Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/665 E. 2020/508 K. 22.09.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/665 Esas
KARAR NO : 2020/508

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 12/06/2017
KARAR TARİHİ : 22/09/2020

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:Davacı vekilinin mahkememize göndermiş olduğu dava dilekçesinde özetle; Davacı —– plaka sayılı aracın satışına ilişkin 25.02.2009 tarihli Araç Satış Sözleşmesini imzalandığı, 25.02.2009 tarihli Araç Satış Sözleşmesi şartları gereğince davacı aracın zilyetliğini karşı tarafa devir ve teslim ettiği, davalı taraf 25.02.2009 tarihli Sözleşme’de belirtilen ödemeleri yaptığı, nihayetinde taraflar 24.03.2010 tarihli Tutanak ile 25.02.2009 tarihli Sözleşme gereğince aracın bedelinin alıcılar tarafından ödendiğini, mülkiyetin nakledildiğini teyitle bu durumu kayıt altına aldığı, davacı vergi dairesi ile görüştüğünde; ———— —- plaka sayılı araç karşı taraf zilyetliğindeyken sahte faturalar kullanıldığını, sahte belgeler nedeniyle doğan vergi ziyaı, cezası ve ferilerinin tahsilinin talep edildiğini öğrendiği, sahte olduğu belirtilen ve davacıya da örneği verilen faturaların olduğu, davacı vergi dairesince, vergi ziyaını tazmin etmek üzere uzlaşmaya davet edilmiş, uzlaşmaya yanaşılmaması halinde cezai ve hukuki takibata geçileceği davacıya bildirildiği, davacı basiretli tacir gibi davranarak, 6111 Sayılı Kanun gereğince vergi dairesinin uzlaşma davetine uymuş ve taraflarca Uzlaşma Tutanağı imzalandığı, davacının iyiniyetle davranmış taraflar arasında akdedilen 25.02.2009 tarihli Sözleşme gereğince edimlerini ifa ettiği, 25.02.2009 tarihi itibarıyla zilyetlik davacı tarafa devredilmiş; araç nedeniyle edinilen semereler karşı tarafça sağlandığı, sözleşme konusu araç nedeniyle semerelerden faydalanan davacının zilyetliğinde olduğu dönemde kendi kusuruyla meydana gelen ve davacı tarafından tazmin edilen zarardan sorumlu olması hukuk ve hakkaniyet gereği olduğu, davacı karşı tarafın kusuru sonucu, ödemek zorunda kaldığı tutarların tahsilini bu aşamada bir kez daha talep etmiş ve fakat karşı taraf ödemeye yanaşmadığı, karşı taraf aleyhine yapılan icra takibine karşı tarafın itirazı neticesinde müracaat ve karşı tarafın kusuru sonucu davacının gördüğü zararların tazminini talep etmek zorunlu hale geldiği, açıklanan nedenlerle karşı tarafın haksız ve mesnetsiz itirazının iptaline, davanın Kabulüne, 10.971,46.-TL. Asıl Alacağın ödeme tarihinden itibaren TCMB avans faiziyle karşı taraftan tahsiline, karşı taraf aleyhine %20 inkar tazminatına hükmedilmesine ve yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı taraftan tahsiline karar verilmesini talep ve dava ettiği görülmüştür.
SAVUNMA:Davalılar vekilinin mahkememize göndermiş olduğu cevap dilekçesinde; davacının iddia ettiği talepleri zaman aşımına uğradığı, davalıya husumet tevcih edilemediği, ——-plakalı araç fiilen davacının iddia ettiği dönemde davacının aracını satış için vekalet verdiği … tarafından kullanıldığı, araç satışları Trafik Tesciline kayıt ile geçerlilik kazanır ve Noterden yapılması gerektiği, bunun dışında yapılan satışlar geçersiz olduğu, davacının geçersiz bir harici satışa dayanarak hak iddia etmesi mümkün olmadığı, davacının muhteviyatı itibariyle sahte olduğunu belirttiği faturaların sevk irsaliyeleri sunulmadığı, bu faturaların hiçbirinde müvekkilimizin imzası olmadığı, davacının kendi isteği ile yapılandırma talep ederek buna ilişkin ödemelerini müvekkilimizden istemesinin yasal dayanağı olmadığı, kendi kullandığı döneme ilişkin değilse bunlar için neden itiraz etmemiştir de yapılandırmaya başvurmuştur anlamak mümkün olmadığı, kimse kendi kusuruna dayanarak hak iddia edemeyeceği, muhteviyatı itibariyle yanıltıcı belge olduğunu iddia ettiği faturalar hakkında vergi mahkemesi yahut ceza mahkemesinde sahteliği sabit olduğuna dair bir belge de bulunmadığı, bu faturaların kimlere teslim edildiği ne için alındığına dair veya kimin aldığına dair kayıt da bulunmadığı, bunların tek tek incelenmesi gerektiği, İddia edilen alacak likid olmadığından ve yargılamayı gerektirdiğinden direkt icra takibi yapılamayacağı, bu nedenle itirazımızda kötüniyetli olmadığımızdan icra inkar tazminatına hükmedilemeyeceği, davanın reddine yargılama giderleri ve ücreti vekaletin davacı uhdesinde bırakılmasına karar verilmesini talep ettiği görülmüştür.
