Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/539 E. 2020/152 K. 19.02.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2017/539 Esas
KARAR NO : 2020/152

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 10/05/2017
KARAR TARİHİ : 19/02/2020

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA: Davacı dava dilekçesinde özetle; davalıya—- bunun neticesinde davacının davalıya faturalar gönderildiğini ve davalının itiraz etmediğini, davalının fatura içeriklerini kabul ettiğini, davalının fatura bedellerini ödememesi üzerine davacının davalı aleyhine İstanbul Anadolu—-. İcra Dairesi’nin —– sayılı dosyası ile icra takibinin başlatıldığını, davalının icra takibine itiraz ettiğini ve takibin durduğunu, davalının itirazının haksız olduğunu ve itirazın iptali gerektiğini belirtmiş ve itirazın iptaline, takibin devamına, en aşağı %20 icra inkâr tazminatına hükmedilmesine, yargılama gideri ve ücreti vekâletin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA: Davalı cevap dilekçesinde özetle davalı tarafın ——– ettiğini, davalı …————- iki ayrı firma halinde çalıştığını, davalının davacının 2014 ve 2015 yıllarında ———– davacı şirketin kendi cari hesaplarını tutarken davalının iki firma halinde çalıştığı hesaptan tek cari hesap altında kayıt aldığını, takibe dayanak faturalarda haksız ve mesnetsiz bir şekilde borçlu sıfatı yükleyerek davalıya yönelttiğini, davacıyla karşılıklı hizmet edimleri gerçekleştirilmiş olduğunu, bu hususta davalının gerek şahıs şirketi gerek ———————adı altında sunduğu hizmetleri dolayısıyla davacının davalıya ve de davalıya ait olan firmaya borcu olduğunu, bunun mailler ile sabit olduğunu, davacının ———-. olduğunu karşılıklı ikrar ettiklerini, davacının davalıdan ————— aldığını, icra takibinde yabancı para üzerinden takip yapıldığını, oysa tacir olan iki taraf arasındaki ticari anlaşma gereği fatura düzenlendiği tarih esas alınarak o günün kur değeri üzerinden TL’ye çevrilmesi gerektiğini, kur hesabı yönü ile de itiraz ettiklerini belirtmiş ve davanın reddini, %20’den aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatına hükmedilmesi, yargılama masrafları ve ücreti vekâletin davacı taraf üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE: Dava hukuki niteliği itibariyle, fatura alacağına istinaden başlatılan icra takibine itirazın İİK 67.maddesi kapsamında iptali davasıdır.
Dava yazılı yazılı yargılama usulüne tabi olup, usulüne uygun tensip zaptı hazırlandıktan sonra teati aşamasının tamamlanmasına takiben ön inceleme duruşması açılarak tarafların iddia ve savunmaları kapsamında ihtilaf noktaları belirlenmiş, tahkikat ile birlikte deliller toplanarak bilirkişi raporu alınmış ve yargılama sonuçlandırılmıştır.
İcra dosyası ve ———— kayıtları celp edilmiş, taraflarca dosyaya sunulan fatura, dekont, yatırım teşvik belgesine ilişkin deliller ve vergi daireleri tarafından yazılan yazı cevapları ile e-posta yazışma suretleri incelenmiştir.
İtirazın iptaline konu İstanbul Anadolu —-. İcra Müdürlüğü’nün — sayılı dosyasının incelenmesinde; davacı alacaklı tarafından davalı borçlu aleyhine 15/02/2017 tarihinde —— talepleri yönünden toplam —- üzerinden ilamsız icra takibi başlatıldığı, davalı borçlunun süresi içerisinde yapmış olduğu itiraz üzerine takibin durduğu ve davanın hak düşürücü süre içeresinde açıldığı anlaşılmıştır.
Davalı tarafın icra dosyasına sunduğu itiraz dilekçesinde yetki itirazında bulunduğu, öncelikle yetki itirazının çözülmesi gerektiği dikkate alınarak tüm dosya kapsamı davanın faturaya ve ticari ilişkiye dayalı para alacağından kaynaklanan itirazın iptali davası niteliğinde olup para alacağının alacaklının ikametgahında ödenmesi gerektiği, davacı şirketin ticaret sicilindeki kayıtlı adresinin mahkememizin yetki sınırları içinde olup buna göre — icra dairelerinin icra takibinde yetkili olduğu göz önünde tutularak davalı tarafın icra dairesinin yetkisine ilişkin itirazın iptaline ve ön incelemenin yapılmasına karar verilmiştir.
