Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/714 E. 2022/990 K. 01.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/714 Esas
KARAR NO : 2022/990

ASIL DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
ASIL DAVA TARİHİ : 29/09/2016
BİRLEŞEN DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
BİRLEŞEN DAVA TARİHİ :27/09/2018
KARAR TARİHİ : 01/12/2022
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ
DAVA:
Asıl davada davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin ailesini ziyaret etmek için ——gittiğini, —— gitmek için ise davalı—–seyahat firması ile anlaşıp bilet aldığını, —— firmasına ait olan —— plakalı yolcu minübüsü ile 30/06/2016 tarihinde—— aldığı yolcularını—— ilçesine götürmek üzere hareket ettiğini, minübüsün yolda kaza yaptığını, bu kazanın oluşumunda —— plakalı araç sürücüsü—— kusurlu olduğunu, araç içinde bulunan yolcuların 13 ünün ağır şekilde yaralandığını, kazada müvekkilinin sol kolu ve parmaklarının işlevsiz hale geldiğini, müvekkilinin uzun süre çalışamadığını, bedensel zarara uğradığını, bu nedenle fazlaya dair hakları saklı kalmak üzere şimdilik 5.000 TL maddi,150.000 TL manevi tazminatın davalılardan tahsili ile müvekkiline ödenmesine karar verilmesini dava ve talep etmiştir.Birleşen davada davacı vekili dava dilekçesinde özetle; aynı olay nedeniyle —— sayılı dosyası tazminat talepli dava görülmekte olduğunu, olaya karışan—— plakalı araç davalı sigorta şirketince —— no’lu poliçe kapsamında 23/02/2016 – 23/02/2017 tarihleri arasında —— ile sigortalı olduğunu,——plakalı araç sigorta şirketi —— başvuru yapıldığını,—– no’lu dosya açılmış ancak sigorta şirketi başvuru sürecinin uzun bir süre geçmesine rağmen sonlandırılıp kendilerine bilgi verilmediğinden sigorta şirketi aleyhine işbu davayı açmak zorunda olduklarını bu nedenle davanın dava konusu ile aynı olan ——-sayılı dosyası ile birleştirilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA :
Asıl davada davalı ——- vekili cevap dilekçesinde özetle; kazanın meydana gelmesinde müvekkilinin kusurunun olmadığını, bu nedenle haksız açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.Asıl davada diğer davalı—— usulüne uygun dava dilekçesinin tebliğine rağmen davaya cevap sunmadığı görülmüştür.Birleşen davada davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Dava konusu kazaya karıştığı ifade edilen—— plakalı aracın müvekkil şirket—— tarafından 26.02.2016-26.02.2017 vadeli ——-Poliçesi ile sigortalandığı, 30.06.2016 tarihinde meydana geldiği iddia edilen trafik kazasında——- tarafından Maluliyeti kaynaklı maddi ve manevi tazminat talebiyle müvekkil şirket aleyhine ——-Sayılı dava açıldığı ve ret kararı verildiğini, dava şartlarını düzenleyen HMK m.114-1 i bendi uyarınca “Aynı davanın, daha önceden kesin hükme bağlanmamış olması” şartı arandığı, bu halde aynı konuda, aynı taraflar arasında ve aynı dava sebebine dayanılarak yeni bir dava açılması halinde davanın reddinin gerektiğini, açılmış olan davanın,———. Sayılı dosyası ile tarafları, konusu ve dava sebebi aynı olduğundan kesin hüküm nedeniyle davanın reddine karar verilmesi talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Asıl ve birleşen dava, cismani zarar nedeniyle açılan maddi ve manevi tazminat talebine ilişkindir.Asıl ve Birleşen davada davacı, 30/06/2016 tarihinde meydana gelen trafik kazası sonucu müvekkili——malul kaldığını, davacının maddi ve manevi zarara