Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/603 E. 2021/396 K. 06.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/603 Esas
KARAR NO : 2021/396

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 29/05/2017
KARAR TARİHİ : 06/04/2021

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ
DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;—–üzerinde müvekkili —— çarpması neticesinde tek taraflı ve yaralamalı trafik kazası meydana geldiğini, kazanın akabinde müvekkili—-hastanesine kaldırılmış olduğunu, hastaneye kaldırılan müvekkilinin kulağının kesilmiş olduğunu ve vücudunun muhtelif bölgelerinde kırıklar oluşmuş olduğunu, yargılama sırasında alınacak adli tıp ropları ile maluliyetin oranın tespit edileceğini, kazanın meydana gelmesinde müvekkiline atfedilecek herhangi bir kusurun bulunmadığını, tek kusurlunun sürücü — anılan şahıs hakkında şikayetçi olunduğunu ve halen soruşturmanın devam ettiğini,—- ile sigortalandığından maddi zarardan poliçe limiti dahilinde sigorta şirketinin sorumluluğunun bulunduğunu, ve dilekçesinde belirttiği diğer nedenlerle; öncelikle ihtiyati tedbir kararı verilmesini, 1.000,00 TL maddi zararının kaza tarihi olan 08/04/2017 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan müştereken tahsiline, müvekkilinin yaşadığı acıyı bir nebze de olsa hafifletmek adına 50.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren sigorta şirketi hariç olmak üzere kalan davalılardan müteselsilen tahsilini, yargılama giderleri ile ücreti vekaletin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA: Davalı —- dilekçesinde özetle; Karayolları trafik kanunu’nun 3. maddesi uyarınca, müvekkil şirketin “işleten” sıfatı olmadığından, huzurdaki davada maddi ve manevi tazminat sorumluluğu bulunmamakta olduğunu, davacı müvekkili şirketin maliki olduğu — aracın, davalı — kontrolündeyken kendisine çarpması sonucu uğradığı maddi ve manevi zararın giderilmesini tahsilini talep etmekte olduğunu, ne var ki, müvekkili şirketin ticari unvanından da açıkça anlaşıldığı üzere,——– —ile kiralanmış ve teslim edilmiş olduğunu, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 3. Maddesi uyarında uzun dönem—-konusu ise işleten sıfatı kiracıya ait olduğunu, Karayolları Trafik Kanunu 3. Maddesinde işletenin uzun dönem oto kiralamalarında aracın kiracısının olduğu açıkça belli olduğunu, iş bu durumda cevap veren müvekkili şirketin hiçbir sorumluluğu bulunmamakta olduğunu, bu nedenle müvekkili şirket açısından açılmış davanın husumet yönünden reddini talep etmekte olduğunu, Açıklanan nedenle, müvekkil şirket bakımından pasif husumet yokluğu sebebiyle davanın reddini, davanın — bu şirketin davaya dahil edilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı —–şirketi vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkilinin kazanın oluşumunda kusurlu davranmadığını, zira olayın yer konum itibariyle —- kullanılabilecek bir yer olmadığı gibi, kavşak çıkışı olduğundan her aracın yavaşlayarak geçmek zorunda olduğu bir yer olduğunu, bu sebeple müvekkilinin olay günü trafik kurallarına uygun hızda araç kullanmasına rağmen, rampa dibinde görülemeyecek ve yerde yatar şekilde bulunan davacıyı doğal olarak görmemiş olduğunu havanın kararmaya başlamış olması da görüşü nispeten azaltmış olduğunu, kaza sonrası tutulan trafik kazası tespit tutanağı gerçeği yansıtmaktan oldukça uzak olduğunu, zira tutanağın kazaya hiçbir şekilde şahit olmamış — düzenlenmiş olduğunu,–müvekkili aracının kavşağa gelirken yavaşlamadığını nasıp tespit edip tutanağa bağladıklarının anlaşılamadığını, olayın olduğu yerde– olmasına rağmen bu görüntüleri izlemeden ve maddi gerçeğe ulaşma çabası olmadan sadece bir prosedürü yerine getirmek adına düzenlenmiş olan trafik kazası tespit tutanağına itibar edilmemesi gerektiğini, kazanın meydana gelmesinde yol kusurunun bulunduğunu, bu durumun bilirkişi incelemesi ile ortaya çıkacağını, müvekkilinden maddi ve manevi tazminat talep edilmesi müvekkilinin kusursuz olduğu için mümkün olmadığı gibi, sözleşme hükmü gereği de müvekkilinden sözleşmeden kaynaklı herhangi bir tazminat talep edilemeyeceğini ve dilekçesinde belirttiği diğer nedenlerle; davanın reddini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı sigorta şirketine yapılan usulüne uygun tebliğe rağmen davaya cevap dilekçesi sunmadığı anlaşılmıştır.
