Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/380 E. 2021/744 K. 13.07.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2017/480 Esas
KARAR NO: 2021/742
DAVA: İtirazın İptali /Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 26/04/2017
KARAR TARİHİ: 13/07/2021
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali /Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesi ile cevaba cevap ve karşı davaya cevap dilekçesinde özetle; müvekkili ——-gösterini bir şirket olduğunu, müvekkili tarafından davalı borçluya muhtelif——bağlantı elemanları verildiğini, siparişlere ilişkin faturalar kesilerek —- davalı borçluya teslim edildiğini, faturalar ilişkin borcun davalı tarafça müvekkiline ödemediğini, bu nedenlerle müvekkili tarafından davalı aleyhine —– sayılı dosyasıyla icra takibine başlatıldığını, takibe haksız ve mesnetsiz olarak itiraz edilmesi nedeniyle takibin durduğunu, itirazın iptaline takibin devamına, alacağın %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin tahsilini talep ve dava etmiş, karşı dava yönünden taleplerin reddi gerektiğini, husumet ve zaman aşımı itirazında bulunduklarını, davalının taleplerini —– sonra ileri sürmesinin kötü niyetli asıl davayı uzatmaya yönelik olduğunu, taleplerin reddi gerektiğini, taraflar arasında eser sözleşmesi ilişkisi kurulmadığını, davalının taleplerinin dava dışı firma ile davalı arasındaki alacak borç ilişkisinden kaynaklı olduğunu karşı davanın reddini talep etmiştir.
SAVUNMA :
Davalı vekili cevap dilekçesi ve karşı dava dilekçesi ile karşı asıl dava yönünden ikinci cevap karşı dava yönünden cevaba cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirket ile davacı arasında—- ticari ilişki başlatıldığını, müvekkili tarafından üstelenen işin yapımı devam ederken davacı, müvekkile yapılması gereken ödemeleri aksatmaya başladığı ve müvekkili hizmetinin karşılığını almamaya başladığını, davacı siparişini almadığını, teslim bile etmediğini ürünlere ilişkin yalan yanlış bir fatura düzenleyerek müvekkili çalışanına imzalatmış ve işbu faturayı ticari defter ve kayıtlarına işlediğini, fakat müvekkili tarafından dava konusu fatura noter aracılığıyla iade edildiğini, malların teslim alınmadığını, davacı, müvekkilinin —- tutarındaki havuz işine ait faturasını da defterlerine işlemediğini, bu nedenlerle davacının itirazın iptali davasının reddine, takibin iptaline, davacı karşı davalı aleyhine %20’den az olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine; karşı dava yönünden ise müvekkil şirketin davacıdan —- alacaklı olmakla bu bedelin temerrüt tarihinden itibaren faiziyle birlikte müvekkil şirkete ödenmesini talep etmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE:
Asıl dava hukuki niteliği itibariyle, taraflar arasındaki mal alım satım ilişkisine dayalı faturalardan kaynaklı cari hesap alacağının tahsili için başlatılan takibe yapılan itirazın iptali ve icra inkar tazminatı istemine ilişkin açılan itirazın iptali davası olup; karşı dava hukuki niteliği itibariyle taraflar arasındaki ticari ilişki dolasıyla ödenmediği iddia olunan bakiye alacağın tahsili istemi için açılan alacak davasıdır.
Davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan usul hükümleri doğrultusunda yazılı yargılama usulüne tabi olarak oluşturulan tensibe istinaden yargılamaya başlanmış yöntemine uygun ön inceleme duruşması açılarak öncelikle dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, hukuki ihtilaf noktaları belirlenmek suretiyle tahkikat aşamasında deliller toplanmış, bu kapsamda taraf şirketlere ait ——- ihtarname örneği,—– şirketlere ait — icra dosyası celp edilerek incelenmiş, taraflarca sunulan deliller mahkememiz dosyası arasına alınmış, bilirkişi raporları alınmış, yargılama sırasında —- tarihinde kabul edilen —– değiştirilmesi sebebiyle basit yargılama usulüne geçilerek dava sonuçlandırılmıştır.
