Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/519 E. 2020/828 K. 08.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2017/514 Esas
KARAR NO: 2020/881
DAVA : Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 05/05/2017
KARAR TARİHİ : 15/12/2020
Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;
Taraflar arasında —– tarihinde sözleşme imzalandığını, davalı tarafa hizmet verilmeye başlandığını, hizmetin türünün danışmanlık olduğu, sözleşme gereği olarak davalı firmaya —– ilgili bilgiler aktarıldığı, evrak listesinin bildirildiği, buna istinaden—– tarihli faturanın düzenlendiğini, davalının fatura bedelini ödemediğini, bunun üzerine davalı firma lehine———-Sayılı dosyası ile icra takibine girişildiğini, davalının itirazı üzerine takibin durduğunu, davalının temerrüt tarihinin işbu icra takibinin açılış tarihi olan ——- olduğunu, alacağın bu tarihten itibaren işleyecek ticari reeskont faizi ile birlikte tahsiline ilişkin dava açma zorunluluğunun hasıl olduğunu” beyan ederek davanın kabulü ile alacaklarının davalının temerrüt tarihi olan icra takibi açılış tarihi ———- itibaren işleyecek ticari reeskont faizi ile birlikte tahsiline, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın yetkisiz mahkemede açıldığını, yetkili mahkemenin—— Mahkemeleri olduğunu, zaman aşımı itirazları bulunduğunu, esasa girildiğinde ise taraflar arasında akdedilen sözleşmenin konusunun devlet destekleri konusunda danışmanlık hizmeti olduğunu, sözleşmenin akdedildiği tarihten çok kısa bir süre sonra davalının çeşitli sebeplerle bu hizmeti almasının mümkün olmadığını, —-Noterliği aracılığı ile sözleşmenin — yevmiye numaralı ihtarname ile fesih edildiğini, davacının uzmanlığı gereği sözleşme konusu hizmetin kapsamı ile ilgili davalıyı yeterince bilgilendirmediğini ve yanıltıcı bilgiler vererek güven ilişkisinin sarsılmasına sebep verdiğini, davalının davacıdan sözleşme kapsamında herhangi bir hizmet almadığını, bu nedenle fatura bedelinin ödenmesinin söz konusu olmayacağını beyan ederek davanın reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, faturaya dayalı alacak sebebiyle başlatılan icra takibine vaki itirazın İİK 67 vd maddeleri gereğince iptali talebine ilişkindir.
Davacı, davalı ile aralarındaki—— tarihinde danışmanlık sözleşmesi imzalandığını, sözleşme kapsamında gerekli edim yükümlülüğünün yerine getirildiği, danışmalık hizmetinin verildiğini, bu kapsamda davalıya faturanın gönderildiğini, davalının faturayı iade ettiğini, fatura alacağı için icra takibine geçildiğini, davalının haksız bir şekilde icra takibine itiraz ettiği, davalının haksız itirazının iptali ile takibin devamına, davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
Davalı, davacı ile aralarında imzalanan danışmanlık sözleşmesinin haklı nedenle fesh edildiğini, davacıdan sözleşme kapsamında herhangi bir hizmet alınmadığını, haksız davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan usul hükümleri doğrultusunda yazılı yargılama usulüne tabi olarak oluşturulan tensibe istinaden yargılamaya başlanmış yöntemine uygun ön inceleme duruşması açılarak öncelikle dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, hukuki ihtilaf noktaları belirlenmek suretiyle tahkikat aşamasında deliller toplanmış——– sayılı icra dosyası celp edilerek dosya içerisine alınıp incelenmiş, mahkememizce —– tarihinde taraf defterleri üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmiş, bilirkişilere dosya tevdi edilmiş, bilirkişi raporu alınmış ve yargılama sırasında —— tarihinde kabul edilen 7101 sayılı kanunun 61. Maddesi ile 6102 sayılı T.T.K.’nın 4. Maddesinin 2. Fıkrasının değiştirilmesi sebebiyle basit yargılama usulüne geçilerek dava sonuçlandırılmıştır.
