Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C. İstanbul Anadolu 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2017/693 Esas
KARAR NO: 2021/1200
DAVA: Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ: 20.06.2017
KARAR TARİHİ: 14.12.2021
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; —— plakalı araç sürücüsünün kusuru ile davacının sevk ve idaresindeki —-plakalı araca çarpması sonucu meydana gelen trafik kazasında davacı —- basit tıbbi müdahale ile giderilemeyecek şekilde yaralandığını, tüm savcılık dosyası kapsamı ile kaza yeri krokisinden de açıkça anlaşılacağı üzere davacı sevk ve idaresindeki —–ile yan yoldan ana yola çıkmak istediği esnada ana yolda seyir halinde olan —- plakalı araç sürücüsü hızlı ve kontrolsüz bir şekilde gelerek davacının aracına çarpmış olup çarpmanın etkisi ile davacının aracının —- savrulduğunu, bu hususun savcılık dosyasında tespit edilmiş olup davacının aracının — savrulmuş olması açıkça —- plakalı aracın dikkatsiz ve tedbirsiz bir şekilde hareket ettiği ve aşırı hızlı olduğu için duramayarak davacının aracına çarptığını ortaya koyduğunu, dolayısı ile tek taraflı olarak düzenlenen kaza tutanağının gerçeği yansıtmadığını, —– alınacak olan bilirkişi raporu ile de tarafların kusur oranları tam olarak tespit edilebileceğini, davacı, dava konusu trafik kazasından dolayı acilen —-kaldırılmış olup gördüğü tüm tedavilere rağmen tam olarak iyileşemediğini ve daimi sakat kaldığını, izah edilen nedenle davacıya ait tüm tedavi dosyaları celp edildikten sonra —– alınacak maluliyet raporu ile davacının sakatlığının oranı tam olarak tespit edilebileceğini, dava konusu kaza sebebi ile davalı şirkete yapılan müracaat üzerine açılan hasar dosyasından bugüne kadar taraflarına herhangi bir ödeme yapılmadığının, davacı dava konusu trafik kazası sebebi ile daimi sakat kalmış olup bakiye ömrü boyunca artık eskisi gibi ihtiyaçlarını karşılayamayacak ve eskisine oranla daha fazla efor sarf etmek zorunda kalacağından ve ekonomik geleceğinin sarsılmasından kaynaklı olarak uğradığı zararla birlikte yaşı ve kendisine izafe edilecek kusurun ‘olmadığı da değerlendirildiğinde yapılacak yargılama sonucunda, —– tarafından yaptırılacak bilirkişi hesaplaması ile davacının gerçek zararının ortaya çıkacağının, arz ve izah edilen sebeplerle, fazlaya ilişkin her türlü talep ve dava hakları saklı kalmak kaydı ile tahkikat sonucunda davacının maddi zararının tam ve kesin olarak belirlenebilmesinin mümkün olduğu anda arttırılmak üzere —- göremezlik tazminatının, davalı sigorta şirketinin sorumluluğu, kaza tarihi itibariyle yürürlükte bulunan azami poliçe teminatı limitleri ile sınırlı olmak üzere temerrüt tarihinden itibaren ticari avans faizi ile birlikte tahsiline, dava masrafları ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davayı kabul anlamına gelmemekle beraber; davaya —– kazaya karışan —-plaka sayılı araç davalı —–tarihleri arasında sigortalı olduğu, davalı şirketin —— dava konusu zararlara ilişkin olarak sorumluluğu poliçe timiti ile sınırlı olup sigortalı araç sürücüsünün kusuru oranında ve zarar nispetinde olduğunu, poliçeye müstenit müşterek müteselsil sorumluluğu poliçe limitiyle sınırlı olmakla beraber; masraf, vekâlet ücreti sorumluluklarının da bu miktara isabet eden oranlarda olacağını, poliçe limiti maktuen ödenecek rakam olmadığını, poliçe limiti üzerindeki zararlardan davalı şirketin sorumluluğunun bulunmadığını, ——sorumluluk sigortası olup, bu nedenle bu sigorta ile sigorta ettiren kişinin işleteni olduğu motorlu araçların üçüncü kişilere verdikleri zararların karşılanmasının amaçlandığını, sigortacı ise, —— tanımlanan motorlu aracın işletilmesi sırasında, bir kimsenin ölümüne veya yaralamasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermiş olmasından dolayı, —– göre işleten düşen hukuki sorumluluğu, zorunlu sigorta limitine kadar temin edildiğini, böyle bir