Asıl davada itirazın iptali istemine konu— sayılı takip dosyasının incelenmesinde; —tarihinde başlatılan takibin alacaklısının —-işlemiş faiz toplamı—-alacağın fer’ileriyle birlikte tahsiline yönelik genel haciz yoluyla yapılan icra takibi olduğu; ödeme emrinin borçluya — tarihinde tebliğ edildiği; borçlu tarafından süresinde —– havale tarihli dilekçe ile borca ve fer’ilerine itiraz edildiği, itiraz dilekçesinin davacı alacaklıya tebliğine ilişkin dosya kapsamında bilgi ve belge bulunmadığı dolayısıyla — yıllık hak düşürücü sürenin işlemeye başlamadığı ve davanın —-tarihinde ve bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Taraf delilleri toplanmış, davanın niteliği, tarafların tacir olması ve taraflarca delil olarak ticari defterlerine dayanılması sebebiyle — maddeleri uyarınca tarafların ticari defterleri üzerinde inceleme yapılmasına karar verilmiştir. Davacının —— olması nedeniyle, —– talimat yazılmış, talimat doğrultusunda davacı defter ve kayıtları üzerinde inceleme yapılarak — tarihli talimat raporu düzenlenmiştir.
Bilirkişi tarafından düzenlenen talimat raporunda özetle,” Davacı şirketin — arası ticari defterlerinin usulüne uygun tutulduğu, taraflar arasında ticari ilişki bulunduğu, takip konusu cari hesap alacağının ve faturanın davacı şirketin yasal defterlerinde kayıtlı olduğu, davacının defter kayıtları cari hesap konusu faturalar ve ödemeler dikkate alındığında takip tarihi itibariyle davacı şirketin davalı şirketten —– alacaklı olduğu, davacı şirket tarafından davalı tarafa düzenlenen— numaralı —bedelli faturaya ait — numaralı sevk irsaliyesinde malı teslim alanın — olduğu, davalı tarafından davacı şirkete düzenlenen —- bedelli faturanın davacının ticari defter ve kayıtlarında olmadığı, faturanın irsaliyeli fatura olup malların teslim edildiğine dair isim ve imza bulunmadığı” yönünde tespit ve değerlendirme yapılmıştır.
Ticari davalarda taraf defterlerinin karşılıklı incelenmesi gerekmekte olup, tüm dosya kapsamı ve davalı şirket defter ve kayıtları üzerinde de davacı defterlerinin incelenmesi sonucu hazırlanan talimat raporu ile karşılaştırma yapılarak inceleme yapılması için dosya mali müşavir bilirkişiye tevdi edilmiş, bilirkişi tarafından —-tarihli rapor düzenlenmiştir.