———tarihli bilirkişi heyet raporunda özetle,”…taraflar arasında ————– akdedildiğini, akabinde davacı tarafından sözleşmede kararlaştırılan hizmet bedelini karşılar nitelikli —– tarihli fatura düzenlendiğini, davalı tarafından faturanın kabul edilmediğini,—– tarihinde ——— düzenlenen ihtarname ile sözleşmenin feshedildiğinin bildirildiğini, davacının —— tarihinde——— sayılı dosyası ile davalı borçlu aleyhine——— asıl alacak üzerinden icra takibine başladığını, davalı tarafından takibe itiraz edildiğini, dava konusu faturanın düzenlenmesine sebep sözleşme dikkate alındığında, sözleşmede 4.4. Madde hükmünde, “Taraflar müşterinin sözleşmenin imzalanması müteakip müşteriye kullanıcı adı ve alınmasını müteakip müşterinin bütün başvuru evrakına ulaşabileceği ve işin tamamına vakıf olabileceği, müşterinin asıl hizmet, bölümüne erişimi mümkün olacağından alımına başlandığı ve ücrete hak kazanıldığı hususunda anlaşmışlardır.” hizmet bedelinin, sözleşmenin akdini takip eden süreçte ödenmesi gerektiğinin hüküm altına alındığı, davalı tarafça ———— düzenlenen ihtarname ile sözleşmenin feshedildiği, fesih bildiriminde fesih nedeninin açıkça zikredilmediği, işbu feshin haklı nedenle olması halinde ancak davalının fatura bedelini ödeme borcundan kurtulacağı, lakin gerek mail yazışmaları gerek fesih bildirimi dikkate alındığında haklı nedenle feshin koşullarının gerçekleşmediği. sonuçta sözleşmede taraflarca hizmet bedelinin 60 gün vadeli çek olarak kararlaştırıldığı dikkate alındığında, aynı sözleşmenin 4.4. maddesi hükmü gereğince borcun muaccel olacağı ödenmesi gerektiği, ancak bilirkişi raporunun denetime elverişli olması bakımından sayın mahkeme hizmet alınmadan düzenlenen faturadan borç doğmayacağı, faturanın da kabul edilmediği ve buna dayalı olarak yapılan takibinde haksız olduğu yönünde karar verebileceği, ancak bu durumun haksız fesihten dolayı ortaya bir zarar çıkmışsa onun tazminini engellemeyeceği sonuç ve kanaatine varıldığı…” yönünde görüş bildirmiştir.
Kural olarak, bir vakıadan kendi lehine haklar çıkaran/iddia eden taraf, o vakıayı ispat etmeye mecburdur ———–
İspat yüküne ilişkin bu genel kural, itirazın iptali davaları için de geçerlidir. Yani, itirazın davalarında da ispat yükü bakımından bir değişiklik olmayıp, bu genel kural uygulanır. Bu davalarda da bir vakıadan kendi lehine haklar çıkaran (iddia eden) taraf o vakıayı ispat etmelidir.
Dosya kapsamındaki deliller, taraf iddia ve savunmaları dikkate alındığında taraflar arasında ——- tarihli sözleşmenin imzalandığı hususunda ihtilaf bulunmamaktadır. Taraflar arasındaki uyuşmazlık; ——— tarihinde imzalanan sözleşme kapsamında davalının sözleşmeyi haklı nedenle fesh edip etmediği, davacının sözleşme kapsamında tarafına yüklenen edimi yerine getirip getirmediği, yapılacak tespitine göre davacının ücrete hak kazanıp kazanmadığı hususlarındadır.
