Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/653 E. 2021/63 K. 19.01.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2017/653 Esas
KARAR NO: 2021/63
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 08/06/2017
KARAR TARİHİ : 19/01/2021
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı şirket arasındaki anlaşma uyarınca, — tarihinde davalının faaliyette bulunduğu—–edildiğini, müvekkilinin yapmış olduğu taşıma işlemi ile ilgili olarak davalı yana —— kestiğini ancak davalı firmanın söz konusu faturaya konu bedeli müvekkili şirkete ödemediğini, müvekkili şirketin ödeme hususunda davalı yanı defalarca aradığını, ancak müvekkili şirketin sürekli oyalandığını ve gelinen noktada herhangi bir sonuç alınamadığını, söz konusu durum nedeniyle fatura bedelinin tahsili amacıyla, davalı aleyhine—- sayılı dosyasından ilamsız icra takibi başlandığını, davalının kendisine gönderilen ödeme emrine karşı borca ve takibe —– tarihinde itiraz ettiğini, müvekkilinin gerçekleştirmiş olduğu taşıma işlemi nedeniyle ödenmesi gereken bedeli hali hazırda alamadığını, günden güne mağduriyetinin arttığını, bu nedenle söz konusu tutarın tahsili bakımından icra takibine kaldığı yerden devam edilebilmesi için, haksız ve hukuki dayanağı olmayan itirazın iptal edilmesi amacıyla huzurdaki işbu davayı açmak zarureti hasıl olduğunu belirterek, davanın kabulü ile, davalının icra takibine yaptığı itirazın iptaline ve takibin devamına, alacağın % 20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı ile müvekkili şirket arasında iddia edilenlerin aksine herhangi bir ticari ilişki bulunmadığını, davacının her ne kadar —- tarihinde müvekkili şirketin faaliyette bulunduğu—— taşıdığını iddia etmişse de bu hususun gerçeği yansıtmadığrnı, müvekkili şirket ile davacı arasında böyle bir ticari ilişki bulunmadığını, davacı yan yapmadığı bir iş nedeniyle müvekkili şirketten ücret talep etmekte ve haksız kazanç elde etme çabasında olduğunu, bu nedenlerle davanın reddinin gerektiğini, müvekkili şirket ile davacı arasında işbu faturaya ilişkin herhangi bir ticari ilişki söz konusu değilken haksız bir şekilde icra takibi başlatıldığını, müvekkili şirketin birçok devlet ihalesine katıldığını, baraj inşaatı da dahil olmak üzere büyük projelere imza atmış bir şirket olduğunu, müvekkili şirket nezdinde yapılan iş sonucunda bütün ödemeleri düzenli şekilde yapıldığını, davaya konu meblağın ödenmemiş olmasının tek nedeninin davacı ile müvekkili şirket arasında herhangi bir ticari ilişki olmaması olduğunu, ayrıca bu hususun hayatın olağan akışına aykırılık teşkif ettiğini, müvekkili şirketin ticari itibarı ve marka değeri için bu meblağın kat ve kat üstünde harcamalar yaptığı da göz önüne alındığında böyle düşük meblağda bir faturayı ödemeyerek ticari itibarını zedelemesinin söz konusu olmadığını, davacının —- tarihinde müvekkili şirketin faaliyette bulunduğu——-Makinesi taşıdığını iddia ettiğini ve buna dava dilekçesinin ekinde sunduğu sevk irsaliyesi ite delillendirdiğini, fakat davacının mahkemeye sunduğu sevk irsaliyesi üzerindeki imzanın müvekkili şirket yetkilisi—-ait olmadığını, bu hususun dilekçe ekinde sunulan vekaletnamede bulunan müvekkili şirket yetkilisi —- imzası ile sevk irsaliyesi üzerindeki imzalar karşılaştırdığında açığa çıkacağını, sevk irsaliyesi üzerinde bulunan imzanın kime ait olduğunun müvekkili şirket tarafından bilinmediğini, davacının basiretli bir tacir olarak irsaliyeyi imzalayan kişinin imza yetkisi olup olmadığını kontrol etmeden müvekkili şirket tarafından alınmamış bir hizmete ilişkin fatura kestiğini belirterek, davanın reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, fatura alacağı sebebiyle başlatılan icra takibine vaki itirazın İİK 67 vd maddeleri gereğince iptali talebine ilişkindir.
