Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/63 E. 2022/992 K. 01.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2017/63 Esas
KARAR NO : 2022/992
DAVA : Alacak (Komisyonculuk Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 16/01/2017
KARAR TARİHİ : 01/12/2022
Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Komisyonculuk Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ
DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirket ile davalı —- sözleşmesi ekinde yer alan ——- sözleşmeleri akdedildiğini, iş bu sözleşme ve ekleri ile müvekkilinin kurulmasına aracılık ve/veya yardım ettiği sözleşmelerin bedellerinin ——- yazılı oranlara göre belirlenecek miktarının prim olarak müvekkiline ödenmesi ön görüldüğünü, müvekkilinin sözleşmedeki görev tanımına uygun olarak—– alım gerçekleştirmek istediği——– binası arasında kurulacak —–davalı şirket tarafından alınmasını sağladığını ve taraflar arasında akdedilen ve halen uygulanan sözleşmeye aracılık ettiğini, sözleşme gereğince—-davalı tarafından kesilen aylık fatura miktarı —– daha fazla olup, taraflar arasında akdedilen Sözleşme ve ekleri gereğince sözleşmenin —-bedelin her ay —— davacı müvekkiline ödenmesi gerekmekte olduğunu, ancak davalı şirketin, müvekkilinin prim alacaklarını ödemeden kaçınmak maksadıyla davaya konu sözleşmeyi, —– hüküm ifade etmek üzere tek taraflı olarak fesih edildiğini, yapılan feshin haksız olduğunu, müvekkilinin ——- yevmiye nolu ihtarnamesiyle, sözleşme gereği, bu güne kadar tahsil edilmiş bedelin %10’unun hesaplanarak ödenmesi hususunda davalıya ihtarda bulunmuşsa da, davalı müvekkiline halen bir ödeme yapmadığını, müvekkilinin alacağının tahsili için iş bu davanın açılması zorunluluğu doğduğunu, bu nedenlerle, müvekkilinin prim alacaklarının ödenmesine karar verilmesini, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, müvekkilinin davalı ile 3. şahıs arasında kurulmasına aracılık ettiği sözleşme nedeniyle tahakkuk eden prim alacaklarından şimdilik ——- davalı ile 3. şahıs arasındaki sözleşme kurulduğu tarihten itibaren işleyecek reeskont avans faizi ile birlikte tahsiline, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacının ileri sürdüğü davaya dayanak belgeler tarafımıza tebliğ edilmediğini, davacı tarafından davanın dayanağı belgeler dosyaya sunulmamış ise bu eksikliğin giderilmesi için davacıya kesin süre verilmesini talep ettiklerini, davacı şirket ile davalı şirketin—– ürün ve hizmetlerinin satışı ve pazarlaması konularında yetkilendirilmiş tüzel kişilik olarak çalışmak üzere —- imza edildiğini, davacı ile imzalanan iş ortaklığı sözleşmesi, davacının sözleşme hükümleri ile belirlenen kriterleri karşılayamaması neticesinde davalı şirket tarafından sözleşmeye uygun olarak fesih ihtarnamesi gönderilerek feshedildiğini, davacının feshin haksız olduğu yönündeki iddiası haksız ve dayanaksız olduğunu, davacı tarafından dava dışı —–müvekkili arasındaki sözleşmeye aracılık edildiği iddiası soyut ve dayanaksız bir iddia olduğunu, davalı tarafından dava dışı ——olduğu davacının iddialarının gerçek olmadığını, davacının tanık dinletmesine muvafakatlerinin olmadığını, davacı tarafından talep edilen faizin hatalı olduğu dava tarihinden itibaren ticari temerrüt faizi talep etmesi gerektiğini beyanla öncelikle usule yönelik itirazımızın kabulüne, davacının tanık dinletmesine muvafakatimiz bulunmadığından iş bu talebin reddine, neticeten haksız, dayanaksız ve davacı tarafından ispatlanamayan davanın külliyen reddine, yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin davacıya yüklenmesine karar verilmesini arz ve talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, taraflar arasındaki sözleşmeye bağlı simsarlık ücretinin tahsili talebine ilişkindir.