O halde öncelikle davacının sözleşme kapsamında üzerine düşen edim yükümlülüğünü yerine getirip getirmediği hususunun tespiti gerekmektedir. Taraflar arasında imzalanan ——– tarihli sözleşmenin 4.4 maddesinde “taraflar müşterinin sözleşmenin imzalanmasını müteakip müşteriye kullanıcı adı ve şifresinin gönderilmesi ile hizmetin esaslı bölümünün verilmiş olacağı, kullanıcı adı ve şifre alınmasını müteakip müşterinin bütün başvuru evrakına ulaşılabileceği ve işin tamamına vakıf olabileceği, müşterinin asıl hizmet bölümüne erişimi mümkün olacağından alımına başlanıldığı ve ücrete hak kazanıldığı hususunda anlaşmışlardır.” şeklinde belirtilmiştir. Başka bir deyişle davacı tarafından danışmanlık sözleşmesi kapsamında davalıya kullanıcı adı ve ve şifresinin gönderilmesi ile sözleşme hizmetin esaslı bölümünün verilmiş olduğu, kullanıcı adı ve şifre alınmasına mütekaip davalının bütün başvuru evrakına ulaşabileceği ve işin tamamına vakıf olacağı kararlaştırılmış olup, davacı tarafça, davalıya kullanıcı adı ve şifreni verilmesi ile sözleşmeye konu edimin —— yerine getirildiğinin kabulü gerekmektedir. Dosya kapsamında davacı tarafça sunulan——- tarihli beyan dilekçesi ve eklerinde davalı tarafa sözleşme kapsamında gerekli kullanıcı adı ve şifresinin verildiği açıkça anlaşıldığından, eldeki davada davacının sözleşme kapsamında üzerine düşen edim yükümlülüğünü yerine getirdiği ve ücrete hak kazandığının kabulü gerekir.
Her ne kadar davalı sözleşmeyi haklı nedenle fesh ettiğini beyan etmiş ise de; dosya kapsamında alınan bilirkişi raporu, taraf iddia ve savunmaları, taraf delilleri dikkate alındığında sözleşmenin haklı nedenle fesh edilmesini gerektirecek bir durumun bulunmadığı, davalının haklı nedenle fesih iddiasının ispat edilemediğine mahkememizce kanaat getirilmiş, bu yöndeki davalı savunmalarına itibar edilmemiştir.
Tüm dosya kapsamı, taraf iddia ve savunmaları, alınan bilirkişi raporları ve bütün deliller birlikte değerlendirildiğinde; davacı tarafça talep edilen alacak talebinin yerinde olduğu anlaşılmış, davanın kabulüne, davalının ————- esas sayılı takip dosyasına yapmış olduğu itirazın iptali ile, takip tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi üzerinden takibin aynen devamına karar verilmiştir.
İtirazın iptali davalarında davacı yararına icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için borçlunun itirazında haksız olması ve alacağın likit olması şarttır.————— Dosyaya konu alacağın faturaya dayanması sebebiyle alacağın likit ve davalının haksız olduğu anlaşıldığından, hükmedilen asıl alacak miktarı ———— üzerinden davacı lehine icra inkar tazminatına hükmedilmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜNE,
-Davalının ———-takip dosyasına yapmış olduğu İTİRAZIN İPTALİ ile, takip tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi üzerinden takibin AYNEN DEVAMINA,
2-Hükmedilen asıl alacağın %20’si oranında ———- icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Karar harcı 548,11-TL’den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 137,03-TL harcın mahsubu ile bakiye 411,08-TL harcın davalı taraftan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
4-Davacı tarafça yatırılan 137,03-TL peşin harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 31,40-TL başvuru harcı, 4,60-TL vekalet harcı, 165,00-TL tebligat ve müzekkere gideri, 1.400,00-TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.601,00-TL yargılama giderinin davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
6-Davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendisi üzerinde bırakılmasına,
7-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden 24 Kasım 2020 tarihli 31314 sayılı resmi gazetede yayımlanan ve yürürlüğe giren/ karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. 13/1-2 maddesindeki esaslara göre belirlenen 4.080,00-TL nisbi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde Hukuk Muhakemeleri Kanununun 333.maddesi uyarınca ilgili tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde ——- Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 15/12/2020