Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/471 E. 2020/488 K. 22.09.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2017/471 Esas
KARAR NO : 2020/488
DAVA : İstirdat (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 25/04/2017
KARAR TARİHİ : 22/09/2020
Mahkememizde görülmekte olan İstirdat (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin inşaat sektöründe faaliyet göstermekte olduğunu, müvekkiline yaptığı iş karşılığı ——yetkilisinden —- vade tarihli,— – bedelli —seri numaralı çek keşide edilmiş olduğunu, müvekkilinin —- ayında —– mahallesinde iş yaparken yanında taşımış olduğu dava konusu çek, şirket kaşesi ve makbuz defteri çekmecesinden çalınmış olduğunu, cirolanarak piyasaya sürülmüş olduğunu, müvekkilinin yanında yardımcı elaman olarak çalışan—– arayıp sorduğunda çeki kendisinin maddi anlamda sıkışık olduğu için kullandığını, il dışında olduğunu belirtmiş olduğunu, bunun üzerine müvekkilinin çekini çalan ve sahte imza ile ciro eden kişinin yanında yardımcı eleman olarak çalışan —-olduğundan bahisle soruşturma açılıp şikayetçi olunduğunu, müvekkilinin dava konusu çekin üçüncü kişilere kötü niyetle kullanılmaması için—– dosyası ile çekin iptali davası açılmış olduğunu, söz konusu dosyaya teminat yatırılmış ve çek üzerine tedbir konulduğunu, bu dosya devam ederken müvekkilinin yaptığı araştırmalar sonucunda çekin—– isimli bir şahısta olduğunu öğrenmiş olduğunu, anılan mahkemece çekin iadesi hususunda dava açmak için taraflarına süre verildiğini, bunun üzerine iş bu davanın ikame edildiğini belirterek; müvekkilinin rızası dışında çıkmış olan çekin davalıdan iadesine, yargılama giderleri ile ücreti vekaletin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkili aleyhine açılan davanın haksız ve kötü niyetli olduğunu, müvekkilinin davaya konu çeke meşru surette hamil olmuş olduğunu, iş bu çeki şahsi alacağına karşılık olarak almış olduğunu, müvekklinin davaya konu çeki şirket hesabına aktarmış ve resmi olarak kullanmış olduğunu, çek hakkında ödeme yasağı çıkınca müvekkilinin çek bedelini kullandığı şirkete —- ödeyip çeki almış olduğunu, müvekkilinin çeki önceden borç para verdiği— almış olduğunu, zira —– hastası sebebiyle acil nakit ihtiyacı için müvekkilinin çek bedeli kadar önceden nakit borç vermiş olduğunu, daha sonra bu çeki borca karşılık almış olduğunu, — bu çeki kendisine—— verdiğini beyan etmiş olduğunu, müvekkilinin — telefonla görüşmüş olduğunu, —–çeki kendisinin verdiğini ve ödeyeceğini beyan ettiğini, uzunca bir süre oyalamadan sonra dava yoluna giderek çek bedelini ödemekten kaçınmayı tercih ettiklerini, bu durumun hukuka aykırı olduğunu belirterek; davanın reddini, yargılama giderleri ile ücreti vekaletin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE: Dava hukuki niteliği itibariyle, çek istirdatı davasıdır.
Davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan usul hükümleri doğrultusunda yazılı yargılama usulüne tabi olarak oluşturulan tensibe istinaden yargılamaya başlanmış yöntemine uygun ön inceleme duruşması açılarak öncelikle dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, hukuki ihtilaf noktaları belirlenmek suretiyle tahkikat aşamasında deliller toplanmış, bilirkişi raporu alınmış, yargılama sırasında —— tarihinde kabul edilen 7101 sayılı kanunun 61. Maddesi ile 6102 sayılı T.T.K.’nın 4. Maddesinin 2. Fıkrasının değiştirilmesi sebebiyle basit yargılama usulüne geçilerek dava sonuçlandırılmıştır.