Düzenlenen bilirkişi raporunda özetle,” Davalı şirket tarafından ibraz edilen — yıllarına ait ticari defterierin; —- göre açılış ve kapanış tasdiklerinin usulüne uygun olarak yaptırılmadığı, defterlerinin kayıt nizamı bakımından —– göre açılış ve kapanış tasdiklerinin usulüne uygun olarak yaptırıldığı, defterlerinin kayıt nizamı bakımından—-uygun olduğu, taraflar arasında ticari ilişkinin var olduğu, bu ticari ilişkinin —- tarihinde başladığı, davalı defterlerine göre takip tarihi itibariyle davalı şirketin davacı şirketten — alacaklı olduğu, taraflar arasındaki uyuşmazlığa esas faturaların —- düzenlenmesi ve davalı şirketin anılan yılda ticari defterlerinin usulüne uygun tutulmaması sebebi ile, davacı şirketin ticari defterlerine itibar edilmesi gerektiği, davacı şirketin düzenlediği ve davalı şirketin kabul etmediği ——– nolu sevk irsaliyesinin incelenmesinde malı teslim alanın, davalı şirket personeli —olduğu ve irsaliyede imzasının olduğu tespit edilmiş olup, faturanın geçerli olduğu ve davalı şirketin kabul etmesi gerektiğinin nihai takdirin mahkemeye ait olduğu; davalı şirketin düzenlemiş olduğu ve davacı şirketin kabul etmediği ——– faturanın davacının ticari defter kayıtlannda olmadığı bu faturanın irsaliyeli fatura olup faturadaki malların teslim edildiğine dair isim ve imzanın bulunmadığı, —– yazışmalarından ve tarafların ticari defterlerinden anlaşıldığı üzere davacı tarafın cari hesabında alacaklı olduğu halde, davalıya ——– çek ödemesi yapıldığı ve bu ödemenin kısmi ödeme, kısmi kabul sayılmasının nihai takdirinin mahkemeye ait olduğu, dava dışı—– davacı şirkete devredilmiş olduğunun ——anlaşıldığı, davalı şirketin düzenlemiş olduğu, —- fatura muhteviyatının ve bedelinin, teknik bilirkişi tarafından değerlendirilmesi gerektiği, davalı şirketin — tarihinden yapmış olduğu, avukatlık masrafı açıklamalı,— tutarındaki yevmiye kaydının mesnetsiz olduğu ve kayıtlardan çıkarılması gerektiği, yapılan incelemeler neticesinde, davacının düzenlemiş olduğu —- tutarlı faturanın geçerli olup davalı tarafından kabul edilmesi gerektiği ve— yapım bedeli de fatura ile uyumlu ise davalının düzenlemiş olduğu, — faturanın geçerli olduğu ve davacı tarafından kabul edilmesi gerektiğini, takip tarihi itibari ile davalı şirketin davacı şirketten —- alacaklı olduğu ve defter kayıtlarının , davacının; alacaklı olduğu bakiye —- fatura eklenerek ve davalının — avukatlık ücreti kayıtlardan çıkartılarak bakiye — tutarlı faturanın geçerli olduğu ve davalı tarafından kabul edilmesi gerektiği ve— yapılmamış ve yapım bedeli de fatura ile uyumlu değil ise, takip tarihi itibariyle davacının davalı şirketten davacı kayıtlarındaki gibi — alacaklı olduğu, davalı kayıtlarının da takip tarihi itibariyle davalının alacaklı olduğu bakiye — davacının kesmiş olduğu — fatura eklenerek, davalının kesmiş olduğu — avukatlık kaydı çıkartılarak takip tarihi itibariyle davalının davacıya borcunun —mutabakat farkı ile —– olması gerektiği” yönünde tespit ve değerlendirme yapılmıştır.
