Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/499 E. 2019/725 K. 28.05.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2017/499 Esas
KARAR NO : 2019/725
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 02/05/2017
KARAR TARİHİ: 28/05/2019
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkil şirketin İstanbul ilinde gıda toptancılığı yapan bir firma olduğunu, davalının iş yerine cari hesap ilişkisi çerçevesinde ürün verdiği, davalıya 2016 yılının Temmuz, Haziran, Mayıs ayları içerisinde 28.421,40-TL tutarında ürün verilmesine rağmen davalının ödemelerin vadesini uzatma ve ödemede zorluk çıkarma yoluna gittiğini, davacı şirketin davalıdan faturadan kaynaklı cari hesap borcunu kapatmasını istediğini, davalıya yapılan uyarılara rağmen ödemelerin alınmasında sıkıntılar yaşandığını, bunun üzerine ticari ilişkinin sonlandırılmak istendiğini, tüm görüşmelere rağmen davalının ödeme yapmadığını, bunun üzerine İstanbul Anadolu 20.İcra Dairesi’nin ———- E. Sayılı dosyası ile 28.421,40-TL miktarındaki faturalardan kaynaklanan borç nedeniyle düzenlenen ödeme emrine itiraz edildiğini, davalının itirazı üzerine takibin durduğunu, davalının takip konusu fatura muhteviyatı malları teslim aldığını, itirazında kötü niyetli olduğunu, faturalara kanuni süresinde itiraz etmediğini, beyan edip davalının İstanbul Anadolu 20. İcra Dairesi’nin ——— E. Sayılı dosyasına yaptığı itirazın iptaline, asıl alacağa takip tarihinden işleyecek %10,50 Reeskont Avans Faizi ile takibin devamına, davalıya %20 den aşağı olmak üzere icra inkâr tazminatına hükmedilmesine, masraf ve ücreti vekâletin de karşı tarafa yüklenmesi” talep ve dava etmiştir.
Davacı tarafın bila tarihli Cevaba Cevap dilekçesinde özetle ve mealen ” davalı tarafın dosyaya sunulan cevap dilekçesindeki beyanlarının kabul edilmesinin mümkün olmadığını, davalı tarafın cevap dilekçesinde de kabul ettiği üzere dava konusu malların davalı tarafından teslim alındığını, bu konuda taraflar arasında uyuşmazlık olmadığını, davacı tarafından davalıya 2016 yılında Mart, Nisan, Mayıs, Haziran ve Temmuz aylarında çeşitli faturalar düzenlendiğini ve fatura konusu ürünlerin eksiksiz ve tam olarak davalıya teslim edildiğini, fakat iddia edildiğinin aksine ödemelerin düzenli yapılmadığını, yapılan bir kısım ödemelerin ise dava konusu faturalar için yapılmadığını, davalının dilekçesinde belirttiği ———TL’lik ödemenin —–TL’lik kısmının daha önceki fatura alacaklarına mahsuben yapılan ödeme olduğunu, davalının kredi kartı ve nakit olarak yaptığı ödemelerin ekte sunulan faturalardan—- tarihli —- nolu,—- tarihli —— nolu ve ——- tarihli ——– nolu faturalara yapılan ödemeler olduğunu, dilekçede belirtilen ve dekontu sunulan 1.500,00-TL’lik ödemenin ise dekont açıklamasında belirtildiği üzere ‘———-isimli firmaya yapmış bulunduğunu, dava konusu alacakla bir alakasının bulunmadığını, bunun dışında davalının dava konusu ———-TL’lik fatura bedelini kredi kartı ve ya nakit olarak ödemediğini ve ödediğine dair bir belgede sunmadığını” beyan edip dava dilekçesindeki istemlerini tekrar etmiştir.
