Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/687 E. 2021/1220 K. 17.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2017/687 Esas
KARAR NO: 2021/1220 Karar
DAVA: Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 25/10/2016
KARAR TARİHİ: 17/12/2021
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ
DAVA:
Asıl davada davacı vekili dava dilekçesinde özetle; —tarihinde —– istikametinden—— istikametine seyir halinde iken araç üzerindeki hakimiyetini kaybederek su kanalına çarpması ve akabinde aracın sürüklenip takla atması sonucu tek taraflı, ölümlü ve yaralanmalı trafik kazası meydana geldiği, meydana gelen bu kaza sonucunda —– plakalı araçta yolcu olarak bulunan ve müvekkilleri —— vefat ettiği, desteğinin ölümü nedeniyle müvekkillerinin maddi açıdan mağdur olduğu, —– tarihli trafik kazası tespit tutanağına göre, bu kazanın oluşumunda ——-Hızlarını, kullandıkları aracın yük ve teknik özelliğine, görüş, yol, hava ve trafik durumunun gerektirdiği şartlara uydurmak” kuralını ihlalden kusurlu bulunduğu, müteveffanın ve müteveffanın maddi desteğinden yoksun kalan ve 3. Kişi konumunda olan müvekkillerinin ise kazanın oluşumunda herhangi bir kusurları bulunmadığını, arz ve izah edilen nedenlerle—– üçüncü kişi konumunda olan müvekkillerinin,—–vefatı sebebiyle uğramış olduğu destek zararının tazmininden sorumlu olduğu, —– numaralı ——– teminat sağlandığı. müvekkillerin yaşı ve tüm diğer faktörler birlikte değerlendirildiğinde sigorta şirketlerinin limit dahilinde zararın tümünden sorumlu olacağı, aktüerya hesaplamaları sonucunda anlaşılacağı, aktüerya hesaplamalarında gelirin dışında ayrıca çocukları vefat eden ailelerin desteklik zararlarının hesaplanmasında davacılara ayrılan destek payları ve vefat edenin evleneceği muhtemel yaş önem arz ettiği, destek payının belirlenmesi hususunda—– tarihli kararında “Davacıların desteği kaza tarihinde —–yaşında bekar olarak vefat etmiştir. Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda desteğin gelirinden anne ve babasına ilk dört yıl ayrı ayrı %10 pay ayıracağı, kalan destek süresi içinde %5 oranında pay ayıracağı, kabul edilerek hesaplama yapılmış ise de bu hesaplama şekli——- uygun değildir. Davacıları desteği yaşasaydı muhtemel evlenme yaşına kadar en az gelirinin yarısını ailesini ayıracağı, bir süre sonra evleneceği gelirinin bir kısmını kendine ve eşine ayıracağı gibi hususlar değerlendirilmeden anne ve baba için ayrılan yetersiz destek payına göre yapılan hesaplamaya göre karar verilmiş olması doğru görülmemiştir.” denilmiştir. Müteveffanın gelirinden ailesine ayıracağı payların belirlenmesinde bu payların hakkaniyete, gerçeğe, —— ve uygulamaya uygun belirlenmesini ve bu paylar belirlenirken—— tarihli kararının da dikkate alınmasını talep ederiz. Müteveffanın– belirlenirken bu yaşın hayatın olağan akışına ve günümüz koşullarına uygun bir yaş olarak belirlenmesi gerekmektedir. Dilekçemiz ekinde ibraz edilen —–incelendiğinde —- yılı itibariyle erkeklerin ortalama ilk——- olduğu görülmektedir. izah edilen nedenlerle müvekkillerimin oğlunun vefat etmiş olması nedeniyle uğramış oldukları desteklik zararının tazmini talebiyle bilirkişi incelemesi yaptırılması esnasında müvekkillere müteveffanın desteğinden ayrılacak payların belirlenmesinde—— tarihli kararının, müteveffanın evlenme yaş ihtimalinin belirlenmesin de ise dilekçemiz ekinde ibraz edilen ——— dikkate alınmasını talep ederiz. —– numaralı poliçeye istinaden, teminat limitleri içinde ödeme yapması ihtarı — adet ekiyle birlikte iadeli taahhütlü usulde —–sigortacılar, hak sahibinin kaza veya zarara ilişkin tespit tutanağını veya bilirkişi raporunu, sigortacının merkez veya kuruluşlarından birine ilettiği tarihten itibaren sekiz iş günü içinde —– sınırları içinde kalan miktarları hak sahibine ödemek zorundadırlar.’ denilmektedir. —- günü içerisinde tarafımıza ödeme yapmayarak —- tarihinde temerrüde düşmüştür. —— tarihinde yürürlüğe giren ———Zarar görenin, —- öngörülen sınırlar içinde dava yoluna gitmeden önce ilgili sigorta kuruluşuna yazılı başvuruda bulunması gerekir. Sigorta kuruluşunun başvuru tarihinden itibaren en geç— içinde başvuruyu yazılı olarak cevaplamaması veya verilen cevabın talebi karşılamadığına ilişkin uyuşmazlık olması halinde, zarar gören dava açabilir veya 5684 sayılı Kanun çerçevesinde tahkime başvurabilir.” denilmiştir. İşbu değişikliğe göre, sigorta şirketine başvuru yapılmış olup işbu başvuru davalıya —– tarihinde tebliğ edilmiştir. Davalı sigorta şirketi 15 gün içerisinde başvurumuza ilişkin olarak , eksik evrak talebi haklı olmadığından ve yasal süresi olan bu süre zarfında nihai bir cevap vermediğinden işbu davayı açma zaruretimiz hasıl olmuştur. Davalı sigorta şirketi giderleri ödemede geciktiğinden dolayı, davalı tarafından başvuru sırasında yapılabilecek olan kısmi ödemelere karşı muvafakatimiz bulunmamakta olup, davalı yan tarafından muvafakatimiz alınmadan yapılacak kısmi ödemelerin öncelikle başvuru sonunda hükmedilecek tazminatın ferilerinden mahsup edilmesi gerekecektir. arz ve izah edilen nedenlerle, fazlaya ilişkin haklarımız saklı kalmak kaydıyla, meydana gelen trafik kazası sonucu müvekkillerin çocukları—– desteğinden yoksun kalması sebebiyle uğranılan zararın—– tarafından müştereken ve müteselsilen tazmini talep ve dava etmiştir.
Birleşen —–dosyasında davacı vekili dava dilekçesinde özetle; —- plakalı aracı ile —- seyir halinde iken araç üzerindeki hakimiyetini kaybederek su kanalıda çarpması ve aracın sürüklenip takla atması sonucu tek taraflı ölümlü ve yaralanmalı trafik kazası meydana geldiğini, kaza sonucunda araçta yolçu olarak bulunan ve müvekkilleri —- oğulları —– vefat ettiğini, desteğinin ölümü nedeniyle müvekkillerinin maddi açıdan mağdur olduğunu, söz konusu kazanın oluşumunda —- kusurlu olduğunu, —- dosyasında alınan —– mevcut levhayı dikkate alarak süratini düşürmediği, sürüşünü mahal şartlarına uydurmadığı gerekçesiyle Asli Kusurlu” olarak bulunduğunu—-alınan heyet raporunda; “sürücü—- % 50 oranında kusurlu olduğu” hususunda rapor düzenlendiğini, müvekkillerinin çocukları — desteğinden yoksun kalmaları sebebiyle şimdilik — maddi tazminat bedelinin belirsiz alacak davasına ilişkin geçici talepleri olduğunu, temerrüt tarihi olan —- tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte diğer kusurlu kişilerin kusurlarına düşen sorumluluk dahil olmak üzere limit sınırları içerisinde 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 61, 2918 sayılı KTK’nın 88. ve Türk Borçlar Kanunu’nun 163. Maddeleri gereği teselsül hükümleri uyarınca davalı şirketten müşterek ve müteselsilen tahsilini, mahkememiz dosyası ile kazaya ilişkin—- birleştirilmesine karar verilmesini, yargılamanın—— dosyası üzerinden devamını, yargılama giderleri ile her bir davacı için hesaplanacak ayrı ayrı vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA :
