Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/699 E. 2019/689 K. 28.05.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/699 Esas
KARAR NO : 2019/689

DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 21/06/2017
KARAR TARİHİ : 28/05/2019

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, tarafların dava dışı ———— arasında aktedilen Genel Kredi Sözleşmelerini müştereken müteselsil kefil sıfatıyla imzaladıklarını, Kredi sözleşmeleri kapsamında dava dışı banka tarafından yine dava dışı şirkete kullandırılan kıedilerin kat edilmesi ve ödenmesine yönelik ihtarnameye rağmen ödenmemesi üzerine, dava dışı banka tarafından İstanbul Anadolu — İcra Müdürlüğü’nün 2011/10320 E. sayılı dosyasından dava dışı —-., yine dava dışı diğer müteselsil kefil —- ile davacı ve davalı aleyhine icra takibine giriştiği, dava dışı banka tarafından yapılan icra takibi davacı ve diğer iki borçlu yönünden kesinleşirken, davalı ise borca itiraz ederek takibin durduğunu bunun üzerine, dava dışı banka tarafından davalı hakkında İstanbul Anadolu —- Asliye Ticaret Mahkemesinin—-. sayılı dosyasından itirazın iptali davası açıldığını, davalı hakkında itirazın iptali davası devam ederken davacı müvekkil açısından ise icra takibine devam edildiğini, takibin devamı esnasında, davacı müvekkil dava dışı banka ile dosya borcunu haricen ödeme konusunda anlaşmaya vararak bu kapsamda toplamda 328.410,00 TL davacı müvekkili tarafından dava dışı bankaya ödendiğini, davacı tarafından haricen yapılan bu ödeme dava dışı banka tarafından icra dosyasına ve itirazın görüldüğü dava dosyasına beyan edildiğini, bunun üzerine, ilgili mahkeme, davanın konusu kalmadığından karar verilmesine yer olmadığına şeklinde hüküm tesis ettiğini ve kesinleştiğini, daha sonra, davacı kefalet sebebiyle dava dışı bankaya ödediği bedelin diğer kefil davalıdan sorumlu olduğu hissesi oranında rücuen tahsil edilmesi amacıyla davalı aleyhine İstanbul Anadolu ——. İcra Müdürlüğümün 2017/8134 E. sayılı dosyasından ilamsız icra takibi başlattığını, icra dosyasından gönderilen ödeme emrinin davalıya tebliğ edilmesi üzerine davalı icra dairesinin yetkisine ve borcuna itiraz ettiğini ileri sürerek, davalı borçlunun haksız ve hukuki dayanaktan yoksun itirazının iptali ile İstanbul Anadolu ——-. İcra müdürlüğümün 2017/8134 Esas sayılı takibinin devamına, davalı borçlunun %20 den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ile avukatlık ücretinin davalı borçlu üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA:Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, gerçek borçlunun şirket borcundan sorumlu olan ve krediyi harcayanın … olduğunu, …’un ———— ile anlaşıp yeniden yapılandırma yaparak sözleşme imzalandığını, sözleşmeye göre de taksitleri ödemesi gerektiğini, borçlu şirketin ortağı ya da müdürü olmadığını, banka kredisinden beş kuruş dahi almadığını, kredileri kullananın … olduğunu, tüm borç ve ferilerine itiraz ettiğini belirterek davanın usulden ve esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE: Dava hukuki niteliği itibariyle, İAA —- İcra müdürlüğümün 2017/8134 esas sayılı icra takibine davalının yapmış olduğu itirazın İİK 67 maddesi gereğince iptali ile icra inkar tazminatı isteminden ibarettir.
Dilekçeler aşaması tamamlanmakla, ön inceleme duruşması sonrası dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, tarafların sulh olma imkanının bulunmadığının tespiti ile, uyuşmazlık noktaları belirlenerek tahkikat aşamasına geçilip deliller toplanmıştır.
İAA ———-. İcra müdürlüğümün 2017/8134 Esas sayılı takip dosyası getirtilmiş, incelenmesinde davacı alacaklının davalı borçlu aleyhine kaynaklı icra takibine giriştiği, davalı borçlunun borcunun bulunmadığından dolayı itiraz ettiği, itiraz dilekçesinin davacı tarafa tebliğ edilmediği, açılan davanın süresinde olduğu tespit edilmiştir.