halde —– sigortasında, sigortacının karşılamakla yükümlü olduğu zararlar, işletme halinde motorlu aracın neden olduğu kazalarda üçüncü kişilerin zararına neden olacak bir kazanın meydana gelmesi ve bu kazada araç işleteninin sorumlu bulunması gerekeceğini, kaza tespit tutanağı incelendiğinde, —– yer alan asli kusurlardan —– maddesini ihlal ettiği, sigortalı araç sürücüsünü kural ihlalinin bulunmadığının görüleceğini, dava konusu kazanın meydana gelmesinde sigortalı araç sürücüsüne kusur atfedilemeyeceği açık olduğunu, araç işleteninin ve sürücünün kusursuz olduğu hallerde sigortacının da tazminat ödeme yükümlülüğü bulunmayacağından huzurdaki haksız davanın reddinin gerektiğini, davacı vekili davalı —— daimi sakatlığının bulunduğu iddiası ile davalı şirketten sakatlık tazminatı talep ettiğini, ancak; özürlülük ölçütü, sınıflandırılması ve özürlülere verilecek sağlık kurulu raporları hakkındaki yönetmeliğe göre —- kişinin tüm tedavileri tamamlandıktan sonra sakatlığ —- boyunca stabil ve kalıcı olması gerektiği, bu nedenle davacının kalıcı bir sakatlığının olup olmadığının tespit edilmesinin gerektiği, ayrıca sağlık kurulu raporlarının da yönetmeliğe uygun olarak düzenlenmesi gerektiğini, bu yönleriyle de davacı vekilinin beyanlarını kabul etmediklerini, davalı şirket nezdindeki —– tarihinde tanzim edilmiş olduğundan bu poliçe —- tabi olduğu, bu durumda kabul anlamına gelmemek kaydıyla, —- gereği, maluliyet tazminatına ilişkin hesaplama, güncel | —– alınarak yapılması gerektiğini, sayın mahkemenizce bilirkişi incelemesine başvurulması halinde, hazırlanacak raporda —-oranının esas alınmasını, davacının geçici iş göremezlik giderindeki sorumluluğun —– ait olduğu, kabul anlamına gelmemekle beraber davalı şirketin —– bedelini ödeme yükümlülüğü dava tarihinde muaccel hale geldiği, bu sebeple mahkemece faize hükmedilmesi halinde hükmedilecek faizin dava tarihinden itibaren işletilecek yasal faiz olduğunu, davacı yanın başvurusu, sigortalı araç sürücüsünün kusuru bulunmadığından reddedildiği, bu nedenle davalı şirketin temerrüdünün söz konusu olmadığını, mahkemece hükmedilmesi halinde faiz başlangıcının dava tarihi olması gerektiği, açıklanan nedenlerle davanın reddini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesini beyan ve talep etmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE:
Dava, hukuki niteliği itibari ile haksız fiilden doğan maddi tazminat istemine ilişkindir. Davacılardan— diğer davacı küçük—- tarihinde meydana gelen trafik kazası neticesinde çocukları —- ağır şekilde yaralandığını belirterek kazaya karışan —–sayılı aracın —- düzenleyen davalı sigorta şirketinden maddi tazminatının tahsili istemiyle velayeten dava açmıştır. Dava dilekçesinde —- iş göremezlik tazminatı talebinde bulunulmuş olup mahkememizin — tarihli celsesinin — numaralı ara kararına istinaden davacılar vekili —- üzerinden — tarihinde sunmuş olduğu dilekçesinde talebinin — geçici iş göremezlik tazminatına; —- ise daimi iş göremezlik tazminatına ilişkin olduğunu beyan etmiştir.
Davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan usul hükümleri doğrultusunda yazılı yargılama usulüne tabi olarak oluşturulan tensibe istinaden yargılamaya başlanmış yöntemine uygun ön inceleme duruşması açılarak öncelikle dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, hukuki ihtilaf noktaları belirlenmek suretiyle tahkikat aşamasında deliller toplanmış, yargılama sırasında —- tarihinde kabul edilen 7101 sayılı kanunun 61. Maddesiyle 6102 sayılı T.T.K. nın 4. Maddesinin 2. Fıkrasının değiştirilmesi sebebiyle basit yargılama usulüne geçilerek yargılama sonlandırılmıştır.
Davacı küçüğe ait hastane dosyaları, davalı —–nezdinde düzenlenen hasar dosyası, —-araçlara ait —- kayıtları, —- dosyası celp edilerek dosya içine alınmış, davacıya meydana gelen trafik kazası nedeniyle rücuya tabi bir ödeme almadığı —-gelen cevap ile anlaşılmıştır.