Asıl davada davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkil şirket hakkında açılan davanın dava şartlığı yokluğundan reddine, esasa girilmesi halinde davanın esastan reddine, aksinin kabulü halinde ise, sorumluluğun azami poliçe teminatı ile sorumlu tutulmasına, temerrüde düşmemiş ve dava açılmasına sebebiyet vermemiş bulunan müvekkil şirket aleyhine vekalet ücreti, yargılama giderleri ve faize karar verilmemesine, kabul anlamına gelmemek üzere aleyhe hüküm kurulması halinde ise poliçe limiti ve sigortalının kusur oranı dikkate alınarak hüküm kurulması gerekliliğine, reddedilen kısım için ise yargılama ücreti ve ücreti vekaletin davacı yana tahmiline karar verilmesini müvekkil şirket adına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Birleşen—— sayılı dosyasında davalı vekili cevap dilekçesinde özetle;
Huzurdaki başvurunun “belirsiz alacak” —–edilmesi usul hukuku kurallarına aykırı olduğu, müvekkil —-aleyhine dava açan karşı tarafın, —- tarihli dava dilekçesinde, uyuşmazlık tutarının olarak “şimdilik —-olmak üzere dava açıldığı, öncellikle huzurdaki davada davacı tarafından destekten yoksun kalma/vs… tazminatına ilişkin uyuşmazlık/dava tutarı miktarının belirsiz alacak davası şeklinde açılmayacağını beyanla, ıslah yoluyla arttırmasına muvafakat etmediklerini , kazaya karışan plakalı aracın müvekkil şirket nezdinde —–sigortalı olduğu, müvekkil şirketin söz konusu kazadan dolayı sorumluluğunu kabul etmemekle birlikte sorumlu olduğuna kanaat getirilmesi halinde sorumluluğunun poliçe teminatı ile sınırlı olduğu bedeni zarar halinde maddi tazminat taleplerinin şahıs başına sınırlı poliçe teminat limitleri ile sınırlı olduğunu, kusuru ve davayı kabul anlamına gelmemekle birlikte, sigortalı araç sürücüsüne kaza tespit tutanağında ve kusur raporunda her ne kadar kusur ithaf edilmiş ise de kusursuz olduğunu, sigortalı araç sürücüsünün kazanın oluşumunu engellemek için gerekli tüm tedbirleri aldığını, Dosyada bulunan belgelerden davacının emniyet kemerinin takılı olmadığı, araçta istiap haddinin aşılmış olması sebebiyle koruyucu tertibatı takılı olarak seyahat etmesinin de mümkün olmadığının anlaşıldığı, ayrıca davacının sürücü belgesi bulunmayan kişinin aracında yolculuk ettiğini, bu hususlar göz önünde bulundurulduğunda tazminata hükmedilmesi halinde %20’den az olmamak şartıyla müterafik kusur indirimi yapılması gerektiği, davacının sigortalı araçta taşınmasının herhangi bir ücret karşılığı olmadığı ve sigortalı araç sürücüsü ile aralarında ticari bir ilişki bulunmadığının anlaşıldığı, —– kişinin yakın akrabaları için hatır taşıması indirimi yapılmaması gerektiği belirtilmişse de davacı ile sigortalı araç sürücüsü arasında akrabalık da bulunmadığından tazminata hükmedilmesi halinde hesaplanan tutar üzerinden %20’den az olmamak şartıyla hatır taşıması indirimi yapılması gerektiği, kabul anlamına gelmemekle beraber, müvekkil şirkete sigorta poliçesi ile bağlı aracın kusurlu olduğunun tespiti halinde tazminat hesabı için murisin gerçek gelirinin tespitinin gerektiği, davanın başından beri belirttiğimiz gibi sorumlu olmadığımızı kabul etmekle birlikte mahkemenin aksi kanaatte olması halinde; maluliyet sebebiyle yapılacak tazminat hesabı uzmanlık gerektirmekte olduğu, kabul anlamına gelmemekle birlikte, müvekkil şirketin kendisine ihbar tarihi itibariyle — günlük sürenin sonunda temerrüde düşmüş olacağından faiz sorumluluğunun da bu tarihten itibaren başlamış olacağını, kaldı ki müvekkil şirketin söz konusu zarardan sorumlu olmamakla birlikte müvekkil şirkete iletilen usulüne uygun başvuru söz konusu olmadığından temerrüde düşürülmediğini, trafik kazası sonucu hak edilen destek tazminatının ticari bir işten kaynaklı olmadığından yasal faiz uygulanması gerektiğini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, asıl ve birleşen dava yönünden; cismani zarar nedeniyle maddi tazminat talebine ilişkindir.