Tüm dosya kapsamı, taraf iddia ve savunmaları, toplanan deliller, alınan bilirkişi raporları birlikte değerlendirildiğinde, asıl dava olan itirazın iptali davası yönünden yapılan incelemede; taraflar arasında mal alım satım ilişkisinden kaynaklı ticari ilişki bulunduğu hususu ihtilafsız olup, nitekim incelenen ticari defter ve kayıtlar ile taraf iddia ve savunmaları birlikte değerlendirildiğinde davacı tarafından davalı adına kesilen ve takibin konusunu oluşturan faturalardan —–bedelli fatura haricindeki diğer faturaların davalı şirketin defterlerine kayıt altına aldığı yine davalı tarafça yapılan ödemelerin de davacı şirket ve davalı şirket kayıtlarında yer aldığı, bu faturalar yönünden bir mutabakatsızlığın bulunmadığı sabit olup, taraflar arasındaki ihtilaf davacı tarafından davalı adına kesilen —- faturadan kaynaklanmaktadır. Anılan fatura davacı şirket kayıtlarında yer almakla birlikte davalı şirket kayıtlarında yer almadığı yapılan bilirkişi incelemesi neticesinde tespit edilmiştir. Bilindiği üzere yalnızca fatura kesilmesi faturadan kaynaklı alacağın ispatı için yeterli olmamakta fatura ve faturaya konu mal yahut hizmetin karşı tarafa sağlandığının/ teslim edildiğinin iddiada bulunan tarafından ispat edilmesi gerekmektedir. İhtilafa konu faturanın incelenmesinde irsaliyeli fatura olduğu ve teslim alan kısmında — isim ve imzasının bulunduğu görülmüştür. Davalı tarafın — davalı şirket çalışanı olmadığı yahut mal teslim almaya yetkili olmadığı gibi bir savunması bulunmamaktadır. Bu hususlar davalının kabulünde olmakla birlikte, davalı taraf faturaya konu mal siparişlerinin olmadığını, faturanın fazla miktarda kesildiğini, çalışan — kandırılarak imzalatıldığını, malların teslim edilmediğini, faturanın ihtarname ile iade edildiğini savunmakta ve ispat yönünden de çalışan —- tanık olarak dinlenmesini talep etmektedir. Öncelikle faturaya dayalı alacak iddiasında bulunan davacı taraf , her ne kadar fatura davalı tarafın ticari defter ve kayıtlarında yer almasa da davalının —- defterlerinin usulüne uygun olarak tutulmaması ve sahibi aleyhine delil teşkil etmesi göz önüne alındığında ve davacının gerek kendi lehine delil kabiliyetine haiz ticari defter ve kayıtları ile gerekse irsaliyeli faturanın davalı şirketin çalışanına isim ve imzalı olarak teslim edilmesi ile fatura ve faturaya konu malın teslim edildiği hususunu bu aşamada ispatlamış olmakla, davalı tarafından malın teslim alınmadığı yahut geri iade edildiği ya da irsaliyeli faturanın kandırılarak şirket çalışanına imzalatıldığı vs hususların davalı tarafça ispatlanması diğer bir deyişle ispat yükünün yer değiştirmesi söz konusudur. Her ne kadar davalı tarafça bu hususta tanık dinletilmesi talep edilmiş ve yine bir kısım davalı şirket çalışanlarının malın teslim alınmadığına ilişkin tarihsiz isim ve imzalarının olduğu fotokopi belgeler dosyaya sunulmuş ise de bu hususun yazılı deliller ile ispatının mümkün olduğu, bu noktada tanık beyanına itibar edilemeyeceği kaldı ki dinletilmek istenen tanığın davalı şirket çalışanı olup davalı şirketin ileride anılan kişiye rücu hakkının doğabileceği de göz önüne alındığında anılan şahsın tanıklığının mahkememiz yönünden ispat kabiliyeti bulunmadığı yine davalı şirketin —– mal teslim almaya yetkili çalışanı olmadığı yönünde bir itirazında bulunmadığı ve kandırıldığı yönünde savunmada bulunduğu dikkate alındığında basiretli tacir gibi davranması esas olan davalının davacı şirket tarafından kandırıldığına ilişkin olgusunun dosya kapsamı itibariyle ispata muhtaç olduğu kanaatine varılmıştır. Açıklanan gerekçelerle davalı tarafa en son olarak açıkça yemin deliline dayanması sebebi ile yemin teklif etme hakkı hakkı hatırlatılmış, davalı tarafından yemin deliline dayanılması ve davacı şirket yetkilisi tarafından da yeminin eda edilmesi