Hasar dosyasının incelenmesinde, kaza tarihi itibariyle —- plakalı aracın trafik sigorta poliçesinin davalı sigorta şirketi tarafından düzenlendiği, poliçenin kaza tarihini kapsadığı, sürücünün kusurunun bulunmadığı gerekçesiyle davalı sigorta şirketi tarafından davacıya dava tarihinden önce herhangi bir ödeme yapılmadığı, sigortalısının — olduğu, kaza anındaki sürücünün —olduğu anlaşılmıştır.
Kazaya ilişkin —- soruşturma dosyasının incelenmesi neticesinde, düzenlenen kaza tespit tutanağında sürücü —- bir kusur atfedilmediği, asli kusurun davacı —- sürücü küçükte olduğunun belirtildiği, dosyada sürücü, davacı küçük ve davacılardan —- ifadelerinin bulunduğu, şikayet ve taleplerinin olmadığının beyan edildiği, dosyada alınan bir rapor bulunmadığı ve şikayet yokluğu sebebiyle kovuşturmaya yer olmadığına ilişkin — tarihinde karar verildiği görülmüştür.
Mahkememizce orantısal kusur oranın tespiti için —– maluliyet oranının belirlenmesi içinde hastane evraklarının toplanmasından —- alınmıştır. Kusur durumuna ilişkin düzenlenen —– sevk ve idaresindeki —- ile olay mahalli kavşağı dikkate alıp seyrini müteyakkız bir şekilde sürdürmesi ve sağ tarafından kavşak alanına giren —– karşı zamanında etkin tedbir alması gerekirken bu hususlara riayet etmediği anlaşılmakla gerçekleşen kazada alt düzeyde tali ve % 10 oranında kusurlu olduğu; davacı sürücü —-idaresindeki —– seyri sırasında kavşak alanına girmeden evvel sol tarafından yaklaşan —– hız ve konumunu gözlemlemesi, ilk geçiş hakkını sürücü idaresindeki —- vermesi ve akabinde kontrollü bir şekilde kavşak alanına girmesi gerekirken bu hususlara riayet etmediği, seyrine devam edip — sürücüsünün seyir şeridini kapatarak kazanın oluşumuna sebebiyet verdiği anlaşılmakla gerçekleşen kazada asli ve % 90 oranda kusurlu olduğu” yönünde tespit ve değerlendirmede bulunulmuştur. Maluliyete ilişkin düzenlenen —- tarihli raporda ise kaza tarihi itibariyle yürürlükte bulunan —- uyarınca davacı —- fonksiyonel araz bırakmadan iyileşmiş olduğu dolasıyla tüm vücut engellilik oranın % 0 olduğu; iyileşme süresinin — aya kadar uzayabileceği, başka birisinin sürekli bakımına muhtaç olmadığı ancak iyileşme süresi içinde — ay başka birisinin bakımına ihtiyaç duyabileceği yönünde tespit ve değerlendirme yapılmıştır. Raporlar her iki taraf vekiline de tebliğ edilmiş, kusur raporuna karşı her iki taraf vekili tarafından da itirazda bulunulmuş; maluliyet raporuna karşı ise davalı vekili tarafından beyan dilekçesi sunulmakla davanın reddi talep edilmiş, davacılar vekili tarafından itiraz dilekçesi sunularak —–rapor alınması aksi halde geçici iş göremezlik ve tedavi giderleri yönünden hesaplama yapılması için dosyanın bilirkişiye gönderilmesi beyan ve talep edilmiş ise gerek kusur yönünden gerekse maluliyete ilişkin aşağıda açıklanacak gerekçeler ile yeni bir inceleme yahut hesap yapılmasına yer ve gerek olmadığına karar verilerek , davacılar vekilinin talebi reddedilmiştir.
