Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/654 E. 2021/314 K. 16.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2017/654 Esas
KARAR NO: 2021/314
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 09/06/2017
KARAR TARİHİ : 16/03/2021
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekilinin mahkememize göndermiş olduğu dava dilekçesinde özetle; davacı firma, davalı ile de ticaret yaparak davalı firmaya inşaat malzemesi olarak mermer gibi ürünler sattığı, davacı firma bununla ilgili davalı firmalara faturalar kestiği, davalı firma ödemesi gereken borcun bir kısmını ödemişse de —- kısmını ödemediği, davacı firma tarafından davalılara ——dosyası ile icra takibi başlatıldığı, davalı- borçlu —- konusu icra takibini durdurmak ve süre kazanmak maksadı ile kötü niyetli olarak icra takibine itiraz ettikleri, davacı söz konusu icra takibine dayanak teşkil eden faturalarda yer alan edimlerini eksiksiz yerine getirdiği, davacı firma ile davalı firma bir süre ticari faaliyette bulunduğu, bu ticari ilişki sırasında dava konusunu teşkil eden icra takibinin dayanağı olan faturalarda gösterilen malların satımı hususunda anlaştığı, davacı faturada yer alan ürünleri davalılara teslim ederek edimini eksiksiz yerine getirdiği, davalı firma ise karşı edim olan ücret ödeme edimini yerine getirmediği, kaldı ki dava konusu icra takibine yaptıkları itirazlar incelendiğinde borçlarını ödediğine ilişkin herhangi bir iddia da bulunmadığı, davalı firma tarafından borcun ifası amacı ile davacıya çekler verildiği, söz konusu çeklerden bir kısmı davacı tarafından tahsil edilmiş ve tahsil edilen bu kısım icra takibi başlatılmadan önce fatura alacaklarının toplam tutarından mahsup edilmiş ve kalan bakiye üzerinden icra takibi başlatıldığı, davalıların itirazları haksız ve kötü niyetli olduğu, bu sebeple iptali ve icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerektiği, davalı firmanın icra takibine yaptığı itiraz tamemen haksız ve kötü niyetlidir. söz konusu itirazın iptali ve icra takibine davalı-borçlu firma açısından kaldığı yerden devam edilmesi gerektiği, açıklanan nedenlerle ——dosyasına ilişkin davalı tarafından yapılan itirazın iptaline, icra takibinin davalı açısından devamına, dava konusu asıl alacağın % 20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davalıdan alınarak davacı firmaya ödenmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava ettiği görülmüştür.
SAVUNMA: Dava dilekçesi ve tensip zaptının davalı şirkete usulünce tebliğ edildiği, davalı şirket tarafından cevap verilmediği görüldü.
İNCELEME ve GEREKÇE: Dava hukuki niteliği itibariyle, —– esas sayılı icra takibine davalının yapmış olduğu itirazın İİK 67. maddesi gereğince iptali ile icra inkar tazminatı isteminden ibarettir.
Davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan usul hükümleri doğrultusunda yazılı yargılama usulüne tabi olarak oluşturulan tensibe istinaden yargılamaya başlanmış yöntemine uygun ön inceleme duruşması açılarak öncelikle dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, hukuki ihtilaf noktaları belirlenmek suretiyle tahkikat aşamasında deliller toplanmış, bilirkişi raporu alınmış, yargılama sırasında 7251 Sayılı Yasanın 58. maddesi ile TTK’nın 4/2 maddesinde yapılan değişiklik basit yargılama usulüne geçilerek dava sonuçlandırılmıştır.
İtirazın iptali istemine konu,—dosyasının incelenmesinde; — tarihinde başlatılan takibin alacaklısının ——- üzerinden alacağın fer’ileriyle birlikte tahsiline yönelik genel haciz yoluyla yapılan icra takibi olduğu; ödeme emrinin borçlulara — tarihinde tebliğ edildiği, borçlu vekilleri tarafından —- tarihli dilekçeleriyle borca ve fer’ilerine yönelik itiraz dilekçesi sunulduğu, dilekçenin davacı tarafa tebliğine ilişkin dosya kapsamında bilgi ve belge bulunmadığı, davanın — tarihinde ve bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde, ——- üzerinden açıldığı anlaşılmıştır.
Taraf delilleri toplanmış, davanın niteliği, tarafların tacir olması ve taraflarca delil olarak ticari defterlerine dayanılması sebebiyle TTK.83-85 ve HMK.222. maddeleri uyarınca tarafların ticari defterleri üzerinde inceleme yapılmasına karar verilmiştir. İnceleme gün ve saati her iki tarafa da tebliğ edilmiş, gerekli ihtarlar yapılmış, davacı tarafından —– defterlerini inceleme gününde sunduğu, davalı tarafından ihtaratlı tebligata rağmen defterlerin sunulmadığı, davacı şirket defterleri ile tüm dosya kapsamı üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmış, bilirkişi tarafından —-tarihli rapor düzenlenmiştir.