İNCELEME ve GEREKÇE:Dava hukuki niteliği itibari ile trafik kazası sebebiyle maluliyete dayalı maddi ve manevi tazminat davasıdır.
Davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan usul hükümleri doğrultusunda yazılı yargılama usulüne tabi olarak oluşturulan tensibe istinaden yargılamaya başlanmış yöntemine uygun ön inceleme duruşması açılarak öncelikle dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, hukuki ihtilaf noktaları belirlenmek suretiyle tahkikat aşamasında deliller toplanmış, bilirkişi raporu alınmış, yargılama sırasında kabul edilen 7101 sayılı kanunun 61. Maddesi ile 6102 sayılı T.T.K.’nın 4. Maddesinin 2. Fıkrasının değiştirilmesi sebebiyle basit yargılama usulüne geçilerek dava sonuçlandırılmıştır.
Hasar dosyası— mirasçılık belgeleri davacı/davalı gerçek kişilerin sosyal ve ekonomik durum araştırmalarına ilişkin bilgiler celp edilmiş, taraflarca dosyaya sunulan diğer deliller ile birlikte incelenmiştir.
Davacıların tedbir talebine istinaden tensiben HMK 389/1 Md. Gereğince sadece uyuşmazlık konusu hakkında tedbir kararı verilebileceğinden istemin reddine karar verilmiştir.
Tarafların ihbar talebine istinaden dava usulüne uygun —- edilmiş, beyanları dosya kapsamına alınarak incelenmiştir.
—- dosyanın incelenmesinde; dosyaya sunulan—— raporunda davacı uhdesinde kaza sebebiyle oluşan yaralanmanın yaşamını tehlikeye sokmadığı, ancak basit bir tıbbi müdahaleyle giderilebilecek ölçüde hafif nitelikte olmadığı şahısta saptanan — etkileyecek nitelikte olduğu yönünde rapor sunulduğu görülmüştür.
Kaza nedeniyle davacı uhdesinde oluşan maluliyetin tespiti —-tarihli raporunda kaza sebebiyle davacı uhdesinde %3 oranında engelli olduğu, iyileşme 1 aya kadar uzayabileceği yönünde rapor tanzim edilmiştir.
— kararı doğrultusunda davacının manevi tazminat talebine ilişkin olarak yapılacak değerlendireme de uhdesinde oluşan maluliyet oranının tespiti için meslekte kazanma gücü kaybı yönetmeliği esasları doğrultusunda rapor alınması gerektiği değerlendirilerek —- gönderilmek sureti ile anılan yönetmelik esasları kapsamında —- tarihli raporda; şahsın maluliyetine neden olacak düzeyde araz bulunmadığı, sürekli maluliyet tayinine mahal olmadığı, iyileşme süresinin olay tarihinden itibaren 1 aya kadar uzayabileceği yönünde rapor tanzim edilmiş iş bu rapor denetime elverişli görülerek hükme esas alınmıştır.
Belirlenen hukuki ihtilaf noktalarının uzmanlık gerektirmesi sebebiyle dosya alanında —- oluşan heyete tevdi edilmiş anılan bilirkişi heyeti tarafından tanzim edilen —– gelen trafik kazasında yaralanan davacının iş görememezlik tazminatının 1.404,06 TL olduğu, kusur oranının tespit edilemediği belirtilmiş iş bu rapora yapılan itirazları karşılar ve tartışır mahiyette aynı heyetten ek rapor alınmasına karar verilmiş, anılan bilirkişi heyeti tarafından sunulan 30/10/2019 tarihli raporda, davaya konu olayın meydana gelmesinde sürücü davalı——%100 oranında kusurlu olduğu, davacının kusursuz olduğu, geçici iş göremezlik maddi tazminat zararının 1.404,06 TL olduğu, davacının nihai ve gerçek sürekli iş göremezlik maddi zararının 23.469,85 TL olduğu yönünde rapor tanzim edilmiş, söz konusu rapor denetime elverişli görülerek hükme esas alınmıştır.
Davacı vekili— tarihli duruşmada maddi tazminat davasına ilişkin davasının konusuz kaldığı davanın manevi tazminat davası bakımından devam ettiğini beyan etmiş yargılamaya bu beyan kapsamında devam edilmiştir.
