Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/667 E. 2021/278 K. 09.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2017/667 Esas
KARAR NO: 2021/278
DAVA: Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 12/06/2017
KARAR TARİHİ : 09/03/2021
Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;——- sayılı dosyalarıyla davacı aleyhine kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla takip başlatıldığı, işbu dosyalarda yer alan dayanak senetlerdeki imzaların davacıya ait olmadığı, kendisine ait olmayan imzalarla davacı aleyhine düzenlenen kambiyo senetleri dayanak gösterilerek icra takibine maruz kaldığını, davacının davalı alacaklı tarafa herhangi bir borcu bulunmadığını, davacının bugüne kadar İstanbul’da herhangi bir ticari ilişkisinin olmadığı, senetlerde alacaklı olarak gözüken firmalarla da hiçbir ilgisi bulunmadığı, senetlerin sahte olarak tanzim edildiği, davacının adı ve —- numarasının yazıldığı, ayrıca sahte imza kullanılarak tanzim edilen bu çeklere ilişkin davacı ile aynı şirkette çalışan —– çalışanların da haksız icra takibi ile karşı karşıya kaldıklarını, diğer işçiler adına süresi içerisinde yetkili icra hukuk mahkemesine itiraz edilmiş olduğu,—– dosyasına sunulan adli tıp raporunda imzaların davacı —- ait olmadığının tespit edildiği, davacının işçi olarak çalışıyor olması ve mevcut durumu göz önüne alınarak —– tarafından tensip tutanağı ile takibin tedbiren durdurulmasına karar verildiğini, takiplere konu dayanak senetlerde şirket çalışanları işçilerin kimlik bilgileri kullanılarak sahte imza ile işlemler yapıldığının, davacının işbu davanın tarafı olan davalılara karşı herhangi bir borcunun olmadığı, söz konusu takiplere esas alınan dayanak senetlerdeki imzaların davacıya ait olmadığını beyan ettikleri, imzayı ayrıca ve açıkça inkar ettiklerini, ayrıca takip konusu borcu kabul etmediklerini, hakkında icra takibi yapılmış olması işçi olarak çalışan ve maaşından başkaca bir geliri bulunmayan davacıyı olumsuz şekilde etkileyebileceğinden, davacının sonradan haklı çıkma ihtimali de göz önüne alınarak icra takibinin durdurulmasına karar verilmesi gerektiğini, davalı alacaklıların söz konusu senetlerin sahte olarak tanzim edildiğini bildiklerini, zira birden fazla kişiye karşı sahte senetler ile takip yapıldığını şifahen davalılara iletmelerine ve——- dosyasına sunulan adli tıp raporunda imzaların davacı —— olmadığı belirlenmesine rağmen aynı senetleri icra takibine konu ettiklerini, dilekçede açıklanan sebeplerle; davalı aleyhine açılan menfi tespit davasının kabulü ile öncelikle ; —— sayılı takip dosyalarının teminat alınmaksızın tedbiren durdurulmasını, takiplerin ve takiplere konu senetlerin iptalini, davacının davalılara karşı herhangi bir borcu olmadığının tespitini, imzaya ve borca itirazlarının kabulüyle kötüniyetli olarak icra takibini başlatan davalı aleyhine %20’den aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderlerinin ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini dava ve talep ettikleri görüldü.
