Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/633 E. 2021/632 K. 16.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2017/633 Esas
KARAR NO : 2021/632
DAVA: Menfi Tespit (Kefalet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 05/06/2017
KARAR TARİHİ : 16/06/2021
Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kefalet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İSTEM: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: —— yaşamakta olan müvekkilin — bulunan evi yatırım amaçlı olarak ——- bulunması sebebiyle davalı bankaya dava dışı—– kendilerine borcu olup olmadığını sorduğunu, bankanın kendisine aktif bir kredi borcunun bulunmadığını bildirdikleri ve bunun üzerine evi satın almaya karar verdiğini, bu satın alma işlemini gerçekleştirdiğini daha sonra ——-davalı bankanın taşınmazların ipotekli olarak satışına muvafakati üzerine satın aldığını, taşınmazlar üzerindeki, ipoteklerin fekki için bankaya başvuran müvekkilinin ipoteklerin fek edilip edilmediğini kontrol edemediğini, aradan 4 yıl geçtikten sonra davalı bankanın —tarihinde müvekkili aleyhine —— üzerinden icra takibi başlattığını, davalı bankanın gayrimenkulleri satın aldıktan sonra dava dışı şirkete krediler kullandırdığını, kendisine kaldırıldığı söylenilen ipoteğin ise dava konusu ipotekler değil, ———–yevmiye numaralı başka ipotek olduğunu öğrendiğini, müvekkilinin davalı banka tarafından kandırıldığını, davalı bankanın dava konusu edilen taşınmazların müvekkili tarafından satın alındığını bilmesine rağmen daha öncesinde tanımlanan —- bedelli limit dahilinde dava dışı şirkete —- bedelli kredi kullandırdığı yetmezmiş gibi, eski malik —– taksitli ticari kredi kullandırdığını, müvekkilinin varlığını bilmediği bir şirket için borçlu duruma sokulduğunu, müvekkilinin söz konusu —–limitli olrak tanımlanan ticari krediye istinaden kendisi söz konusu taşınmazları satın aldıktan sonra ki kullandırma işlemi yapılan kısmı ile, yine kendisi dava konusu taşınmazları satın aldıktan sonra tahsis edilerek kullandırılan —– taksitli ticari krediden sorumlu tutulmasının mümkün olmadığını, davalı bankanın alacak muaccel olmadan, davalı bankanın henüz bir riski bulunmadan, ihtarnamenin tebliği beklenilmeden müvekkili aleyhine icra takibi başlattığını, açıkladıkları nedenlerle öncelikle —– Esas numaralı dosyası üzerinden yürütülen takibin durdurulmasına, müvekkilinin —– hesaba dayalı kullandırılan krediler ile —- ticari kredilerdem dolayı davalı bankaya borçlu olmadığının tespitine, dava konusu edilen ——– bedelli ipoteğin fekkine, kötüniyetle hareket ederek müvekkilinin ticari hayatına onarılmaz zarar veren bankanın %20’sinden aşağı olmamak üzere tazminata hükmedilmesine ve yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı tarafın ikame ettiği davada, müvekkili bankanın borçlusu dava dışı —- kredi kullanımına karşılık teminat amacıyla ipotek tesis eden şirket yetkilisi —- taşınmazları satın aldığını ve kendisinin—– müvekkil banka tarafından kandırıldığını, bu nedenle de kendisi aleyhine başlatılan icra takibinin durdurulmasını ve borçtan sorumlu olmadığının tespitini, bahsi geçen ipoteklerin fekkini talep ettiğini, davacının iddialarının tamamının mesnetsiz, hukuki dayanağı bulunmayan ve hiçbir somut delille ispatlanamayan iddialar olduğunu, bu sebeple reddi gerektiğini, davacının ipoteklerin fekki için başvuruda bulunduğunu belirtmekle birlikte bu konuda herhangi bir delil sunmadığını, tapu sicilinin açık olması prensibince gayrimekulü satın almadan önce ipotekli olup olmadığını incelememesinin hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, davacı tarafın taşınmazı ipotek yüküyle birlikte devraldığı için yükümlülüklerinin farkında olduğunu, kanunen davacıya ayrıca bir bildirimde bulunulmasına gerek olmadığını, müvekkili banka ile dava dışı —–tutarında taksitli kredi sözleşmesi ve —- tarihinde —- tutarında taksitli kredi sözleşmesi imzalandığını, davacı tarafın beyanlarının aksine —- tarihinde imzalanan kredi sözleşmesinin yeni bir kredi sözleşmesi olmadığını, bu sözleşmenin imzalanması ile —- tarihli taksitli kredi sözleşmesinin feshedildiğini, aynı borç ilişkisi içerisinde sözleşmenin de tadil edildiğini, ayrıca her ne kadar —- yılındaki bağımsız bölüm satışları kredi sözleşmesinin imzalanmasından — önce yapılmışsa da, —-müvekkili bankaya gönderilen bilgilendirme yazısının—- tarihinde müvekkili bankaya ulaştığını, bu bağlamda bahsi geçen sözleşmenin imzalandığı tarihte—– satıldığının müvekkil banka tarafından bilinmediğini, özetlenen borç ilişkisi kapsamında dava dışı —- tarafından teminat olarak ——- faizli ve fekki bildirilinceye kadar geçerli olan üst limit ipoteği tesis edildiğini, ipoteğin sonradan birinci dereceye çıkartıldığını, söz konusu ipoteğin——-kadar tanınmış bir ipotek olduğunu, özetle davacı tarafın beyanlarının aksine, müvekkili şirket ile dava dışı ——arasında devam eden bir kredi ilişkisinin bulunduğunu, yeni ve bambaşka borçlar için müvekkili bankanın davacının taşınmazı üzerindeki ipoteğin paraya çevrilme yoluna başvurmadığını, dava konusu taşınmazın üzerindeki ipoteğin üst limit ipoteği olduğunu, —- doğmuş ve doğacak tüm alacaklarına karşı —– bedele kadar tesis edildiğini, açıklanan nedenlerle, öncelikle ihtiyati tedbir şartlarının oluşmaması nedeniyle reddine, davanın reddine, esasa ilişkin açıkladıkları hukuka aykırılıklar nedeniyle reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesi talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE:
Dava, genel kredi sözleşmesinden kaynaklı teminat amacıyla ipotek bırakılan taşınmazların satın alınması sonucu menfi tespit , ipoteğin fekki ve kötü niyet tazminat talebidir.