Davacılar, — tarihinde meydana gelen trafik kazası neticesinde vefat eden — anne ve babası olup, kazaya karışan —- plaka sayılı aracın trafik sigorta poliçesini düzenleyen davalı sigorta şirketinden oluşan tazminatın tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Eldeki davanın ilk olarak —-Karar sayılı yetkisizlik kararı ile mahkememize gönderildiği ve mahkememizin — Esasına kaydının yapıldığı görüldü.
Davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan usul hükümleri doğrultusunda basit yargılama usulüne tabi olarak oluşturulan tensibe istinaden yargılamaya başlanmış yöntemine uygun ön inceleme duruşması açılarak öncelikle dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, hukuki ihtilaf noktaları belirlenmek suretiyle tahkikat aşamasında deliller toplanmış,—-dosyası —-üzerinden dosyamız arasına alınmış, hasar dosyası ve poliçe dosyası celp edilmiş, —- davacıların sosyal ve ekonomik durum araştırması yapılmış, — davacılara ilişkin aylık bağlanıp bağlanmadığı ile ilgili evrakların celp edildiği—– tarihli bilirkişi ek raporu ve dava sonuçlandırılmıştır.
— tarihli bilirkişi ek raporunda özetle;— tarihinde trafik kazasında ölen —- haksahibi anne-babasının destekten yoksun kalma tazminatlarının, Mahkemenin — tarihli ara kararı doğrultusunda; — son tarihli kararları gereği, kazançlarda her yıl için ——– göre ve işbu ek rapor tarihinde en son bilinen asgari ücretler gözetilerek, müterafık kusur ve hatır taşıması konusundaki takdir ve değerlendirme, kusur uygulaması Sayın Mahkemeye ait olmak üzere, kusur indirimsiz olarak :
Baba —–
Anne —-
Toplam—- kaza tarihi itibariyle —–olduğuna, Sigorta şirketi yönünden faiz başlangıç tarihinin, gerekli tüm evraklarla birlikte sigorta şirketine başvuru tarihinden itibaren — işgünü olması gerekmektedir. Dava dilekçesi ekinde dosyaya sunulan, davalı sigorta şirketine—- tarihli başvuru dilekçesi ve posta gönderi takip belgesinden, başvuru dilekçesinin sigorta şirketi tarafından —- tarihinde teslim alındığı anlaşılmaktadır. Hasar dosyasındaki sigorta şirketinin — tarihli yazısında, eksik evrak talep edildiği, davacı tarafın — tarihli yazısında ise, —dilekçesi ekinde, —– tarihli yazıları ekinde sunulduğunun bildirildiği görülmektedir…”yönünde görüşlerini bildirmişlerdir.
Asıl ve birleşen davada davacılar, —- tarihinde meydana gelen trafik kazası neticesinde vefat eden — anne ve babası olup, kazaya karışan —- plaka sayılı aracın —- düzenleyen davalı sigorta şirketinden oluşan zararın ve tazminatın tahsilini talep etmektedir.
