Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/621 E. 2021/1014 K. 04.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/621 Esas
KARAR NO : 2021/1014

DAVA : Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 31/05/2017
KARAR TARİHİ : 04/11/2021

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin—— işlettiğini, davalının 01.9.2016 tarihinde şirket satış yetkilisi olarak işe başladığını, sözleşmede rekabet yasağının kararlaştırıldığını, 1 yıl süre ile davacı işverenle rekabet edecek bir işte çalışmamayı aksi taktirde—- ederek —- müşterileri ile görüşmeler yaptığını belirterek söz konusu cezai şartın ödenmesini, şimdilik 5.000,00-TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, yargılama giderleri ile ücreti vekaletin davalıya tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; rekabet yasağı şartının geçersiz olduğunu, cezai şartın tek taraflı düzenlendiğini, müvekkilinin çalışma özgürlüğünü kısıtladığını, müvekkilinin zor durumda kalarak imzaladığını, müvekkilinin dava dışı şirkette çalışmasının davacıyı—-bir zarar uğratacak nitelikte olmadığını, ticari sırları —- sözleşmenin genel işlem koşulu niteliğinde olduğunu, davalının işinin zaten açıklanmış olan — fiyat bilgileri çerçevesinde— başka da bir bilgiye sahip olmadığını,— müvekkilinin —- uğradığını ve sözleşmeyi haklı sebeple feshettiğini belirterek davanın reddine, yargılama giderleri ile ücreti vekaletin davacıya tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, davacı tarafından taraflar arasında imzalanan hizmet aktinde yer alan rekabet yasağına ilişkin hükümlerin ihlal edildiğinden bahisle cezai şart alacağının tahsili talebine ilişkindir.
Davacı, ——verenle rekabet edecek bir işte çalışmamayı aksi taktirde brüt maaşın 6 katını ceza olarak ödemeyi taahhüt ettiğini, davalının 28.4.2017 tarihinde istifa ederek işten ayrıldığını, 1 yıllık —— müvekkili firmanın müşterileri ile görüşmeler yaptığını belirterek söz konusu cezai şartın ödenmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan usul hükümleri doğrultusunda yazılı yargılama usulüne tabi olarak oluşturulan tensibe istinaden yargılamaya başlanmış yöntemine uygun ön inceleme duruşması açılarak öncelikle dava şartları incelenmiş, yargılama sırasında — tarihinde kabul edilen 7101 sayılı kanunun 61. maddesi ile 6102 sayılı T.T.K.’nın 4. maddesinin 2. fıkrasının değiştirilmesi sebebiyle basit yargılama usulüne geçilmiş, hukuki ihtilaf noktaları belirlenmek suretiyle tahkikat aşamasında deliller toplanmış,—- tarihli bilirkişi ek raporu alınarak dava sonuçlandırılmıştır.
30/10/2020 tarihli bilirkişi raporunda özetle, “..—- dikkate alındığında davalı işçiye rekabet yasağı getirilmesinde işverenin hukuken korunacak haklı bir menfaatinin bulunmadığı ve bu sebeple BK m. 444/2’ye aykırılık sebebiyle rekabet yasağı sözleşmesinin geçersiz olduğu, Sayın Mahkeme’nin aksi kanaatte olması halinde ise BK m. 445 yönünden bir değerlendirme yapılması gerektiği, Sözleşmenin BK m. 445/1’e uygun sınırlamalar içerdiği, davalının da işten ayrıldıktan sonra yasak kapsamında çalıştığının açık olduğu, bunun da —-hukuka aykırı olmadığı, zira ihtilafın kaynağının —, Cezai şartın geçerliliği konusuhda takdirin sayın mahkemeye ait olduğu…” yönünde görüşlerini bildirmişlerdir.
03/09/2021 tarihli bilirkişi ek raporunda özetle, “…Davacı— mevzuata uygun tasdik ettirildiği ve lehe delil olduğu, Davacı tarafından beyan——yapılıp. çıkış günü müşterilerin nakit veya kredi kartı ile ödeme yaptıklarından firmaya ait hesap ekstresi bulunmadığından. teyit edilmemiştir. Bundan dolayı Davacı—-gelir kaybına uğradığına dair resmi defterlerden —muhafaza edildiği…” yönünde görüşlerini bildirmişlerdir.
Dava konusu iş akdinin sona erme tarihi 28/04/2017 olması sebebiyle iş bu uyuşmazlığın çözümünden Ticaret Mahkemesi görevli olduğundan, davalının göreve ilişkin itirazlarına itibar edilmemiştir.
Burada rekabet yasağı hakkında bilgi vermekte fayda bulunmaktadır. TBK. 444 maddesi uyarınca, işçi, işverene karşı, sözleşmenin sona ermesinden sonra herhangi bir biçimde onunla rekabet etmekten, özellikle kendi hesabına rakip bir işletme açmaktan, rakip işletmede çalışmaktan veya bunların dışında, rakip işletmeyle başkaca bir menfaat ilişkisine girişmekten kaçınmayı yazılı olarak üstlenebilir.