Davacı, davalı ile aralarında ——–bulunduğunu, sözleşme kapsamında davalı ile 3. şahıs arasında kurulmasına aracılık ettiğini, bu kapsamda sözleşme nedeniyle tahakkuk eden prim alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan usul hükümleri doğrultusunda yazılı yargılama usulüne tabi olarak oluşturulan tensibe istinaden yargılamaya başlanmış yöntemine uygun ön inceleme duruşması açılarak öncelikle dava şartları incelenmiş, yargılama sırasında——–tarihinde kabul edilen 7101 sayılı kanunun 61. maddesi ile 6102 sayılı T.T.K.’nın 4. maddesinin 2. fıkrasının değiştirilmesi sebebiyle basit yargılama usulüne geçilmiş, hukuki ihtilaf noktaları belirlenmek suretiyle tahkikat aşamasında deliller toplanmış, —- dava konusu bilgiler sorulmuş ve cevapları celp edilmiş, —– kayıtları celp edimiş,—- davalının——- kayıtları celp edilmiş, —- tarihli bilirkişi raporu ile —- tarihli bilirkişi heyeti raporu alınmış ve dava sonuçlandırılmıştır.
— tarihli bilirkişi raporunda özetle, “..Davacı ve davalı şirket tarafından ibraz edilen —— yıllarına ilişkin ticari defterlerin; açılış ve kapanış tasdiklerinin usulüne uygun olarak yaptırıldığı ve defter kayıtlarının birbiri doğruladığı, davacı ve davalı şirketin defterlerinin ——- bakımından uygun olduğu, davacı ve davalı şirket lehine şirket lehine veya aleyhine delil kabiliyetleri Sayın Mahkemeniz takdirinde olduğu, Tarafların tacir olduğu ve taraflar arasında ticari ilişkinin olduğu, Davacı ve davalı şirketin ticari defter kayıtlarına göre; davacı şirketin davalı şirketten KAYDİ olarak alacağının olmadığı, davacı tarafça aracılık ettiği iddia edilen sözleşme kapsamındaki alacağın tarafların ticari defterlerinde kayıtlı olmadığı,—- müzekkere cevabında, davalı ve dava dışı —— arasında yapılan dava konusu sözleşmede davacı şirketin aracılık hizmeti yapmadığını beyan etmiş olup dava dosyasındaki elektronik mektup yazışmaları ve tanık beyanları ile ilgili takdirin Sayın Mahkemeye ait olduğu, Davalı şirketin kayıtlarına göre davacının —-yılı satış hedefinin olmadığı, davacının —– olduğu gerçekleşenin ise —- olduğu, davalı şirketin davalı şirkete vermiş olduğu hedefleri gerçekleştiremediği, hedeflerin gerçekleştirilebilir. hedefler olup olmadığının takdirinin Sayın Mahkeme Ait olduğu, Davalı şirketten, dava dışı ——-sözleşme kapsamında düzenlemiş olduğu faturalar talep edilmiş olup ancak davalı şirket tarafından çok eski tarih olduğu beyan edilerek ibraz edilmediği, iş bu sebepten dolayı davalı şirketin sözleşme kapsamında dava dışı —– firmasına ne kadar fatura düzenlediğinin tespit edilemediği, Ancak sözleşmenin bedelinin —- olduğu ve davalı şirket tarafından dava dışı —-tutarında ——- verileceği, neticesinde davalı şirkette dava dışı—- olabileceği, sözleşme bedelinin aylık —–olabileceği, davacının iddiasının Sayın Mahkeme tarafından kabul görmesi halinde davacının aylık olarak——– prim alacağının olabileceği…” yönünde görüşlerini bildirmiştir.
——– tarihli bilirkişi heyeti raporunda özetle, “…Davalı ve davacı vekili tarafınca ileri sürülen itirazlar değerlendirme sonucunda, mali bakımdan kök raporda sunulan görüşlerde değişiklik yapılmasını gerektirecek bir hususun bulunmadığı, bu sebeple kök rapordaki görüşün muhafaza edildiği, Davacı tarafın, davalı ile dava dışı —– kurulan sözleşmeye aracılık ettiğinin, bu sözleşmenin davacının katkısı ve organizasyonu ile kurulduğunun açık olduğu, Taraflar arasında akdedilen ——- ve eklerine göre davacının prim alacağına hak kazandığı, Sözleşmenin davalı tarafça haksız olarak feshedildiği, Sözleşme—– kadar prim ücretine hak kazandığı, Sayın Mahkeme’nin bu kanaatte olması halinde ve dosyadaki belgelere istinaden; Davalı ile—- söz konusu işin yapılmasına ilişkin ilk mutabakatın tarihinin tarafımızca tespit edilemediği, o tarihten itibaren hesaplanarak —- kadar aylık —–alacağı olduğu…” yönünde görüşlerini bildirmişlerdir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın; davacının, davalı ile dava dışı ——— arasında akdedilen sözleşmeye aracılık edip etmediği, etmiş ise taraflar arasındaki sözleşme gereğince alacağa hak kazanmış olup olmadığının tespiti noktasında toplandığı anlaşılmaktadır.