sebebi ile davacının ihtilaf konusu—-fatura yönünden de davalı şirketten takip tarihi itibariyle alacaklı olduğu anlaşılmıştır. Karşı dava alacak davası yönünden yapılan incelemede ise ; davacı taraf—- içinde yer alan —- bedelli faturanın kesildiğini ancak bu fatura bedelinin ödenmediğini bunun üzerine —- tarihli ihtarname kesilerek fatura bedelinin talep edildiğini bunun nedeninin ise davalı şirket ile dava dışı —- sahiplerinin aynı olduğunu, ancak yine bir ödeme yapılmadığını, bu faturanın davalı tarafından defterlerine işlenmesi gerektiğini ve bakiye davacıdan —-alacaklı olduğunu iddia etmekte, iddialarına dayanak olarak —- olduğunu iddia ettiği ——-, davalı şirket yetkilisi olduğu iddia edilen kişi ile davacı arasındaki bir ——, —– davalı tarafından verilen—- çeke ilişkin tahsilat makbuzunu, ihtarname örneklerini göstermekte ve defterlerin incelenmesi ile keşif yapılması talebinde bulunmaktadır. Davalı taraf ise davacının taleplerinin dava dışı üçüncü kişi —–davacı arasındaki alacak borç ilişkisine ilişkin iddialardan ibaret olduğunu, husumet itirazlarının bulunduğunu, talebin davalıya yöneltilmesinin gerek takip talebine itiraz dilekçesinde bu hususlardan hiç bahsedilmemiş olması gerek aradan geçen—- dilimi içerisinde hiçbir hukuki işlem yapmamış olması yine davacının kendi kabulü ile alacak iddiasını dava dışı üçüncü kişi — keserek talep etmesine rağmen davalı müvekkile karşı dava olarak yönetmesinin kötü niyetli davayı uzatmaya yönelik ve çelişkili olduğunu,— itibariyle müvekkil davalı şirket ile dava dışı şirketin yetkililerinin aynı olduğu iddiasının doğru olmadığını savunmaktadır. İhtilaf konusu —- bedelli fatura incelendiğinde faturanın mal ve hizmet ilişkisine yönelik davacı tarafından davalı adına düzenlendiği, teslim alan kısmında isim ve imzanın bulunmadığı, davacının kendi aleyhine delil niteliğine haiz ticari defterlerinde kayıt altında olduğu, davalının kendi lehine delil niteliğine haiz ticari defterlerinde kayıt altında olmadığı yapılan bilirkişi incelemesi neticesinde anlaşılmıştır. İddiada bulunan davacı tarafın öncelikle bu fatura yönünden malların teslim edildiğini yine faturaya konu hizmetin karşı tarafa sağlandığını ispatla yükümlü olup, mal teslimi yönünden gerek faturanın isim ve imzasız olması ve davalının kendi lehine delil niteliğine haiz ticari defterlerinde kayıtlı olmaması yine davacının aleyhine delil teşkil eden ticari defterlerinde tek başına kayıtlı olmasının iddiasını ispat için elverişli olmadığı anlaşılmıştır. Davacı taraf faturaya konu hizmet yönünden kendi kabulünde olduğu üzere dava dışı —– hizmet verdiğini , davalı ile dava dışı kişilerin yetkililerinin aynı olması sebebi ile talebini hem davalı hem dava dışı şirkete yönlendirdiğini beyan etmiştir. Davalı taraf ise eser sözleşmesi anlamında taraflar arasında yazılı veya sözlü bir ticari ilişki olmadığını savunmuştur. Gerçekten de dosya kapsamı itibariyle davacının da kabulünde olduğu üzere yazılı bir anlaşma bulunmamaktadır. Davacı taraf iddialarına dayanak fotokopi —- ilişkin olduğunu iddia ettiği proje yine bir —— dosyaya ibraz etmiş ise de bu belgelerde davanın tarafları arasında ihtilaf konusu —- bedelli fatura yönünden bir anlaşma sağlandığı hususuna ilişkin ispata elverişli bir somut ibare bulunmamaktadır. —- çoğu davacı taraftan sadır olmakla birlikte yine —- tarihlerinde davacının iddiası doğrultusunda davalı şirket yetkilisi olduğu iddia edilen —- tarafından gönderilen maillerde iddiaların ispatı için açıklık bulunmamakla birlikte davacının —dava dışı firmaya ait olduğu ve dava dışı firmanın da yetkilisinin —– olduğu beyanı ve kabulü karşısında , her iki firmanın gerek ihtilaf konusu faturanın kesildiği tarih gerekse dava tarihi nazara alındığında ayrı tüzel kişiliğe sahip olup yetkililerinin aynı olmasının doğrudan