Davalı —- sırasında vefat etmesi sebebiyle davacı vekiline 10/11/2020 tarihli duruşmada izin ve yetki verilerek anılan davalının mirasçıları davaya dahil edilerek yargılama sonuçlandırılmıştır.
Taraflar arasında 08/04/2017 tarihnide meydana gelen trafik kazasında davacının maluliyetinin oluşup oluşmadığı, oluşan maluliyette kusurunun bulunup bulunmadığı, yol kusurunun iddia edildiği kazaya sebebiyet verip vermediği, bu kapsamda davalıların maluliyet iddiasında sorumlu olup olmadıkları, sorumlu iseler miktarı ile talep edilen faizin türü ve başlangıç tarihi hususlarında ihtilaf bulunduğu anlaşılmıştır.
Tüm dosya kapsamına göre, davalılardan müteveffa—- tarihinde yaya olan yolcuya çarpması neticesinde trafik kazası meydana geldiği, diğer davalıların ise söz konusu aracın maliki — — olduğu, alınan —raporunda davacının söz konusu kaza sebebiyle maluliyetinin bulunmadığı, 1 ay süre ile geçici iş göremez olduğunun belirtildiği, yine taraflarca sunulan deliller ve özellikle celp edilen –incelenmesi suretiyle hazırlanan bilirkişi heyet raporunda ise kazanın oluşumunda davacıya kusuru yüklenemeyeceği, tüm kusurun davalıda sürücüde olduğu yönündeki kanaatin dosya kapsamına uygun olduğu, davalı sürücünün yargılama sırasında vefat etmesi sebebiyle davacı vekilince davalının mirasçılarına karşı davaya devam edileceğinin bildirilmesi üzerine verilen izin ve yetki kapsamında sunulan —- yönünden de dahil olmak üzere anılan davalının eşine dava dilekçesi, tensip zabtı ve son duruşma zabtının tebliğ edilerek HMK 27. Maddesi gereği hukuki dinlenilme hakkının sağlandığı, davalı malikin aracı ihbar edilene uzun süreli kira sözleşmesi ile devrettiği,—-makbuzlarının dosyaya sunulduğu, bu hususun ihbar olunanın da kabulünde olduğu, devir şartnamasinde yazılı hususların araç hasarı ile ilgili olduğu kaldı ki bu hususun taraflar arasındaki rücu ilişkisinde dikkate alınması gerektiği dolayısı ile davalı malikin işleten sıfatının bulunmadığı, aleyhine açılan davaların pasif husumet yokluğundan reddi gerektiği, ancak davacının dava açılırken bu durumu bilebilecek durumda olmadığı bu sebeple davacı aleyhine vekalet ücreti takdirine yer ve gerek olmadığı, yargılama sırasında sigorta şirketi tarafından davacının maddi tazminat taleplerinin karşılandığı dolayısı ile davalılar—–aleyhine açılan maddi tazminat davasının konusuz kaldığı, esası hakkında karar verilmesine yer ve gerek olmadığı, davacının manevi tazminat davasının ise kısmen kabulü—miras payları oranında tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Daval—— aleyhine açılan davanın pasif husumet yokluğundan reddine,
2-Davalılar —– aleyhine açılan maddi tazminat davasının haricen yapılan sulh sebebi ile konusuz kalmış olması sebebi ile esası hakkında karar verilmesine yer ve gerek olmadığına,
3-Davacının manevi tazminat davasının kısmen kabulü ile 3.000,00 TL’nin Müteveffa—– tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte miras payları oranında müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine,
4-Karar harcı 204,93 TL ‘nin Müteveffa —- tahsili ile hazineye irad kaydına,
5-Davacı tarafından tarafından yapılan 582,50 TL tebligat ve müzekkere gideri, 1.400,00 TL bilirkişi ücreti, —olmak üzere toplam 3.106,50 TL yargılama giderinin haklılık oranına göre — tahsili ile davacı tarafa ödenmesine, kalan tutarın davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Maddi tazminat davası yönünden tarafların haricen sulh oldukları anlaşıldığından taraflar lehine vekalet ücreti, yargılama giderlerine hükmolunmasına yer olmadığına,
7-Manevi tazminat davası yönünden davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde—- göre belirlenen—-tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
8-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde Hukuk Muhakemeleri Kanununun 333.maddesi uyarınca ilgili tarafa iadesine,
İlişkin olarak davalı —–yokluğunda davacı vekili ve diğer davalı vekili ile ihbar olunan vekili yüzlerine karşı kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı