Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/70 E. 2019/88 K. 31.01.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/70 Esas
KARAR NO : 2019/88

DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 17/01/2017
KARAR TARİHİ : 31/01/2019

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
İDDİA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacının dava konusu aracı okul servisi olarak kullandığını, davalı ve davacının tacir olduğunu, Davanın kasko sigorta sözleşmesinden kaynaklanan tazminat istemine ilişkin olduğunu, davaya konu aracın arızalanması sonucu halat yardımıyla bir başka araca bağlanarak tamirhaneye çekilmesi esnasında halat bağlantısının koparak aracın duvara çarptığını, çarpma neticesinde araçta hasar oluştuğunu beyan ederek taraflar arasında ki değer kaybı hasarına ilişkin uyuşmazlık sebebi ile talep edebileceği miktarın bilirkişi marifeti ile tespit edilmesinden sonra 6100 Sayılı HMK uyarınca iddianın genişletilmesi yasağına tabi olmadan alacak miktarını belirlenecek miktar kadar arttıracaklarını fazlaya ilişkin haklarımız saklı kalmak kaydıyla, şimdilik 5.000,00-TL ödenmeyen hasar bedelinin poliçe limitleri dahilinde muhatap şirketin temerrüt tarihi olan 18/07/2016 tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte tahsiline, her türlü başvuru, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı taraf, kazanın oluş tarihini 09.07.2016 olarak bildirmişse de, müvekkil şirket tarafından yaptırılan Bilirkişi incelemesi ve Araştırma sonucunda kazanın oluş tarihinin, davacının kasko yaptırmasından önce meydana gelmiş olduğunu, kaza sonrasında davacının eşi tarafından araca kasko poliçesi tanzim ettirildiğini, kazanın poliçe düzenlenmesinden iki gün sonra olmuş gibi gösterildiğini, Dava konusu hasara uğrayan———– plaka numaralı aracın ——— poliçe numaralı ——————-Genişletilmiş Kasko Sigorta Poliçesi ile müvekkil şirkete ———— tarihinde sigorta ettirildiğini, Davacı’nın eşi ————– tarafından sigorta ettirilen aracın kasko tarihinden iki gün sonra hasara uğradığı iddia edilerek, müvekkil şirkete müracaatta bulunduklarını, hasar tarihi ile poliçe başlangıç tarihi arasında iki gün bulunması, hasar sonrası kaza zabtı ve alkol muayene raporunun tutulmamış olması, hasarın ekonomik büyüklüğünün yüksek olması sebebiyle hasar dosyasının sigorta araştırma yetkililerine yönlendirilmesinin uygun olacağı sonucuna varıldığını beyan ederek, her türlü dava ve talep hakları saklı olmak üzere davanın reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı yana bırakılmasına karar verilmesini beyan ve talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE:
Dava, kasko sigortası poliçesinden kaynaklanan tazminat talebine ilişkindir.
TTK’nun 5(1) maddesi uyarınca ticari davalara bakma görevi Asliye ticaret mahkemesine aittir. Ticari davalar mutlak ve nispi ticari davalar olarak ikiye ayrılır. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 4/I-a maddesinde, her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın, bu kanunda öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işlerinin ticari dava ve ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi sayılacağı açıkça düzenlenmiştir .
Dosya kapsamında yapılan incelemede, uyuşmazlığın özel sigorta niteliğindeki kasko sigorta poliçesinden kaynaklandığı anlaşılmış olmakla TTK 4/1-a maddesi uyarınca mutlak bir ticari dava söz konusu değildir. Kanunun aynı maddesinin açık hükmü gereği Nispi bir ticari dava yönünden her iki tarafın da tacir ve uyuşmazlığın her iki tarafın da ticari işletmesi ile ilgili bir husustan kaynaklanması koşulu nispi davalar yönünden bulunması gereken zorunlu yasal koşullardır. Davada, davalı taraf sigorta şirketi olup tacir ve uyuşmazlık ticari işletmeden kaynaklanıyor olsa da davacı taraf gerçek kişi olup dosyaya sunulu bilgi ve belgelerden gerçek kişi tacir kaydı ile ticari işletme kaydına rastlanılmamıştır.
Davacı vekili tarafından her ne kadar davacının tacir olup dava konusu aracın ticari nitelikte okul servisi olarak kullanıldığı iddia edilmişse de bu iddialarına dayanak oluşturacak hiçbir delil yasal süreler içinde dosyaya ibraz edilmediği gibi davalı sigorta şirketi tarafından dosyaya sunulan hasar dosyası içerisinde yer alan eksper raporu ile davacı vekili tarafından sunulan delil dilekçesine ek kasko poliçesinde aracın kullanım şeklinin HUSUSİ olduğu görülmüştür.
Mahkemeler, özel hukuka ilişkin bir uyuşmazlığı kendiliklerinden çözmeye çalışmazlar. Taraf iradesine öncelik verilmesi sadece davanın açılmasında değil, yargılama sırasında taraflara ait bir çok usul işleminde de kendisini gösterir. Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 25/2 maddesine göre; ”Kanunla belirtilen durumlar dışında, hâkim, kendiliğinden delil toplayamaz. Yani, yargılamada esas olan, dava malzemelerinin taraflarca toplanması ve mahkemeye sunulması olarak tanımlayabileceğimiz “taraflarca hazırlama (getirilme) ilkesi” dir. Bu ilkenin geçerli olduğu davalarda, dava malzemelerinin mahkemeye tam olarak getirilmemesinin sorumluluğunu taraflar üstlenmiş olup; hakim, kural olarak tarafların ileri sürmediği vakıaları ve belirli bir delili kendiliğinden araştıramaz ve taraflara hatırlatamaz.
Yukarıda açıklanan hususlar dosyaya sunulmuş olan tüm bilgi ve belgeler ışığında davacı vekili tarafından her ne kadar davacının tacir olduğu ve servis taşımacılığı yaptığı iddia edilmişse de iddialara dayanak teşkil edecek tacir ve ticari işletme kaydı ile mesleki yahut ticari faaliyete ilişkin herhangi bilgi ve belgenin dosyaya sunulmamış olması bunun yanında davaya konu aracın HUSUSİ nitelikte olması, davacının gerçek kişi davalının sigorta şirketi ve davanın kasko sigorta poliçesinden kaynaklanıyor olması birlikte değerlendirildiğinde mahkememizin bu davaya bakmakla görevli olmadığı anlaşılmış olmakla aşağıdaki gibi karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M :
1-Görevli mahkemenin Tüketici Mahkemesi olması ve Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİ nedeniyle HMK nun 114(1)/c maddesinin yollaması ile HMK nun 115(2) maddesi uyarınca davanın dava şartı yokluğu nedeni ile usulden REDDİNE,
2-HMK’nun 20 (1) maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde ve yasal süre içinde istem halinde dosyanın görevli İSTANBUL ANADOLU TÜKETİCİ MAHKEMESİ’ne GÖNDERİLMESİNE,
3-HMK’nun 331(2) maddesi uyarınca yargılama giderlerinin görevli mahkeme tarafından değerlendirilmesine,
4-HMK’nun 20(1) maddesi uyarınca kararın kesinleşmesinden sonra yasal süre içinde gönderme başvurusunun yapılmaması halinde davanın açılmamış sayılmasına karar verilmek üzere dosyanın ele alınmasına,
HMK 345. Maddesi hükmü uyarınca kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde istinaf yolu açık olmak üzere davacı vekilİ ile davalı vekilinin yüzlerine karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.