Davacı, davalı ile aralarında iş makinası taşıma işi sebebiyle ticari ilişki bulunduğunu, ticari ilişki kapsamında davalı faturaların gönderildiği, davalının faturaları ödemediği, fatura alacağı için icra takibine geçildiğini, davalının haksız bir şekilde icra takibine itiraz ettiği, davalının haksız itirazının iptali ile takibin devamına, davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir. karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı, davacı ile aralarında ticari bir ilişki bulunmadığını, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan usul hükümleri doğrultusunda yazılı yargılama usulüne tabi olarak oluşturulan tensibe istinaden yargılamaya başlanmış yöntemine uygun ön inceleme duruşması açılarak öncelikle dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, hukuki ihtilaf noktaları belirlenmek suretiyle tahkikat aşamasında deliller toplanmış,—- sayılı sayılı icra dosyası celp edilerek dosya içerisine alınıp incelenmiş, mahkememizce —- tarihinde taraf defterleri üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmiş, bilirkişilere dosya tevdi edilmiş, bilirkişi raporu alınmış, dosyaya BA/BS formlarının sonradan gelmesi sebebiyle — tarihinde yeniden bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmiş, bilirkişi ek raporu alınmış ve yargılama sırasında —- tarihinde kabul edilen 7101 sayılı kanunun 61. Maddesi ile 6102 sayılı T.T.K.’nın 4. Maddesinin 2. Fıkrasının değiştirilmesi sebebiyle basit yargılama usulüne geçilerek dava sonuçlandırılmıştır.
Bilirkişi raporunda özetle; ” Davacı taraf inceleme gününde ticari defterlerini ibraz edip, takibe konu olan faturanın davacının ticari defterlerinde kayıt altına alındığı, takip tarihi itibariyte—– tutarınca alacağının raporlandığının görüldüğü, davacının incelenen ticari defterlerinin lehlerine kesin delil vasfına haiz oldukları kanaati edinildiği, davaya konu faturanın davacının ticari defterlerinde kayıt altına alındığını, davalı taraf incelemeye gelmediğini ve ticari defterlerini ibraz etmediğini, davaya konu ticari ilişkinin davalının ticari defterlerinde ne şekilde kayıt altına alınıp alınmadığı anlaşılamadığını, düzenlenen sevk irsaliyesindeki kaşe üzerindeki imzanın davalı şirketin yetkilisine ait olup olmadığı konusunda takdirin mahkemeye ait olmak üzere, davacının davalıdan — takip tarihi itibariyle —– tutarınca alacağının bulunduğunu, davacının talebi ile bağlı olarak takipten itibaren asıl alacak üzerinden % 9 yasal faiz ve sonraki dönemlerde değişen oranlarda yasal faiz talebinde bulunabileceğini belirterek tarafların diğer taleplerinin mahkemenin taktirinde olduğu” yönünde rapor düzenlemiştir.
Bilirkişi ek raporunda özetle; “Davalı tarafın —– dairesine bildirdiğini, bu durumun malın teslim edildiğine ve hizmetin verildiğine karine teşkil ettiğini, nihai kararın mahkemeye ait olmak üzere davacı tarafın davalıdan — takip tarihi itibariyle —- tutarınca alacağının bulunduğu ve bu tutara talebi ile bağlı olarak takipte ve sonraki dönemlerde değişen oranlarda yasal faiz işletilmesinin mümkün bulunduğu” yönünde rapor düzenlemiştir.
Davalı her ne kadar dava konusu faturanın kira sözleşmesinden kaynaklandığını, dava konusu uyuşmazlığın çözümünde Sulh Hukuk Mahkemelerinin görevli olduğunu beyan ile görev yönünden itirazda bulunmuş ise de; davacı ve davalının aşamalardaki beyanları, dosyadaki belgeler, dava konusu fatura içeriği —–dikkate alındığında davalının taraflar arasında kira ilişkisi olduğuna ilişkin iddialarını yöntemince ispat edemediği, dosya kapsamında taraflar arasında kira ilişkisi olduğuna ilişkin herhangi bir bilgi ve belgenin bulunmadığı anlaşılmış, bu yöndeki davalı beyan ve itirazlarına itibar edilmemiştir.
