Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C.
İstanbul Anadolu
5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2017/565 Esas
KARAR NO : 2018/131
DAVA : Şirketin İhyası
DAVA TARİHİ : 17/05/2017
KARAR TARİHİ : 07/02/2018
Mahkememizde görülen Şirketin ihyası davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
İDDİA:
Davacı dava dilekçesinde; —- San. ve Tic. Ltd Şti.’nin ortağı ve yetkilisi olduğunu, şirketin 16/08/2017 tarihinde vergi dairesi müdürlüğünce kapatıldığını, bu tarihten beri şirketin bir faaliyetinin bulunmadığını bildirmiş, iş yerinin ticaret odasında dondurulmuş olarak gözükmesinden ve bu durumun mağduriyetine yol açmasından dolayı iş yerinin kapatılarak lağvedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA:
Davalı vekili cevap dilekçesinde; resen terkin işlemlerinin TTK’nun 32.ve ticaret sicili yönetmeliğinin 34.maddesi hükmüne uygun yapıldığını, tasfiye usulüne uygun işlemler tamamlanmaksızın ya da şirketin tasfiye veya infisahına ilişkin herhangi bir işlem yapılmaksızın sicilden terkin işleminin yapılmasının mümkün olmadığını, şirketin vergi kaydının terkin edilmiş olmasının sicilden terkin sebebi olmadığını, davalıya husumet düşmeyeceğini bildirmiş davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE::
Dava, Vergi Dairesi Müdürlüğü’nce VUK’nun 160. maddesi kapsamında vergi mükellefiyeti kaydının terkinine Vergi Dairesi’nce karar verilen 16/08/2017 tarihinden bu yana faaliyetinin bulunmadığı nedeniyle şirketin fesih ve tasfiyesi istemine ilişkindir.
TTK’nun 636(3) maddesinde limited şirketlerde haklı sebeplerin varlığında her ortağın mahkemeden şirketin feshine karar verilmesini talep edebilecekleri düzenlenmiştir. Bunun yanında 636(1) maddesinde limited şirketin, iflasın açılması, genel kurul kararı, şirket sözleşmesinde ön görülen sona erme sebeplerinin birinin gerçekleşmesi ya da kanunda ön görülen diğer sona erme hallerinde sona ereceği belirtilmiştir.
Somut olayda davacı fesih ve tasfiyesini talep ettiği şirketin ortağı ve yetkilisi olup, şirketin 16/08/2017 tarihinde faal olmadığı gerekçesi ile vergi mükellefiyeti kaydının Vergi Dairesi Müdürlüğünce terkinine karar verildiği, bu nitelikteki terkin kararının şirketin ticaret sicilinden terkin edilmesi için bir neden olmadığı gibi şirketin tüzel kişiliği sona erdiren bir neden de olmadığı, bu kararın şirketin fesih ve tasfiyesini de gerektirmediği, şirketin fesih ve tasfiyesinin TTK’nun 636. Maddesinde belirtilen hallerle mümkün olduğu, davacının şirket ortağı olup haklı nedene dayalı olarak şirketin fesih ve tasfiyesini talep ettiği somut davada davanın Ticaret Sicil Müdürlüğüne karşı açılmasının mümkün olmayıp, bu nitelikteki bir davada husumetin yalnız fesih ve tasfiyesi istenilen şirket ya da şirket ortaklarına yöneltilebileceği, davalının taraf sıfatının bulunmadığı anlaşılmakla davanın esasına girilmeksizin usulden reddine karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Davalının taraf sıfatının yokluğu nedeniyle davanın USULDEN REDDİNE,
2-Harçlar yasası uyarınca alınması gereken 35,90 TL red harçtan peşin yatırılan 31,40 TL harcın indirilmesiyle geriye kalan 4,50 TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Davalı yararına AÜTT’nin 7(2) maddesi uyarınca takdir edilen 2.180,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafça yapılan yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,
5-Davacı tarafça peşin olarak yatırılan gider avansından harcanan ve harcanacak yargılama giderlerinin indirilmesinden sonra geriye kalan gider avansının davacı tarafa iadesine,
7- Davalı tarafça peşin olarak yatırılan gider avansından harcanan ve harcanacak yargılama giderlerinin indirilmesinden sonra geriye kalan gider avansının davalı tarafa iadesine,
Gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere davacının yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda oy birliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.
07/02/2018