,00 TL ödenmeyen hasar bedelinin poliçe limitleri dahilinde muhatap şirketin temerrüt tarihi olan 17/02/2017 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte tahsilini, her türlü başvuru, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini, talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; haksız ve hukuka aykırı davanın reddinin gerektiğini, davacı tarafın kasko sigorta poliçesine dayalı olarak KDV ve iskonto bedelinin tahsilini talep ettiğini, davada mahkememizin görevli olmadığını, temlik alan davacı tarafın tacir olmayıp açılan davanın Asliye Hukuk Mahkemelerinde görülmesi gerektiğini, bu nedenle usulden davanın reddi gerektiğini, davanın fazlaya ilişkin hakları saklı tutularak açılmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu, belirsiz nitelikte bir iddianın söz konusu olmadığını, bu nedenlerle davanın usulden reddi gerektiğini, bu yönü ile açılan davaya ayrıca zamanaşımı itirazının bulunduğunu, davacı tarafın temlik alacaklısı olarak sigorta poliçesine dayalı olarak müvekkili şirketten talepte bulunduğunu, sigorta poliçesinden doğan hakların talep edilmesi hakkının tek taraflı olarak devredilebilmesinin mümkün olmadığını, alacağın temlikine ilişkin olarak taraflar arasındaki sözleşmesinin müvekkili şirketi hiçbir bağlayıcılığı bulunmadığını, kabul anlamına gelmemekle birlikte müvekkili şirketin poliçe gereği ancak sigortalıya karşı sorumluluğunun mevcut olduğunu, 3.kişi konumunda olan davacıya karşı hiçbir hukuki sorumluluğu bulunmadığını, davalı şirket tarafından kasko sigorta poliçesine dayalı olarak haksız şekilde açılan davada, müvekkili şirketin poliçe gereğince tüm yükümlülüklerini yerine getirdiğini, hiçbir ödeme yükümlülüğü kalmadığını, müvekkili şirket tarafından gerçekleşen kaza nedeni ile sigortalının uğramış olduğu tüm zararın karşılandığını, müvekkil şirket tarafından 4.079,78 TL ödeme yapıldığını, müvekkili şirketin zarar kapsamı dışında dava dilekçesinde belirtilen şekilde iskonto ve KDV farkından dolayı hiçbir ödeme yükümlülüğü bulunmadığını, alacağın temlik edilmesinin müvekkili şirkete karşı ileri sürülmesinin mümkün olmadığını, bu konuda davalının hiçbir izni bulunmadığını, buna yönelik ve hasar konusunda müvekkili şirkete usulüne uygun şekilde yapılmış bir başvuru da bulunmadığını ileri sürerek haksız ve yersiz davanın usul ve esastan reddini, tüm yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı taraf üzerinde bırakılmasını talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE: Dava, hukuki niteliği itibari ile, trafik kazası sebebiyle dava dışı alacağı devredene ait araçta oluşan hasara ilişkin ödenmeyen iskonto ve KDV bedellerinin davalı kasko sigortacısından tazmini davasıdır.
Dava yazılı yargılama usulüne tabi olup dilekçeler teatisi tamamlanmış, HMK.140. maddesi uyarınca ön inceleme duruşmalı olarak yapıldıktan sonra uyuşmazlık noktaları tespit edilerek tahkikata geçilmiş, tahkikat aşamasından sonra deliller toplanmak ve taraf iddia ve savunmalarını tartışır ve karşılar bilirkişi raporu alınmış, 28/02/2018 tarihinde kabul edilen 7101 sayılı kanunun 61. Maddesiyle 6102 sayılı T.T.K. nın 4. Maddesinin 2. Fıkrasının değiştirilmesi sebebiyle usul hukuku hükümlerinin yürürlüğe girdiği andan itibaren uygulanacağına dair hükümler dolayısıyla huzurdaki davanın miktar itibariyle basit yargılama usulüne tabi olduğu anlaşıldığından tahkikat aşamasında HMK 316 vd. maddelerinde düzenlenen basit yargılama usulüne geçilerek dava sonuçlandırılmıştır.