Tüm dosya kapsamı, yapılan yargılama, toplanan deliller, alınan raporlar birlikte değerlendirildiğinde; maluliyet önünden yapılan incelemede, davacılar vekili tarafından her ne kadar alınan maluliyet raporunun kabul edilmediği dosyanın —- gönderilmesi talep edilmiş ise de mahkememizce aldırılan rapor davacı tarafından bildirilen tüm tedavi evraklarının toplanmasının akabinde ve kaza tarihi itibariyle yürürlükte olan —– göre yetkili —– tarafından düzenlenmiş olup, raporda bu yönden raporda bir eksiklik yahut hukuki olarak yanlışlık bulunmadığı gibi dosyanın —– gönderilmesini gerektirecek nitelikte dosyada bir delil de mevcut değildir. Bu yönden davacı vekilinin talebi yerinde değildir. Davacılar vekilinin diğer bir talebi ise dosyanın geçici iş göremezlik ve tedavi giderleri yönünden bilirkişiye gönderilmesine ilişkin olup, öncelikle gerek dava dilekçesi içeriğinde ve sonuç bölümünde gerekse mahkememiz ara kararına istinaden davacılar vekili tarafından sunulan talep dilekçesinde tedavi giderleri yönünden açık bir talebinin bulunmadığı göz önüne alındığında yargılamanın bu aşamasındaki tedavi giderlerine ilişkin talebi yerinde görülmemiştir. Geçiçi iş göremezlik talebi yönünden yapılan incelemede ise davacı —–aya kadar iyileşme süresinin olduğu belirtilmiş ve davacı tarafından bu hususta bir inceleme yapılması talep edilmiş ise de —— sayılı kararı ve daha bir çok kararında da vurgulandığı üzere sorumluluğu doğuran olayın, zarar görenin vücut bütünlüğünü ihlal etmesi hali —— özel olarak hükme bağlanmıştır. Bu hüküm gereğince, vücut bütünlüğünün ihlali halinde mağdurun malvarlığında meydana gelmesi muhtemel olan azalmanın ve dolayısıyla maddi zararın türleri; tedavi giderleri, kazanç kaybı, çalışma gücünün azalmasından ya da yitirilmesinden doğan kayıplar ve ekonomik geleceğin sarsılmasından doğan kayıplar şeklinde düzenlenmiştir. Somut olayda davacı küçük kaza tarihinde —-olup hükme esas alınan maluliyet raporuna göre davacı küçüğün sürekli maluliyet oranının da bulunmadığı, küçüğün kaza tarihindeki yaşı dikkate alındığında gelir getiren bir işte çalıştığının iddia ve ispat edilemediği, dolayısıyla tedavi müddeti boyunca mahrum kaldığı herhangi bir kazancı olmadığından, geçici işgöremezlik zararının bulunmadığı ve talebinin mümkün olmadığı anlaşılarak bu husustaki taleplerin de reddi yönünde karar verilmiştir. Netice itibariyle davacının davalı sigorta şirketinden maddi tazminat—–talep edemeyeceği anlaşılmakla açılan davanın reddine karar verilmiş ve aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur. Ayrıca mahkememizce aldırılan kusur raporunda her ne kadar sigortalı sürücüye —– oranında alt düzeyde tali kusur verilmiş ise de tüm dosya kapsamın ve olayın oluş şekli incelendiğinde davacı küçüğün babasına ait motosikleti, kendi ifadesine göre gezmek için alarak kullandığı esnada kazanın meydana geldiği, küçüğün kavşak alanına girmeden evvel sol tarafından yaklaşan otomobilin hız ve konumunu gözlemeden ilk geçiş hakkını sürücü idaresindeki —- vermeden seyrine devam ederek —- sürücüsünün seyir şeridini kapattığı ve kazanın oluşumuna sebebiyet verdiği yine kendi ifadesinde de kendi dikkatsizliği sonucu kazanın olduğunu beyan ettiği göz önüne alındığında mahkememizce kazanın meydana gelmesinde ehliyetsiz ve yaralanmaların niteliği göz önüne alındığında da hiçbir koruyucu ——- olmadan —— kullanan küçüğün tamamen kusurlu olduğu bu noktada —– sürücüsünün alabileceği bir önlemin bulunmadığı ve kusur atfedilmesinin yerinde olmadığı vicdani kanaatine varılarak ve yine kusur oranlarının belirlenmesinin teknik değil hukuki bir konu olması sebebi ile kusurun tayinine ilişkin nihai kararın mahkememizde olduğundan kusur raporunda —— sürücüsüne alt düzeyde % 10 olarak verilen kusur oranına iştirak edilmemiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Açılan davanın REDDİNE;
2-Karar harcı 59,30-TL ‘den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 31,40-TL harcın mahsubu ile bakiye 27,90-TL harcın davacıdan tahsili ile hazine adına gelir kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından yapılan 47,50-TL posta ücreti yargılama giderinin davacılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davalıya verilmesine,
5-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 5.000,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde Hukuk Muhakemeleri Kanununun 333.maddesi uyarınca ilgili tarafa iadesine,
İlişkin olarak; davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde ——— Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.14/12/2021