SAVUNMA :
Davalı —- cevap dilekçesinde özetle;
—– tarafından kendisine ciro edilen; —- bedelli senetlerin tahsil edilememesi üzerine,—– bedelli senetin tahsil edilememesi üzerine,——- numarası ile, kanundan doğan hakları gereği hem davacı keşideci ——–hakkında kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla icra takibi başlatıldığı, açılan takipler sonrasında ödeme emrinin davacıya tebliğ edildiği, davacı tarafından herhangi bir itirazda bulunulmadığından takiplerin kesinleştiği, davacının ileri sürmüş olduğu imzaya ilişkin itirazların, —- ileri gelen bir uyuşmazlık olduğunu, —- ilişkinin içinde yer almadığından davacı tarafın itirazlarını yönelteceği taraflar arasında davalı şirket—— bulunmadığı, bu sebeple, davacı şahsın imzanın kendisine ait olmadığı yönündeki iddialarının davalı şirkete karşı ileri sürülemeyeceğini, davacının şahsi defi’lerinin ve itirazlarının iyi niyetli davalı şirketi bağlamadığı, davalı şirketin yalnızca, kanunun kendisine tanıdığı hakları kullandığı, hukuksuz hiçbir işlem başlatmadığı, davalı şirketin davacıyı tanımadığını, senedin ciro silsilesi içerisinde taraflarına cirolandığını ve yetkili hamil olarak takip başlattıklarını, takibe konu senet emre yazılı bir senet olduğundan ve kambiyo hukuku kuralları çerçevesinde amaç kıymetli evrakların tedavülünün kolay ve hızlı kılınması olduğundan senetin ibrazı üzerine senet üzerindeki imzaların doğruluğunun tespiti yükümlülüğü bulunmadığı, ——- genelinde tanınmış, boya sektörünün önde gelen firmalardan olduğu, şirketin geniş ticari hacmi sebebiyle her gün binlerce kambiyo senedi işleme aldığı, ciro yoluyla tarafına gelmiş senetlerdeki keşideci imzasının davalı şirket tarafından kontrol edilmesinin ve imzanın kimin tarafından atıldığının bilinmesi mümkün olmadığı, şirketin ciranta olarak hamil olduğu kambiyo senedindeki imzanın doğruluğunu kontrol etmek ya da araştırmak gibi bir yükümlülüğü de bulunmadığı, —- tarafından davalı şirkete ciro edilen senet üzerindeki imzaların doğruluğunun incelenmesinin davalı şirketin yükümlülüğünde olmamasının yanında, mümkün de bulunmadığından, davalı şirket —– olduğu, kabul alamına gelmemekle birlikte; davacı yan iddiaları doğru olsa dahi; davalı şirketin senedinin — ciro yoluyla iktisap etmiş olması sebebiyle, bu iddiaların davacı ile —-arasında görülecek olan davada ileri sürülecek hususlar olduğu ve davalı şirketin sorumluluğunun olmadığını, davacı taraf dava dilekçesinde çalıştığı şirkette çalışan başka şahısların da haksız icra takibi ile karşılaştığını ileri sürmüş olup, bu şekilde yapılacak genellemenin davalı şirketi bağlamayacağını, açıklanan sebeplerle; davanın tümden reddini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesini, kabul anlamına gelmemek kaydıyla davanın kabulüne karar verilecekse de davalı şirketin kambiyo senedine mahsus haciz yoluyla takip başlatmasında herhangi bir kusuru olmadığından aleyhine kötüniyet tazminatına ve vekalet ücretine hükmedilmemesini talep ettikleri görüldü.
Davalı —– usulüne uygun tebligat yapıldığı ve cevap dilekçesi sunmadığı görüldü.
İNCELEME ve GEREKÇE: Dava hukuki niteliği itibariyle, ——- sayılı icra dosyasında kambiyo senetlerine mahsus hacze yönelik takipte senetlerdeki imzanın davacıya ait olmadığının iddiası ve buna bağlı olarak borçlu bulunmadığının tespitine ilişkin açılan menfi tespit davasıdır.
Davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan usul hükümleri doğrultusunda yazılı yargılama usulüne tabi olarak oluşturulan tensibe istinaden yargılamaya başlanmış yöntemine uygun ön inceleme duruşması açılarak öncelikle dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, hukuki ihtilaf noktaları belirlenmek suretiyle tahkikat aşamasında deliller toplanmış, icra dosyası celp edilerek incelenmiş, bilirkişi raporları alınmış, yargılama sırasında—— tarihinde kabul edilen 7101 sayılı kanunun 61. Maddesi ile 6102 sayılı T.T.K.’nın 4. Maddesinin 2. Fıkrasının değiştirilmesi sebebiyle basit yargılama usulüne geçilerek dava sonuçlandırılmıştır.
