Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/470 E. 2018/119 K. 06.02.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İstanbul Anadolu
5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/470 Esas
KARAR NO : 2018/119

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 24/04/2017
KARAR TARİHİ : 06/02/2018

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
İDDİA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket tarafından —- no.lu —- Sigorta Poliçesi ile sigortalanan —-San. ve Tic. Ltd. Şti.’ne ait 25 koli tekstil emtiasının Türkiye’den Almanya’ya nakliyesi işinin davalı şirketler tarafından üstlenildiği, söz konusu emtiaların 2 no.lu davalının sorumluluğu altında, 1 no.lu davalı tarafından —- no.lu konşimento tahtında Türkiye’den Almanya’ya taşındığı, taşıma konusu emtianın 28.03.2013 tarihinde —Hava Limanı’na tahliyesi esnasında 25 koliden 15 tanesinin hasar olduğunun tespit edilerek tutanak altına alındığı, emtiaların alıcı firmaya teslimi esnasında da lokal taşıma belgesine hasar notunun düşüldüğü, Varşova ve Montreal Sözleşmeleri gereğince, sorumluluğu dâhilinde meydana gelen hasarı tazmin yükümlülüğünün davalı şirketler üzerinde olduğu, fatura ve yapılan tespitler gereğince 8.142,62 TL olan sigortalı zararının, müvekkili şirket tarafından tazmin edildiği, TTK ve poliçe hükümleri gereğince, sigortalısının haklarını devralan müvekkilinin davalılara rücu hakkının doğduğu, müvekkili şirket tarafından sigortalısına 8.142,62 ödenmiş olmasına rağmen, sınırlı sorumluluk esasları gereği davalılardan 3.634,00 TL talep edildiği, davalı borçlularındaki itirazı üzerine duran icra takibine devam edebilmek için işbu davayı açmak zaruretinin doğduğu belirtilerek, itirazın iptali ile takibin devamına, esas alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra inkâr tazminatına, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davalılara tahmiline karar verilmesi talep ve dava edilmiştir.
SAVUNMA : Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu taşımanın Varşova Konvansiyonu (1999 tarihli Montreal Konvansiyonu) hükümlerine tabi olduğu, bu hususun davacının da kabulünde olduğu, her ne kadar davacı taraf Varşova Konvansiyonu gereği sınırlı sorumluluk limitleri içinde talep bulunduğunu belirtmişse de, Varşova Konvansiyonu’nun 26/2,3 hükümleri gereği, müvekkili şirketten talepte bulunmasının mümkün olmadığı, ilgili hükümler gereği, hasar halinde, teslim almaya yetkili kişi tarafından derhal taşıyıcıya şikâyette bulunulması, bu şikâyetin yük için en geç 14 gün içerisinde yapılmasının gerektiği, ayrıca şikâyetin taşıma belgesi üzerine yazılmak sureti ile veya ayrı bir bildirim halinde yazılı olarak gönderilmesinin gerektiği, bu hususlara aykırılığın dava hakkının kaybına neden olacağı, davacı beyanlarında görüleceği üzere, davacı tarafın ihbar mükellefiyetinin şekil şartlarına ve sürelerine uymadığı, davacı tarafın dava konusu zarara neden olan hasarın — havalimanında malların tahliyesi sırasında tespit edildiğini, bu durumun tutanak ile tespit edildiğini, ayrıca emtianın alıcıya teslimi sırasında lokal taşıma belgesi üzerine de not düşüldüğünü beyan ettiği, Varşova Konvansiyonu’nda öngörülen taşıma belgesi (air waybill, hava taşıma senedi, konşimento) üzerine yazılan bir hasar notu olmadığı gibi, müvekkili şirkete ayrı bir bildirim olarak da yapılan bir ihbarın mevcut olmadığı, gerek — Havalimanında ve gerekse lokal taşıma sırasında müvekkili şirketin katılımı olmadan yapılan tespitlerin ve tutulan tutanakların müvekkili şirketi bağlamayacağı, ayrıca dava dilekçesi ekinde yer alan ekspertiz raporunda belirtildiği üzere, zarara konu kolilerin fotoğraflarının çekilmediğinin belirtildiği, fotoğrafları dahi bulunmayan, tek tek hangi kolinin zarar öncesi ve sonrası kaç kg olduğu gösterilmeyen, kimin tarafından gerçekleştirildiği bilinmeyen, süresi içerisinde ve usulüne uygun olarak müvekkili şirkete ihbar edilmeyen zararın tahsili talep etmenin haksız ve hukuki dayanaktan yoksun olduğu, kabul anlamına gelmemek üzere, müvekkilin varsa sorumluluğunun, VK hükümleri gereğince sınırlandırılmış olduğu, bu zararın gerçek zarar olacağı, hasarın tespit edildiği anda kaç adet eksikliğin olduğunu tespit edilmeden hasar gören kolilerin ağırlıkları tartılmadan, ilgili kolilerde eksiklik olup olmadığı araştırılmadan, yapılması gereken bu tespitler bakımından müvekkili şirketin katılımı sağlanmadan ilgili zararın talebinin haksız olduğu belirtilerek, davanın reddine, asıl alacağın %20’sinden az olmayan kötüniyet tazminatına, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesi talep etmiştir.