Bilirkişi tarafından düzenlenen raporda özetle; davacı tarafın usul ve yasaya uygun olarak tutulmuş ticari defterlerinin sahipleri lehine delil kudretine haiz olduğu, dava konusu icra takibinin dayanağı 3 adet faturanın, davacı şirket ticari defterlerinde kayıtlı olduğu; ancak fatura içeriği mal veya hizmetin teslim edildiğine ilişkin ispat yükünün yerine getirilememiş olduğu, davacı şirket ticari defterlerinde kayıtlı olan —- keşide tarihli çekin, dosya içeriğinde bulunmadığı gibi incelemeye de sunulmadığı, davacı vekilinin delil listesinde yer alan ——- tutarındaki çeklerin hiçbirinin davacı şirket ticari defterlerinde davalı şirket hesabında kayıtlı olmadığı, tüm bu nedenlerden dolayı davacının, dava konusu icra takibinin dayanağı faturalardan dolayı alacaklı olduğunu ispatlayamadığı sonuç ve kanaatine varıldığına ilişkin rapor tanzim edilmiş olduğu görülmüştür.
Tüm dosya kapsamı, taraf iddia, toplanan deliller, alınan bilirkişi raporu hep birlikte değerlendirildiğinde; davacının davalı şirket ile aralarında mal alım satımına dayalı ticari ilişki kapsamında faturaya dayalı takip başlattığı, davalının takibe itiraz ettiği, davanın itirazın iptali davası olduğu, yapılan yargılamada davalının davaya cevap vermediği, davacının davalıdan takibe konu meblağ kadar alacaklı olduğunu ve taraflar arasındaki ilişkiyi/mal teslimini ispatlaması gerektiği, taraflar tacir olup ticari defterlere dayanıldığından tarafların ticari defter ve dayanaklarının incelenmesi hususunda ara karar oluşturulmuş davalı tarafa defter inceleme günü ihtaratlı tebliğ edilmiş olmasına rağmen inceleme gününde hazır edilmemiş olup mahkememizce aldırılan bilirkişi raporuna göre davacı şirkete ait ticari defterlerin incelenmesi neticesinde davacı şirket defterlerinin lehine delil olma özelliğine haiz olduğu, davalı şirket adına düzenlenmiş faturaların davacının defterlerinde kayıtlı olduğu, davalı tarafın ticari defterlerini sunmadığı ve bu davranışı ile kendi ticari defterlerinin davacı defterleri ile uyumlu olup olmadığının incelenmesine engel olduğu, engel olduğu sonucun varlığını kabul etmiş sayılması gerektiği, tacir olup ticari defter tutmak zorunda olan tarafın, ticari defterleri bulunmadığını ileri süremeyeceğinden verilen kesin süreye rağmen ibraz etmediği takdirde, belgenin elinde olmadığına dair yemin etmesine gerek olmaksızın HMK 220/3. madde gereğince sunmaktan kaçındığı belgelerdeki (ticari defterlerindeki) kayıtların, karşı taraf defterindeki kayıtlara uygunluğunu mahkeme kabul edilebileceği, aksinin kabulü durumunda; karşı tarafın ticari defterlerini sunmaması halinde sunan tarafın muntazam tutulmuş ticari defterlerinin lehe delil olarak kabul edilemeyeceği şeklinde bir sonuç ortaya çıkmasına sebebiyet vereceği, —- davalının davaya konu— faturayı da —- bildirdiği, dolayısıyla davacı şirketçe davalı şirket adına düzenlenmiş olan ve —- kapsamına giren tüm faturaların, davalı şirketçe yasal nitelikli bir itiraza konu edilmeksizin benimsendikleri ve ticari defter kayıtlarının bir sonucu olarak ilgili dönem —- beyanlarıyla davacı —- beyan edilmiş olduklarının tespit edildiği böylece davacının davasını ispatladığı anlaşılmakla davanın kabulüne karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
——- dosyasının kısa kararının yazıldığı gerekçeli karar yazım aşamasında anlaşılmış, yapılan düzeltmenin taraflara yeni hak ve yükümlülükler getirmediği de gözetilerek yargılamanın daha fazla uzamasına mahal vermemek adına kısa karar ile gerekçeli karar arasındaki hüküm fıkrası arasındaki çelişki bu şekilde giderilerek gerekçeli karardaki hüküm kısmı düzeltilmek suretiyle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.)
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere
1-Davanın KISMEN KABULÜ İLE,
—-dosyasına davalı yanca yapılan itirazın —-asıl alacak yönünden iptaline, takibin kabul edilen asıl alacak miktarına takip tarihinde fiili ödeme tarihine kadar %9,75 ve değişen oranlarda işleyecek ticari temerrüt faizi uygulanmak sureti ile devamına, fazlaya ilişkin işlemiş faiz talebinin reddine,
2-Alacak likit ve itiraz haksız bulunduğundan kabul edilen alacağın %20’si oranında takdir edilen ve hesaplanan 31.074,74-TL icra inkar tazminatı davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Karar harcı 10.613,57-TL’den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 2.167,53-TL harcın mahsubu ile bakiye 8.446,04-TL harcın davalı taraftan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
4-Davacı tarafça yatırılan 2.167,53-TL peşin harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 31,40-TL başvuru harcı, 226,95-TL tebligat ve müzekkere gideri, 750,00-TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.008,35‬-TL yargılama giderinin davanın kabul-ret oranına göre 872,98-TL nin davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine, kalan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
7-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 18.710,50-TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 4.080,00-TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
9-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde Hukuk Muhakemeleri Kanununun 333.maddesi uyarınca ilgili tarafa iadesine,
Dair; davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içinde ——– Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.16/03/2021