Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/582 E. 2018/244 K. 06.03.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İstanbul Anadolu
5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/582 Esas
KARAR NO : 2018/244

DAVA : Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 24/05/2017
KARAR TARİHİ : 06/03/2018

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
İDDİA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı taraf arasında kurulan adi ortaklıktan kaynaklanan davalı tarafın müvekkilinin ticari itibarini kullanarak almış olduğu projeleri yerine getirmediği, bu nedenle ticari itibarını sarması, davalının ortaklığa aykırı hareket etmesi nedeniyle müvekkilinin 07/09/2016 tarihinde şirketten ayrıldığı, davalı tarafça müvekkiline ödenmeyen alacağın, 6100 sayılı HMK nın 107 maddesine göre şimdilik 100.000,00-TL sinin fazlaya ve faize ilişkin haklarının saklı kalmak kaydıyla davalı şirketten tahsilini ve ilerisi telafisi güç durumlara sebebiyet verilmesini önlenmesini teminen gayrimenkullerine ihtiyati tedbir uygulanmasını talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili davacı ile 2014 yılının Mayıs ayında kendisi ile proje geliştirme danışmanı olarak Kentsel Dönüşüm gereği yıkılarak yeniden yapılacak binalardaki Belediye işleri ve proje araştırma aşamaları ile bu binaların kat malikleri ile iletişim kurma konularında destek vermek üzere danışmanlık yapamaya başladığı, ücretin toplam 100.000,00-TL olarak karşılıklı kararlaştırıldığı, müvekkilinin davacıya bu ücreti ödediğini, taraflar arasında bir adi ortaklığın söz konusu olmadığını belirterek davanın reddini talep etmşitir.
İNCELEME ve GEREKÇE: Dava, hukuki niteliği itibari ile adi ortaklık sözleşmesi kapsamında alacağın tahsili istemiyle açılan belirsiz alacak davasıdır.
Dava yazılı yargılama usulüne tabi olup dilekçelerin teatisi tamamlandıktan sonra, usulüne uygun öninceleme duruşması yapılmış ve HMK 115/1 maddesi gereğince dava öncelikle göreve ilişkin dava şartı yönünden incelenmiştir.
04.06.1958 gün 15/6 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme kararında vurgulandığı üzere; bir davada dayanılan maddi vakıaları açıklamak tarafların, bu olguları hukuken nitelendirmek, uygulanacak yasa maddelerini arayıp bulmak ve doğru olarak yorumlayıp uygulamak da hakimin görevidir. Diğer bir deyişle; bir davada maddi olayı anlatmak taraflara, hukuki nitelendirmeyi yapmak hakime aittir.
Huzurdaki davada davacı, taraflar arasında bir adi ortaklık ilişkisi kurulduğunu ve karın yarı yarıya paylaşılmasına ilişkin anlaşma gereğince ödenmesi gereken bir kısım ücretin ödenmediğini bu sebeple şirketten ayrıldığını iddia ederek yaptığı işlere karşılık karın belirlenerek davalıdan tahsilini talep etmiş davalı ise taraflar arasında adi ortaklık ilişkisinin bulunmadığını, davacının müvekkiline dava konusu işler işler ile ilgili danışmanlık hizmeti verdiğini ve vermiş olduğu hizmete ilişkin ücretinin ödendiği savunmasında bulunmuştur.
Bu kapsamda taraflar arasındaki uyuşmazlık, davacı ile davalı arasında dilekçelerde belirtilen lokasyonlarda kentsel dönüşüm projeleriyle ilgili adi ortaklık ilişkisi kurulup kurulmadığı, davacının danışman sıfatıyla hareket edip etmediği, adi ortaklık kurulmuş ise hangi yıldan itibaren kurulduğu, davacının katkısıyla sözleşme imzalanan ve hayata geçirildiği iddia edilen projelerin olup olmadığı, varsa davacının bu projeler kapsamında davalı yanca elde edildiği iddia edilen net karın yarısını talep edip edemeyeceği, edebilirse miktarın ne olduğu, davalı yanca davacıya ödenen 100.000,00-TL lik bedelin davalının borcunu sonlandırıp sonlandırmadığı ve neye karşılık olarak ödendiği, bu kapsamda adi ortaklığın feshedilip edilmediği, tasfiyesinin söz konusu olup olmadığı hususlarında toplanmaktadır.
Bir davanın Ticaret Mahkemelerinde görülebilmesi için açılan davanın mutlak veya nispi ticari davalardan olması gerekmektedir. Mutlak ticari davalar 6102 sayılı TTK’nun 4. maddesi uyarınca TTK’da düzenlenmiş olan bütün hususlardan doğan davalar ile TTK’nun 4. maddesinde belirtilen özel kanunlardaki davalardır. Nispi ticari davalar ise her iki tarafın tacir olduğu ve dava konusu uyuşmazlığın her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili olduğu davalardır. 6335 Sayılı Yasanın 2. Maddesi ile 6102 Sayılı TTK’nun 5. Maddesinin 3 ve 4 nolu fıkraları değiştirilerek Ticaret Mahkemeleri ile Asliye Hukuk Mahkemeleri arasındaki iş bölümü ilişkisi görev ilişkisine dönüştürülmüştür. Görev hususu HMK’nın 1. maddesi uyarınca kamu düzenini ilgilendirmekte ve HMK’nun 114/c maddesi uyarınca dava şartlarından olup HMK.115. maddesi uyarınca dava şartlarının mevcudiyeti yargılamanın her aşamasında mahkemece resen gözetilir.
6100 sayılı HMK’nın 2. maddesinde; “Dava konusunun değer ve miktarına bakılmaksızın mal varlığı haklarına ilişkin davalar ile, şahıs varlığına ilişkin davalarda görevli mahkeme, aksine bir düzenleme bulunmadıkça asliye hukuk mahkemesidir.” hükmüne yer verilmiştir.
Adi ortaklık Türk Borçlar Kanunu’nun 620 ve devam eden maddelerinde düzenlenmiştir. TBK’nın 620. maddesinde “Adi ortaklık sözleşmesi, iki ya da daha fazla kişinin emeklerini ve mallarını ortak bir amaca erişmek üzere birleştirmeyi üstlendikleri sözleşmedir.” hükmüne yer verilmiştir.
Olayımızda davacı taraf gerçek kişidir. Bu nedenle davacının tacir olup olmadığı, tacir ise kaçıncı dereceden tacir olduğu, faaliyetlerinin devam edip etmediği Vergi Dairesinden sorulmuş, verilen cevabi yazıda, davacının kira gelirlerinden dolayı gelir mükellefi olduğu belirtilmiş, davacı vekili de 06/03/2018 tarihli duruşmada müvekkilinin gerçek kişi tacir olmadığını bazı şirketlere ortaklığının olduğunu beyan etmiştir.
Somut olayda taraflar tacir olmadığından, yapıldığı iddia edilen adi ortaklık hükümleri de TTK’da düzenlenmediğinden mutlak ve nispi bir ticari davadan söz edilemeyecektir. Bu nedenle uyuşmazlığın malvarlığı haklarına ilişkin olması sebebiyle davanın genel hükümlere göre asliye hukuk mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir.