Davalı taraf dava konusu alacağın devredildiği iddiasına bağlı olarak devralan şahsın gerçek kişi olması sebebiyle görev yönünden ve davanın belirsiz nitelikte bir alacağa ilişkin olmadığı hususlarında hukuki yarar dava şartı noksanlığı itirazında bulunmuş yine aktif husumet yönünden dava şartı noksanlığı itirazının bulunduğunu iddia etmiştir.
Dava konusu alacak iddiasının Borçlar Kanunu 183 vd. Maddelerinde düzenlenen alacağın devri hususlarını barındıyor olduğu, alacağın devrinde alacağı devreden hangi mahkemede dava açması gerekiyor ise devralanın da aynı usule tabi olduğu, keza sigortalı aracın da minibüs vasfında ve ticari nitelikte olduğu davanın sigorta şirketi aleyhine açılması sebebiyle sigorta hukuku ve ticaret kanunu ilgili hükümlerinin somut olayda uygulanması gerektiği gözetilerek somut uyuşmazlığın mahkememizin görevine girdiği değerlendirilmiş ve göreve ilişkin dava şartı noksanlığı itirazının reddine, yine davacının alacağın devri sebebiyle huzurdaki davayı açamayacağı hususundaki aktif husumete ilişkin dava şartı noksanlığı itirazının ise borçlar kanunu m. 183 vd.ki hükümler gereğince alacağı devralanın borçluya karşı talep ve hakkı kullanabileceği hususu kapsamında bu yöndeki itirazın reddine ve son olarak davalı vekilinin dava konusu alacağın belirsiz alacak niteliğinde olmadığı yönündeki itirazının ise dava dilekçesindeki hususlar ve davacının tespit edilebilir alacak miktarını göstermiş olması ve HMK 33 maddesi gereğince hakimin Türk Hukukunu resen uygulaması gerektiği dikkate alınarak eksikliği yargılamanın safahatını değiştirmeyeceği HMK 30 maddesinde düzenlenen usul ekonomisi ilkesi gözetilerek duruşmaya devam edilmesi ve eksik harcın yatırılması hususunda davacı vekiline süre verilmesi gerektiği değerlendirilmiş ve bu yöndeki dava şartı noksanlığının da reddine karar verilmiş sonrasında davacı vekilince verilen süre içerisinde ekik harç ikmal edilmiş ve yargılamaya devam olunmuştur.
Davalı vekili zamanaşımı itirazında bulunmuş ise kaza, davalıya başvuru ve dava tarihi esas alınarak, 6762 sayılı TTK’nun 1268 maddesi gereğince iki yıllık zamanaşımı süresinin dolmadığı anlaşıldığından poliçe kapsamında istemin zamanaşımına uğramadığı değerlendirilmiştir.
Sigorta poliçesi, hasar dosyası ve araç malik kayıtları celp edilmiş, taraflarca sunulan alacağın devri sözleşmesi, servis kayıtları, fatura sureti ve kaza tutanakları incelenmiştir.
Sigorta poliçesinin incelenmesinde; dava dışı alacağı devreden——– ait ——- plakalı minibüsün, —— başlangıç ve bitiş tarihli olarak davalı ——Sigorta A.Ş. tarafından ————- sayılı poliçe ile ticari genişletilmiş kasko sigorta poliçesi ile sigortalandığı görülmüştür.
Konunun uzmanlık gerektiren yönleri olması sebebiyle dosya, hasar bedeli ve belirlenen ihtilaf noktaları hakkında rapor tanzimi için bilirkişiye tevdi edilmiştir. Dosyada mübrez Makine Yüksek Mühendisi———— tarafından düzenlenen 13/08/2018 tarihli bilirkişi raporunda belirtilen hususlar HMK 282. Maddesi uyarınca denetime elverişli görülmüş ve hükme esas alınmıştır.
Davaya konu uyuşmazlık, 05/10/2016 tarihinde meydana gelen trafik kazası nedeniyle alacağı devreden ————– ait ——— plaka sayılı araçta oluşan hasar miktarına bağlı olarak tespit edilen tutar nispetinde eksik ödendiği iddia edilen 1.439,08 TL zarardan davalının sorumlu olup olmadığı, sorumlu ise miktarı noktasında toplanmaktadır.
