Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/586 E. 2020/855 K. 15.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 5. ASLİYE
TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2017/586 Esas
KARAR NO: 2020/855
DAVA: Tazminat (Sigorta Ödemesine Dayanan Rücuen)
DAVA TARİHİ : 24/05/2017
KARAR TARİHİ: 15/12/2020
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Sigorta Ödemesine Dayanan Rücuen) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ
DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; — plaka sayılı araç, davacı şirket nezdinde — tarihleri arasında — numaralı —- adına sigortalı olduğu, sigortalı aracın — tarihinde, davalının sigortacısı olduğu — aracın asli ve tam kusuruyla sebebiyet verdiği maddi hasarlı trafik kazasına karıştığı, sigortalı araçta oluşan hasar nedeniyle toplam —– hasar tazminat bedeli davacı şirket tarafından yukarıda belirtilen poliçeye istinaden poliçe limitleri dahilinde ödendiği, sigortalı tüm dava ve talep haklarını davacı şirkete devir ve temlik ettiği, davacı şirketin sigortalının haklarına halef olduğu, —- trafik kazası tespit tutanağında; kazanın meydana gelmesinde, davalıya sigortalı aracın sürücüsünün asli ve tam kusurlu olduğu tespit edildiği, kazada zarar gören sigortalı— araç için davacı şirkete yapılan müracaat sonucu—-hasar dosyası açılarak 5684 sayılı Kanun’un 22. maddesi uyarınca bağımsız ve uzman eksper tarafından hasarın niteliğinin ve miktarının tespiti için ekspertiz incelemesi yaptırıldığı, hazırlanan ekspertiz raporunda sigortalı aracın hasarına ilişkin olarak tespit edilen toplam — hasar tazminatı, poliçe limitleri dahilinde —– tarihinde davacı şirket tarafından ödendiği, bu ödemeden sonra sigortalıya halef olunduğu, sigortalı tarafından kazaya ilişkin olarak kendisine ait tüm haklar davacı şirkete devir ve temlik edildiği, kazada kusurlu — plakalı aracın davalı—- bulunduğu, davacı şirket tarafından —– istinaden ödenen hasar tazminatı, davalı sigorta şirketinden poliçeye istinaden poliçe limitleri dahilinde talep edilmişse de davalı tarafından kusur oranları kabul edilmeyerek ödeme yapılmadığı, dilekçede nedenlerle, fazlaya ilişkin tüm talep ve dava haklarının saklı kalması kaydıyla, —- ödeme tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle, harç, yargılama giderleri ve vekalet ücreti ile birlikte davalıdan poliçe limitleri ile sınırlı olmak kaydıyla tahsiline karar verilmesini dava ve talep ettiği görülmüştür.
SAVUNMA :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacının kusur paylaşımına ilişkin iddialarının kabulü mümkün olmadığını, kusur oranlarının tespiti bakımından dosyanın ——- sevk edilmesi gerektiği, davacı tarafın kusur paylaşımına ilişkin beyanlarının haksız ve dayanaksız olduğu, dava konusu kazaya ilişkin olarak tutulan —– davacı şirket sigortalısının beyanları doğrultusunda tutulmuş olup delil olarak kabul edilemeyeceği, kabul manasında olmamak üzere, davacı şirketin gerçek zararının tespiti gerektiği, bu sebeple mahkemece dosyanın bilirkişi incelemesine gönderilmesi gerektiği, davalı şirketin söz konusu zarardan poliçe teminat limitleri dahilinde sorumlu olduğu, ve faizin dava tarihinden itibaren yasal faiz olması gerektiği, davayı kabul manasında olmamak üzere, söz konusu davanın haksız fiile dayanması sebebiyle uygulanacak faizin yasal faiz olması gerektiği, ruhsatta görüleceği üzere aracın hususi olduğu, aracın hususi araç olarak kullanması nedeniyle avans faize hükmedilmesinin mümkün olmadığı, aracın hususi araç olması nedeniyle faizin yasal faiz olması gerektiği, dilekçede açıklanan tüm nedenlerle, davanın esastan ve usulden reddini, yargılama masrafları ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini talep etmişlerdir.
İNCELEME ve GEREKÇE: Dava hukuki niteliği itibariyle, trafik kazasında oluşan hasar bedelini ödeyen davacı sigorta şirketi tarafından, TTK.1472.maddesi uyarınca kusurlu karşı taraf aracının trafik sigortacısı aleyhine açtığı bir rücuen tazminat davasıdır.
Davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan usul hükümleri doğrultusunda yazılı yargılama usulüne tabi olarak oluşturulan tensibe istinaden yargılamaya başlanmış yöntemine uygun ön inceleme duruşması açılarak öncelikle dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, hukuki ihtilaf noktaları belirlenmek suretiyle tahkikat aşamasında deliller toplanmış, bilirkişi raporu alınmış, yargılama sırasında —– tarihli duruşmada 7251 Sayılı Yasanın 58. maddesi ile TTK’nın 4/2 maddesinde yapılan değişiklik neticesinde yargılamaya basit yargılama usulüne geçilerek dava sonuçlandırılmıştır.
Hasar dosyası, poliçeler, ekspertiz ekspertiz raporu ile birlikte davalı sigorta tarafından yapılan ödemelere ilişkin belgeler suretleri celp edilmiş ve taraflarca dosyaya sunulan diğer deliller incelenmiştir.
Dosyanın kusur oranı tespiti için —— gönderilerek rapor düzenlendiği, düzenlenen —- %100 oranında kusurlu olduğu, —–plakalı —- kusursuz olduğu kanaatini içerir müşterek rapor tanzim edilmiş olduğu görülmüştür.
