Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/639 E. 2021/563 K. 02.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2017/639 Esas
KARAR NO : 2021/563

DAVA : İflas (İflasın Ertelenmesi)
DAVA TARİHİ : 13/10/2014
KARAR TARİHİ : 02/06/2021

Mahkememizde görülen davanın yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
İDDİA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Müvekkili —– sermayeli olduğunu, şirketin iki ortağı bulunduğunu sermayesinin tamamen ödenmiş olup —- kapasitesinin ve cirosunun yüksek olduğunu, —-genelindeki ekonomik koşullara bağlı olarak şirketin faaliyetleri sırasında —-sıkıntıya düştüğünü ve borca batık hale geldiğini, davacı şirket borca batık durumda olmakla birlikte, ekte sunulan —–göre faaliyetlerine devam etmesi halinde borca batıklıktan kurtulabileceklerini belirterek sonuçta, İİK 179 ve devamı maddeleri uyarınca davacı şirketin iflasının bir yıl süreyle ertelenmesine karar verilmesini istemiştir.
MÜDAHİL İSTEMLERİ :
Müdahiller vekilleri, dilekçelerini tekrarlamışlar, iflas erteleme talebinin reddini istemişlerdir.
İNCELEME VE GEREKÇE :Dava, İİK.179. Maddesi ve TTK 376. Maddesi uyarınca davacı şirketin borca batık olduğu gerekçesi ile iflasının ertelenmesi talebidir.
Davacı şirket tarafından sunulan dava dilekçesi ile 31/03/2014 tarihli —– raporları sonucu borca batık durumda olduğu, şirketin finansal durumunun iyileşebileceği, uyulacak yöntem ile borca batıklıktan çıkacağı belirtilerek iflasın ertelenmesi talep edilmiştir.
Mahkememizin ——-Karar sayılı ilamı gereği; “…davacı şirketin borca batık durumda olduğu, davacı şirket için sunulan iyileştirme —– olduğu, öngörülen hedeflerin gerçekçi olduğu, davacı şirketin sermaye arttırım kararı aldığı, artırılan sermayenin ödendiği, davacı şirketin sektörünün durumu dikkate alındığında, şirketin faaliyetlerindeki gelişmelerin olumlu değerlendirildiği, gelişmelerin ve uygulamaların kayyım tarafından titizlikle incelenmesi gerektiği ve iflas ertelemenin yasal koşullarının bulunduğu tespitleri yapılmıştır. Tüm bu tespitlere göre, iflas ertelemenin birinci ve ikinci koşulunun gerçekleştiği, davacının sunduğu projenin ciddi ve inandırıcı olduğu, borca batık olan davacı şirketin iyileşme ümidinin mevcut olduğu sonucuna varılmıştır.
İflas ertelemenin üçüncü koşulu, erteleme ile alacaklıların durumunun ağırlaştırılmamasıdır. Bilirkişi ve kayyım raporlarına göre, derhal iflas kararı verilmesi yerine erteleme kararı verilmesinin, alacaklıların durumunu ağırlaştırmayacağı, aksine, alacaklıların alacaklarını tahsil imkanını artıracağı kanaatine varılmıştır.
——sicil numarasında kayıtlı davacı —-iflasının, TTK 377 ve İİK 179. ve devamı maddeleri uyarınca — itibaren bir yıl süreyle ertelenmesine,” şeklinde karar verilmiştir.
—— sayılı İstinaf Kararı ile; “Sonuç olarak yukarıda yapılan açıklamalar ışığında,—- içerisinde çıkarılan 669 sayılı ve 673 sayılı Kanun Hükmündeki Kararnameler kapsamında olağanüstü halin ilanından sonra ve devamı süresince iflas ve iflas erteleme davası açılamayacağı gibi, tedbir kararınında verilemeyeceği, verilmiş tedbir kararlarınında derhal kaldırılacağına dair düzenleme, davacı yanın mahkememize — karar da gözetildiğinde gerek 669 sayılı KHK’nın 4.maddesi gerek 673 sayılı KHK’nın 10.maddesi ile birlikte değerlendirildiğinde olağanüstü hal süresince iflas erteleme kararı verilemeyeceğinden, bu yönlü istemin bu nedenle reddine” karar verilmiş ve HMK 353/1.b.1 maddesi uyarınca istinaf başvurusunun esastan REDDİNE karar verilmiştir.
Bu defa ——sayılı ilamının davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine ———“Somut olaya gelince —– talebinin —–tarihinden önce yapıldığı aynı şirketle ilgili iflas erteleme talebinin 30.09.2015 tarihinden itibaren— belirtildiği üzere kayyımların davacı şirketin faaliyetleri ve davacının durumu hakkında mahkemeye rapor vermeye devam ettiği, davacı şirketin borca batıklığının devam ettiği ———- mümkün olduğundan bahisle ertelemenin bir yıl süreyle uzatılmasını talep ettiği, dosya kapsamından anlaşılmıştır. Mahkemece yapılması gereken yukarıda yazılı ilkeler ışığında 673 sayılı KHK’nın 10. maddesinin 2/c fıkrasında yazılı şekilde gerekli araştırma yapılarak, davacı şirketin bu şirketlerden olmaması —– gözönünde bulundurularak halihazır ———-verilmeyerek şirketin olağanüstü hal süresince ve en nihayet İİK’nın 179/b-4 maddesinde belirlenen süreler de nazara alınarak izlenmesi, bu süre içerisinde durumunun kötüye gitmesi veya sürenin dolmasına rağmen borca batıklık halinin devam etmesi halinde İİK’nın 179/b-5 maddesi uyarınca— —- gerekçe ile bilançosu ———- talebinin reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir.” denilerek bozulmasına karar verilerek dosya Mahkememize gönderilmiştir.
Mahkememiz tarafından bozma ilamına uyulduktan sonra Mahkeme ——- yeni esası alınarak yargılamaya devam olunmuştur.
Mahkememizce yapılan tekrar yargılamada; düzenli olarak iki kişilik ——-borcu kaldığı, —— borçları olduğu, diğer geri kalan borçlarının ise ticari borç ile diğer borç olarak adlandırıldığı, iflasın erteleme süresi içinde geçen yaklaşık beş yıl içerisinde ilk üç yıl cirosunu ve kârını artırdığı, ancak son iki yıl ise satışlarının ve kârlılığının düştüğü ve sonuç olarak 31/03/2014 tarihli başlangıç bilançosundan itibaren borca batık olan şirketin yaptığı gayrimenkul satışları ve elde edilen kâr sonucu borca batıklık durumundan çıktığı şeklinde 29/03/2021 tarihli son raporu Mahkememize sunulmuştur.
Dosya içerisinde hüküm kurmada değerlendirilen; 08/01/2021 tarihli inşaat —– oluşan teknik bilirkişi raporu ile davacı şirketin sahip olduğu—– olduğu—– değerinde olduğu şeklinde rapor sunulmuştur.
Mahkememize sunulan——— bilirkişi raporu uyarınca davacı şirketin —- tarihli kaydi ve rayiç bilanço karşılaştırması——— ayrı ayrı hesaplanmış ve arada ——-ve borca batık durumda olmadığı şeklinde rapor sunulmuştur. Karar tarihi itibariyle 2.ek raporun tarihi 22/01/2021 olduğundan hüküm için yeterli görülmüştür.
İflasın ertelenmesi kararı verilebilmesi için davacı şirketin borca batık olması, diğer bir şart ise sunulan tablolar ile borca batıklıktan——olmaması şartlarının birlikte bulunması gerekmektedir. Borca batıklıktan——- tamamının yine şirketin borçlarını ——karşılamaya yetmemesi durumunda şirketin borca batık olduğu kabul edilmektedir. İİK’nun 179/1. “şu kadarki, idare ve temsil ile vazifelendirilmiş kimseler ya da alacaklılardan biri ———durumunun iyileşmesinin mümkün olduğuna dair bir iyileşme—- ertelenmesini isteyebilir. — inandırıcı bulursa iflasın ertelenmesine karar verir. İyileştirme projesinin ciddi ve inandırıcı olduğunu gösteren bilgi ve belgelerinde Mahkemeye sunulması zorunludur.” maddesi uyarınca dosyamızda düzenli olarak mali bilirkişilerden rapor alınmış, davacı —- değeri tespit edilmiş, son olarak da teknik bilirkişi heyetinden 22/01/2021 tarihi itibari ile aktif ve pasif hesaplaması yaptırılarak borca batık olup olmadığı incelenmiştir. Sunulan bilirkişi raporu uyarınca davacı şirketin borca batıklık durumunun ortadan kalktığı anlaşıldığından iflasın ertelenmesi için gerekli olarak şartların da mevcut olmadığı tespit edildiğinden, açılan davanın reddine karar verilerek, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Davacı şirketin borca batık durumu ortadan kalktığından İFLASIN ERTELENMESİ TALEBİNİN REDDİNE,
2——- görevinin sona ermesine,
3-Verilen tedbirlerin kaldırılmasına,
4-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 59,30 TL harçtan peşin yatırılan 25,20 TL harcın mahsubu ile bakiye 34,10 TL harcın davacıdan alınarak hazineye irad kaydına,
5-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin üzerlerinde bırakılmasına,
6-Davacı tarafça peşin yatırılan gider avansından artan gider avansının HMK’nun 333.md uyarınca karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
İlişkin olarak taraf vekillerinin vekilinin yüzüne karşı oy birliği ile verilen kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.