Konunun incelenmesinin uzmanlık gerektiren yönleri olması ve teknik değerlendirmeyi gerektirmesi sebebiyle nitelikli hesaplamalar uzmanı bilirkişi ——————————–oluşan heyete tevdi edilerek rapor alınmış, anılan bilirkişi heyetince sunulan 19/06/2019 tarihli raporda davacının 2014-2015 yıllarına ilişkin ticari defterlerinin sahibi lehine delil vasfına haiz olduğu, davalı firmanın cevap dilekçesinde dava konusu nakliye faturalarına ilişkin hizmeti almadığı yönünde herhangi bir itirazının olmadığı, savunmanın davacının kendisine ve ortağı olduğu dava dışı firmaya borcu olduğu yönünde toplandığı, davacının incelenen ticari defterlerinde belirtilen dava dışı firmaya 01/07/2015 ve 01/01/2018 tarihlerinde ödemeler yaparak borcunu kapattığı, davacının davalıdan ——- hizmeti aldığı ve 40.511,64 TL alacaklı olduğu, cevap dilekçesinde öne sürülen 46.011,55 TL tutarında davalının davacıdan alacaklı olduğuna yönelik iddianın sadece iddiadan ibaret olduğu, davacının ticari defter ve kayıtlarına göre takip ile istenilen asıl alacak tutarında davalıdan alacaklı olduğu ve takipten önce davalıyı temerrüde düşürdüğüne dair dosyaya sunulan bir delil olmaması gerekçesiyle işlemiş faiz talebinin yerinde olmadığı yönünde kanaat bildirilmiş, davacı vekilinin itirazları kapsamında dosya işlemiş faiz hesabı yönünden ek rapor tanzimi için bilirkişilerden mali müşavir—– tevdi edilerek rapor alınmış, ancak anılan bilirkişi tarafından sunulan 10/12/2019 tarihli raporda faiz hesabı yapılmış ise de, kök raporda belirtilen kanaatin dosya kapsamına uygun olduğu değerlendirilerek söz konusu rapor içeriği HMK 282.maddesine uygun olarak denetime elverişli görülmüş ve hükme esas alınmıştır.
Dava konusu uyuşmazlık, davacı ve davalı şirketler arasında davaya konu alacağı doğuran ticari ilişki ve cari hesap ilişkisinin var olup olmadığı, bu ilişkinin gümrük ve nakliye ilişkisinden kaynaklanıp kaynaklanmadığı, davaya konu alacağın davacı tarafça yalnız davalı şirket yönünden ve nakliye ilişkisi yönünden icra takibi yapıldığı iddiasına bağlı olarak taraflar arasındaki nakliye ilişkisi nedeniyle davacı tarafın davalı taraftan takip ve dava konusu ettiği alacağının var olup olmadığı, bu konuda davacı tarafın yaptığı icra takibinde davalının borca ilişkin itirazının kısmen ya da tamamen iptalinin gerekip gerekmediği , takibe konu alacağın icra tazminatını gerektirip gerektirmediği noktalarında toplanmaktadır.
Tüm dosya kapsamı, taraf iddia ve savunmaları, toplanan deliller ve hükme esas alınan bilirkişi raporundaki tespitler uyarınca taraflar arasında gümrük ve nakliye ilişkisine ilişkin yazılı olmayan sözleşme kapsamında ticari ilişki kurulduğu, davacının incelenen 2014 ve 2015 yılı ticari defterlerinin sahibi lehine delil vasfını haiz olduğu ve davacının davalıdan takip ile istenilen asıl alacak tutarında alacaklı olduğu, mahkememizce kurulan 19/03/2019 tarihli ara kararda davalı tarafın iş yeri adresinin mahkememizin yetki sınırları dışında bulunması nedeniyle davalı tarafça yerinde inceleme talep edilmesi halinde ——————-Ticaret Mahkemesine bir mali müşavir bilirkişi tarafından HMK 278/4.maddesi uyarınca davalı iş yerinde davalıya ait ticari, defter ve kayıtların incelenmesi istemi ile talimat yazılmasına karar verilmiş ise de, davalı tarafça bu konuda herhangi bir talepte bulunulmadığı, dolayısıyla davalının ticari defterlerinin incelenemediği kurulan ara kararda verilen kesin süre içinde defter ibraz etmeyen tarafın veya şirket veya iş yeri adresinde incelemeye hazır bulundurmayan tarafın defterlerini ibrazdan kaçınmış sayılarak dosyadaki delillerin ve defterlerini ibraz eden tarafın kayıtlarının incelenmesi ile yetinileceğinin ihtar edildiği, davalının süresi içerisinde talepte bulunmaması ve defterlerini sunmaması sebebiyle bu delile dayanmaktan vazgeçmiş sayıldığı, davalının cevap dilekçesinde söz konusu ticari ilişki inkar edilmediği gibi, dava konusu edimin yerine getirilmediği yönünde bir savunmanın ileri sürülmediği, sadece davalı tarafından davacıya verilen gümrükleme hizmetine ilişkin alacak iddiasında bulunulduğu, bunun bir nevi takas/mahsup defi itirazı olarak ileri sürüldüğü ve mahkemece resen dikkate alınması