Yukarıda yapılan açıklamalar ve denetime elverişli görülen bilirkişi raporu doğrultusunda, dava dışı ———— ait ———— plakalı minibüsün —– tarihli kazada hasara uğradığı, söz konusu araçta 5.518,86 TL hasar oluştuğu ve davalı … şirketi tarafından hasar bedelinden 597,22 TL parça iskontosu ve 841,86 TL KDV tutarı indirilerek dava dışı şirkete 4.079,78 TL ödeme yapıldığı, 1.439,08 TL nin ödenmediği, dava dışı şirketin söz konusu alacağı 26/10/2016 tarihli temlik sözleşmesi başlıklı sözleşme ile davacıya devrettiği, TBK 183. Vd hükümlerince davacının dalacağı devredenin haklarına halef olduğu, davacı tarafından yapılan başvuruya davalı … şirketi tarafından olumlu yanıt verilmediği, alınan bilirkişi raporunda araçtaki hasar tutarının davalı tarafından yaptırılan eksper raporuna uygun olduğunun belirtildiği, 6762 sayılı TTK’nın 1283. maddesi hükmü uyarınca, sigortacının, sigorta ettiren veya sigortadan yararlananın uğradığı gerçek zararı tazminle yükümlü olduğu, bilirkişi raporunda, hasar bedeli tespit edilirken davalı … şirketiyle servis arasında yapılan anlaşma gereği olduğu belirtilen iskonto bedelinin de belirlendiği, bu nedenle 597,22 TL parça iskontosu bedelinin davacıya ödenmesi gerektiği, yine 3065 sayılı KDV Kanunu’nun 1. maddesine göre Türkiye’de yapılan sınai, ticari, zirai faaliyet ve serbest meslek faaliyet çerçevesinde yapılan teslim ve hizmetler katma değer vergisine tabi olduğu, dava dışı malikin aracına verilen zararı gidermek için gerekli onarım, parça ve işçilik hizmeti de anılan yasa gereğince KDV’ye tabi olduğu bu nedenle alacağı devralan davacı lehine KDV tutarı olan 841,86 TL’nin de ödenmesi gerektiği, davacı tarafından davalıya 02/02/2017 tarihinde başvuru yapıldığı ancak davalı tarafından dava dışı malike 09/11/2016 tarihinde ödeme yapıldığı yani davacının bu tarihten itibaren söz konusu alacağa aracın ticari olması sebebiyle avans faizi talep edebileceği ancak davacı vekilince dava dilekçesinde 17/02/2017 tarihinden itibaren yasal faiz talep edildiği, dolayısı ile bu tarihten itibaren faiz işletilmesi gerektiği, yine davacı vekilince tarihsiz ıslah dilekçesinde söz konusu alacağı aynı tarihten itibaren avans faizi talep edildiği görülmekle belirsiz alacak davası olarak açılan davada ıslah ile avans faizi talep edilmesi halinde talep edilen tarihten itibaren alacağa avans faizi işletilmesi gerektiği değerlendirilerek davanın kabulü ile 1.439,08-TL’nin 17/02/2017 tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm oluşturulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ ile ——TL’nin —— tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
2- Alınması gereken 98,30 TL karar harcından başlangıçta yatırılan 31,40 TL peşin harç, tamamlama harcı olarak yatırılan 20,30 TL ve ıslah harcı olarak yatırılan 21,00 TL olmak üzere toplam, 72,70 TL’nin mahsubu ile eksik 25,60 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
3- Davacı tarafça yatırılan toplam 72,70 TL harcın davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
4-Davacı tarafından yapılan 36,00 TL ilk dava masrafı, 139,70 TL tebligat ve müzekkere gideri 500,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 675,70 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
5-Davalı tarafça yapılan yargılama gideri olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
6-Davacı kendisini vekille temsil ettirmiş olduğundan karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT uyarınca 1.439,08 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,
İlişkin olarak taraf vekillerinin yüzlerine karşı miktar itibariyle kesin olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 20/11/2018