Hemen burada destekten yoksun kalma tazminatının hukuki niteliği üzerinde de durulmalıdır. Destekten yoksun kalma tazminatı, 6098 sayılı TBK 53/3 ve 55 maddesinde düzenlenmiş olup; “Destekten yoksun kalma zararları ile bedensel zararlar, bu Kanun hükümlerine ve sorumluluk hukuku ilkelerine göre hesaplanır. ” şeklinde hükme bağlanmıştır.
Görülmektedir ki, destekten yoksun kalma tazminatının konusu, desteğin yitirilmesi nedeniyle yoksun kalınan zarardır. Buradaki amaç, destekten yoksun kalanların desteğin ölümünden önceki yaşamlarındaki sosyal ve ekonomik durumlarının korunmasıdır. Olaydan sonraki dönemde de, destek olmasa bile, onun zamanındaki gibi aynı şekilde yaşayabilmesi için muhtaç olduğu paranın ödettirilmesidir.
Haksız bir eylem sonucu desteğini yitiren kimse TBK 53/3 maddesine dayanarak uğradığı zararın ödetilmesini isteyebilir. Ancak, destekten yoksun kalma tazminatına hükmedilmesi için öncelikle, ölen ile destekten yoksun kalan arasında maddi yönden düzenli ve eylemli bir yardımın varlığı gerekir. 6098 sayılı TBK 53/3 maddesinde sözü geçen destek kavramı hukuksal bir ilişkiyi değil, eylemli bir durumu hedef tutar ve ne hısımlığa ne de yasanın nafaka hakkındaki hükümlerine dayanır; sadece eylemli ve düzenli olarak geçimini kısmen veya tamamen sağlayacak şekilde yardım eden ve olayların olağan akışına göre eğer ölüm vuku bulmasaydı, az çok yakın bir gelecekte de bu yardımı sağlayacak olan kimse destek sayılır.
O hâlde destek sayılabilmek için yardımın eylemli olması ve ölümden sonra da düzenli bir biçimde devam edeceğinin anlaşılması yeterli görülür. Bununla birlikte destekten yoksun kalan kimse devamlı ve gerçek bir ihtiyaç içerisinde bulunmalıdır. Genel olarak bakım ihtiyacı, sosyal düzeye uygun olan yaşamın devamını sağlamak için gerekli olanaklardan yoksun kalmayı anlatır. Eğer ölenin eylemli olarak baktığı davacı, ölüm yüzünden bu bakımın sağladığı yaşama düzeyinin altına düşmüş olursa, ihtiyaç içerisinde bulunma koşulu gerçekleşmiş sayılır. Burada önemli olan, destekten yoksun kalan kimsenin ve ailesinin temsil ettiği sosyal ve ekonomik düzeye göre normal karşılanan giderlerdir —-
Diğer taraftan, —– kararının gerekçesinde de: “Destekten yoksun kalma tazminatının eylemin karşılığı olan bir ceza olmayıp, ölüm sonucu ölenin yardımından yoksun kalan kimsenin muhtaç duruma düşmesini önlemek ve yaşamının, desteğin ölümünden önceki düzeyde tutulması amacına yönelik sosyal karakterde kendine özgü bir tazminat olduğu” hususu vurgulanmış;—– ilamında da aynı esaslar benimsenmiştir.