Davalı —- firması vekili cevap dilekçesinde özetle ; davacı tarafça —- no.lu poliçe ile emtia sigortası yaptıran —- Tekstil’e ait malların nakliyesinin müvekkili şirketin sorumluluğunda gerçekleştirilmiş ise de, sigortalanan emtiaların 28.03.2013 tarihinde nakliyesi esnasında oluşan ve müvekkil firmanın %100 kusurlu olduğu yönündeki iddialarının hukuken yerinde olmadığı, davacı tarafından ödeme konusundaki taleplerinin TTK’na uygun olmadığı, bu konuda açıklayıcı mahiyette Gaziosmanpaşa —-Noterliğinin 28.05.2013 tarih ve — yevmiye no.lu ihtarnamesi ile gerekli bilginin verildiği, müvekkilinin işbu hasara dayalı herhangi bir sorumluluğunun bulunmadığı belirtilerek, davanın reddi ile yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davacıya tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE: Dava hukuki niteliği itibariyle, emtia nakliyat sigorta poliçesine dayalı rücuen tazminat davasıdır. Davaya konu uyuşmazlık, taşıyıcı tarafından havayolu uluslararası nakliyesi yapılan emtianın bir kısmının taşıma sırasında hasara uğradığından bahisle, emtia nakliyat sigortacısı olan davacı tarafından hasar bedelinin sigortalıya ödemesi neticesinde, ödenmiş olan bu bedelin davalı taşıyıcıdan rücuen tahsil edilip edilemeyeceği noktasında toplamaktadır.
Davacı şirket tarafından, davalılar … ve —- İç ve Dış Tie. Ltd. Şti aleyhine İstanbul Anadolu —– İcra Müdürlüğü’nün —- E. sayılı dosyasında, 10.09.2013 tarihinde, 3.634,00 TL asıl alacak üzerinden icra takibi başlatıldığı, takip talebine göre, borcun sebebi “26.03.2013 tarihli taşımadan kaynaklanan hasarlar” şeklinde açıklandığı görülmektedir.
Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre, davalı … firmasının fiili (gerçek) taşıyıcı, davalı —- firmasının ise, akdi (anlaşmalı) taşıyıcı olduğu, 1999 tarihli Montreal Konvansiyonu’nun 31. maddesi gereğince, kolilerdeki yırtılmaya, ezilmeye ve patlamaya ilişkin hasarın, davalı … firmasına süresi içerisinde ve usulüne uygun şekilde bildirilmemiş olduğu, hasar tespitine ilişkin belgelerde, sadece kolilerdeki yırtık, ezilme ve patlama gibi hasarların bulunduğunun tespit edildiği, fakat bu belgelerde kolilerin içerisinde bulunan 189 adet tişörtün eksik olduğuna ilişkin herhangi bir tespitin yer almadığı, kolilerin içerisindeki 189 adet tişört eksikliğinin malların alıcısı — firması tarafından malların kendisine tesliminden sonra tespit edildiği, —firmasına ait 28.03.2013 tarihli, alıcı— kaşe ve imzasının taşıyan teslimat belgesinde de mallardaki eksikliğe ilişkin bir şerh bulunmadığı, kaybolduğu iddia edilen 189 adet tişörtün davalı taşıyıcıların sorumluluğunda gerçekleştirilen Türkiye-Almanya arasındaki havayolu taşıması sırasında kaybolduğuna ilişkin bir delilin dosyada mevcut olmadığı gerekçesiyle ispat edilemeyen davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir. Yargıtay 11.Hukuk Dairesinin 14/12/2016 tarih 2016/13909 esas 2016/9555 karar sayılı ilamı ile , Dava, taşıma sözleşmesine dayanan alacağın tahsili amacıyla başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir. Mahkemece, hasara ilişkin tutanak tanzim edildiği ve teslimat belgesinde de hasara dair çekince bulunduğu, ancak malların taşıma sırasında kaybolduğuna dair bir kaydın düşülmediği gerekçesiyle ispatlanamayan davanın reddine karar verilmiştir. Hava taşımasına konu emtianın varış yerinde düzenlenen 28.03.2013 tarihli ‘‘—-’’ başlıklı belgede ve 28.03.2013 tarihli ‘‘—– ’’ başlıklı belgede emtianın hasarlı olduğunun belirlenmiş olduğu ve teslimden sonrada 03.04.2013 tarihli yazıda ise alıcı firma tarafından —- firmasına maldaki hasar ve 189 adet tişörtün eksik olduğunun bildirildiği anlaşılmaktadır. Bu durumda emtiadaki kısmi ziyaın taşıma sırasındaki yırtılma, ezilme, patlak sonucu oluşan hasara bağlı olarak gerçekleştiğinin kabulü gerektiği halde mahkemece yanılgılı değerlendirme sonucu davanın reddine karar verilmesi doğru olmamış, kararın bu nedenle bozulmasına karar verilmiştir. “
Yapılan yargılama, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamı itibariyle, usul ve yasaya uygun bozma ilamına mahkememizce uyulmuştur. Açılan dava , taşıma sözleşmesine dayanan alacağın tahsili amacıyla başlatılan icra takibine itirazın iptali ve icra inkar tazminatına yöneliktir. Uyulan bozma ilamı çerçevesinde emtiadaki kısmi ziyaın taşıma esnasındaki yırtılma, ezilme, patlak sonucu oluşan hasara bağlı olarak gerçekleştiğinin kabulü ile bozma öncesi yaptırılan bilirkişi incelemesine göre tespit edilen hasar miktarı gözönüne alındığında, davanın kabulü ile İstanbul Anadolu —- İcra Müdürlüğünün—- sayılı takip dosyasında; davalının 3.634,00 TL asıl alacağa yönelik itirazının iptali ile takibin bu miktar üzerinden devamına, asıl alacak 3.634,00 TL ye takip tarihinden itibaren yıllık 11 ve değişen oranlarda avans faizi uygulanmasına, alacağın likit olduğu gözönüne alındığında kabul edilen asıl alacak üzerinden hesaplanan %20 İcra inkar tazminatı tutarı 726,80 TL nin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ ile,
İAA —. İcra Müdürlüğünün —- sayılı takip dosyasında;
Davalının 3.634,00 TL asıl alacağa yönelik itirazının iptali ile takibin bu miktar üzerinden DEVAMINA,
Asıl alacak 3.634,00 TL ye takip tarihinden itibaren yıllık 11 ve değişen oranlarda avans faizi uygulanmasına,
Alacağın likit olduğu gözönüne alındığında kabul edilen asıl alacak üzerinden hesaplanan %20 İcra inkar tazminatı tutarı 726,80 TL nin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
2-Karar harcı 248,24 -TL ‘den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 44,00 -TL harcın mahsubu ile bakiye 204,24 -TL harcın davalı taraftan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan 72,05 TL ilk masraf, 290,00 -TL tebligat ve müzekkere gideri, 2.100,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 2.462,05 TL yargılama giderinin davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
4-Davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendisi üzerinde bırakılmasına,
5-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 2.180,00 TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde talep halinde ilgili tarafa iadesine,
Dair; davacı vekilinin yüzüne karşı , gerekçeli kararın tebliğinden itibaren15 gün süre içinde Yargıtay yolu açık olmak üzere karar verildi. 06/02/2018