Kural olarak, bir vakıadan kendi lehine haklar çıkaran/iddia eden taraf, o vakıayı ispat etmeye mecburdur —-
Eldeki dosya bakımından, davalı tarafça ticari ve akdi ilişki inkar edildiğinden, öncelikle davacı tarafça, davalı ile arasındaki hukuki ilişkinin , sonrasında dava konusu alacağın miktarının yöntemince ispat edilmesi gerekmektedir. Taraflar arasında ticari ilişki bulunduğunun ve alacaklı olduğunun ispat yükü davacı taraftadır.
Her ne kadar davalı, davacı ile aralarında akdi veya ticari ilişkisinin bulunmadığını, dosyaya konu fatura yönünden borcunun bulunmadığını beyan etmiş ise de; mahkememizce tarafların ticari defter ve kayıtları ile BA-BS formları üzerinde yapılan bilirkişi incelmesi sonucunda, davacı tarafça talep edilen fatura alacağının davacı ticari defter ve kayıtlarında kayıtlı olduğu, davalının inceleme gününde ticari defterlerini ibraz etmediği anlaşılmıştır. Ayrıca tarafların—— yılına ilişkin BA formları üzerinde yapılan bilirkişi incelemesinde, dosyaya konu alacağın davalı tarafından—- bildirildiği anlaşılmaktadır. Başka bir deyişle davalı, davacı tarafça talep edilen fatura alacağına ilişkin hizmeti kabul edip —— bildirdiği anlaşılmaktadır. O halde her ne kadar davalı, davacı ile arasındaki akdi ve ticari ilişkiyi inkar etse de; davalı beyanname vermekle fatura alacağına konu hizmet teslim aldığının ve teslim aldığı hizmetin de bedelini ödemekle yükümlü olduğunun kabulü gerekir. ——–
Tüm dosya kapsamı, taraf iddia ve savunmaları, alınan bilirkişi raporları ve bütün deliller birlikte değerlendirildiğinde; davacının, davalı ile arasındaki akdi ve ticari ilişkiyi ispatla dosyaya konu alacağa hak kazandığını yöntemince ispat ettiği, davalı tarafça dosyaya konu borcun sona erdiğine ilişkin herhangi bir bilgi ve delilin sunulmadığı anlaşılmış, davanın kabulüne, davalının ——- asıl alacak ve takip tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi üzerinden takibin devamına karar verilmiştir.
İtirazın iptali davalarında davacı yararına icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için borçlunun itirazında haksız olması ve alacağın likit olması şarttır. —- Dosyaya konu alacağın faturaya dayanması sebebiyle alacağın likit ve davalının haksız olduğu anlaşıldığından, hükmedilen asıl alacak miktarı —– üzerinden davacı lehine icra inkar tazminatına hükmedilmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜNE,
-Davalının—- sayılı takip dosyasına yapmış olduğu İTİRAZIN İPTALİ ile, —- asıl alacak ve takip tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi üzerinden takibin DEVAMINA,
2-Hükmedilen asıl alacağın %20’si oranında—- icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Karar harcı 463,49-TL’den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 81,96-TL harcın mahsubu ile bakiye 381,53-TL harcın davalı taraftan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
4-Davacı tarafça yatırılan 81,96-TL peşin harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 31,40-TL başvuru harcı, 4,60-TL vekalet harcı, 280,25-TL tebligat ve müzekkere gideri, 1.100,00-TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.416,25-TL yargılama giderinin davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
6-Davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendisi üzerinde bırakılmasına,
7-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden 24 Kasım 2020 tarihli 31314 sayılı resmi gazetede yayımlanan ve yürürlüğe giren/ karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 4.080,00-TL maktu vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,se
8-Davacı tarafça dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde Hukuk Muhakemeleri Kanununun 333.maddesi uyarınca davacı tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde ——– Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.19/01/2021