SAVUNMA
Davalı cevap dilekçesinde özetle; davacı şirketin aleyhine icra takibi başlattığını, İcra takibi ödeme emri incelendiğinde, alacak bilgisi olarak —-tarihli ———–TL tutarlı faturadan kaynaklanan alacak olduğunun yazıldığını, tarafıma tebliğ edilen ödeme emri ekinde alacağı konu bu fatura suretinin tarafıma gönderilmediği, davaya konu ettiği——————— tarihli ——–TL, —- tarihli —-TL, —- tarihli —– TL ve —- tarihli —–TL’lik 4 adet faturanın icra takibine konulmuş alacak bilgisi ile bir ilgi ve alakasının bulunmadığının da açık olduğunu, davacı tarafın, icra takibi yaparken borç konusunun ne olduğunu açık ve net bir şekilde yazmadığını, alacak konusunu açıkça belirtmediğini, icra talibi konusu alacak ile dava konusu alacak konusu faturalar birbiri ile alakası olmayan faturalar olarak gözüktüğünü, davaya konu 4 adet fatura da bahsi geçen malların tarafınca teslim alındığını, ancak aldığı tüm malların ödemesini kredi kartı ve nakit olarak yaptığını, dava konusu faturalara ilişkin olarak———-kredi kartı ile davacının post makinasından geçirilmek suretiyle ödemeler yaptığım, tarafına ait ——— müşteri nolu ——Şubesine ait paracard ile ——– tarihinde ———- TL, —- tarihinde —-TL,—- tarihinde —–TL, —– tarihinde —TL, — tarihinde ——-TL olmak üzere toplam ———-TL tutarında kredi kartı ile ödeme yaptığını, tarafıma fatura konusu malların daha önceden teslim edildiğini faturaların daha sonra düzenlendiğini, bu nedenle kredi kartıyla ar ara ödemelerin yapıldığını, yapılan ödemelere ilişkin dekontların dilekçe ekinde olduğunu, mahkemeniz tarafından gerekli görülmesi halinde bu dekontların ilgili bankadan istenmesini talep ettiğini, ayrıca——Şubesine ait ———- numaralı işletme kartı ile de davacıya ödemeler yaptığını, ancak bankadan ödeme dökümlerini alamadığını, ———- şubesine müzekkere yazılarak bu ödeme dökümlerinin bankadan istenmesini talep ettiğini, bu her iki kart dışında kalan borcu için makbuz almadığını, davacının kötü niyetli bir şekilde yapılan ödemeleri dikkate almadığını, yeniden tahsilat yapma gayesi güttüğünü, davacıya hiçbir borcunun bulunmadığım, beyan edip, İcra takibinde alacak konusunun açık ve net belli olmaması ve dava konusu faturalarla bir ilgisinin bulunmaması, tarafıma icra dairesi tarafından gönderilen ödeme emrinde fatura suretlerinin de bulunmaması nedeniyle icra takibinin iptal edilerek davanın reddine, yapılan ödemeler göz önünde bulundurularak davanın reddine, kötü niyetli icra takibi ve dava nedeniyle davacının %20 den az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleriyle vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini” beyan ve talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE:
Dava hukuki niteliği itibariyle, cari hesap ilişkisi çerçevisinde oluşan alacak için başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali davasıdır.
Davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan usul hükümleri doğrultusunda yazılı yargılama usulüne tabi olarak oluşturulan tensibe istinaden yargılamaya başlanmış yöntemine uygun ön inceleme duruşması açılarak öncelikle dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, hukuki ihtilaf noktaları belirlenmek suretiyle tahkikat aşamasında deliller toplanmış, bilirkişi raporu alınmış, İcra dosyası celp edilmiş, incelenmiştir.
İtirazın iptali istemine konu, İstanbul Anadolu 20. İcra Müdürlüğünün ———- esas sayılı takip dosyasının incelenmesinde; —— tarihinde başlatılan takibin alacaklısının —————–Borçlusunun …——-, takibin ——- tarihli —– TL bedelli faturadan kaynaklı asıl alacağın tahsili için ilamsız takip yapıldığı; ödeme emrinin borçluya ———- tarihinde tebliğ edildiği; borçlu vekili tarafından verilen ———– tarihli itiraz dilekçesinde Borca, İşlemiş faize, faiz oranına ve borcun tüm ferilerine itiraz edildiği, itiraz dilekçesinin davacı tarafa tebliğ edilmediği icra müdürlüğünce ——— tarihinde takibin durdurulmasına karar verildiği, huzurdaki davanın ————- tarihinde ve yasal süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Taraf delilleri toplanmış, davacı vekilinin talebi doğrultusunda ilgili vergi dairelerinden taraf şirketlere ait BA/BS formları celp edilmiş, dosya daha sonra tarafların tacir olması ve davacı yanca delil olarak ticari defterlerine dayanılması sebebiyle TTK.83-85 ve HMK.222.maddeleri uyarınca tarafların ticari defterleri üzerinde inceleme yapılmasına karar verilmiştir. İnceleme gün ve saati her iki tarafa da tebliğ edilmiş , gerekli ihtarlar yapılmış, davacı tarafından inceleme gün ve saatinde defterler sunulmakla birlikte davalı taraf defterlerini ibraz etmemiş herhangi bir mazeret de bildirmemiştir. Davacı defterleri ile tüm dosya kapsamı üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmış , Bilirkişi Mali Müşavir Muhlis Salih Kılıç tarafından 09.01.2019 tarihli rapor düzenlenmiştir.