—– sayılı dosyasının incelenmesinde; dosyamız davacısı —- borçlu olduğu, dosyamız davalısı …’nin alacaklı olduğu dosyada—— tarihinde kambiyo senetlerine mahsus icra takibi başlatıldığı, süresi içerisinde itiraz edilmemesi üzerine dosyanın kesinleştiği görülmüştür.
—– dosyasının incelenmesinde; dosyamız davacısı —– alacaklı olduğu dosyada—– tarihinde kambiyo senetlerine mahsus icra takibi başlatıldığı görüldü.
—- sayılı dosyasının incelenmesinde; dosyamız davacısı——- tarihinde kambiyo senetlerine mahsus icra takibi başlatıldığı görüldü.
—tarihinde —- sayılı kaydı ile imza ve yazı örneklerinin alınıp —– tarihinde mahkememize gönderildiği görüldü.
Bilirkişi —– tarafından düzenlenen —- tarihli raporda özetle; İnceleme konusu senetlerde borçlu — atılmış imzalar ile davacı—- ait karşılaştırma imzaları arasında, imza incelemesinde kullanılan grafolojik ve kaligrafik tanı unsurları bakımından çok önemli farkılılıklar saptandığından, inceleme konusu senetlerde borçlu —– atfen atılmış imzaların, mevcut karşılaştırma imzalarına kıyasla davacı—– eli ürünü olmadığına ilişkin sonuç ve kanaatlerini bildirir rapor sunmuş olduğu görüldü.
Tüm dosya kapsamı, taraf, iddia, savunma, toplanan tüm deliller mahkememizce usul, yasa ve dosya kapsamına uygun görülen gerekçeli ve denetime elverişli nitelikteki bilirkişi raporu ile davaya konu senetlerdeki borçlu imzası ile davacının mevcut mukayese imzaları arasında ilgi ve irtibat tespit edilemediği, kambiyo senetlerinden doğan alacağa karşı borçlunun ancak senedin hükümsüzlüğüne taalluk eden veya senetten anlaşılan defilerle alacaklıya karşı şahsen haiz olduğu defileri ileri sürebileceği bu defilerden bazılarının mutlak, bazılarının ise nispi olduğu, senette sahtecilik definin mutlak defilerden olduğundan ve iyiniyetli hamil de dahil herkese karşı ileri sürülebileceği, imza inkarının mutlak defilerden olup herkese karşı ileri sürülebileceği dikkate alınarak davacının takibe konu çek yönünden davalı bankaya borçlu olmadığı anlaşılmakla menfi tespit isteminin kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ ile;
-Davacının —- keşide tarhli, —- bonodan dolayı davacının davalılara borçlu olmadığının tespitine,
-Davacının —- bedelli, keşidecisi davacı—–bonodan dolayı davacının davalılara borçlu olmadığının tespitine,
-Davacının —– bedelli, keşidecisi davacı —— üç ayrı bonodan dolayı davacının davalılara borçlu olmadığının tespitine,
Davacı vekilinin kötü niyet tazminat talebinin reddine,
2-Karar harcı 446,32-TL’den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 111,58-TL harcın mahsubu ile bakiye 334,74-TL harcın davalılar —- müştereken ve müteselsilen tahsili ile hazine adına irad kaydına,
3-Davacı tarafça yatırılan 111,58-TL peşin harcın davalılar —–müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan 31,40-TL başvuru harcı, 4,60-TL vekalet harcı, 360,80-TL tebligat ve müzekkere gideri, 500,00-TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 896,8‬0-TL yargılama giderinin davalılar —— müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
5-Davalı —-tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendisi üzerinde bırakılmasına,
6-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 4.080,00-TL nispi vekalet ücretinin davalılar —– müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
7-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde Hukuk Muhakemeleri Kanununun 333.maddesi uyarınca ilgili tarafa iadesine,
Dair; davacı vekili ve davalı—- vekilinin yüzlerine karşı, davalı —-yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içinde ———–Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 09/03/2021