uğradığını, asıl ve birleşen dosyadaki davalıların oluşan zarardan KTK ve sigorta poliçesi gereğince sorumlu olduğunu, davacının maddi ve manevi tazminat alacağının davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.Birleşen davada sigorta şirketi , davanın reddine karar verilmesini talep etmiştirAsıl davada davalı ——- usulüne uygun davetiyeye rağmen cevap dilekçesi sunmadığı anlaşılmakla, HMK 128. maddesi gereğince, davacının, dava dilekçesinde ileri sürdüğü vakıaların tamamını inkâr etmiş sayılmaktadır.Dosyanın safahatı incelendiğinde; davacı tarafından davalılar sigorta şirketi, işleten ve sürücüye karşı ——- sayılı davanın açıldığı, mahkemece bu davanın ilk celsesinde davalı sigorta şirketi yönünden KTK 97. md. gereğince dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verildiği, Mahkemece aynı duruşmada diğer davalılar —— yönünden tefrikine karar verildiği ve iş bu davanın esası olan——-Esasa kaydının yapıldığı, davacı tarafından daha sonra aynı kaza ve aynı sigorta şirketi hakkında 2018 yılında —— Esas sayılı dosyası ile dava açıldığı ve —— tarafından —— (bu dosya ile) esas sayılı dosya ile birleştirilmesine karar verildiği ve yargılamanın mahkememiz dosyası üzerinden yürütüldüğü ve sonuçlandırıldığı görülmüştür.
Davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan usul hükümleri doğrultusunda yazılı yargılama usulüne tabi olarak oluşturulan tensibe istinaden yargılamaya başlanmış yöntemine uygun ön inceleme duruşması açılarak öncelikle dava şartları incelenmiş, yargılama sırasında 28/02/2018 tarihinde kabul edilen 7101 sayılı kanunun 61. maddesi ile 6102 sayılı T.T.K.’nın 4. maddesinin 2. fıkrasının değiştirilmesi sebebiyle basit yargılama usulüne geçilmiş, hukuki ihtilaf noktaları belirlenmek suretiyle tahkikat aşamasında deliller toplanmış, —— müzekkere cevabı ile davacıya ödeme bilgileri celp edilmiş, sigorta poliçesi, hasar dosyası celp edilmiş,——- Başkanlığından davacının gelir durumu bilgisi celp edilmiş, davacının tedavi gördüğü hastanelerden tedavi kayıtları celp edilmiş, davacının adli yardımın reddine itiraz etmesi üzerine dosya ——Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmiş,——- Asliye Ticaret Mahkemesinin 02.03.2022 tarihli kararı ile adli yardım talebinin reddine itirazının reddine karar verilerek dosya mahkememize iade edilmiş, davaya konu araçların trafik tescil kayıtları ilgili kurumlardan celp edilmiş, 01.12.2021 tarihli —— Kurumu raporu alınmış, birleşen—— Asliye Ticaret Mahkemesinin——– Esas sayılı dosyası dosyamız arasına alınmış, davacının sosyal ekonomik durumu ilgili emniyet müdürlüğünden tespit edilmiş, 12.03.2018 tarihli bilirkişi heyeti raporu ile 09.06.2022 tarihli bilirkişi heyet raporu alınarak dava sonuçlandırılmıştır.
01.12.2021 tarihli ——raporunda özetle, “…Mevcut tıbbi belgelere göre; —— oğlu 01.03.1972 doğumlu ——— 30.06.2016 tarihinde geçirdiği trafik kazasına bağlı yaralanmasının, ——- yayımlanan Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik hükümlerine göre değerlendirildiğinde; Kas İskelet Sistemi 1. Kişinin tüm vücut engellilik oranının % 0 (yüzdesıfır) olduğu, 2. İyileşme (iş göremezlik) süresinin olay tarihinden itibaren 18 (onsekiz) aya kadar uzayabileceği oy birliği ile mütalaa olunur İyileşme (iş göremezlik) süresinin olay tarihinden itibaren 18 (onsekiz) aya kadar uzayabileceği oy birliği ile mütalaa olunur…” yönünde görüşlerini bildirmişlerdir.
