Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/378 E. 2018/75 K. 30.01.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İstanbul Anadolu
5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/378 Esas
KARAR NO : 2018/75

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 31/03/2017
KARAR TARİHİ : 30/01/2018

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
İDDİA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalı şirkete vermiş olduğu hizmet karşılığında, Ocak 2016 ayı için düzenleyip gönderdiği, 29/01/2016 tarih, — sıra numaralı, 4.410,00-TL tutarlı faturaya ilişkin davalı tarafından 2.500,00-TL ödeme yaptığı, müvekkili tarafından Şubat 2016 ayı ücreti için düzenlenen 29.02.2016 tarih, — sıra numaralı 4.410,00-TL tutarlı faturaya ilişkin davalı tarafından hiçbir ödeme yapılmadığı, davalı ile sözlü ve mail yoluyla görüşmeler neticesinde davalı tarafın herhangi bir ödeme yapmadığı, bu nedenle İstanbul Anadolu —- İcra Müdürlüğünün — esas sayılı dosyası ile davalı aleyhine icra takibi başlatıldığı, davalı tarafından kötü niyetle itiraz edilerek takibin durduğunu, bu sebeple itirazın iptali ile yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalı yandan tahsilini ve ayrıca borçlunun %20 den az olmamak üzere inkar tazminatına mahkum edilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA : Davalı taraf usulüne uygun dava dilekçesi tebliğine rağmen davaya cevap vermemiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE: Dava, hukuki niteliği itibari ile; taraflar arasındaki serbest muhasebecilik ve mali müşavirlik ilişkisine dayalı fatura alacağına istanaden başlatılan icra takibine yapılan itirazın İİK 67. maddesi kapsamında iptali davasıdır.
Davaya konu İstanbul Anadolu—- İcra Müdürlüğü —- E sayılı dosyası celp edilmiş, dosyamız davacısının alacaklı, davalının ise borçlu olduğu anlaşılmış, takibin sebebinin 15/03/2016 tarihli asıl alacak olarak belirtildiği görülmüştür.
Dosyaya sunulan dilekçe içerikleri ve deliller incelendiğinde, taraflar arasındaki uyuşmazlık noktasının davacı yanca davalı yana muhasebecilik hizmeti verildiği bu kapsamda hizmet bedelinin ödenmemesi sebebiyle düzenlenen ve ödenmeyen fatura alacağı için başlatılan icra takibine itirazın iptal edilip edilmeyeceği ve ,cra inkar tazminatı hüküm koşullarının bulunu bulunmadığı hususlarında toplandığı anlaşılmıştır.
Yargıtay 3. Hukuk Dairesinin 25/05/2015 tarih ve 2014/14664 esas 2015/9298 karar ile 06/02/2016 tarih 2015/9854 esas ve 2016/1152 karar sayılı ilamlarında ve çok sayıda benzer ilamlarda da vurgulandığı üzere; bir davanın Ticaret Mahkemelerinde görülebilmesi için açılan davanın mutlak veya nispi ticari davalardan olması gerekmektedir. Mutlak ticari davalar 6102 sayılı TTK’nın 4. maddesi uyarınca TTK’da düzenlenmiş olan bütün hususlardan doğan davalar ile TTK’nın 4. Maddesinde belirtilen özel kanunlardaki davalardır. Nispi ticari davalar ise her iki tarafın tacir olduğu ve dava konusu uyuşmazlığın her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili olduğu davalardır. 6335 Sayılı yasanın 2. maddesi ile 6102 Sayılı TTK’nın 5. maddesinin 3 ve 4 nolu fıkraları değiştirilerek Ticaret Mahkemeleri ile Asliye Hukuk Mahkemeleri arasındaki iş bölümü ilişkisi görev ilişkisine dönüştürülmüştür. 6100 Sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun Görevin Belirlenmesi ve Niteliği başlıklı 1. maddesi gereğince görev kamu düzenindendir. Yine HMK’nın 114/1-c maddesi uyarınca görev, dava şartlarından olup, HMK.’nın 115/1 maddesi uyarınca yargılamanın her aşamasında re’sen dikkate alınır.
Dosyamız davacısı tacir değildir. Zira, dosyamız davacısı 3568 Sayılı Serbest Muhasebeci Mali Müşavirlik ve Yeminli Müşavirlik Kanununa bağlı olarak çalışan bir serbest meslek erbabıdır. Nitekim anılan yasanın 45. Maddesindeki ” …bu bürolarda yapılan faliyetler ticari faliyet sayılmaz….” şeklindeki açık hüküm uyarınca Mali Müşavirlik hizmetinin bir ticari faliyet olamayacağı düzenlenmiş olduğundan ve Mali Müşavirlik hizmeti, serbest meslek şekli ile mali konularda vekil olunanlara vekalet ilişkisi ile hizmet sunan bir serbest meslek faliyeti olduğundan, 6098 Sayılı BK’nun 502. ve devamı maddelerinde düzenlenmiş olan vekalet ilişkisi gibi değerlendirilmesi gerekmektedir. Bu tür davalar 6102 Sayılı TTK.nun 4. Maddesinde sayılan nitelikte olmadığından, aksine 6098 Sayılı BK’nun 502. ve devamı maddelerinde düzenlenmiş olduğundan, bu tür davalara bakma görevinin HMK’nun 2. maddesinde düzenlenmiş olduğu üzere Asliye Hukuk Mahkemesine ait olduğu tartışmasızdır.
T.C. Yargıtay 19. Hukuk Dairesi’nin, esas 2013/492, karar 2013/3430 sayılı kararında da, “…davacının serbest Mali Müşavir olup tacir olmadığı, çalışmalarının da ticari işletme ile ilgili bir işlem sayılamayacağı gerekçesiyle davaya bakmaya Bursa Asliye Hukuk Mahkemesi’nin görevli olduğundan dava dilekçesinin görev yönünden reddine..” şeklinde verilen yerel mahkeme kararı onanmıştır.
Tüm bu açıklanan sebeplerle somut uyuşmazlık incelendiğinde, davacının serbest muhasebeci olduğu ve tacir olmadığı, dosyaya sunulan faturalarda da davacının serbest meslek makbuzu düzenlendiği ve takibe dayanak alacağın ödenmeyen fatura alacağı olarak belirtildiği, emsal içtihatlar uyarınca mali müşavir ve serbest meslek erbaplarının tacir sıfatına haiz olmadığının belirtildiği, mahkemenin dava şartlarını davanın her aşamasında resen gözetmesi gerektiği, dolayısıyla TTK 4. Maddesi gereğince davanın ticaret mahkemesinde görülmesini gerektirir özel bir durumda bulunmaması sebebiyle davanın HMK 114/1-c ve HMK 115/2 maddeleri uyarınca usulden reddine, davanın dosyasının görevli İstanbul Anadolu Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-TTK 4,5/3.ve HMK. 114/c, 115/2 maddeleri uyarınca davanın göreve ilişkin dava şartı noksanlığından usulden reddine,
2-HMK.’nun 20.maddesi uyarınca, iş bu kararın kesinleştiği tarihten itibaren iki haftalık süre içerisinde başvuru halinde, dava dosyasının görevli İstanbul Anadolu Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine,
3-HMK.’nun 331/2 maddesi uyarınca yargılama giderlerinin görevli mahkemece değerlendirilmesine,
İlişkin olarak taraf vekillerinin yüzlerine karşı kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 30/01/2018