Somut olayda;—-plakalı araç sürücüsü— %80 oranında kusurlu olduğu, kaza tarihi dosya kapsamında alınan —- kusur raporunun dosya kapsamına ve kazanın oluş şekline uygun olduğu, davacıların destek zararının hesaplaması için yapılan —-tarihli aktüerya hesabına göre destek zararının — olduğu, dava konusu kaza tarihinin —- sonra olması sebebiyle müteveffanın kusuru oranında destek zararından indirim yapılması gerektiği anlaşılmıştır. —-
Davalı tarafından—– tarihli dilekçesi ile dava konusu kaza sebebiyle oluşan tazminattan hatır taşıması indirimi yapılması gerektiği ileri sürülmüştür. Hatır taşımaları bir menfaat karşılığı olmadığı cihetle, bu gibi taşımalarda 6098 sayılı TBK’nın 51. maddesi uyarınca tazminattan uygun bir indirim yapılması, gerek öğretide gerekse —- benimsenmiş ve yerleşmiş bulunmaktadır. Hatır taşımasından ya da kullanmadan söz edebilmek için yaralanan ya da ölen karşılıksız taşınmış olmalıdır. Taşınan veya kullananın yararının söz konusu olduğu durumda hatır taşıması ilişkisi gündeme geleceğinden işletenin sorumluluğu genel hükümlere göre değerlendirilecek ve tazminattan indirim yapılacaktır. Bu bakımdan hatır taşıma ilişkisinin değerlendirilmesinde taşıma ya da kullanmanın kimin çıkar ve yararına olduğunun saptanması önemlidir. Yarar ekonomik olabileceği gibi, ortak toplumsal değerleri de ilgilendirebilir. Ancak taşıma ve kullanmada işletenin veya eylemlerinden sorumlu olduğu kişilerin bir çıkarı veya yararının bulunması halinde hatır taşımasından söz edilemeyecektir. Hakim tazminattan mutlaka indirim yapmak zorunda değilse de, bunun dahi gerekçesini kararında tartışması ve nedenlerini göstermesi gerekir.——
—-kararlarında, hatır taşımasının söz konusu olduğu durumlarda BK’nın 43-44 maddeleri uyarınca tazminattan belli bir ölçüde hakkaniyet indirimi yapılması öngörülmektedir. Ancak hatır taşıması indirimi yapılabilmesi için davalının süresinde hatır taşıması savunmasında bulunmuş olması gereklidir. —–
Somut dosyada, davalının asıl dava da hatır taşıması indiriminde bulunmadığı, birleşen davaya vermiş olduğu —-tarihli beyan dilekçesi ile hatır taşıması indirimi talebinde bulunduğu nazara alınarak sadece birleşen dava yönünden hatır taşıması indirimi yapılması gerektiği anlaşılmış, asıl dava yönünden ise hatır taşıması indirimi talebinin süresinde olmaması sebebiyle itibar edilmemiştir. Dosya kapsamı, —-ceza dosyası kapsamında alınan tanık beyanları ve bilirkişi heyet raporu dikkate alındığın dava dışı —araç sürücüsü—- ile arkadaş olan müteveffanın, diğer arkadaşları ile birlikte gezintiye çıkmaları sebebiyle hatır taşıması söz konusu olduğu anlaşılmış, birleşen dava yönünden taktiren %20 oranında hatır taşıması indirimi yapılmıştır.
Davalı tarafından dava konusu kaza sebebiyle oluşan tazminattan müterafik kusur indirimi yapılması gerektiği ileri sürülmüş olup, taraflarca ileri sürülmese daha mahkemece nazara alınması gerektiği, dosya kapsamındaki taraf beyanları, —- dosyasında alınan mağdur ve tanık beyanları, —kusur raporu dikkate alındığında müteveffa——- takmaması ve ehliyeti olmadığını bildiği arkadaşının/dava dışı sürücü —– aracına binmesi sebebiyle kazanın oluşumunda müterafik kusurlu olduğu anlaşılmış, mahkememizce taktiren asıl ve birleşen dosyadaki davacı talepleri yönünden ayrı ayrı müterafik kusuru indirimi yapılması gerektiğine kanaat getirilmiş, asıl dava yönünden davacıların maddi tazminat talebinin —- kısmen kabulü ile; mahkememizce dosya kapsamında alınan —— raporu gereğince %20 oranında müterafik kusur indirimi yapılmak suretiyle; davacı —– itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı——- tahsili ile davacılara verilmesine, davacıların faiz başlangıç ve faiz türüne ilişkin talepleri ile sair taleplerinin reddine, birleşen dava yönünden davacıların maddi tazminat talebinin —– kısmen kabulü ile; mahkememizce dosya kapsamında alınan —- raporu gereğince %20 oranında müterafik kusur indirimi ve taktiren % 20 oranında hatır taşıması indirimi yapılmak suretiyle davacı —– itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı sigorta şirketinden tahsili ile davacılara verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.
Eldeki dosyada ihtiyari dava arkadaşı olan davacıların her birinin tazminat talebinde bulunmuş olduğu, davacıların her birinin davasının diğerinden bağımsız olması ve aralarında ihtiyari dava arkadaşlığı bulunanların usul ekonomisi ilkesi dikkate alınarak birlikte dava açtıkları durumda da esasen birden fazla dava olduğu dikkate alınarak; her bir davacı yönünden lehine hükmedilen tazminat miktarına göre ayrı ayrı vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiği anlaşılmış, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.——
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın KISMEN KABULÜNE;
Asıl Dava yönünden;
1-Davacıların maddi tazminat talebinin (destekten yoksun kalma) kısmen kabulü ile; mahkememizce dosya kapsamında alınan —- raporu gereğince %20 oranında müterafik kusur indirimi yapılmak suretiyle;
-Davacı —— itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı sigorta şirketinden tahsili ile davacılara verilmesine,
-Davacıların faiz başlangıç ve faiz türüne ilişkin talepleri ile sair taleplerinin REDDİNE,
Birleşen Dava yönünden;
2-Davacıların maddi tazminat talebinin (destekten yoksun kalma) kısmen kabulü ile; mahkememizce dosya kapsamında alınan —– raporu gereğince %20 oranında müterafik kusur indirimi ve taktiren % 20 oranında hatır taşıması indirimi yapılmak suretiyle;
-Davacı—— itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı sigorta şirketinden tahsili ile davacılara verilmesine,
-Fazlaya ilişkin talebin REDDİNE,
C-Karar Harçları:
3-Asıl dava yönünden alınması gereken 8.984,52-TL nispi harcın 181,37-TL peşin harç ve ıslah harcı olarak yatırılan 261,75+44,40=306,15-TL olmak üzere toplam 8.497,00-TL’den mahsubu ile bakiye 5.245,99-TL’nin davalı sigorta şirketinden tahsili ile hazineye irat kaydına,
5-Birleşen dava yönünden alınması gereken 3.605,29-TL nispi harcın 181,27-TL peşin harç ve ıslah harcı olarak yatırılan 208,83-TL olmak üzere toplam 390,10-TL’den mahsubu ile bakiye 3.117,77-TL’nin davalı sigorta şirketinden tahsili ile hazineye irat kaydına,
D-Avukatlık Ücretleri
5-Asıl davada davacı—– maddi tazminat talebi yönünden; kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. 13 maddesindeki esaslara göre belirlenen 6.986,95-TL nispi vekalet ücretinin davalı sigorta şirketinden tahsili ile davacı —- verilmesine,
6-Asıl davada davacı davacı —- maddi tazminat talebi yönünden; kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. 13 maddesindeki esaslara göre belirlenen 11.711,39-TL nispi vekalet ücretinin davalı sigorta şirketinden tahsili ile davacı — verilmesine,
7-Birleşen davada davacı —-Maddi tazminat talebi yönünden; kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. 13 maddesindeki esaslara göre belirlenen 5.100,00 -TL nispi vekalet ücretinin davalı sigorta şirketinden tahsili ile —verilmesine,
8-Birleşen davada davacı —- maddi tazminat talebi yönünden; Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. 13 maddesindeki esaslara göre belirlenen 5.377,32 -TL nispi vekalet ücretinin davalı sigorta şirketinden tahsili ile —– verilmesine,
E-Diğer Yargılama Giderleri
9-a)Davacı tarafça yapılan —– yargılama giderinin davalılardan müteselsilen alınarak davacılara verilmesine,
b)Davalı tarafından yapılan yargılama gideri olmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
10-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde Hukuk Muhakemeleri Kanununun 333.maddesi uyarınca ilgili tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde—- Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 17/12/2021