Taraflar arasında —- akdedildiği görülmektedir. Bilindiği üzere Simsarlık sözleşmesi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 520-525 maddelerinde düzenlenmiştir. TBK m. 520 hükmüne göre; “Simsarlık sözleşmesi, simsarın taraflar arasında bir sözleşme kurulması imkânının hazırlanmasını veya kurulmasına aracılık etmeyi üstlendiği ve bu sözleşmenin kurulması hâlinde ücrete hak kazandığı sözleşmedir.
Simsarlık sözleşmesine, kural olarak vekâlete ilişkin hükümler uygulanır.
Taşınmazlar konusundaki simsarlık sözleşmesi, yazılı şekilde yapılmadıkça geçerli olmaz.” denilmektedir.
Davacı, davalı ile dava dışı ——– arasında akdedilen sözleşmeye aracılık ettiğini belirtmekle, esasen simsarlık faaliyetinde bulunduğunu iddia etmektedir. TBK m. 520/3 hükmünde de belirtildiği üzere, taşınmazlar konusundaki sözleşmeleri haricinde simsarlık sözleşmesinin yazılı olarak yapılması geçerlilik koşulu değildir. Dosya kapsamında celp edilen ——–, alınan bilirkişi raporu ve tanık beyanları dikkate alındığında davacının davalı ile dava dışı ——–sözleşmenin kurulmasında katkısının bulunduğu anlaşılmaktadır.
TBK m. 521/1 hükmüne göre “Simsar, ancak yaptığı faaliyet sonucunda sözleşme kurulursa ücrete hak kazanır.” Aynı kanunun 522. maddesinde hükmüne göre “Ücret, belirlenmemişse tarifeye, tarife yoksa teamüle göre ödenir” denilmektedir. Davacının, davalı ile dava dışı — davalının organizasyonu ve katkısı ile sözleşme kurulduğu anlaşıldığından davacı ile davalı arasında akdedilen —–Sözleşmesi ve ekleri uyarınca davacının ücrete hak kazandığına kanaat getirilmiştir. Her ne kadar davalı, taraflar arasındaki sözleşmenin davacının performans kriterlerini karşılayamaması sebebiyle fesh edildiğini ve davacının prim alacağına hak kazanmadığını iddia etmekte ise de; taraflar arasındaki —— dikkate alındığında davacının sözleşme süresi içersinde yapmış olduğu simsarlık sebebiyle prim alacağına hak kazandığı ve davalının bundan sorumlu olduğu değerlendirilmiştir.
Dosya kapsamında alınan —- tarihli bilirkişi raporunda davalı ile dava dışı—— arasında imzalanan sözleşmenin ilk mutabakat tarihinin tespit edilemediği belirtilmiş ise de; davacının aracılık ettiği sözleşme gereği taraflar arasındaki—-olarak yer alan—- dikkate alındığında davacının aracılık ettiği sözleşme bedelinin ——%10 uyarınca prim alacağı talep etmesinin mümkün olduğu, ödeme aylık olarak yapılması kararlaştırılmış olsa da dava ve ıslah tarihi itibariyle davacının prim alacağı tutarlarının muaccel olduğu anlaşıldığından bilirkişi ek raporundaki bu tespite itibar edilmemiştir. Ayrıca davacı, dava dışı —-yeniden müzekkere yazılmasını faturaların eksik celp edildiğini beyan etmekte ise de; dosya kapsamında yer alan— cevapları dikkate alındığında davacının talebinin yerinde olmadığı anlaşılmış, aksi yöndeki davacı taleplerine itibar edilmemiştir. Anılan gerekçelerle, davanın kabulüne, — prim alacağı bedelinin dava tarihi olan ——reeskont avans faizi üzerinden —- alacağının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜNE,
2—-prim alacağı bedelinin dava tarihi olan — itibaren işleyecek —- reeskont avans faizi üzerinden —- prim alacağının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Karar harcı 8.262,78-TL’den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 256,17-TL harç ile ıslah harcı olarak yatırılan 1.827,81-TL harç olmak üzere toplam 2.083,98-TL harcın mahsubu ile bakiye 6.178,80-TL harcın davalı taraftan tahsili ile hazineye irat kaydına,
4-Davacı tarafça yatırılan 256,17-TL peşin harç ile ıslah harcı olarak yatırılan 1.827,81-TL harç olmak üzere toplam 2.083,98-TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 31,40-TL başvuru harcı, 4,60-TL vekalet harcı, 247,3‬0-TL tebligat ve müzekkere gideri, 2.050,00-TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 2.333,3‬0-TL yargılama giderinin davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
6-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
7-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. 13. maddesindeki esaslara göre belirlenen 19.144,00-TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde Hukuk Muhakemeleri Kanununun 333.maddesi uyarınca ilgili tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde ———- Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 01/12/2022