Düzenlenen —– olayın değerlendirilmesi ile ulaşılan sonuç kişi ve plakalar uyumsuz bulunduğu anlaşıldığından rapor, içerik ve sonucun tekrar değerlendirilerek tarafların kusur oranlarının tespiti ile düzenlenecek raporun tanzimi için dosyanın kusur oranı tespiti için tekrar —-gönderilerek rapor düzenlendiği, düzenlenen —-kusursuz, kimliği belirsiz sürücünün % 100 oranında kusurlu olduğu kanaatini içerir müşterek rapor tanzim edilmiş olduğu görülmüştür.
Dosya —- tevdi edilmiş olup, bilirkişi tarafından —-tarihinde düzenlenen rapor içeriğine göre; Kusur değerlendirilmesi yönünden, davaya konu edilen trafik kazasının meydana gelişinde; —-plaka numaralı aracın kimliği belirlenmemiş sürücünün tali yol niteliğinde olan —- üzerinde seyretmekteyken, iki yönlü araç trafiğine sahip — geldiğinde KTK’nun 57 a,b maddeleri uyarınca, kavşağa girmek için fren yaparak yavaşlayıp, durması ve aba caddeye girmeye tamamen müsait olmasını beklemesi gerekirken, durmayıp, kontrolsüz bir şekilde direkt olarak ana caddeye girdiği sırada, kavşak içinde, otosunun ön kısmı ile sağ taraftan ve ana cadde üzerinde seyrederek gelmekte olan diğer otonun sol yan kısmından çarpmış olmasında tamamen ve %100 oranında kusurlu olduğu, sürücüsü —-kendi yol ve şeridinde, iki yönlü araç trafiği olan —-seyrederken, gidişine göre sol tarafında kalan, tali yol olan — kavşak yerine geldiğinde, kavşağa girdiği sırada bu sokaktan aniden ve kontrolsüz bir şekilde çıkmış olan diğer aracı gördüğünde yapılabilecek bir hareket ve alabilecek önlem ve ihlal etmiş olduğu herhangi bir trafik kuralı bulunmadığından, geçiş önceliğinin de ana yol üzerinde seyretmekte oluşu ve dörtyol kavşak yerine sağ taraftan yaklaşmakta oluşu nedeni ile aracında bulunduğundan kusursuz olduğu; yapılmış olunan inceleme ve piyasa araştırmaları sonucunda, gerek ekspertiz raporunda gerekse onarım faturasında ayrıntıları ile belirtilen onarım işlemleri ile ilgili gerek yeni verilen parçalar ve gerekse tüm onarım işlemleri ve bedellerinin o tarihteki normal piyasa rayiçlerine uygun değerde olduğu, yapılan bu onarım işlemlerinin, davaya konu edilen trafik kazası esnasında araç üzerinde meydana gelebilecek hasarlar niteliğinde olduğu, hesaplanan ve ödenen %18 kdv dahil —– tutarındaki hasar onarım bedelinin yeterli ve geçerli miktarda olduğu, tarafların belirlenen kusur durumları itibarı ile bu kazada hasara uğrayan, sigortalıya —plakalı aracın onarımı için ödenen, davacı tarafından talep ve dava edilen —- sorumluluğunun, poliçesinde belirlenen limiti ile sınırlı olması koşulu ile —- plakalı araç tarafının ve dolayısıyla, aracın ——sorumluluğunda olduğuna ilişkin sonuç ve kanaatini içerir rapor tanzim etmiş olduğu görülmüştür.
Tüm dosya kapsamı, toplanan deliller ve taraflar arasındaki uyuşmazlığın çözümü amacıyla yapılan yargılama ve yargılama sırasında bilirkişiden alınan denetime ve hükme elverişli rapor ve — alınan kusur raporu hep birlikte değerlendirildiğinde, davacı sigorta şirketinin —- plakalı aracın ——- poliçesini ve davalı sigorta şirketinin ise — plaka sayılı aracın — düzenlediği, davaya konu trafik kazasının poliçenin geçerlilik tarihi içinde meydana geldiği, alınan bilirkişi raporlarında kusura ve hasarın miktarına ilişkin yapılan tespitlerinin yerinde olduğu, davacının dava dışı sigortalısına rücu hakkının olduğu, bu anlamda davalıdan —hasar bedeli talep edebileceği, hesaplanan tutarın poliçe limitleri içinde kaldığı, ancak davalının— tarihinde dava dışı— ödemede bulunduğu, sigortalıya yapılan iş bu ödemenin hasar bedelinden düşülmesi gerektiği değerlendirilmekle ve — hasar bedelinin ödeme tarihi olan —-tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜ İLE,
—- hasar bedeli tazminatının ödeme tarihi olan —- tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine,
2-Karar harcı 725,25-TL’den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 199,05-TL harcın mahsubu ile bakiye 526,20- TL harcın davalı taraftan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
3-Davacı tarafça yatırılan 199,05-TL peşin harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından tarafından yapılan 31,40-TL başvuru harcı, 4,60-TL vekalet harcı, 276,90-TL tebligat ve müzekkere gideri, 600,00-TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 912,9‬0-TL yargılama giderinin haklılık oranına göre 831,57-TL sinin davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine, kalan tutarın davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından yargılama gideri kullanılmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
6-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 4.080,00-TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 1.038,35-TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
8-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde Hukuk Muhakemeleri Kanununun 333.maddesi uyarınca ilgili tarafa iadesine,
Dair; davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içinde —– Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.15/12/2020