12.03.2018 tarihli bilirkişi heyeti raporunda özetle, “.Hukuki ve nihai karar tamamen Sayın Mahkemenize ait olmak üzere; iddia, savunma, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamı üzerinde yapmış olduğumuz inceleme sonucunda, yukarıda arz ve izah edilen hususlar doğrultusunda, dava konusu somut olayda heyetimiz, I- Kaza mahalli yoldaki virajlı kesimde mevcut olduğu anlaşılan “ters dever” şeklindeki dever uygulama hatasının, takdiren %50 (yüzde elli) oranında etkili olduğu, I- Davalı şirkete sigortalı——- plaka numaralı otobüsün maliki ve sürücüsü, davalı —— hatalı sevk ve idaresinin de, takdiren %50 (yüzde elli) oranında etkili bulunduğu, sonuç ve kanaatine varmıştır——” yönünde görüşlerini bildirmişlerdir.
09.06.2022 tarihli bilirkişi heyet raporunda özetle, “..İddia, savunma, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamı üzerinde yapmış olduğumuz inceleme sonucunda,yukarıda arz ve izah edilen hususlar doğrultusunda, dava konusu somut olayda tarafımızca; a) ——- Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurul Raporları
Hakkında Yönetmeliğe göre göre sürekli iş göremezlik oranının olmadığı görüldüğünden kazazede yönünden
sadece Geçici İş Göremezlik hesabı yapıldığı, Geçici İş Göremezlik Hesabının Geçmiş (Bilinen) Dönem içerisinde
sonlanan bir hesap olması sebebiyle, gerek yapılan ödeme tarihine göre, gerekse rapor/hesap tarihine göre
yapılacak hesaplamalarda hangi Yaşam Tablosunun kullanıldığının ve hesap yöntemi olarak——-Yöntem kullanılmasının hesaplamaya herhangi bir etkisinin bulunmadığı,
b) Davalı ——-tarafından davacıya yapılan herhangi bir ödeme
tespit edilemediğinden davacının hesaplanan zararından davalı tarafından yapılan ödeme kaynaklı herhangi
bir indirimin söz konusu olmadığı,
c) Dava dışı —— tarafından davacıya 2.632,57 TL geçici iş göremezlik ödemesi yapıldığı, yapılan ödemenin
davalı tarafın kusuru oranında rücuya tabi kısmının davacının hesaplanan geçici iş göremezlik zararından tenzil edildiği,
d) Davacı hastanın tedavi gördüğü —– tüm giderlerinin ——- karşılanmış olduğu,
Hastanın katılım payı yahut ek ücret ödemediği,
Yol giderleri bakımından toplamda 784,36 TL bir harcaması oluştuğu,
e) Davac——– hesaplanan Geçici İş Göremezlik zararının 20.734,17 TL olduğu, Dava dışı ——tarafından yapılan 2.632,57 TL geçici iş göremezlik ödemesinin davalı tarafın kusuru oranında rücuya tabi
kısmının davacının hesaplanan geçici iş göremezlik zararından tenzili sonrası davacının Bakiye Geçici İş
Göremezlik Zararının 19.417,88 TL olduğu,
Görüş ve kanaatine varılmıştır.” yönünde görüşlerini bildirmişlerdir.
Asıl ve birleşen dava da maddi tazminat talebi yönünden;
2918 sayılı KTK’nun 85. maddesine göre “Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün ünvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar. İşleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur.” TBK’nun 49. maddesinde “Kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür.” hükmü düzenlenmiştir. Aracın işleteni(maliki), kusursuz sorumluluk ilkelerine göre, sürücü ise haksız fiil hükümlerine göre, sigorta şirketi ise KTK 85 ve devamı maddeler gereğince poliçe ve sigorta hükümlerine göre meydana gelen zarardan sorumludur.Somut olayda, davacı 30/06/2016 tarihinde meydana gelen trafik kazası sonucu oluşan maluliyete bağlı maddi ve manevi tazminat davası olduğu, 30/06/2016 tarihinde meydana gelen kazada davacının yaralandığı ve —— raporuna istinaden %0(yüzdesıfır) oranında meslekte kazanma gücünden kaybetmiş sayılacağı, iyileşme (iş göremezlik) süresinin olay tarihinden itibaren 18 (onsekiz) aya kadar uzayabileceğinin belirtildiği, 12/03/2018 tarihinde alınan bilirkişi heyet raporu dikkate alındığında kaza mahalli yoldaki virajlı kesimde mevcut olduğu anlaşılan “ters ——-” şeklindeki —— uygulama hatasının kazanın meydana gelmesinde %50 (yüzde elli) oranında etkili olduğu ve —–plakalı otobüsün sürücüsü olan ——- hatalı sevk ve idaresi ve gerekli dikkat ve özeni göstermemesi sebebiyle kazanın meydana gelmesinde %50 (yüzde elli) oranında kusurlu olduğu, alınan 12/03/2018 tarihli bilirkişi raporunun kusur oranlarının tespiti yönünden denetime elverişli, hüküm kurmaya yeterli olduğu, davalıların —— plakalı araç sürücüsünün kusuru olan %50 oranında dava konusu kaza sebebiyle oluşan zarardan sorumlu olduğu, —— hesabının ve alınan ——– raporunun dosya kapsamına uygun olduğu, davacının sürekli maluliyet oranın oluşmaması sebebiyle bu yöndeki talebinin yerinde olmadığı anlaşılmış, asıl dava yönünden, tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla davacının maddi tazminat talebinin kısmen kabulü ile 784,36-TL tedavi gideri ile 19.417,88-TL geçici iş göremezlik tazminatının davalılar——– kaza tarihi olan 30/06/2016 kaza tarihinden işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, davacının fazlaya ilişkin sürekli iş göremezlik talebinin reddine karar verişmiştir. Birleşen dava yönünden ise; dava dilekçesinde davacının başvurusunun davalı sigorta şirketine tebliğine ilişkin evraka rastlanmadığından davalı sigorta şirketi yönünden dava tarihinden itibaren faize hükmedilmesi gerektiği değerlendirilmiş, tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla davacının maddi tazminat talebinin kısmen kabulü ile 784,36-TL tedavi gideri ile 19.417,88-TL geçici iş göremezlik tazminatının dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, davacının fazlaya ilişkin sürekli iş göremezlik talebinin reddine karar verilmiştir.
Asıl davada manevi tazminat talebi yönünden;
Gerek mülga BK’nun 47 ve gerekse yürürlükteki 6098 sayılı TBK’nun 56. maddesinde hakimin bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda, olayın özelliklerini göz önünde tutarak, zarar görene manevi tazminat olarak uygun bir miktar paranın ödenmesine karar verebileceği öngörülmüştür. Hakimin hükmedeceği manevi tazminat miktarı adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde, bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. —— gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hakim bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.Manevi tazminatın tutarını belirleme görevi hakimin takdirine bırakılmış ise de hükmedilen tutarın uğranılan manevi zararla orantılı, duyulan üzüntüyü hafifletici olması gerekir.
Hakimin bu takdir hakkını kullanırken, ülkenin ekonomik koşulları tarafların sosyal ve ekonomik durumları paranın satın alma gücü, tarafların kusur durumu olayın ağırlığı olay tarihi gibi özellikleri göz önünde tutması, gelişen hukuktaki yaklaşıma da uygun olarak tatmin duygusu yanında caydırıcılık uyandıran oranda manevi tazminat takdir edilmesi gerektiği açıkça ortadadır. ——-Tüm dosya kapsamı, ülkenin ekonomik koşulları, tarafların sosyal ve ekonomik durumları , paranın satın alma gücü, tarafların kusur durumu, olayın ağırlığı , olay tarihi, olay sebebiyle davacıda oluşan maluliyet oranı dikkate alınarak, davacı lehine hakkaniyete uygun bir miktar manevi tazminata hükmedilmesi gerektiğine kanaat getirilmiş, davacının manevi tazminat talebinin kısmen kabulü ile 15.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 30/06/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar——- alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın KISMEN KABULÜNE;
ASIL DAVA YÖNÜNDEN;
Tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla;
1-Davacının maddi tazminat talebinin kısmen kabulü ile, 784,36-TL tedavi gideri ile 19.417,88-TL geçici iş göremezlik tazminatının davalılar——- kaza tarihi olan 30/06/2016 kaza tarihinden işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
2-Davacının fazlaya ilişkin sürekli iş göremezlik talebinin (4.000,00-TL) REDDİNE,
Manevi tazminat talebi yönünden;
3-Davacının manevi tazminat talebinin kısmen kabulü ile; 15.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 30/06/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar ——- alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin REDDİNE,
BİRLEŞEN DAVA YÖNÜNDEN;
Tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla;
4-Davacının maddi tazminat talebinin kısmen kabulü ile, 784,36-TL tedavi gideri ile 19.417,88-TL geçici iş göremezlik tazminatının dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Davacının fazlaya ilişkin sürekli iş göremezlik talebinin (4.000,00-TL) REDDİNE,
ASIL DAVA YÖNÜNDEN;
A-Karar Harçları;
6-a) Harçlar yasası uyarınca alınması gereken karar harcı 2.404,67-TL’nin davalılar——– tahsili ile hazine adına irat kaydına,
B-Vekalet Ücreti;
7-a)Maddi Tazminat talebi yönünden davacı yararına ——13. maddesi uyarınca takdir edilen——nispi vekalet ücretinin davalılar ——–tahsili ile davacıya verilmesine,
7-b)Maddi Tazminat talebi yönünden davanın reddedilen kısmı için davalı ——yararına ——- 13/1-2 maddesi uyarınca takdir edilen——-nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı ——-verilmesine,
7-c)Manevi Tazminat talebi yönünden davacı yararına ——- 10. maddesi uyarınca takdir edilen ——-nispi vekalet ücretinin davalılar ——– tahsili ile davacıya verilmesine,
7-d)Manevi Tazminat talebi yönünden davanın reddedilen kısmı için davalı —— 10/2 maddesi uyarınca takdir edilen——-nispi vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalı ——-verilmesine,
C-Diğer Yargılama Giderleri;
8-a)Davacı tarafından yapılan 384,05-TL tebligat ve müzekkere gideri, 3.036,40-TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 3.420,45‬-TL yargılama giderinin haklılık oranına göre 1.762,67-TL sinin davalılar——– tahsili ile davacı tarafa ödenmesine, kalan tutarın davacı üzerinde bırakılmasına,
8-b)Davalı ——– tarafından yapılan 150,00-TL yargılama giderinin yargılama giderinin haklılık oranına göre 72,70-TL sinin davacıdan tahsili ile davalı ——- ödenmesine, kalan tutarın davalı——üzerinde bırakılmasına,Birleşen——. Asliye Ticaret Mahkemesinin ——–Esas Sayılı Dosyası Yönünden;
A-Karar Harçları;
9-a) Harçlar yasası uyarınca alınması gereken karar harcı 1.380,02-TL’den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 35,90-TL harcın mahsubu ile bakiye 1.344,11-TL harcın davalı ——– tahsili ile hazine adına irat kaydına,
B-Vekalet Ücreti;
10-a)Davacı yararına——13. maddesi uyarınca takdir edilen —— nispi vekalet ücretinin davalı ——- tahsili ile davacıya verilmesine,
10-b)Davanın reddedilen kısmı için davalı davalı sigorta şirketi yararına ——13/1-2 maddesi uyarınca takdir edilen ——– nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı sigorta şirketine verilmesine,
11-Birleşen dava yönünden yapılan yargılama giderleri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
12-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde Hukuk Muhakemeleri Kanununun 333.maddesi uyarınca ilgili tarafa iadesine,Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde——–Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.