İNCELEME VE GEREKÇE
Dava hukuki niteliği itibariyle, İAA —-.İcra Müdürlüğünün — esas sayılı icra takibine davalının yapmış olduğu itirazın İİK 67. maddesi gereğince iptali ile icra inkar tazminatı isteminden ibarettir.
Davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan usul hükümleri doğrultusunda yazılı yargılama usulüne tabi olarak oluşturulan tensibe istinaden yargılamaya başlanmış yöntemine uygun ön inceleme duruşması açılarak öncelikle dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, hukuki ihtilaf noktaları belirlenmek suretiyle tahkikat aşamasında deliller toplanmış, icra dosyası celp edilmiş, bilirkişi raporu alınmış, yargılama sırasında 28/02/2018 tarihinde kabul edilen 7101 sayılı kanunun 61. maddesi ile 6102 sayılı T.T.K.’nın 4. maddesinin 2. fıkrasının değiştirilmesi sebebiyle basit yargılama usulüne geçilerek dava sonuçlandırılmıştır.
İtirazın iptali istemine konu, İstanbul Anadolu —. İcra Müdürlüğü’nün —-esas sayılı takip dosyasının incelenmesinde; 04/02/2016 tarihinde başlatılan takibin alacaklısının … borçlusunun —– asıl alacağın tahsiline yönelik genel haciz yoluyla yapılan icra takibi olduğu; ödeme emrinin borçluya 08/02/2016 tarihinde tebliğ edildiği; borçlu tarafından süresinde 09/02/2016 tarihli dilekçe, borca ve fer’ilerine yönelik itiraz dilekçesi sunulduğu, dilekçenin davacı tarafa tebliğine ilişkin dosya kapsamında bilgi ve belge bulunmadığı dolayısıyla 1 yıllık hak düşürücü sürenin işlemeye başlamadığı, davanın 12/06/2017 tarihinde ve bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde, 12.014,71TL asıl alacak üzerinden açıldığı anlaşılmıştır.
Taraf delilleri toplanmış, davanın niteliği gereği Mali Müşavir Bilirkişisi —– tarafından 11/06/2020 tarihli rapor düzenlenmiştir.
Bilirkişi tarafından düzenlenen raporda özetle; davacı yanın 10.971,46 TL asıl alacak talebi üzerinden itirazın iptali istemi ile davalı şirket aleyhine ikame etmiş ve harçlandırmış olduğu işbu itirazın iptali davasında, davacının kendi tasarrufları sonucunda oluşan ve satış sözleşmesine konu araçla ilişkilendirmeye çalışılan, davalı şirketle ve satış sözleşmesine konu araçla fiili herhangi bir ilişkisi bulunmayan sahte ve muhteviyatı itibariyle yanıltıcı belge nitelikli bu faturalardan kaynaklı 10.971,46 TL toplam tutarlı vergi ve cezalardan davalı şirketin sorumlu tutulamayacağı sonuç ve kanaatine varıldığı görülmüştür.
Tüm dosya kapsamına göre, taraflar arasında davacı alacaklıya ait —– plaka sayılı otobüsün davacı tarafından davalı şirkete satışı amacıyla—-tarihinde sözleşme imzalandığı, davaya konu aracın tescil kayıtlarına göre davacının aracı 21/04/2011 tarihinde dava dışı —- sattığı, dolayısıyla davalıya satışın kayıt dışı olduğu, davaya konu icra takibinde davacı alacaklının dava dışı ——- tarafından davacı adına düzenlenen faturaların sahte veya muhteviyatı itibariyle yanıltıcı belge olduklarının Vergi idaresince tespiti sonucunda ödenen vergi ziyai ve cezaları olduğu, davacının söz konusu faturaları kendi tasarrufu ile alıp ticari defterlerine kaydederek KDV beyannamesinde indirim yönünde menfaat de sağladığı, dolayısıyla ödenen vergi ve ilişkili cezaların taraflar arasında yapılan 25/09/2009 tarihli araç satışına dair sözleşme ile ilgisi bulunmadığı ve davalı şirketin sorumlu olamayacağı dosya kapsamında alınan hüküm ve denetime elverişli olduğu değerlendirilen bilirkişi raporundan anlaşılmakla davanın reddine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere
1-Davanın REDDİNE,
2-Alınması gerekli harç peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına, fazladan alınan 132,97-TL harcın karar kesinleştiğinde talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafınca yapılan 231,20-TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
5-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli —- esaslara göre belirlenen 3.400,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
5-Taraflarca yatırılıp kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair; davalı vekilinin yüzüne karşı davacının yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içinde Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.