Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/427 E. 2019/69 K. 29.01.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2017/427 Esas
KARAR NO : 2019/69
DAVA : İstirdat (Kambiyo Senedinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 12/04/2017
KARAR TARİHİ : 29/01/2019
KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 22.03.2019
Mahkememizde görülmekte olan İstirdat (Kambiyo Senedinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin ——— firmasına, firmanın zorda olmasından dolayı borç para verdiğine ve firmadan bunun karşılığında ———- vadeli —- bedelli çek aldığını, Çeki bankaya ibraz etmek için kontrol ettiğinde tüm aramalara rağmen çeki bulamadığını, bunun üzerine kaybetme ve çalınma ihtimaline karşı İstanbul Anadolu 4.Asliye Tic.Mah.———- E. sayılı dosyasından çek iptali davası açıldığını, bu davada davalı iyiniyetli 3.kişi olduğunu iddia eden———-. tarafından çeki ellerinde bulundurdukları ifade edildiğini ve çek hakkında uygulanan tedbir kararının kaldırılması istendiğini, Bunun üzerine Anadolu 4.Asliye Tic.Mah.———- E. sayılı dosyasından Mahkemece muhtıra gönderilerek çekin hamilinin bulunmasından ötürü– günlük kesin sürede istidat davası açılması için süre verildiğini, Müvekkilinin çekin gerçek hamili olduğunu, Davalının gerçek hamil olmadığını beyan ederek davalıdan ———Şubesi muhataplı ———- keşide tarihli ve keşideçisi ———— keşideli —–TL miktarlı ve———-seri nolu çekin istirdatına,yargılama giderlerinin davalıya yükletilmesine, karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle;Davaya konu çek aslının müvekkili şirkette bulunduğunu, müvekkil şirketin çekin gerçek ve yetkili hamili olduğunu, dava konusu çeki ciro yolu ile almadan evvel çekin arkasında ciro silsilesinde de unvanı bulunan ———— ile aralarında güvene dayalı bir ticari ilişki yaşandığını, Ticari ilişki sonucu ——— müvekkil şirkete olan borcunu çek vererek ifa etmek istediğini ve müvekkil şirket tarafından bu durum aradaki güven ilişkisi sebebiyle olumlu olarak karşılandığını, Bunun sonucunda dava konusu çek ———–şirketinden ciro yolu ile alındığını,Müvekkil şirketin dava konusu çekin arkasındaki ciro silsilesinde unvanının yazılı olması ve davacının isminin dahi ciro silsilesinde yer almaması müvekkil şirketin dava konusu çekin gerçek ve yetkili hamil olduğunu gösterdiğini, Davacının tamamen mesnetsiz iddialarla işbu davayı açmış olduğunu, açmış olduğu davasına dayanak herhangi bir delil dahi göstermediğini, beyan ederek davacının davasının reddi ile beraber davacının yatırmış olduğu teminattan karşılanmak üzere dava konusu çek bedelinin % 20’den az olmamak üzere davacının müvekkilim şirkete tazminat ödemesine çek İle İlgili olarak ödeme yasağının kaldırılmasını, vekâlet ve yargılama ücretlerinin karşı taraftan tahsiline karar verilmesini beyan ve talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE :
Dava hukuki niteliği itibariyle, davaya konu çekin istirdadı istemine ilişkindir.
Davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan usul hükümleri doğrultusunda yazılı yargılama usulüne tabi olarak oluşturulan tensibe istinaden yargılamaya başlanmış, taraflara usulüne uygun tebligat yapılıp yöntemine uygun ——— tarihinde ön inceleme duruşması açılarak öncelikle dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, hukuki ihtilaf noktaları belirlenmek suretiyle tahkikat aşamasına geçilmiştir.
Deliller toplanmış, İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin ——-esas sayılı dosyası celp edilmiş,————- Şubesine müzekkere yazılarak ödeme yasağı tedbir kararı bildirilmiş ve çeke ait bilgiler ile çekin önlü arkalı fotokopisi istenmiş , gelen bilgi ve belgeler dosya içerisine alınmış ve incelenmiştir.