gerektiği, ancak davalının alacaklı olduğuna dair herhangi bir belge/delil sunmadığı gibi davacının cevap dilekçesinde belirtilen dava dışı firmaya 01/07/2015 ve 01/01/2018 tarihlerinde ödemeler yaparak borcunu kapattığı, dolayısıyla bu yöndeki savunmalara itibar edilemeyeceği kanaatine varılarak davacının takip ile talep ettiği, asıl alacak miktarınca alacaklı olduğu, takip öncesinde davacının davalıyı temerrüte düşürdüğüne dair herhangi bir ihtar vs.delilin dosyaya sunulmamış olması sebebiyle davalının temerrüte düşürülmediği ve TBK 117.maddesi uyarınca işlemiş faiz talebinin yerinde olmadığı, bu yöndeki istemin reddi gerektiği, takibin yabancı para cinsinden başlatılmış olması sebebiyle, TBK m, 99/111 hükmünce alacaklı, icra takibinde ülke parası dışında başka bir para birimiyle belirlenmiş borcun ödenmemesi üzerine alacağını aynen veya vade ya da fiili ödeme günü üzerinden ülke parasıyla ödenmesini talep edebilme hakkına sahip olduğundan davacının faturanın düzenlendiği tarihi esas alarak kur hesabını yapmasının zorunluluk olmadığı, icra takibi incelendiğinde alacaklı davacının fiili ödeme gününe göre talepte bulunduğu değerlendirilerek davanın kısmen kabulü ile; davacı tarafça davalı aleyhine İstanbul Anadolu —-. İcra Müdürlüğü’nün — esas sayılı dosyası ile yapılan icra takibine davalı tarafça yapılan itirazın kısmen iptali ile takibin 720,00 USD ile 68.700,00 EURO asıl alacak üzerinden takibin devamına, işlemiş faize ilişkin talebin reddine, takibin devamına karar verilen alacağın ilgili para birimine 3095 sayılı yasanın 4/a maddesi uyarınca kamu bankalarının EURO ve USD cinsinden yabancı para uyguladığı en yüksek mevduat faizi oranında yabancı para faizinin uygulanmasına, takibin devamına karar verilen asıl alacağın takip tarihi itibariyle Türk Lirası karşılığının %20’si oranında hesaplanan 54.275,00 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, reddedilen kısım yönünden davacının takip başlatırken kötü niyetli olduğuna dair dosyaya yansıyan bir delil olmaması nedeniyle kötü niyet tazminatı talebinin reddine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm oluşturulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere
1-Açılan davanın kısmen kabulü ile; davacı tarafça davalı aleyhine İstanbul Anadolu —– İcra Müdürlüğü’nün —— esas sayılı dosyası ile yapılan icra takibine davalı tarafça yapılan itirazın kısmen iptali ile takibin 720,00 USD ile 68.700,00 EURO asıl alacak üzerinden takibin devamına,
-İşlemiş faize ilişkin talebin reddine,
-Takibin devamına karar verilen alacağın ilgili para birimine 3095 sayılı yasanın 4/a maddesi uyarınca kamu bankalarının EURO ve USD cinsinden yabancı para uyguladığı en yüksek mevduat faizi oranında yabancı para faizinin uygulanmasına,
2-Takibin devamına karar verilen asıl alacağın takip tarihi itibariyle Türk Lirası karşılığının %20’si oranında hesaplanan 54.275,00 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Reddedilen kısım yönünden davacının takip başlatırken kötü niyetli olduğuna dair dosyaya yansıyan bir delil olmaması nedeniyle kötü niyet tazminatı talebinin reddine,
4-Harçlar kanunu uyarınca alınması gereken 31.105,00 TL harçtan davacı tarafça peşin olarak yatırılan 5.569,59 TL harcın mahsubu ile bakiye 25.535,40 TL harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
5-Davacı tarafından bu dava sebebiyle yapılan 31,40 TL başvurma harcı, 5.569,59 TL peşin harç ile 147,00 TL tebligat-müzekkere gideri ve bilirkişi ücreti 2.550,00 TL’nin davanın kabul ve ret oranına göre hesap edilen 2.240,95 TL’lik kısmının toplamı olan 7.841,93 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, arta kalan masrafın davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan —— hükümlerine göre hesap edilen 39.817,53 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan —— hükümlerine göre hesap edilen 12.753,46 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
8-Taraflarca yatırılıp kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde kendilerine iadesine,
İlişkin olarak davacı ve davalı vekilinin yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere oy birliğiyle verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.