Mahkemece yapılan yargılama sırasında taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesi uzmanlık gerektiren yönleri bulunduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Bilirkişi rapor içeriği incelendiğinde, “Davalı … —————–tarihli sözleşmelerde imzasının bulunmadığı, dava dışı —————- tarafından dava dışı bankadan kullandığı taksitli kredinin davalının kefalet imzasının bulunmadığı sözleşmelerden sonra 29.07.2011 tarihinde kullanıldığı, dolayısıyla davacının Yargıtay içtihatları doğrultusunda talebinin yerinde olmadığı, ancak mehkemece davacının talebinin benimsenmesi halinde ise 109.470.00 TL hk talebinin yerinde olduğu, takip tarihinden itibaren %9 oranında yasal faiz talebinde bulunabileceği” yönünde görüş bildirilmiştir.
Mahkememizce yapılan yargılama, toplanan deliller ve bilirkişi tarafından alınan denetime elverişli rapor içeriğine göre; İİK 67. Maddesine göre davacı alacaklı davalı borçlu aleyhine giriştiği icra takibinde İstanbul Anadolu —- İcra dairesinin 2011/10320 esas sayılı dosyasında müteselsil kefil sıfatı ile alacaklı bankaya yapılan 328.410,00 TL ödeme kapsamında aynı dosya borcuna davalının müteselsil kefil olduğundan bahisle ödenen bu miktarın 1/3’ünün davalının ödemesi gerektiği iddiası ile icra takibine girişmiştir. İtirazın iptaline konu davada yargılama yapılmış dava dışı—————– ile yapılan Genel Kredi Sözleşmesinde davalı …’in 29/09/2010 ile 28/01/2011 tarihli sözleşmelerde imzasının bulunmadığı, davadışı —————— dava dışı bankadan kullanıdığı taksitli kredinin davalının imzasının bulunmadığı sözleşmelerden sonra 29/07/2011 tarihinde kullandığı ve dava dışı banka tarafından asıl borçluya kat ihtarnamesinin çekildiği, borcun ödenmemesi üzerine dava dışı banka tarafından Anadolu——. İcra dairesinin ————-esas sayılı dosyasından dava dışı ——————- ile diğer kefil ——-ile davacı … ve davalı … aleyhine icra takibi başlatıldığı, bu takipte borcun, borçlu davacı … tarfından bankaya ödeme yapılarak kapatıldığı anlaşılmıştır. Kredinin 29/07/2011 tarihinde kullandırıldığı ve davalının 29/09/2010 tarihli 175.000,00 TL ve 28/01/2011 tarihli 170.000,00 TL’lik sözleşmelerde davalının kefalet imzasının bulunmadığı belirlenmiştir. Bilirkişi raporundaki değerlendirme yasa ve dosya kapsamına uygun olup, davalının genel kredi sözleşmesinden doğan ve davacının talep edebileceği bir borcunun ve sorumluluğunun bulunmadığı kabul edilmiş, açılan davada bu gerekçeye göre davanın reddine karar vermek gerekmiş, davacı tarafın kötü niyetle takip yapmadığı dikkate alınarak kötü niyet tazminatı talebinin reddine karar verilerek aşağıdaki hüküm oluşturulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Kötüniyet tazmintı talebinin REDDİNE,
3-Alınması gerekli 44,40 TL’nin başlangıçta yatırılan 1.869,48 TL’den mahsubu ile 1.825,08 TL fazla harcın karar kesinleştiğinde talep halinde davacı tarafa iadesine,
4-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin kendisi üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafça sarfedilen yargılama gideri olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
6-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli————deki esaslara göre belirlenen 11.507,60 TL vekalet ücretinin davacı taraftan alınarak davalı tarafa verilmesine,
7-Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde avansı yatıran tarafa veya ahzu kabza yetkili vekillerine iadesine,
Dair; davacı vekili ve davalı vekilinin yüzlerine karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içinde Yargıtay yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.