Yargıtay 20. Hukuk Dairesi’de 2017 2016/14695 E. 2017/591 K. Sayılı ilamında aynen; “Türk Borçlar Kanununun 620. maddesinde “Adi ortaklık sözleşmesi, iki ya da daha fazla kişinin emeklerini ve mallarını ortak bir amaca erişmek üzere birleştirmeyi üstlendikleri sözleşmedir.” hükmüne yer verilmiştir. Adi ortaklık TBK’nın 620 ve devam eden maddelerinde düzenlenmiştir. Somut olayda taraflar tacir olmadığından, adi ortaklık da TTK’da düzenlenmediğinden, malvarlığı haklarına ilişkin olan davanın genel hükümlere göre asliye hukuk mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir.” şeklinde karar vermiştir.
Yukarıda açıklanan nedenler ve incelenen tüm dosya kapsamına göre, uyuşmazlığın taraflar arasında yapıldığı iddia edilen adi ortaklık ilişkisi kapsamında belirlenen karın ödenmemesi iddiasına ilişkin olduğu, adi ortaklığa ilişkin hükümlerin borçlar kanununda düzenlendiği ve tasfiyesine ilişkin uyuşmazlıkların mutlak ticari dava olmadığı, her ne kadar davalı şirket ise de davacının tacir sıfatını taşımadığı bu bakımdan nispiliğin de söz konusu olmadığı, bu nedenle uyuşmazlığın malvarlığı haklarına ilişkin olması sebebiyle genel hükümlere göre asliye hukuk mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerektiği kanaatine varıldığından TTK 4,5/3. ve HMK.114/1-c ile HMK 115/2 maddeleri uyarınca davanın görev dava şartı noksanlığı yönünden usulden reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-TTK 4,5/3. ve HMK.114/1-c ile HMK 115/2 maddeleri uyarınca davanın görev dava şartı noksanlığı yönünden usulden reddine,
2-HMK.’nun 20.maddesi uyarınca, iş bu kararın kesinleştiği tarihten itibaren iki haftalık süre içerisinde başvuru halinde, dava dosyasının görevli İstanbul Anadolu Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine,
3-HMK.’nun 331/2 maddesi uyarınca yargılama giderlerinin görevli mahkemece değerlendirilmesine,
İlişkin olarak taraf vekillerinin yüzlerine karşı kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 06/03/2018