Savcılık dosyası, banka yazı cevabı ve —— sayılı dosya yazı cevapları celp edilmiş ve incelenmiştir.
—— dosyasından verilen cevabi yazıda keşidecisi —-olan muhatabı —- vade tarihli —– bedelli çekin çalındığı iddiasına dayalı zayi davası açılmış olduğu, dosyanın derdest olduğunun bildirildiği görülmüştür.
—–nolu dosyasında dava dışı —- kısaca çeki davacının bilgisi dahilinde aldığını ve birlikte aldıkları işler kapsamında borçları ödemek için beyaz ciro ile tedavüle soktuğunu, savcılık dosyasından taraflar arasındaki ilişkinin hukuki uyuşmazlık olması sebebiyle takipsizlik kararı verildiği görülmüştür.
Dava konusu çek incelendiğinde; Muhattabı —- keşidecisi, —-olan, —keşide tarihli — bedelli çek lehtarının —-olduğu ve bu kişi tarafından önce — sonrasında da———- cirolandığı görülmüştür.
Her ne kadar davacı tarafından dava dışı ———- tanık olarak dinlenilmesi talep edilmiş ise de dosya kapsamın itibari ile iddia edilen hususlarda anılan şahsın savcılık ifadesinin yeterli olduğu değerlendirilerek bu hususta kurulan ara karardan rücu edilmiştir.
Dava konusu uyuşmazlık, taraflar arasında dava konusu çekin davacının elinden rızası dışında çıkıp çıkmadığı, bu kapsamda davalıdan çekin iadesini talebinin hukuken yerinde olup olmadığı, davalının çeki iktisap ederken kötü niyetli ve ağır kusurlu olup olmadığı noktalarında toplanmaktadır.
Tüm dosya kapsamına göre; dava dışı —- tarafından keşide edilen muhatabı —- olan —– bedelli çekin ciro yolu ile davalıya geçtikten sonra davalı tarafından yapılan cirolar sonrasında dava dışı şahıslara geçtiği ve bankaya ibraz edilmesi sonrasında ——- dosyasından konulan ara karar ile ödeme yasağına istinaden tahsil edilememesi sonrasında davalıya iade edildiği, dava ve cevap dilekçeleri ile ——- nolu dosyasında davacı ve dava dışı— ifadeleri birlikte değerlendirildiğinde çekin beyaz ciro yolu ile dava dışı —sonrasında ise —-isimli şahıslara devredildiği, zira davacının dava dışı —- yanında çalıştığı ve çeki işyerinden aldığı hususu ile dava dışı —– çeki borçları ödemek için tedavüle soktuğu hususunun sabit olduğu, davacı tarafından her ne kadar çekin istirdatı talep edilmiş ise de TTK.m.790 hükmü gereğince; toplanan deliller kapsamında cirosu kabil bir çeki elinde bulunduran davalının beyaz ciro ile devraldığı çekte yetkili hamil sayılacağı, yine bir an için davaya konu çekin davacının elinden rızası dışında çıktığı kabul edilse bile sunulan deliller kapsamında beyaz ciro ile devrin gerçekleştiğini ispat eden davalıya karşı davacının çeki elinde bulunduran davalının ancak çeki kötüniyetle iktisap etmiş olduğu veya iktisapta ağır bir kusuru bulunduğu ispat etmesi gerektiği ancak bu hususta bir delil de sunulmadığı anlaşıldığından davacının iddiasını ispat edemediği kanaatine varılarak davanın reddine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Karar harcı 54,40-TL ‘den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 239,09 TL harcın mahsubu ile artan 184,69-TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halide davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
5-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli …Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 3.400,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde Hukuk Muhakemeleri Kanununun 333.maddesi uyarınca ilgili tarafa iadesine,
İlişkin olarak, davalı vekilinin yokluğunda, davacı vekilinin yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde ————- Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 22/09/2020