Davacı ——bedelli ipoteklerinin kaldırılmasını ve kötü niyet tazminatı talebi vardır.
Dosya içerisindeki —— hakkında ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile takip başlatıldığı, kredi alacağının faiz ve masraflar toplamı olarak —- üzerinden takip başlatıldığı, dava konusu edilen —- bölümler üzerinde —-birinci derecede ipotek tesis edildiği görülmüştür.
Uyuşmazlığın temelinde davalı———-bedelli ticari kredi kullandırılmış, teminat amacıyla dava konusu edilen toplam —-adet taşınmaz üzerine ipotek tesis edilmiş .davacı da dava dışı ———adet taşınmazı ipotekli olarak satın almış ,kat ihtarnamesine rağmen kredi borcunun ödenmemesi üzerine ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takip başlatılması sonucu ipotekli taşınmazları satın alan davacı ipoteğin fekkini talep etmektedir.
Türk Medeni Kanununun 997 maddesi “taşınmazlar üzerindeki hakları göstermek üzere tapu sicili tutulur.”
TMK 1020 —— herkese açıktır.
İlgisini inanılır kılan herkes ,tapu kütüğündeki ilgili sayfanın ve belgelerin tapu memuru önünde kendisine gösterilmesini veya bunların örneklerinin verilmesini isteyebilir.
Kimse tapu sicilindeki bir kaydı bilmediğini ileri süremez.”
Dosya içerisindeki tapu kütüğü ve resmi ipotek tesisinin incelenmesi sonucu ;her bir taşınmaz üzerinde —- tarihinde ipotek tesis edildiği ,davacının ise – numaralı bağımsız bölümü — bağımsız bölümleri ise —- tarihinde ipotek yüklü olarak satın aldığı tespit edilmiştir. İpotek senedinin incelenmesi sonucu dava dışı — yetkilisi olan yine dava dışı — tarafından teminat olarak, dava dışı asıl kredi borçlusu —doğmuş ve doğacak alacaklarına karşılık —- ipoteği olarak dava konusu edilen —— tesis edilmiştir.
Davacının satın aldığı taşınmazlar üzerine resmi şekilde ipotek tesis edilmiş olup ipotekli taşınmazlar satın alındığı için artık davacının tapu kütüğündeki aleniyet ilkesi gereği resmi şekilde tesis edilen ipoteği bilmediği hayatın olağan akışına aykırı olduğundan itibar edilmemiştir. Asıl borçlu dava dışı —- kredi kullanılması üzerine teminat olarak — taşınmaz üzerine resmi şekilde ipotek tesis edilmiş ve davacı da ipotekli olarak taşınmazları satın almış olup TKM 997 ve TMK 1020 maddeler uyarınca ipotek tesisini bilmediği iddiasına itibar edilmemiştir.
Dosya içerisine — tarihli kök rapor itiraz üzerine —- tarihli ek rapor alınmıştır. Davalı banka tarafından kullandırılan ——- sözleşmeleri sonucu başlatılan takip neticesinde ———bedelli borcun ödenmemesi üzerine ipoteğin paraya çevrilmesi nedeniyle takibin yapıldığı, davacının taşınmazları ipotekli olarak satın aldığı, ——— aleniyet ilkesi gereği resmi şekilde ipoteği bildiği veya bilebileceği kanaati oluştuğundan kredi borcu ödenmediğinden ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile takip yapıldığından ve borç ödenmediğinden ipoteğin fekki şartları oluşmadığından açılan davanın reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Açılan davanın davaya yönelik———–İpoteğin fekki talebinin ve %20 kötüniyet Tazminatının REDDİNE,
2-Harçlar yasası uyarınca alınması gereken 59,30-TL’nin davacı tarafça peşin olarak yatırılan 21.748,95-TL peşin harç ve 3.075,00 TL tamamlama harcı olan toplam 24.823,95 TL harçtan mahsubu ile artan bakiye 24.764,65 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halide davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından yatırılan 2.000,00-TL’nin davacı taraftan alınarak davalıya iadesine,
5-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 77.374,03 TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde Hukuk Muhakemeleri Kanununun 333.maddesi uyarınca ilgili tarafa iadesine,
İlişkin olarak taraf/davacı vekillerinin vekilinin yüzüne karşı oy birliği ile verilen kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde ——— Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 16/06/2021