Davaya konu çek ———– emrine yazılı bir çektir. Çekin arkasındaki ciro zinciri incelendiğinde ilk cirantanın çek emrine keşide edilen şirket olduğu, davacı şahsın çek ön ve arka yüzünde isim ve imzasının bulunmadığı, davalının çek üzerindeki hakkını ciroya dayandırdığı görülmüştür. T.T.K.nun 790 ncı maddesinde cirosu kabil bir çeki elinde bulunduran kimsenin son ciro beyaz ciro olsa bile kendi hakkı müteselsil ve birbirine bağlı cirolardan anlaşıldığı takdirde salahiyetli hamil sayılacağı düzenlenmiştir. Kaybedilen çek hakkındaki düzenlemeyi içeren T.T.K.nun 792 nci maddesinde ise çek eline geçen yeni hamilin ancak çeki kötüniyetle iktisap etmiş olduğu veya iktisapta ağır bir kusuru bulunduğu takdirde o çeki geri vermekle mükellef olduğu belirtilmiştir. Bu durumda anılan yasal düzenlemeler uyarınca çalınan veya kaybedilen bir çeki elinde bulunduran son hamil hakkını müteselsil ve birbirine bağlı cirolara dayandırıp da çeki iktisap ederken de çalıntı veya kayıp bir çek olduğunu bilmiyor veya bilmesi gerekmiyor ise veyahut da çeki iktisap etmekte ağır bir kusuru yoksa kayıp veya çalınmış olsa bile elindeki çeki geri vermekle yükümlü değildir. Yasa koyucu ticari hayatta yaygın bir ödeme aracı olarak kullanılan çekin güven ortamı içinde tedavülünü sağlamak amacıyla açıklanan yasal düzenlemeleri getirmiştir.
Buna göre somut olaya dönüldüğünde davalının hakkını birbirine bağlı ve usulüne uygun cirolara dayandırdığı görülmüştür. Davacı vekili tarafından dosyaya çekin dava dışı şirketten verilen borç paraya karşılık alındığı ile davalının çekin çalıntı olduğunu bildiği veya bilmesi gerektiği hususunda bir delil ve emare de sunulmamış olup, 29/01/2019 tarihli duruşmada taraf vekillerine toplanması talep edilen başkaca bir delil olup olmadığı sorulmuş, taraf vekilleri tarafından toplanması talep edilen başkaca bir delili olmadıklarını beyan ederek davacı vekili tarafından davanın kabulüne davalı vekili tarafından davanın reddine karar verilmesini istemişlerdir.
Mahkemeler, özel hukuka ilişkin bir uyuşmazlığı kendiliklerinden çözmeye çalışmazlar. Taraf iradesine öncelik verilmesi sadece davanın açılmasında değil, yargılama sırasında taraflara ait bir çok usul işleminde de kendisini gösterir. Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 25/2 maddesine göre; ”Kanunla belirtilen durumlar dışında, hâkim, kendiliğinden delil toplayamaz. Yani, yargılamada esas olan, dava malzemelerinin taraflarca toplanması ve mahkemeye sunulması olarak tanımlayabileceğimiz “taraflarca hazırlama (getirilme) ilkesi” dir. Bu ilkenin geçerli olduğu davalarda, dava malzemelerinin mahkemeye tam olarak getirilmemesinin sorumluluğunu taraflar üstlenmiş olup; hakim, kural olarak tarafların ileri sürmediği vakıaları ve belirli bir delili kendiliğinden araştıramaz ve taraflara hatırlatamaz.
Davaya konu çeklin istirdadına ilişkin ispat yükü davacıda olup davacı tarafça herhangi bir delil dosyaya sunulmamış, mevcut bilgi ve belgeler ışığında yasal koşulları oluşmayan istirdat davasının reddi ile dava sonrası açılan icra takibinin durdurulmasına yönelik bir tedbir kararı olmadığından davalının tazminat talebinin de reddine karar verilerek aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-İspatlanamayan davanın REDDİNE,
2- Davalının tazminat talebinin reddine,
3-Alınması gereken 44,40 TL karar ve ilam harcından ,peşin olarak yatırılan 1.750,75 TL harcın mahsubu ile arta kalan 1.706,35 TL harcın talep halinde davacı tarafa idesine
4-Davacı tarafça yapılan yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
6-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. 13(1) maddesindeki esaslara göre belirlenen 3000 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-Davacı tarafça dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
8-Mahkememizden verilen dava konusu çek hakkındaki ödeme yasağının kararın kesinleşmesi halinde kaldırılarak ilgili banka şubesine yazı ile bildirilmesine,
Dair gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere davacı ile davalı vekilinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 29/01/2019