Tüm dosya kapsamı, toplanan deliller ve taraflar arasındaki uyuşmazlığın çözümü amacıyla yapılan yargılama ve yargılama sırasında bilirkişilerden alınan hükme ve denetime elverişli rapor içeriğine göre, davacı şirket tarafından ibraz edilen 2016 yılına ait ticari defterlerin; T.T.K m.64,66 ve V.U.K. m.220-226’ya göre açılış ve kapanış tasdiklerinin usulüne uygun olarak yaptırıldığı, kayıt nizamı bakımından V.U.K. m. 215-219 hükümleri ile Muhasebe Sistemi Uygulama Genel Tebliğlerine uygun olduğu, davacı şirket tarafından davalıya 2016 yılında toplam tutarı 63.125,00-TL olan 7 adet fatura düzenlendiği ve davalı tarafından 34.703,60-TL ödeme yapıldığı bakiye 28.421,40-TL’nin ödenmediği ,davaya konu faturaların 2016 yılı Form BS Beyan formları ile davacı şirket tarafından Gelir İdaresi Başkanlığına bildirildiği, taraflar arasında malların teslimi konusunda uyuşmazlık bulunmadığı, davalının böyle bir iddiasının olmadığı , uyuşmazlığın davalının fatura bedellerinin ödendiğine ilişkin olmakla birlikte cevap dilekçesine ek sunulan kredi kartı ödeme dekontlarının davacı şirket defterlerinde kayıtlı olduğu anlaşılmakla davacı şirketin davalı şirketten takip tarihi itibari ile 28.421,40 TL alacaklı bulunduğu tespit edilmiştir.
Her ne kadar davalı tarafından 31/01/2019 tarihli celsede 14/03/2018 tarihli Adli Tıp Kurumu raporu dosyaya ibraz edilmişse de, gerek davaya bir etkisi olmadığı gerekse delil ibraz sürelerinin geçmiş olması ve davalı tarafından da imza inkarında bulunulmaması , uyuşmazlığın temelinin ödeme iddiasına dayanıyor olması sebebiyle sunulan rapor değerlendirmeye alınmamıştır. Davalı tarafından borcun ödendiğini gösterir dekontların davacı defterlerinde kayıtlı olması ve tüm cari hesap incelendiğinde ödemeler düşüldükten sonra davacının davalıdan takip tarihindeki tutar kadar alacaklı olduğu anlaşılmış olup , davalı vekilinin itirazlarının yerinde olmadığı, ödeme iddiasının davalı tarafça ispatlanamadığı anlaşılmakla , davacının ticari defterleri ile dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde hükme ve denetime esas uygun rapor esas alınarak dava sonuçlandırılmıştır.
Davaya konu alacağın faturadan kaynaklı olması sebebiyle likit bir alacak söz konusu olduğundan davacı lehine icra inkar tazminatına hükmetmek gerekmiş davacının usul ve yasaya uygun görünen takip talebindeki faiz talebi doğrultusunda aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ ve davalının davaya konu İstanbul Anadolu 20 İcra Müdürlüğünün ———sayılı dosyasına yaptığı itirazının İPTALİ ile, takibin 28.421,40 TL asıl alacak ile işlemiş faiz yönünden asıl alacağa işleyecek %9,75 oranını aşmayacak şekilde %9,75 ve değişen oranlarda reeskont faizi üzerinden devamına,
2-28.421,40 TL alacağın %20 si oranındaki 5.684,28 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Harçlar yasası uyarınca alınması gereken 1.941,46-TL karar ve ilam harcından davacı tarafça peşin olarak yatırılan 343,26-TL harcın mahsubu ile bakiye 1.598,20-TL harcın davalı taraftan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
4-Davacı tarafından yatırılan 31,40 TL başvurma harcı, 343,26 TL peşin nispi harc olmak üzere toplam 374,66 TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine
5-Davanın kabulüne karar verilmesi nedeniyle davacı tarafından yapılan 184,05-TL tebligat ve müzekkere gideri, 700,00 -TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 884,05 -TL yargılama giderinin davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
6-Davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendisi üzerinde bırakılmasına,
7-Davanın kabul edilen bölümü için davacı yararına takdir edilen karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 3.410,56-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 333. Maddesi gereği ilgili tarafa iadesine,
Dair; davacı vekili ve davalı asilin yüzlerine karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içinde Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.28/05/2019