Rekabet yasağı sözleşmesinin geçerli olabilmesi için, işveren tarafından sözleşmenin haklı nedenle fesih edilmiş olması veya ayrılan işçi tarafından haksız olarak feshedilmemiş olması, davalı işçinin iş akdinin devamı sırasında işyerinin önemli müşteri çevresi ——– — süre içerisinde rakip bir işyerinde çalışmaya başlaması veya kendisinin bu tür bir faaliyeti icra etmesi, önceki işyerinde edindiği bilgileri yeni işyerinde kullanmasının önceki işverene önemli zarar verebilme ihtimalinin varlığı yeterli sayılmalıdır.” —–
Rekabet yasağı kaydı, ancak hizmet ilişkisi işçiye müşteri çevresi veya üretim sırları ya da işverenin yaptığı işler hakkında bilgi edinme imkânı sağlıyorsa ve aynı zamanda bu bilgilerin kullanılması, işverenin önemli bir zararına sebep olacak nitelikteyse geçerlidir.
TBK 444/2 hükmü uyarınca öncelikle, rekabet yasağı düzenlemesinin geçerli olup olmadığının veya aşırı nitelikte olup olmadığının değerlendirilmesi gerekir.—- sayılı emsal kararı).
Somut olayda, rekabet sözleşmesinde rekabet yasağı süresinin 1 yıl ve rekabet mahalli olarak—- davalının davacı iş yerinden ayrıldıktan sonra 1 yıl dolmadan davacının faaliyet gösterdiği alanda—- başka bir işletmede işe girmesi karşısında, rekabet yasağının aynı il sınırları içinde geçerli olduğunun — sınırın aynı il ile sınırlandırılması neticesinde, TBK’nın 445/2. maddesindeki hüküm ve koşullar bakımından rekabet yasağı hükmünün geçerli olduğu ve davalı tarafından rekabet yasağının ihlal edildiği sonucuna varılmıştır.—.sayılı ilamı).
Davalı … , davacı şirkette—arasında çalıştığı, — tarihli sözleşmeyi akdettiği, davacı şirkette —- ——- işe başladığı, dava dışı ——- satış yetkilisi olarak çalıştığı dosya kapsamında alınan bilirkişi raporları ve gelen belgelerden anlaşılmıştır.
Hemen belirtmek gerekir ki; yukarıda da açıklandığı üzere ayrılan işçinin söz konusu gizli bilgileri kullanmış olması veya kullanılan gizli bilgilerin fiilen önceki işverene zarar vermesi şart olmayıp, böyle bir ihtimalin varlığı yeterlidir. O nedenle somut olayda davalı …’in davacı —- çalışırken yaptığı iş nedeni ile müşterileri tanıma ve bu kapsamda şirketin sırlarına ve şirketin —- sahip olduğu bu bilgilerin yeni işe girdiği davacının rakibi olan dava dışı şirkette kullanmaya başladığı takdirde, davacıya önemli ölçüde zarar verme ihtimalinin bulunduğu açıktır. Davalı——– davacı şirketten istifa ile ayrılıp, kısa süre sonra aynı faaliyet alanında ve aynı il ve bölgede dava dışı şirkette çalışmaya başladığı gözetildiğinde, bu tehlikenin var olduğunun ve haksız rekabet yasağının ihlal edildiğinin kabulü gerekmiştir. —– —- Karar sayılı ilamı)
Davalı —– maaşının —– olduğu, rekabet yasağı kapsamında davalının brüt ücretinin 6 katının davacı tarafça talep edilebileceği, davacı tarafından sunulan 03/11/2021 tarihli dilekçe ile yokluğunda karar verilmesine ilişkin talep gönderdiğinden davacı vekiline ayrıca ıslah için süre verilmediği, dosya kapsamı alınan bilirkişi raporları dikkate alındığında davacının cezai şart alacağını ispat ettiği anlaşılmış, davanın kabulüne, 5.000,00 TL tazminatın dava tarihi olan 31/05/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiz ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, karar verilmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın KABULÜNE,
1-5.000,00 TL tazminatın dava tarihi olan 31/05/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiz ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Karar harcı 341,55-TL’den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 85,39-TL harcın mahsubu ile bakiye 256,16-TL harcın davalı taraftan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
3-Davacı tarafça yatırılan 85,39-TL peşin harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan 31,40-TL başvuru harcı, 4,60-TL vekalet harcı, 222,50-TL tebligat ve müzekkere gideri, 2.150,00-TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 2.408,50-TL yargılama giderinin davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
5-Davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendisi üzerinde bırakılmasına,
6-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden 24 Kasım 2020 tarihli 31314 sayılı resmi gazetede yayımlanan ve yürürlüğe giren/ karar tarihinde geçerli—-. 13 maddesindeki esaslara göre belirlenen 4.080,00-TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde Hukuk Muhakemeleri Kanununun 333.maddesi uyarınca ilgili tarafa iadesine,
Dair, tarafların yokluğunda karşı miktar itibari ile KESİN olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.