davacının iddialarının ispatı için yeterli olmayacağı kanaatine varılmıştır. Yine davacının, davalının çek ödemesinin kısmı ödeme kısmı kabul olarak değerlendirilmesine yönelik iddiası bakımından da çekin niteliği, taraflar arasındaki girift ilişki ve ihtilaf konusu fatura yönünden verildiğine ilişkin bir kayıt içermemesi göz önüne alınarak iddiaları yerinde görülmemiş, keşif talebine yönelik olarak ise davanın faturadan kaynaklı alacak davası olması öncelikle faturaya konu hizmet yönünden akdi ilişkinin ispatlanamaması dikkate alınarak bedele yönelik keşif yapılmasının uyuşmazlığa katkı sağlamayacağı anlaşılmıştır. Açıklanan gerekçeler ile davacı tarafın yemin deliline dayanması sebebi ile yemin teklif etme hakkı hakkı hatırlatılmış, davacı tarafından yemin deliline dayanılması ve davalı şirket yetkilisi tarafından da yemin eda edilmekle karşı dava yönünden davacının ihtilaf konusu — bedelli fatura yönünden mal ve hizmet verildiği hususunu ve neticede davalıdan — alacağı olduğunu ispatlayamadığından karşı davanın reddine karar verilmiştir. Netice itibariyle asıl dava yönünden davacının takip tarihi itibariyle davalı taraftan —– alacaklı olduğu anlaşılmakla, asıl davanın kısmen kabulüne davalının —-sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazın kısmen iptali takibin taleple bağlı kalınarak —- asıl alacak ve asıl alacağa takip tarihinden takip talebinde belirtilen faiz oran ve cinsi ile faiz uygulanmak suretiyle aynen devamına, takip öncesi davalının temerrüte düşürüldüğüne ilişkin bilgi ve belge olmadığından işlemiş faiz isteminin reddine, hükmedilen asıl alacak likit olup itiraz haksız olduğundan—-asıl alacağın taktiren % 20 si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine; ispatlanamayan karşı davanın reddine karar verilmiş ve aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
A-ASIL DAVADA
1-Asıl davanın kısmen kabulü ile ,
-Davalının — dosyasına yapmış olduğu itirazın kısmen iptali takibin—-asıl alacak ve asıl alacağa takip tarihinden takip talebinde belirtilen faiz oran ve cinsi ile faiz uygulanmak suretiyle aynen devamına, fazlaya ilişkin işlemiş faiz isteminin reddine
-Hükmedilen —- asıl alacağın taktiren %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Alınması gereken — harcın mahsubu ile bakiye—- harcın davalı taraftan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
4-Davacı tarafça yatırılan —- peşin harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından tarafından yapılan — yargılama giderinin haklılık oranına göre —-davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine, kalan tutarın davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden kabul edilen kısım yönünden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen — vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden ret edilen kısım yönünden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen —-vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
8-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde Hukuk Muhakemeleri Kanununun 333.maddesi uyarınca ilgili tarafa iadesine,
B- KARŞI DAVADA
1-Karşı davanın Reddine
2-Alınması gereken 59,30-TL karar ve ilam harcından davacı tarafça peşin olarak yatırılan 732,00-TL harcın mahsubu ile artan 672,7-TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı tarafa iadesine,
3-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına
4-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden red edilen kısım yönünden karar tarihinde geçerli —– vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde Hukuk Muhakemeleri Kanununun 333.maddesi uyarınca ilgili tarafa iadesine,
İlişkin olarak; taraf vekillerinin yüzlerine karşı kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde—– Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 13/07/2021